@azamet_29_2
|
Uykusuz bir geceden sonra sabaha karşı bir saatlik uyku ile erkenden kalktım. Önce sabah sporu ve bir duştan sonra hazırlanıp kahvaltı için mutfağa geçtim. Abim masada oturmuş kahvesini içerken bir yandanda tabletten son haberleri takip ediyordu. "İyi uyudunmu?" "Hayır." "Biliyordum." "Biliyorsan neden soruyorsun." Dedim somurtarak. "Ne düşünürsen düşün ne kadar kızarsan kız o bizim babamız. "O nasıl beni bir türlü oğlu olarak kabul edemediyse benden onu baba olarak kabul edemiyorum. "Emin misin.?" Dedi imali şekilde bakarak. "O ne demek. " "Hiiç. Hemm. Sende Aslan kızla buluşacaktın sanırım." "Aslan kız.?" Dedim atıştırırken. "Cevher Aslan işte." "A. Evet. "Aklındaki spor salonumuymuş." "Evet. Dedim bir bardak çay daha alarak. "Bugün nasıl gelecek, döndümü?" "Evet. Abim gülümseyerek bana baktı. "Çok enteresan biri. Değişik bir karakter. Bir kadın olarak işinde başarılı bir ceo. "Aynı zamanda kadın olduğunun farkında olmayan biri." "Anlamadım?" "Abi. "Oooo.. "Abi dalga geçme." Diyerek devam ettim. "Hani şöyle üzerine güzel bir elbise giyse topuklu ayakkkabı falan, erkekler arkasında kuyguk olur." Abim elini çenesine koyarak bir süre yukarı baktı. Sonra kahkaha ile gülmeye başladı. "Cevher Aslan'ı bu şekilde hayal bile edemiyorum." "Onu diyorum ya. "Sende öylece durup izledin mi.?" "Saçmalama abi. Gerçi gözümü dikip baksam onuda umursamazdı ya, neyse. "Belkide hissettirmesi..." "Hı? "Hissettirmesi lazım diyorum. Sence bir erkek arkadaşı olmuşmudur yada birini öpmüşmüdür? Kahkaha ile gülmeye başladım. "Cevheri öpmeye kalkacak erkeğin aklına şaşarım. "Düşünsene." Dedi abim. "Kaç kadın döğüş sanatlarını biliyor. İkizlerde bu yolda hiç birşeyden çekinmiyorlar. "Sen bu kadar..." "Abini küçümseme Aslan. "Dostu olanlarla ilgili sıkıntıları yok ama düşman kazanmaktada üstlerine yok. "Dost olarak kalmak isterim doğrusu. Cevher Aslan gibi bir düşman,yada rakip istemem. "Abimin söylediği şeylerden sonra bir süre düşündüm. Haklıydı. Birlikte arabaya bindiğinizde, "O adamın son durumu neymiş." Dedim. Baba kelimesini hâlâ kullanamıyordum. "Kötü." Dedi abim üzgün. Nihayet hastaneye geldiğimiz tetereddüt ederek girdim binaya. Önden giden abim durup arkasını dönerek bana baktı. Yerimde durmuş yumruklarımı sıkarak düşünüyordum. "Hadi yaparsın." Diyişi. Sessiz yürümeye davam ettim. Yoğun bakım odasının olduğu yere yaklaşırken karşıdan gelen bir grup insan gördüm. Benim tanıdığım birileri değillerdi. "Merhaba Âsım Karabey. Dedi elini uzatarak. "Sağolun." Dedi sadece ve uzanan eli sıkmadan yürümeye devam etti. "Görüşmek üzere." Dedi ve onlarda yürümeye devam etti. Hızlı adımlarla abimin yanına geldim. "Kim bu zırtapoz?" "Doğan ve Kartal Toprak ve itleri." "Babamın son halini görüp keyif olmaya geldim demiyorda hasta ziyaretine geldim diyor. Koridorun sonuna geldiğimizde yoğun bakım odasının önündeydik. Gençliğinde ne kadar da heybetli görünürdü. Uzun kalıplı,yakışıklı, sert, hiç gülmeyen acıması olmayan bana bir kere olsun oğlum demeyen adam erimiş bitmişti. "Âsım bey." Son durum ne doktor. "Ya kalp nakli." "Bu andan sonra nakil olsada garantisi yok. "Anlıyorum. "İnanın birşey olsa biz yapardık." Doktorla olan konuşmamız bittikten sonra abim babama uzun uzun baktı. "Hadi çıkalım. Hastaneden çıkıp önce şirkete abimi bırakacaktım. "Sağlam papuç değil. Yaptığı şirket işlerinin dışında da çok iş çeviren biri. Şimdi babamın durumunu gördüya aynı şeyleri bize teklif etmenin hesabını yapıyordur." Anladım. Cevher'i beklerken şantiye şefi ile görüşüp son durumla ilgili bilgi aldım. Bazı malzemeler eksilmiş olduğu için yavaşlayan kısımlar vardı. Ben telefondayken bulunduğum yere doğru gelen aracı görünce, Ben tekrar arayacağım." Diyerek telefonu kapattım. Gelen araç Cevher'in o acayip aracı değildi. Telefonu cebime koyup arabama yaslanarak gelenleri beklemeye başladım. Araba yanıma kadar gelerek arkada durdu. Doğan Toprak. Yanındaki adamı ile bana doğru emin adımlarla gelerek bir adım yanında durdu. "Merhaba Aslan Karabey." Yüzüne baktım sadece. "Merhaba." Dedim yarım ağız. "Seninle görüşmek istemiştim ama şirkette olmadığını bu bölgede olduğunuzu söylediler." Sonra etrafa baktı alıcı gözle. "Oo.. "Neden geldin Doğan Toprak." Bana baktı bir kaç saniye sessiz. "Abinle konuşmayı düşündüm ama zor bir insan anlaşamıyoruz. Diğer yandan seninle konuşmak daha kolay olur gibi geldi." "Hangi konuda. Yüzüme baktı. "Zekisin Aslan. Dişlerimi sıkmıştım. "Sanane lan.!" Dedim aniden yakasına yapışarak. Yanındaki adamı anında elini omuzuma dayayarak sıktı. Gözlerimi Doğan'dan kaldırıp yanındakine baktım. Doğan elini kaldırarak adamına, "Tamam sakin birşey yok." Dediğinde geri çekildi. "Sakin ol Aslan. Şimdi şu güçlü ellerini yakamdan çekersen daha rahat konuşuruz. Ne dersin.?" Ellerimi yakasından çekerek bekledim. "Son cümleni söyle." "Ben sana bir ortaklık teklif ediyorum. "Sen benim nakliye işlerimde bana yardım et. Dünyanın heryerine ulaşabileyim. Bende seni paraya boğayım. Daha zengin daha güçlü ol." Evet. "Bana bak Doğan. O anda Doğan ani bir hareketle neresine soktuğunu anlamadığım silahını çekip kafama dayadı. " Şşşiittt uslu dur Aslancık." Göz ucuyla silaha baktım. "Bassana! Dedim. Ama Doğan'ın kafasına dayalıydı. "Silahını iş ortağımın kafasından çekermisin lütfen. Duyduğum sesi tanıdım,Cevher'di. Ne ara gelmişti de konuya dahil olmuştu. Cevher: "Aslan Bey. Dediğinde Doğan'ın yakasını bırakıp geriledim. Doğan yerinde doğrulup silahını beline koyarak yakasını düzeltti. Aynı anda Cevher'e baktı. Tabi bende. Bende neden hâlâ adamı beni engellemiyor diye düşünüyordum. Meger Ege taşına takılmıştı. "Cevher Aslan... "Doğan Toprak... Dedi Cevher elindeki silahı beline takarak. "Hımm sanırım burası sizin için yapılıyor. Dedi bana bakarak. Sonra devam etti. "İyi yere dükkan açmışsın. "Kaşınma Doğan." Dedim tıslayarak. Cevher: " Küçük bir anlaşmazlık hepsi bu. " "Her küçük anlaşmazlıkta silah mı çekersiniz?" "Sizde hep silahlama gezersiniz. " "Evet." "Her neyse zaten konuşmamız bitmişti. "Teklifimi bir düşün." Dedi son kez bize dönerek. "Sende tehtidimi düşün." Dedim dişlerimi sıkarak. Ege ve Kadir 'de silahlarını yerine koyarak yanımıza geldiler. "Neler oluyor. "Canına susamış. Dedim üzerimi düzelterek. "Siz ne zamandır burdasınız. "Tabi adama bağırırken bizi duymamışsındır. Biz geldiğimiz de seni paraya boğmaktan bahsediyordu." "Ben onu daha önce boğmazsam iyidir. Dedim Cevheri alana yönlendirerek. "Bu arada buçuk borcumu ödedim." "Anlamadım?" "Bir buçuk can borcu... "Beni vurmayacaktı." "Benim baktığım noktadan öyle görünmüyordu." Dediğinde yüzündeki gevrek gülümsemeyi gördüm. "Tamam anladım. Kaldı bir." ***** "Alo." "Alo Doğan bey." " Nerdesin ?" " Şantiyedeyim. Şuan onları izliyorum. Alanı geziyorlar." "Gözün üzerlerinde olsun sürekli takip edeceksin. " " Tamam efendim." "Sadece şantiyede değil. Dışarda da takipte kal." " Anlaşıldı efendim." ******************************** Bölüm sonu canlar. |
0% |