Yeni Üyelik
31.
Bölüm

Y.C 31 Bulduk

@azamet_29_2

Selam canlar nasılsınız.
Bölüm atasım geldi.

Okumaya geçelim mi?

********************************

Aynı anda kendimi yerde Aslan'ı da üzerimde hissettim. Zarar görmemem için üzerime kapanmıştı.

Ama benim son gücümde orada bitti. Gözlerim kapanırken Aslan'ın sesini duyuyordum. Sesi çook uzaklardan geliyordu sanki.

"Kazım arabaya çabuk. "

*****
Cevher bulmak için alt kata indiğimde Cevheri merdivenlerden çıkarken gördüm.

Ayakta zor duruyordu.
Sol eli sol tarafına saplı bıçağın olduğu yarayı tutuyor,göğsünün üzerindeki kesikten kan sızıyordu. Gömleğinin önü tamamen açıktı. Yüzü gözü morluk içindeydi.

Onu o halde görünce şok oldum bir an. Hemen yanına indim.

"Cevher?
İyimisin?
Kahretsin yaralısın."

Dediğimde beni duymamış gibi,

" Hemen çıkalım buradan. O piç eve bomba koymuş. Birazdan patlayacak!"

Dedi.

Bir an afalladım. Bomba kelimesine saniyelik şaşırsamda kendime geldim hemen.

Cevher'e,
"Özür dilerim sık dişini."

Dediğim gibi bir kolumu sırtına bir kolumu dizlerinin altına destek verip kucağıma aldım.
Yoksa baska türlü hayatta vaktinde çıkamazdık.

Aynı anda Cevher dişlerini sıkıp inleyerek başını geriye atınca, içimde bir sızı hissettim..
İstemedende olsa yarası acımıştı.

Cevher kucağımda hızlı adımlarla merdivenlerden çıktım.

Evden çıkarken adamlara dönerek,

"Kazım çıkın!
Çabuk!
Bomba var ! "

Diye bağırdığımda bizim arkamızdan herkes çıkmaya başladı.

Cemil'in adamı bile koşarak kaçmıştı.

Biz bahçeye çıkar çıkmaz evin alt katında şiddetli bir patlama oldu.

Patlamanın şiddetiyle Cevher'le birlikte yere savrulunca üzerine kapandım daha fazla yaralanmaması için.

Bir süre öyle kaldım.
Üzerinden kalktığımda gözlerinin kapandığını gördüm.

Hırpalanmış ve yaralıydı.
Bu kadar dayanması bile şaşırtıcıydı.

Etrafima baktım önce.
Biraz uzağımdaki Kazım elleri kulaklarında kendine gelmeye çalışıyordu.

" Kazım!
Kazım arabaya çabuk!"

Kazım sersem şekilde arabaya doğru giderken üzerimdeki gömleğimi çıkarıp içimdeki sıfır badiyle kaldım.

Gömleğimi yarı çıplak yerde yatan Cevher'in üzerine örttüm.

Şuan kendinde olsa şu hali umrunda bile olmazdı heralde.
Ama ben bu kadar adamın arasında onun bu halde görünmesine izin veremezdim.

Gömleği üzerine sarıp yarasındaki bıçağa dokunmamaya dikkat ederek kucağıma aldım. Çünkü o bıçak şuan kanamanın artmasını engelliyordu.
Bir anda başı ve kolu geriye düşünce,

"Cevher!
Cevher! " Dedim korkuyla.

Sesime, kaşlarını çatarak ve inleyerek karşılık verdi.
Tam kendinde olmasada hâlâ hayattaydı. Bu da beni rahatlatmıştı.

"Korkuttun beni." Dedim derin bir nefes alıp hızla arabaya giderken.

Arabaya geldiğimde binmeden önce adamlara,

"Hadi gidiyoruz."

Dedikten sonra arka koltuğa oturup Cevher'i yavaşça kucağıma yatırdım.

"Kazım bas gaza en yakın hastaneye gidiyoruz."

"Tamam abi."

Ben elimle yarasına baskı yaparken Cevher gözlerini araladı. Önce nerde olduğunu anlamak için etrafa bakınca,

"Arabadayız." Dedim.

" Hastaneye gidiyoruz.
Nasıl hissediyorsun?"

"İdare eder." Dedi dişlerini sıkarak kalkmaya çalışırken.

"Kıpırdama. Dedim omuzundan tutarak.

"Yaran dahada açılacak yoksa."

"Kalkacağım bırak!"

"İnat etme Cevher.
Yaralısın kıpırdama."

" Birilerinin kucağında yatacak birinemi benziyorum ben. Bırak!"

Dedi dişlerini sıkarak.

Hâlâ kalkmaya çalışıyordu.

Yarasına bastırdığım elimdeki ıslaklık arttığında,

"Cevher yapma kanaman artıyor."

Dedim ama dinlemiyordu.

Sonunda daha fazla dayanamadı,gözleri kapanınca kucağıma yığılıp kaldı."

"İnatçı katır."

Dedim sinirle, duymamasını umarak.
Kendimi tutamamıştım artık.

"Erkekler bile senin kadar erkeklik taslamıyor.

Kâzım daha hızlı.
Ne kadar kaldı.? "

"Az kaldı abi."

Bir elim Cevher'in yarasın olduğu için tek elle pantolonunun cebinden zar zor çıkartığım telefonumla Efe'yi aradım.

Telefon açılır açılmaz ilk duyduğum ses kurşun sesiydi.

"Alo?
Alo Efe."

"Alo.
Bulduk de."

Bir kurşun sesi daha geldi.

"Bulduk.
Siz ne durumdasınız?"

"Çatışıyoruz.
Bu şerefsiz ordu kurmuş sanki. "

"Dönün biz hastaneye gidiyoruz onların hesabını sonraya bırak."

"Ne?
Ne hastanesi?
Yaralı mı?"

"Ağır değil konum atarım dönün hemen."
Diyerek kapattım.

"Sonrada Abimi aradım.

"Alo abi bulduk."

Abimin sesi bir an uzaklaşarak,

"Bulmuşlar."

Dedi.
Belliki Ege'ye söylüyordu.

"Tamam koçum dönüyoruz."

"Abi,yaralı falan değilsin değilmi. "

"Yok koçum bir kaç it vardı temizledik."

"Siz nerdesiniz?"

"Hastaneye gidiyoruz."

Bir anda telefondaki ses Ege'nin oldu.

"Ne?
Ne hastanesi?
Yaralı mı?"

Bire bir aynı cümleyi kurmakta ikizlere özgü olsa gerek.

"Cevap versene!"

"Kötü değil yoldayız."

"Ver konuşacağım."

" Kendinde değil.
Hastaneye geldik şimdi.
Birazdan konum atarız."

Diyip kapattığımda korna çalarak acile girdik.

Önce Cevher'i kucağımdan koltuğa bıraktım. Arabadan inip Cevher'i yavaşça dışarı alıp kucaklayarak sedyeye bıraktım.

Hızla içeriye doğru götürüp acil müdahale odasına girdik.

Gelen doktor önce üzerindeki gömlegimi kaldırıp kenara bıraktı. Yarayı götür görmez başka bir şeye bakmadan hemen ameliyata alıyoruz. Dedi.

Cevher'i hızla götürürlerken peşlerinden gitmek istedim ama başım dönünce duvara yaslanarak durmak zorunda kaldım.

Hissettiğim uyuşuklukla koluma baktım.
Farketmesemde bende kan kaybetmiştim. Yanıma gelen hemşire,

"İyi görünmüyorsunuz.
Gelin yatağa uzanın yaranıza bakalım."Dedi.

"Gerek yok iyiyim."Desemde hâlâ dengesizdim.

"Abi hemşirenin değini yapsan."

Duyduğum Kazım'ın sesiydi.

"Konum attınmı?"

"Evet abi."

"Tamam." Dedim odaya dönüp kendimi yatağa bırakarak.

Aslında anlık iyi hissettirmişti uzanmak.

Hemşire kolumu pansuman ederken bende gözlerimi kapatarak zihnimi dinlendirmeye çalıştım.

Olanlar hâlâ aklımda tekrar tekrar dönüyordu. Ne kadar sürdü farkında değilim.
Hemşirenin bitti demesiyle kendime geldim.

Yerimde doğrulup yatakta oturmaya devam ettim.

Saatime baktım geleli bir saatten fazla olmuştu.
Cevher neredeyse bir saattir ameliyattaydı.
Durumunu nasıl olduğunu merak ediyordum. Hemen yerimden kalkıp asansöre doğru gittim.

Kazım:

"Abi nereye."

"Ameliyathaneye.
Bizimkiler gelirse orada olduğumu söyle. "

Asansöre binip ameliyathane katına -1 tuşuna bastım.
İner inmez hemen ameliyathane yazan kapının önüne geldim. Hâlâ çıkmamıştı. Çıksa bize haber verirlerdi. Kendimi koltuğa bıraktım.

Yarası ağır değildi,iyi olacaktı.
Yinede son hali gözümün önünden gitmiyordu.

Cevher'i merdivenlerde gördüğüm o ânâ geri döndüm.
Beyaz gömleğinin önü tamamen açık ve kan içindeydi.
Yüzünde yer yer morluklar vardı. Dudağının kenarı patlamıştı.

O şerefsiz orospu çocuğu belkide işkence yapmıştı.

Yada belkide...

Aklıma gelen şeyi yumruğumu koltuğa vura vura def ettim aklımdan.
Cevher o piçin kendisine dokunmasına asla izin vermezdi.

"Asla izin vermez." Dedim sesli şekilde.

O sırada kapı açıldı.
Doktor çıktı önden.

Hemen yanına giderek önünü kestim.

"Cevher nasıl?"

"Yarası ağır değildi ameliyat iyi geçti.
Hastanın durumu suan stabil ama bir kaç saat yoğun bakıma alacağız.

Tedbiren.

Sabahta odaya çıkaracağız. "

"Teşekkürler doktor."

"Görevimiz geçmiş olsun."

Doktorun arkasından derin bir nefes alıp verdim.
Ucuz atlatmıştık.

O sırada kapı tekrar açıldı tekrar ve Cevher çıktı. Beyaz saçlarına beyaz tenide eklenince hayalet gibi görünüyordu.

Ama Cevher Aslan bu.
Çabuk kalkar ayağa.

Cevher yoğun bakıma giderken bende acil katına geri çıktım.

Kazım girişte bizimkileri bekliyordu.
Yanına giderek.

"Adamlar nerde?" Diye sordum.

Karşı taraftaki bankları göstererek,

"Dinleniyorlar." Dedi.

"Yaralı olan varmı?"

"Bir kişi,içerde oda. Pansuman yapıyorlar."

"İyi." Dedim elimi cebime atarak. Niyetim sigara paketimi bulmaktı ama yoktu.
Düşmüştü.

Kazım ne aradığımı anlayıp cebinden paketi çıkararak uzattı.
Bir tane sigara alarak yaktım. Ikinci nefesi çekecekken hastanenin önüne arka arkaya bizimkilerin arabasının geldiğini gördük. İkizler ve abim inip koşarak yanıma geldiler.
Efe anında kolumdan yutarak.

"Çabuk anlat nerde?
Nasıl.?
Kötümü yarası?"

Efe beni soru yağmuruna tutarken yanındakilerde meraklı bakışlarla bekliyorlardı.

"Ameliyattan çıktı.
Doktor durumu stabil ama bir kaç saat yoğun bakımda kalacak. Sabah odaya alırız dedi."

"Hemen neler olduğunu anlat.
Her şeyi bilmek istiyorum."

Abim araya girdi.

"Çocuklar sakin olun önce. Durumu iyi demiş doktor.
Gelin içeri kantine gidip oturalım. Hem adamlar da yorgun. Onlarda dinlensinler dedi arkaya bakarak."

Bu sözü ben söyleseydim Efe suratıma kafa atardı muhtemelen. Ama abim yaşca büyüktü ve şuan ona kafa tutmak yerine minnet duyacaklardı.
Efe önüne eğdi başını.

"Tamam girelim. İçerde anlat." Dedi sinirli bir bakış atarak.

Efe gerçekten beni sevmiyor anladım artık.

Girip kantindeki sandalyelere yerleştik,adamlarda tabi. Bu kadar kalabalık, kantine ekstra iş olsada halinden memnunda adamlar.

Birer kahve alıp oturduk.

"Başla." Dedi Efe.

Bu Efe'yle birgün birbirimize gireceğiz ama şimdilik sakin...

Çok ayrıntıya girmeden anlatmaya başladım.

"Villaya gittiğimizde önce evi boş sandık. Sonra kapının önünde iki tane adamı konuşurlarken duyduk.
Cemil'den ve Cevher'den bahsediyorlardı. Emin olunca daldık.
İçeriye girdiğimde bir adamını yakalayıp sorunca aşağı katta Dedi.

Hemen alt kata inecekken Cevher'i gördüm.
Nasıl yaptı bilmiyorum ama elinden kurtulmuş ama yaralıydı.

Yüzünde morluklar vardı. O itle boğuşmuş gibi bir hali vardı.
Hemen yanına indiğimde.
Çıkalım bomba var ev de dedi.

"Bomba mı.?" Dedi hepsi aynı anda.

"Evet bomba koymuş eve.?"
Biz çıkarken patladı kendimizi zor artık dışarı.
Ya Cemil.
Öldü bence. Benim bildiğim bu ayrıntılar Cevher de."

********************************

Bölüm sonu canlarım. Gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın.😊😊😊😘😘😘

 

Loading...
0%