Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Y.C 3 Patron

@azamet_29_2

 

O günün üzerinden çok uzun zaman geçti.
Ben Cevher Aslan.
Artık Hasan Aslan'ın tek çocuğu tek varisi ve bütün servetinin tek sahibiyim.

Hasan Bey beni aldıktan sonra, yıllarca bütün işlerini evden yürüttü.

Bu şekilde benim de onunla birlikte her işi yaparak izleyerek öğrenmemi sağladı. Büyüyüp 15 yaşıma geldiğimde en az onun kadar her işten anlıyor ve destek oluyordum.

Efe ve Ege ile birlikte en iyi eğitimleri alarak yetiştirilmistik. Yeri gelmiş zorlanmış, yeri gelmiş ağlamıştık.
İkizler büyüdükleri zaman hem içerde ve dışarda daha aktif oldular.

Gerektiğinde Hasan baba ile şirkete gidip geldiler. Yanında korumalığını yaptılar. Gittiği her yere gölge gibi onlarda gitti. Her yeri her mekanı ezberlediler.
Ben ise çoğu zamanımı evde çalışarak geçirdim.
Hasan baba benim onun yerine geçeceğimi ve herşeyi onun kadar iyi öğrenmeni isteğini söylerdi.

*****

Artık Hasan Bey yok.
Bütün serveti ve Aslan Holding'i bana miras bırakarak hayata gözlerin yumdu.
Vasiyetinde bana ışığa ihtiyacı olana ışık, karanlığı hak edene karanlık ol. Dedi.

Hayatımda isteyipte alamadığım, yapamadığım hiç bir şey olmadı bu eve geldiğimden beri.
Hasan beye minnettardık.
Artık Efe, Ege, ve ben devam ettiriyoruz Hasan babanın işlerini.

*****

Sabah odama giren gün ışığının yüzümdeki parlaklığı ile uyandım. Yine...
Gün doğuyordu. Her gece perdemi açarak yatarım. Çünkü her sabah ister istemez gün doğarken uyandığım için doğan o ışığı hergün görmek istiyorum artık.
Ben o ışığın müptelası oldum artık.
Her doğan güneş yeni bir başlangıçtı çünkü.

Odam ilk geldiğim günkü odaydı hâlâ.
Yatağımdan kalkarak önce odadaki aynada yüzüme baktım.
Hâlâ, beyaz olan saçlarıma mavi gözlerime baktım.
Sonra banyoya geçtim günlük işlerimi halledip, giyinme odama girdim.

Üzerime sade beyaz bir gömlek ve pantolon giyip ceketimi elime aldım.
Odamdan çıkıp koridordan geçip aşağı indim.

Mutfağa girdiğimde Efe ve Ege masada otururken Sevim sultanda çayları dolduruyordu.

"Günaydın patron."

Dedi ikisi birlikte.
Bunu nasıl aynı anda yapıyorlar, ilginç. Çoğu cümleyi aynı anda kurup söyleyebiliyorlardı.
İkiz olmak böyle birşeydi demek ki.

Bu eve geldiğimden bu yana hem kardeş hem dost hem arkadaş hem korumam hem şoförüm hem çalışanım kısaca her şeyim olmuşlar ve bir kere bile gocunmamışlardı.

"Günaydın."

Dedim ikisine birden.

"Nasılsınız bu sabah."

"İyidir patron." Dediler yine aynı anda.

"Bugün holdinge erken gideceğiz hızlı yiyelim yemeği."

"Hayırdır patron." Dedi Efe.

" Sabah 9 da Şeref Kaya ile görüşmemiz var."

" Aa o bugünmüydü yaa."

Dedi Ege.

" Hasan baba ile ölmeden önce bir proje üzerinde çalışıyorlardı.
Ama Hasan baba vefat edince planlar yarım kaldı tabi.
Birlikte bir otel inşaatı hakkında proje yapmışlardı.
Şimdi bu konuyu yeniden gündeme getirmek istiyor bence.
Bu yüzden benimle görüşmek istiyor olmalı."

" Sen ne düşünüyorsun patron."

Dedi Ege.

" Ben bu projeyi başka bir proje ile değiştirerek ortak iş yapabileceğimizi düşünüyorum. "

Dedim çayımı yudumlarken.

Efe "Ne ile değiştirmeyi düşünüyorsun." Diye sordu.

" Büyük kocaman iki okul ve yatakhane."

" Vaayy! Süper düşünce."

" Sence otel projesini bırakıp bu okul projesini kabul edermi dersin."

" Ben şuan otel işleriyle vakit kaybetmek istemiyorum.
Yeteri kadar otel var zaten.
Hatta otel zinciri oldu artık. Daha fazlasına ne gerek var.

Hasan baba öleli çok olmadı.
Adı unutulmasın istiyorum.
Bu yüzden ismini yaşatmak ve bu proje yapılırsa da okulun adını Hasan Aslan eğitim yurdu koymak istiyorum."

Rahmetli vasiyeti gibiydi.
Hem karanlık hem ışıktı.
Bu tür hayır işlerini hayat tarzı haline getirmişti.
Sevenleri de vardı nefret edenleride.
Ölmesi için dua eden, hatta dilek tutanlar bile vardı.

" Sağlığındada hep devam ettirmemizi istiyordu yaptığı hayırları." Dedi Efe.

" Evet aynen öyle.
Şimdi gidelim ve bakalım, ne çıkacak görelim. "

Konuşarak yaptığımız kahvaltıdan sonra masadan birlikte kalktık.
Ege yanımdaki sandalyeye bırakmış olduğum ceketimi alarak arkamda durdu.
Dönüp ona baktım.
Gözlerinin içi gülerek gülümsedi ve giymem için tuttu.
Bende giyerek teşekkür ettim.
Birlikte evden çıktık.
Dışarda bizi bekleyen arabaya bindik.

 

Bu arabayı ayrı seviyorum.
Hasan babanındı çünkü. Her yere bu araba ile gidiyordu.
Bir kaç arabası daha vardı.
Ama o arabalar başka işlerin arabasıydı.

Efe direksiyona geçti.
Ege arkaya benim yanıma oturdu.
Bunu hergün sırayla yapıyorlardı.

Hasan baba öldükten sonra göz dağı verenler tehdit edenler çok olmuştu.
Hasan babanın neden bizi böyle eğitmek istediğini sonradan anlamıştık.
Onun arkasından yerine geçmek isteyen çakallar türemişti.
Ama ummadıkları taş başlarını yardı. Ben Cevher Aslan.
Hasan babaya layık ve en az onun kadar güçlü biri oldum.
Beni küçük bir kız çocuğu sananlar, yanıldıklarını çok geçmeden anladılar.
Beklemedikleri anda her şeyin başına benim geçtiğimi ilan edince anlamak zorunda kaldılar aslında.

Bu sayede bizi sevmeyenlerin sayısı arttı tabii.
Benim bu camiada yapamayacağımı düşünen bir çok insan hayretlerle izlemişti durumu.
Bu yüzden her şeye hazırlıklı olmalıydık.

Yine bu yüzden ikizler aynı zamanda korumalarım oldular.
İkiside iyi araba ve iyi silah kullanırlar.
Ve iyi birer nişancılar.
Yıllarca bunun eğitimini aldık birlikte.
Onların dışında bir araba daha bize eşlik ediyor her zaman arkada.

Her neyse birlikte bahçeden çıkarak holdinge doğru yol aldık.
Holdinge geldiğimizde asansörle odama çıktık.
Odam en üst olan 2 kat.
Terasıda olan odamı seviyorum. Çünkü rahatlamak istediğimde yada düşünürken terasa çıkıp hava almak iyi geliyor.

Efe ve Ege yanımdan ayrılarak, sorumlu oldukları işlerinin başına gidince, bende odama doğru gittim.

Efe güvenlik, korunma, istihbarat ile ilgili herşeyden sorumludur.
Acımaz ,konu işi olunca hata kabul etmez.

Ege de geri kalan işlerde benim sağ kolum.
Ve bu işlerin tamamıda benim kontrolümde.
Sekreterim Esra beni ayakta karşıladı.

"Hoşgeldiniz efendim. "

" Birazdan yanıma gel. Gelirken koyu birde kahve getir. "

Dedim ve odama girdim.

"Tamam efendim."

Herkese aynı ölçüde sert biriyim.
Çünkü bazı gafiller bu kadını ciddiye almaya gerek yok diye düşünüyorlar.
Ama cinsiyet değildir adamlık bunu onlara gerektiği yerde ispat ettim her zaman.
Kendi çalışanlarımdan hiç kimsenin bana saygısızlık yapmasına musaadem yoktur.
Bunu hepsi zamanla öğrendi.

Odama girer girmez

" Kardeşiiimm!!" Diye bağırarak boynuma atlayan Özge yi gördüm.

Sert karakterim kendi canlarıma gelince biraz yumuşuyor tabii.

Bu Özge. Onu bir akşam sokak ortasında yan kesicilerin elinden kurtardım. Hem parasını almışlar hemde ona saldırmışlardı. O adamları adam akıllı dövdükten sonra Özge'yi kurtarmış himayeme almıştım.

Kötü bir hayatın içinde okumaya çalışan gariban bir kız çocuğu. Geçmişimizden ortak noktalarımız var işte.

14 yaşında minyon tipli güzel bir kız.
Onu bizim okullardan birine yerleştirdim.
Orada okumaya devam ediyor.
Annesi ve babası yok.
Dedeside artık onu istemeyince bizim yatılı okul onun için en iyi seçim oldu.
Oda halinden memnun tabiki.

Zeki bir kız. Biraz çocuksu, sulu hareketleri olsada gerçekten zeki.
Eminim ilerde bizim için çok faydalı olacak.

Koşarak boynuma atlayarak beni kucakladı bende belinden tutarak havaya kaldırdım.

"Kardeşim. Bir çok erkekten daha yakışıklısın."

"Yok artık. Abartma Özge."

" Uzun boylusun güçlüsün.
İyi dövüşüyor,iyi silah kullanıyorsun.
Saçınla tarzınla giydiğin takım elbiselerle tam bir beyefendi gibisin.
Bir bayan bile olsan erkeklere bin basarsın."

"Özge bana mı yürüyorsun sen."

Dedim. Yarı şaka yarı ciddî."

"Ne alaka yaa.."

Gülerken onu yere indirdim.

"Ben başka birine yangınım."
Dedi gülümseyerek.

" Hişşştt.
Sakın saçma sapan fikirler üretme o küçük kafanda.
Okulun bitmeden aklını erkeklere takmayacaksın.
Anlaşıldımı küçük hanım."

"Anladım merak etme kardeşim.
Ben seni örnek alıyorum hem.."

" Neden buradasın sen sabah sabah bakalım? Yurttan okula giden Özge sabah sabah burada. Hiç normal değil."

" Seni özledim.
Okula gitmeden seni görmek istedim."

" Öylemi, hiç sanmıyorum.
Ne derdin var hemen dökül."

Dedim koltuğuma oturup ellerimi göğsümde birleştirerek.
Oda masanın uç kısmına oturdu.

" Ya.. aslında bir şey soracaktım.
Dün okulda Yeliz bana inanmadı."

" Hangi konuda? "

" Seni tanıyorum dedim, inanmadı alay etti. Sen kimsinde Cevher Aslan'ı tanıyacaksın dedi. Hatta diğer arkadaşlarıya bütün gün benimle alay ettiler."

"Hmm. Öylemi? "

"Hı hı evet."

Dedi dudaklarını büzerek.

" Bugün benimle okula gelir misin?"

Dedi, sonrada.

" Hayır. "

" Ama neden? "

" Benim bugün okulda gezecek vaktim yok. Çok yoğunum.
Sende çocuk gibi hareket etme. Başkalarının inanması önemli değil.
Başkalarının ne konuştuğu da önemli değil.
Bu yüzden başka insanların sözüne takılmayı bırakmalısın."

"Ama kardeşim gerçekten çok üzdüler beni."

Diyince dayanamadım.

" Tamaaaam.
Ama bugün olmaz başka zaman belki."

" Tamam sözmü. "

Dedi çocuk gibi ellerini çırparak.
Kapı tıkladığında kapıya baktım.

Esra ve Ege girdi içeri.

" Ege. Bu yaramaz kızı elinle okula bırak sonra toplantıda benimlesin."

" Tamam patron.
Gel bakalım ufaklık."

Dedi Ege.

" Ufaklık mı?
Bana bir daha ufaklık deme."

"Tamam ufaklık. Hadi."

" Yaaa..
Kardeşim şu sırığa bir şey söyle."

" Hadi, hadi. Didişmeyin.
Ege oyalanma 1 saate burda ol."

"Tamam patron."

**********************************
Beğeni ve oylar itina ile alınır canlar.
Bu hikayeyi çok büyük heveslerle kurguladım.
Beğeni ve yorumlar çok olursa devam edeceğim.😊😊Umarım çok olur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ege, Cevher, Efe.

O günün üzerinden çok uzun zaman geçti

O günün üzerinden çok uzun zaman geçti.
Ben Cevher Aslan.
Artık Hasan Aslan'ın tek çocuğu tek varisi ve bütün servetinin tek sahibiyim.

Hasan Bey beni aldıktan sonra, yıllarca bütün işlerini evden yürüttü.

Bu şekilde benim de onunla birlikte her işi yaparak izleyerek öğrenmemi sağladı. Büyüyüp 15 yaşıma geldiğimde en az onun kadar her işten anlıyor ve destek oluyordum.

Efe ve Ege ile birlikte en iyi eğitimleri alarak yetiştirilmistik. Yeri gelmiş zorlanmış, yeri gelmiş ağlamıştık.
İkizler büyüdükleri zaman hem içerde ve dışarda daha aktif oldular.

Gerektiğinde Hasan baba ile şirkete gidip geldiler. Yanında korumalığını yaptılar. Gittiği her yere gölge gibi onlarda gitti. Her yeri her mekanı ezberlediler.
Ben ise çoğu zamanımı evde çalışarak geçirdim.
Hasan baba benim onun yerine geçeceğimi ve herşeyi onun kadar iyi öğrenmeni isteğini söylerdi.

*****

Artık Hasan Bey yok.
Bütün serveti ve Aslan Holding'i bana miras bırakarak hayata gözlerin yumdu.
Vasiyetinde bana ışığa ihtiyacı olana ışık, karanlığı hak edene karanlık ol. Dedi.

Hayatımda isteyipte alamadığım, yapamadığım hiç bir şey olmadı bu eve geldiğimden beri.
Hasan beye minnettardık.
Artık Efe, Ege, ve ben devam ettiriyoruz Hasan babanın işlerini.

*****

Sabah odama giren gün ışığının yüzümdeki parlaklığı ile uyandım. Yine...
Gün doğuyordu. Her gece perdemi açarak yatarım. Çünkü her sabah ister istemez gün doğarken uyandığım için doğan o ışığı hergün görmek istiyorum artık.
Ben o ışığın müptelası oldum artık.
Her doğan güneş yeni bir başlangıçtı çünkü.

Odam ilk geldiğim günkü odaydı hâlâ.
Yatağımdan kalkarak önce odadaki aynada yüzüme baktım.
Hâlâ, beyaz olan saçlarıma mavi gözlerime baktım.
Sonra banyoya geçtim günlük işlerimi halledip, giyinme odama girdim.

Üzerime sade beyaz bir gömlek ve pantolon giyip ceketimi elime aldım.
Odamdan çıkıp koridordan geçip aşağı indim.

Mutfağa girdiğimde Efe ve Ege masada otururken Sevim sultanda çayları dolduruyordu.

"Günaydın patron."

Dedi ikisi birlikte.
Bunu nasıl aynı anda yapıyorlar, ilginç. Çoğu cümleyi aynı anda kurup söyleyebiliyorlardı.
İkiz olmak böyle birşeydi demek ki.

Bu eve geldiğimden bu yana hem kardeş hem dost hem arkadaş hem korumam hem şoförüm hem çalışanım kısaca her şeyim olmuşlar ve bir kere bile gocunmamışlardı.

"Günaydın."

Dedim ikisine birden.

"Nasılsınız bu sabah."

"İyidir patron." Dediler yine aynı anda.

"Bugün holdinge erken gideceğiz hızlı yiyelim yemeği."

"Hayırdır patron." Dedi Efe.

" Sabah 9 da Şeref Kaya ile görüşmemiz var."

" Aa o bugünmüydü yaa."

Dedi Ege.

" Hasan baba ile ölmeden önce bir proje üzerinde çalışıyorlardı.
Ama Hasan baba vefat edince planlar yarım kaldı tabi.
Birlikte bir otel inşaatı hakkında proje yapmışlardı.
Şimdi bu konuyu yeniden gündeme getirmek istiyor bence.
Bu yüzden benimle görüşmek istiyor olmalı."

" Sen ne düşünüyorsun patron."

Dedi Ege.

" Ben bu projeyi başka bir proje ile değiştirerek ortak iş yapabileceğimizi düşünüyorum. "

Dedim çayımı yudumlarken.

Efe "Ne ile değiştirmeyi düşünüyorsun." Diye sordu.

" Büyük kocaman iki okul ve yatakhane."

" Vaayy! Süper düşünce."

" Sence otel projesini bırakıp bu okul projesini kabul edermi dersin."

" Ben şuan otel işleriyle vakit kaybetmek istemiyorum.
Yeteri kadar otel var zaten.
Hatta otel zinciri oldu artık. Daha fazlasına ne gerek var.

Hasan baba öleli çok olmadı.
Adı unutulmasın istiyorum.
Bu yüzden ismini yaşatmak ve bu proje yapılırsa da okulun adını Hasan Aslan eğitim yurdu koymak istiyorum."

Rahmetli vasiyeti gibiydi.
Hem karanlık hem ışıktı.
Bu tür hayır işlerini hayat tarzı haline getirmişti.
Sevenleri de vardı nefret edenleride.
Ölmesi için dua eden, hatta dilek tutanlar bile vardı.

" Sağlığındada hep devam ettirmemizi istiyordu yaptığı hayırları." Dedi Efe.

" Evet aynen öyle.
Şimdi gidelim ve bakalım, ne çıkacak görelim. "

Konuşarak yaptığımız kahvaltıdan sonra masadan birlikte kalktık.
Ege yanımdaki sandalyeye bırakmış olduğum ceketimi alarak arkamda durdu.
Dönüp ona baktım.
Gözlerinin içi gülerek gülümsedi ve giymem için tuttu.
Bende giyerek teşekkür ettim.
Birlikte evden çıktık.
Dışarda bizi bekleyen arabaya bindik.

Bu arabayı ayrı seviyorum

Bu arabayı ayrı seviyorum.
Hasan babanındı çünkü. Her yere bu araba ile gidiyordu.
Bir kaç arabası daha vardı.
Ama o arabalar başka işlerin arabasıydı.

Efe direksiyona geçti.
Ege arkaya benim yanıma oturdu.
Bunu hergün sırayla yapıyorlardı.

Hasan baba öldükten sonra göz dağı verenler tehdit edenler çok olmuştu.
Hasan babanın neden bizi böyle eğitmek istediğini sonradan anlamıştık.
Onun arkasından yerine geçmek isteyen çakallar türemişti.
Ama ummadıkları taş başlarını yardı. Ben Cevher Aslan.
Hasan babaya layık ve en az onun kadar güçlü biri oldum.
Beni küçük bir kız çocuğu sananlar, yanıldıklarını çok geçmeden anladılar.
Beklemedikleri anda her şeyin başına benim geçtiğimi ilan edince anlamak zorunda kaldılar aslında.

Bu sayede bizi sevmeyenlerin sayısı arttı tabii.
Benim bu camiada yapamayacağımı düşünen bir çok insan hayretlerle izlemişti durumu.
Bu yüzden her şeye hazırlıklı olmalıydık.

Yine bu yüzden ikizler aynı zamanda korumalarım oldular.
İkiside iyi araba ve iyi silah kullanırlar.
Ve iyi birer nişancılar.
Yıllarca bunun eğitimini aldık birlikte.
Onların dışında bir araba daha bize eşlik ediyor her zaman arkada.

Her neyse birlikte bahçeden çıkarak holdinge doğru yol aldık.
Holdinge geldiğimizde asansörle odama çıktık.
Odam en üst olan 2 kat.
Terasıda olan odamı seviyorum. Çünkü rahatlamak istediğimde yada düşünürken terasa çıkıp hava almak iyi geliyor.

Efe ve Ege yanımdan ayrılarak, sorumlu oldukları işlerinin başına gidince, bende odama doğru gittim.

Efe güvenlik, korunma, istihbarat ile ilgili herşeyden sorumludur.
Acımaz ,konu işi olunca hata kabul etmez.

Ege de geri kalan işlerde benim sağ kolum.
Ve bu işlerin tamamıda benim kontrolümde.
Sekreterim Esra beni ayakta karşıladı.

"Hoşgeldiniz efendim. "

" Birazdan yanıma gel. Gelirken koyu birde kahve getir. "

Dedim ve odama girdim.

"Tamam efendim."

Herkese aynı ölçüde sert biriyim.
Çünkü bazı gafiller bu kadını ciddiye almaya gerek yok diye düşünüyorlar.
Ama cinsiyet değildir adamlık bunu onlara gerektiği yerde ispat ettim her zaman.
Kendi çalışanlarımdan hiç kimsenin bana saygısızlık yapmasına musaadem yoktur.
Bunu hepsi zamanla öğrendi.

Odama girer girmez

" Kardeşiiimm!!" Diye bağırarak boynuma atlayan Özge yi gördüm.

Sert karakterim kendi canlarıma gelince biraz yumuşuyor tabii.

Bu Özge. Onu bir akşam sokak ortasında yan kesicilerin elinden kurtardım. Hem parasını almışlar hemde ona saldırmışlardı. O adamları adam akıllı dövdükten sonra Özge'yi kurtarmış himayeme almıştım.

Kötü bir hayatın içinde okumaya çalışan gariban bir kız çocuğu. Geçmişimizden ortak noktalarımız var işte.

14 yaşında minyon tipli güzel bir kız.
Onu bizim okullardan birine yerleştirdim.
Orada okumaya devam ediyor.
Annesi ve babası yok.
Dedeside artık onu istemeyince bizim yatılı okul onun için en iyi seçim oldu.
Oda halinden memnun tabiki.

Zeki bir kız. Biraz çocuksu, sulu hareketleri olsada gerçekten zeki.
Eminim ilerde bizim için çok faydalı olacak.

Koşarak boynuma atlayarak beni kucakladı bende belinden tutarak havaya kaldırdım.

"Kardeşim. Bir çok erkekten daha yakışıklısın."

"Yok artık. Abartma Özge."

" Uzun boylusun güçlüsün.
İyi dövüşüyor,iyi silah kullanıyorsun.
Saçınla tarzınla giydiğin takım elbiselerle tam bir beyefendi gibisin.
Bir bayan bile olsan erkeklere bin basarsın."

"Özge bana mı yürüyorsun sen."

Dedim. Yarı şaka yarı ciddî."

"Ne alaka yaa.."

Gülerken onu yere indirdim.

"Ben başka birine yangınım."
Dedi gülümseyerek.

" Hişşştt.
Sakın saçma sapan fikirler üretme o küçük kafanda.
Okulun bitmeden aklını erkeklere takmayacaksın.
Anlaşıldımı küçük hanım."

"Anladım merak etme kardeşim.
Ben seni örnek alıyorum hem.."

" Neden buradasın sen sabah sabah bakalım? Yurttan okula giden Özge sabah sabah burada. Hiç normal değil."

" Seni özledim.
Okula gitmeden seni görmek istedim."

" Öylemi, hiç sanmıyorum.
Ne derdin var hemen dökül."

Dedim koltuğuma oturup ellerimi göğsümde birleştirerek.
Oda masanın uç kısmına oturdu.

" Ya.. aslında bir şey soracaktım.
Dün okulda Yeliz bana inanmadı."

" Hangi konuda? "

" Seni tanıyorum dedim, inanmadı alay etti. Sen kimsinde Cevher Aslan'ı tanıyacaksın dedi. Hatta diğer arkadaşlarıya bütün gün benimle alay ettiler."

"Hmm. Öylemi? "

"Hı hı evet."

Dedi dudaklarını büzerek.

" Bugün benimle okula gelir misin?"

Dedi, sonrada.

" Hayır. "

" Ama neden? "

" Benim bugün okulda gezecek vaktim yok. Çok yoğunum.
Sende çocuk gibi hareket etme. Başkalarının inanması önemli değil.
Başkalarının ne konuştuğu da önemli değil.
Bu yüzden başka insanların sözüne takılmayı bırakmalısın."

"Ama kardeşim gerçekten çok üzdüler beni."

Diyince dayanamadım.

" Tamaaaam.
Ama bugün olmaz başka zaman belki."

" Tamam sözmü. "

Dedi çocuk gibi ellerini çırparak.
Kapı tıkladığında kapıya baktım.

Esra ve Ege girdi içeri.

" Ege. Bu yaramaz kızı elinle okula bırak sonra toplantıda benimlesin."

" Tamam patron.
Gel bakalım ufaklık."

Dedi Ege.

" Ufaklık mı?
Bana bir daha ufaklık deme."

"Tamam ufaklık. Hadi."

" Yaaa..
Kardeşim şu sırığa bir şey söyle."

" Hadi, hadi. Didişmeyin.
Ege oyalanma 1 saate burda ol."

"Tamam patron."

**********************************
Beğeni ve oylar itina ile alınır canlar.
Bu hikayeyi çok büyük heveslerle kurguladım.
Beğeni ve yorumlar çok olursa devam edeceğim.😊😊Umarım çok olur.

 

Loading...
0%