Yeni Üyelik
29.
Bölüm

Y.C 29 Neredesin

@azamet_29_2

 

Yeni bolumden merhaba.
Keyifli okumalar.

 

=============================
ASLAN'DAN

 

"Abim mobeselere bakıyor.
Birşey bulunca dönecek bizde Şehir hastanesine gidiyoruz Kadir'in durumunu öğrenmek için.
Siz nerdesiniz. "

 

"Havalanına indik bizde. Hastaneye geliyoruz."

 

"Orada buluşalım o zaman."

 

Dedim ve kapattım.

 

"Kazım hızlan."

 

"Tamam abi."

 

Bir süre trafikle uğraştıktan sonra nihayet hastaneye geldik. Hastane önü kalabalık oldugu için ben hemen inip içeri girerken Kazım arabayı park edecek yer bulmak için kaldı.

 

Hemen acil girişine gelip masa arkasındaki görevliye,

 

"Acil getirilen bir hastayı soracaktım.
Hem kaza hem kurşun yarası olarak kayıtlı olabilir."

 

"İsim neydi."

 

"Kadir."

 

"Soyadı."

 

" Soyadını bilmiyorum. Zaten kurşun yemiş birden fazla Kadir yoktur heralde."

 

Dedim.

 

Kadın soğuk bir bakış atarak,

 

" iki tane var. " Dedi.

 

"Yok artık.
O zaman ikisininde oda numarasını verin."

 

"Dağ. Kadir Dağ."

 

Duyduğum ses Ege'nindi.

 

" Kadir Dağ hemen bakıyorum."

 

Dedi kadın.

 

"Eveet. Kadir Dağ. Kat 4. Oda 505"

 

"Bu kadar hızlı gelmenizi beklemiyordum doğrusu. Efe nerede?"

 

Dedim asansöre doğru yürürken.

 

"Geliyor bacağı malum biz önden gidelim."

 

Ege ile birlikte 4. Kata çıkıp 505 numaralı odaya geldik.
Biz girerken doktor çıkıyordu.

 

Ege anında bayan doktorun koluna sarılıp,
" Doktor hanım. " Dedi.

 

"Arkadaşımız bugün gelmiş. Durumu nasıl."

 

Kadın önce ters bir bakış atıp,

 

"Kolumu bırakın önce." Diyerek hızla çekti kolunu.

 

"Arkadaşınız göğsünden kurşun yarası almış.Ameliyatı iyi geçti.
Maşallahı varmış kasları sayesinde kurşun fazla zarar vermemiş. Birazdan uyanır." Adli vaka olduğu için polislere ifade vermesi gerekiyor.

 

Doktoru dinledikten sonra içeriye girerken arkamızdan doktorun sesini tekrar duydum.

 

"Birşey değil."

 

Ege de bende doktorun arkasından şaşkın baktık.

 

"Ne oldu şimdi.
Asabi doktor hali işte."

 

Kadir'in başucuna geldiğimizde kollarımı göğsümde birleştirerek yüzüne baktım sonrada yarasına.

 

"Sol göğüsten vurulmuş ama ölümcül değil.
Sağ bırakmak istemiş bize bilgi vermesi için. Aklınca göz dağı veriyor.
Bir an önce uyansada konuşsa."

 

O sırada Efe ve yanında bir kadın girdi odaya.
Efe yanımıza geldi aksayarak,kadında ona yardım etti.

 

Yanındaki kadına baktığımı farkeden Efe,

 

"Dilan, oda bizden.
Yeni birşey varmı?"

 

Başımı iki yana salladım.

 

"Size anlattıklarım dışında başka bilgi yok. Abimi bekliyoruz yoldadır gelir.

 

Efe kendini koltuğa bırakarak dizini yumruklamaya başladı.
Yalnız bırakmayacaktım.
Benim suçum. Kahretsin o şişko piç her boku yapabilecek biri.

 

Hızla ayağa kalkıp Kadir'in yanına geldi.

 

"Uyan lan uyan da onu götürürlerken sen bok yiyordun anlat. Kalk lan!"

 

Dedi yatağın başlığına vurarak.

 

Yumruklarımı ve dişlerimi sıkarak konuştum.

 

"Kadir,Cemil'i gördüğünde Cevher'i arkasına alarak korumak istemiş. Ama onu vurmuşlar. Sonra Cevheri ilaçla bayıltıp almışlar."

 

"Sen nerden..."

 

"Gören çocuk anlattı."

 

"O çocuğun yanına götür bizi."

 

"Gerek yok her şeyi anlattı.
Zaten çok korkmuş."

 

Biz konuşurken Kadir uyandı. Bir süre sessiz baktı sadece.

 

Sonra,

 

"Abi. "
Diyerek yerinden kalmak istedi ama acıyla geri yattı.

 

Efe sinirle,

 

" Yat yerine.
Anlat neler oldu. Cemil itimiydi .
Patronu koruman gerekiyordu. "

 

Dedi tıslayarak.

 

"Cemil'di.
Korumayı denedim abi, önüne geçtim ama ateş edince..."

 

Dedi utanarak önüne bakarken.

 

"Birşey söyledi mi yada birşey istedi mi."

 

"Hayır abi. Kendimden geçmeden önce enson patronu omuzlayıp götürdüğünü gördüm.
Affet abi ölseydim daha iyiydi."

 

"Tamam bulacağız." Dedi Ege.

 

Bu sırada telefonum çaldı.

 

"Alo abi.
505 numaralı oda, tamam bekliyoruz."

 

Diyerek kapattım.

 

"İkizlere bakarak abim geliyor haberleri varmış."

 

Abimi beklerken odanın içinde hızlı hızlı ileri yürümeye başladım.
Ne bulmuştu.
Kapının açılmasıyla abimi gördüm. Hemen yanına gelerek,

 

" Buldum de abi."

 

" Daha değil umarım buluruz."

 

Yanımıza gelip elindeki tableti açarken konuşmaya devam etti.

 

"Kaza yerinde mobese yok,ileri noktada ve geri noktada var.
Kaza yeri bilerek seçilmiş sanki.

 

Cevher'in araçları ve arkasındaki araçlar geçerken ilk noktada arka arkaya birlikte görünüyor.

 

2. Noktada sadece arkadaki araçlar var. "

 

"Kazadan sonra yani. "

 

"Aynen."

 

Dedi açılan ekranı bize göstererek.
Dediği doğduydu.

 

"Ee sonuç? Sonuç ne? "

 

"Sonuç şu." Dedi elindeki kaydı ilerleterek.

 

"Araçlar şu bölgede kameralardan çıkıyor 10 km kadar sonra şurada ,şurada ve şurada tekrar görülüyor hemde aynı saatte. Üç ayrı güzergah hemde."

 

"Ne yani üç farklı yerde aynı saate mi."

 

Efe:
"Her bir araçtan 3 tane var. Kafa karıştırmak ve bizi bölmek için yapılmış bir şey."

 

"Yani tuzak." Dedi Ege.

 

Abim:
"Evet.
Dahası Cemil ile ilgili bir araştırma yaptırdım.
Cemil'in bu şehirde kimselerin bilmediği ama bizim bildiğimiz 3 tane mülkü var.
Biri bağ evi. Biri villa biride gıda deposu."

 

Ege:
"Bingo. O üç güzergah üç ayrı mülk için kullanılacak.!"

 

Efe:
"Büyük ihtimalle.
Ama Cemil ve Cevher hangisinde bilmiyoruz."

 

"Öğrenmenin tek yolu hepsine de bakmak. Ama sırayla değil aynı anda. Yoksa birbirlerine haber verirler."

 

Abim bize bakarak,

 

"Buda demektirki ayrılarak bakacağız. Yani hazırladıkları tuzağa düşeceğiz."

 

Efe:
"Başka seçenek yok.
Üç gruba ayrılacağız.

 

"Âsım Bey ve Ege.
Dilan ve ben.
Aslan ve Kazım."

 

"Anlaştık." Dedim anında.

 

Abim:
"Konumlar telefonlara gelecek."

 

Efe:
"Adamınız varmı?"

 

"Yeterince var." Dedim.
"Peki hangi grup nereye gidecek."

 

"Ege ve Asım bey bağ evine.
Dilan ve ben depoya..."

 

"Bende villaya. Tamam."

 

"Abi bende gelmek istiyorum."
Diyen Kadir'e baktık hepimiz.

 

Efe:
"Hayır sen dinlen bu halde daha kötü olursun."

 

"Ama abi benim..."

 

Efe aksayarak Kadir'in yanına giderek omuzundan kavradı.

 

"Bize birşey olursa geride biri olmalı.
Sen burada kalıyorsun."

 

Kadir dişlerini sıkarak önüne eğdi başını.
"Tamam abi...
Dikkatli olun."

 

Efe sessiz başını salladı.
Bize dönerek,

 

" Gidelim.
Bu gece bu işi halledelim.
O Cemil'in geberdigini görmek istiyorum."

 

Hastane odasında bir saatin içinde plan yapıp uygulamak üzere hastaneden çıktık.

 

Bahçeye indiğimizde adamlar bahçede bekliyor, bahçedeki insanlarsa garip şekilde bizimkilere bakıyorlardı.

 

Kazım'ı görünce el işareti ile çağırdım.
Bizimkilerden 10 kişi al gidiyoruz.

 

"Nereye?
Yeri bulduk mu?"

 

"3 ihtimal var. Ayrılıp aynı anda baskın yapacağız. "

 

Efe'lerle son kez bir araya gelip konuştuk.
İlk bulan grup diğerlerine haber verecekti.
Böylelikle gereksiz risk almayacaktık. Diğer gruplarda desteğe gelirdi hem.

 

Anlaştık diyerek herkes kendi adamlarıyla birlikte ayrıldı.

 

Telefonuma gelen mesajla telefonu açıp gelen konuma baktım.
Bu konuma gitmek zaman alacak gibiydi. Villa güneyde ve uzak görünüyordu.

 

"Kazım hızlan."

 

" 2 araç olabildiğince hızlı yola koyulduk."

 

1 saat kadar sonra konumdaki villanın olduğu yere geldik.
İki katlı bir evdi ve baya büyüktü bahçeside genişti. Işıklarının bir kısmı yanıyordu ama etrafta kıpırdayan hiç bir şey yoktu.
Hava karanlık olduğu için birileri varsada göremiyorduk.

 

Arabalardan inip bir araya toplandık. Adamlara bakarak,

 

"Herkes dikkatli olsun.
Oradakilerden başka ceset görmek istemiyorum." Dedim evi göstererek.

 

"Birileri ölecekse bu benim adamlarımdan biri olmayacak."

 

Dedim tekrar kısık sesle.

 

"Silahlara susturucu takın. Telefonlarınızı titreşime alın bir hareketlilik gören diğerlerine haber verecek."

 

Herkes başıyla onaylayınca harekete geçtik.

 

İkişerli olarak dağıldık.
Şuan boş bir eve girmeye çalışıyorda olabilirdik ama başka bir şansımız yoktu.
Belkide Cevher'i diğer gruplardan biri bulacaktı.
Onu bulalımda kimin bulduğu önemli değil.
Yeterki sağ sağlim bulalım.
Onun ölme ihtilalini düşünmek bile istemiyordum.

 

İşaretimle herkes dağıldı.

 

Bir kaç adam arkaya bir kaçı yanlara doğru hareket etti. Evin bulunduğu alan genişti. Eğer burdalarsa onları avlamak zor olacaktı.

 

"Abi burada olduğuna eminmisin. Hiç kimse görünmüyor en azından birileri sağda solda nöbet tutuyor olmalıydı."

 

"Cemil sandığımız kadar aptal değil. Eğer buradaysa adamlar kendilerini gizliyor olabilir.
Ortaya çıkıp beni vur diye gezecek değillerya."

 

"Belkide öyledirler. "

 

Kazım'a döndüm,
"Ne diyorsun lan?"

 

Gözüyle bahçeyi işaret ederek,

 

"Belkide öyledirler abi."

 

Baktığı yöne çevirdim başımı.
Eli silahlı iki adam evin önündeki avluda ileri geri yürüyerek etrafi kontrol ediyorlardı.

 

"İndirelim şunları."

 

"Dur Kazım önce emin olalım."

 

Kazım'la bir süre adamları izledik.

 

Bu sırada adamlardan biri diğerine.

 

"Abi ben acıktım içeri gidiyorum."

 

" Cemil Beyin emri var kimse yerinden ayrılmayacak."

 

"Oh ne âlâ kendi içerde hatunla..."

 

"Kapa lan çeneni bi duyarsa dilini kesip bi tarafına sokar. Sen işine bak."

 

Duyduğum şeyle beynimin içinden elektirik geçti sanki..

 

O kadar sinirlenmiştimki , Kazım'ın beni uyarmasına aldırmadan olduğum yerden fırlayıp adamlara ateş etmeye başladım.
Benim ortaya çıkmamla kıyıda köşede kim varsa kendini belli etti.

 

Bir anda kurşun sesleri gecenin sessizliğini bozdu.

*****

 

Yerinden kalkan Cemil yanıma gelerek yere bir dizinin üzerine çöktü.
Purosundan bir nefes çekti ve yüzüme doğru üfledi.

 

" İstiyorum!" Dedi.
Kulağıma doğru eğildi.

 

Seni ve sana ait olan herşeyi.

 

"Ne.?
Ne istiyorsun.?"

 

Dedim. Kahkaha ile gülmeye başladım.
Bir süre güldüm kendimi tutamayarak.

 

"Beni ve benim olan herşeyi öylemi.
Sen kafayı yemişsin.
Dene!
Bir dene de gör. Seni öyle bir hale getiririmki,Cevher Aslan beni öldürseydi diye ağlarsın.

 

O önündekini keser eline veririm."

 

Dedim dişlerimin arasından

 

Kadınları yatağına atmayı bırak yanından dahi geçemezsin.

 

"Göreceğiz Cevher Aslan."

 

Dedi tıslayarak ağzındaki puroyu kenara atarak.

 

Sonra o sinirle yakamdan tutup, beni olduğum yerde dizlerimin üzerine kaldırdı.

 

"Kim önce ağlayacak göreceksin Cev...her..."

Dedi.

 

Nefret ve tiksintiyle baktım gözlerine.

 

Onun iğrenç bakışlar ise önce yüzümde sonra vücudumda dolaştı.
Bir eli yakamdayken diğer eliyle cebinden bir kağıt çıkardı.

 

" Bu kağıtları imzalayacaksın."
Dedi önümde sallayarak.

 

"Asla."

 

Dedim dişlerimin arasından.

 

"Asla imzalamayacağım."

 

"Ya bu kağıtları imzalarsın yada sana öyle bir gece yaşatırım ki.. Aklından ölsen bile çıkmaz."

 

"Cesedimi çiğnemen lazım."

 

Cebinden aynı kelebeği çıkararak yüzüme doğru uzattı önce.

 

Sonra çeneme oradan aşağıya doğru yavaş hareketlerle indirmeye başladı.

 

Göbeğime kadar indi.

 

"Öyle veya böyle bu kağıtları imzalayacaksın.
Nasıl olacağına sen karar ver."

 

Dedi kelebekle gömleğimin son iki düğmesinide birer birer keserken.

 

Şimdi gömleğimin önü tamamen açılmış Cemil elindeki kelebeği tenimde gezdirerek pislik yüklü bakışlarla bakıyordu temime.

 

Yüzüme çevirdi yüzünü tekrar.

 

"Öyle ve-ya böyle." Dediği anda yüzüne tükürdüm.

 

O anda elindekini tenime bastırıp yukarıya doğru hızla çekti.

 

Keskin acıyı hissettiğimde dişlerimi sıktım.
Aynı anda sol eliyle saçlarımdan tutup bıçağı boğazıma dayadı.

 

"Yap." Dedim.
Korkusuzca.

 

"Ölmekten korksaydım Cevher Aslan olmazdım.
Senin gibi piç kurularından korkacak birine benziyor muyum.
Ölmekten hiç korkmadım. Ölmek için asla yalvarmadım.

 

Ama çok piç geberttim.
Ben burdan çıkarken sende öleceksin."

 

Dişlerini sıktı, kaşlarını çattı.
Kelebeği sıktığı yumrunu havaya kaldırdı , vurmasını gözlerine bakarak bekledim ama yapmadı.

 

"Şahin" Diye bağırdı.

 

Şahin ve yanında biri daha anında içeri girdi.

 

"Alın bunu."
Dedi yüzüme bakarak.

 

"Üst kata odama çıkarın.
Bu gece eğlenceli olacak.

 

Benden kalan artığını köpeklerin önüne atacağım Cevher."

 

Şahin ve yanındaki it bana doğru gelirken Cemil' in yüzündeki gülümseme iğrençti.

 

********************************

 

Bölüm sonu canlar. Gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

 

Loading...
0%