Yeni Üyelik
35.
Bölüm

Y.C 35 Çirkin

@azamet_29_2

Selam güzellerim. Yeni bölüme hoşgeldiniz.
Oylarınızı ve yorumlarınızı daha fazla görmeyi umuyorum. Hepinizi seviyorum.😘😘
**********************************

"Eee.
Nerden başlamak istersiniz. "

Binaların tam ortasında kalan alanı görmek isyiyorum.

"Olur." Dedim Cevher'e yolu göstererek..

İnşaatın ortasındaki karışıklığı umursamadan geçerek alana geldik.
Elimizdeki proje ile alanı kıyaslayarak.
İncelemeyi sürdürdü.

"Sonradan bunu hatırlamak projeyi sıkıntıya sokmayacak gibi duruyor.
Evet.
Biz bu spor salonununda inşaa edilmesini istiyoruz. "

"Bu durumda şirketler arası ek bir anlaşma gerekecek."

"Evet.
Ne zaman uygun olursanız gelir hallederiz Aslan Bey."

Diyen Ege idi.
Cevherden önce o cevaplamıştı. Gayette resmi bir dil kullanmıştı.

"Ayrıca projenizinde hazır olması gerekiyor."

"Hazır sayılır bir gün sonra elinizde. " Dedi Cevher.

"O halde buyrun gidelim."

Abim şirkette, konuşur yeni bir anlaşma imzalarız.
Yalnız Şeref Beyde gelmeli. ".

"Gelmesine gerek yok onunda onayını aldık. Yani Âsım Beyle görüşmek üzere gidebiliriz."

"O halde daha fazla oyalanmaya gerek yok gidelim."

Arabalara geçip şirkete doğru yola çıktık.
Yolda abimi arayıp durumdan haberdar ettim.
Uygun bir anlaşma metni hazırlayacağını bizi beklediğini söyledi.
1 saat kadar sonra şirkete gelmiştik.
Birlikte ofise abimin yanına çıktık.

Abim bizi bekliyordu. Odaya girdiğinizde bizi ayakta ve güler yüzle karşıladı.
Önce Cevher'e elini uzatarak,

"Hoşgeldiniz.
Nasıl oldunuz.?
Umarım daha iyisinizdir."

"Teşekkür ederim Asım bey,iyiyim. Ayrıca size teşekkür etme fırsatım olmamıştı. Bu vesileyle teşekkür ederim yardımlarınız için."

"Rica ederim. Bununla geçmiş olsun.
Biz her zaman dostlarımızın arkasında oluruz."

Sonra Ege'ye dönerek elini uzattı.

"Hoşgeldin Ege."

"Hoşbulduk Âsım Bey."

"Lütfen oturun."

Hepimiz koltuklara oturduğumuzda Abim:

"Çay, kahve ne ikram edebilirim."

Cevher:
"Koyu şekersiz kahve "

Ege:
"Bende aynından alırım."

Abim kahveleri söyledikten sonra Cevher'e dönerek.

"Sanırım inşaat alanını gezdiniz."

"Evet eski proje üzerinden yeni proje için yer belirledik. "

Cevher yanında getirdiği planları ortadaki sehpaya koyarak açtı.
Abim ile birlikte bizde yeniden inceledik.

"Evet, diğer alanlara dokunmadan bu salon işini de halledebiliriz. " Dedi abim.

"O halde ek anlaşmayı imzalayabiliriz."

"Evet."

Abim yeni anlaşma metnini Cevher'e vererek okumasını uygun görürse imzalamasını rica etti.

İki tarafta imzaladıktan sonra kahvelerimizi içerek konunun üzerinden geçtik.

Sonrasın da unuttuğum Doğan konusu geldi aklıma. Abimi uyarmam gerekiyordu.

"Abi bugün şantiyeye Doğan Toprak geldi.
Senin dediğin gibi o adamın üzerinden bana iş teklif etti.

"Vay it.
Hiç vakit kaybetmemiş. Tam olarak ne söyledi.."

"Gel bana ortak ol diyor.
Dünyanın her yerine ulaşmasına paravanlık etmemi istiyormuş.
Karşılığında beni paraya ve güce boğacakmış.
Babandan daha güçlü ol öyleki gölgende kalsın diyor."

"Vay şerefsiz it!"

Cevher araya girdi.

"Doğan Toprak size takıntılı bence.
Gereksiz yere bir nedenden sizin şirketi kullanmak istiyor. Ben onun yerinde olsam sizi adım adım izler zayıf noktanızı ararım. Size karşı kullanmak ve zorlamak için."

Abim:
"Aynen katılıyorum.
Ama bizi vurabileceği zayıf bir noktamız yok, canımızdan başka. Biz onun gibi pis işler yapmayız.
Haa! Canımıza düşman olursa o da kendi tercihidir. Ölüm herkese var. O da dahil."

Cevher ayağa kalktı.

"Tedbir ömrü uzatır Asım Karabey.
Dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
Ayrıca kahve için teşekkürler biz artık kalkalım.
Proje hazır olunca size gönderirim. "

"Tamam dedikten sonra el sıkışıp vedalaşarak ayrıldılar."

"Cevher'in arkasından bende abime Doğan konusunun ayrıntılarını anlatmaya başladım.

*****

Ege ile birlikte Karabey'lerin şirketinden çıktık. Arabaya doğru giderken bir an başımın döndüğünü hissettim.
Sendeleyince Ege kolumdan tuttu.

"Patron iyimisin?"

"İyiyim sanırım tansiyonum düştü."

Dedim bir kaç saniye bekleyerek.

"Tamam geçti hadi gidelim."

"Patron daha düzelemeden kalkıp iş kovalıyorsun .
Bırak biz halledelim.
Şimdi seni eve bırakayım dinlen ben diğer kısmı hallederim. Sende akşam evde üzerinden geçersin.
Ama şimdi şirkete gelme.
Evde dinlen. "

"Tamam bugünlük böyle olsun."

Dedim sıkıntılı şekilde.
Ege'nin yüzünde bir rahatlık vardı. Kabul ettiğime memnun olmuştu.
Önce beni eve bırakacak sonra şirkete geçecekti.
Arabaya bindiğinizde eve kadar gözlerimi kapatıp biraz kestirmek istedim ama aklım okul projesinde dolaşıyordu.

Sonra aklıma gelen şeyle Ege'ye döndüm.

"Ege."

"Efendim."

"Depodaki patlamada iz bulabildimi Efe."

"Birşeyler bulduğunu söylemişti.
Hatta süpriz bir isim. "

"Recep mi?"

"Aynen.
Şuan kuyruğunda adamınız var. Takip ediyor.
İlk fırsatta paket yapıp alacak. "

"Güzell."

"O kadar malı havata uçurmak ne demek gösteririm ben ona.
Onu o bombanın üzerine oturtup gök yüzüne yollamazsam."

"Efendim geldik."

Kadir'in sesiyle fark ettim eve gelmiştik.

"Tamam.
Ben iniyorum siz devam edin."

Ege camdan kafasını uzatarak,

"Patron yine söylüyorum bi tatil yapmalısın."

"Önce işleri yoluna koyalım sonra belllki. " Dedim

"Ege ve Kadir'i yolladıktan sonra kapıya geldiğimde adamımın kapıyı açmasıyla ağır ağır yürüyerek içeriye girdim."

Daha bir iki adım atmıştım ki ayağımın dibinde siyah bir tüy topu gördüm. Miyavlayarak bacaklarıma sürünüyordu.
Şaşkınlıkla baktım.

 Şaşkınlıkla baktım

Arkasından da,

"Zeytin.
Zeytin nerdesin." Diye aranarak gelen Özge'yi gördüm.
Yerdeki zeytinden çok zeytin çekirdeğine benzeyen yavru kediyi ensesinden tutup kaldırarak,

"Bunumu arıyorsun." Dedim.

"Seni yaramaz saniyede nereye kayboldun."

"Özge.?
Birincisi neden bu saatte evdesin?
İkincisi,nerden çıktı bu zeytin çekirdeği kılıklı."

"Bugün okul yarım gündü.
Bu tatlı şeyide okulun orda arabanın altında kalmaktan kurtardım."

"Sonrada eve mi getirdin?
Barınağa bırakmalıydın."

"Kıyamadım Kardeşim.
Bizimle kalamaz mı?
Ne olur bizimle kalsin."

"Olmaz Özge.
Yarın barınağa bırakalım. Orada daha iyi bakarlar. Senin okulun var bizim de şirkette olmamız lazım bu hayvanada yazık olur, sıkılır."

"Kardeşim sen beni sokakta buldun aldın. Bende onu sokakta buldum.
Benim bir evim oldu. Onunda olsun ne olur burda kalsın.
Lütfeeenn!"

Dolu gözlerle gözüme bakıyordu Özge.
Yine dayanamadım bu kızın bakışlarına.
Derin bir nefes alıp verdim.

"Tamam ama evin içinde bir yere çişini yaparsa senden bilirim.
Bakımı ,temizliği, eğitimi sende ve odamdan uzak duracak tamam mı."

"Tamam. Söz veriyorum."

Özge yavru kediyi kucakladığı gibi odasına giderken,

"Yarın sana mama, kum, yatak birkaç ta oyuncak alacağım. Artık seninde benim gibi bir evin olacak.
Sende benim gibi çok şanslısın. Adını değiştiriyorum. Bundan sonra senin adın şanslı.
Tamam mı. " Dedi.

Onlar gidince kendimi koltuğa bıraktım. Üzerimde bi dengesizlik vardı hala. Akşam yemeğine kadar yatıp dinlenmeye karar verdim.
Odama çıkarak üzerimi değişip kendimi yatağıma bıraktım.
Gözlerimi kapattığımda kısa sürede uykuya daldım.

Kaç saat uyudum bilmiyorum ama uyandığımda daha iyi hissediyordum.
Yeni farketmiştim doktorun verdiği ilaçları bugün içmemiştim.
Yerimden yavaşça doğruldum. Pencereden baktığımda hava kararmıştı. Tabi odamda karanlıktı. Ayağa kalkıp ışığa bastım.

Sonra banyoya girdim duş almak için. Ama önce yaramdaki sargıyı çıkararak baktım. Yaram iyiye gidiyordu ama hâlâ kendini belli eden bir yaraydı.
Karnımdaki morluklara baktım sonra.
O şerefsizin itin attığı tekmelerin izi henüz kaybolmamıştı.
Daha fazla sinirlenmemek için bakmayı bırakarak küveti doldurmaya başladım.
Sıcak bir banyo iyi gelecekti.

Küvet dolunca içine şampuan döküp üzerimdekileri çıkarıp kendimi içine bıraktım. Bu sıcak duş rahatlamak için bire birdi.

Gözlerimi kapatarak sıcak suyun içinden aklımı toplamaya çalıştım bir süre.
Elimizde okul projesi,
Recep belası,
Depo ve malların yenilenmesi meselesi vardı.

Okul işi Karabey'lerdeydi. Aslan işinin hakkını verdiği için aklım kalmazdı. Ama şu Recep ve depo meselesi sinirimi bozuyordu.
Maddi açıdan büyük bir delik açmıştı.

Derin bir nefes alıp gözlerimi açtığımda yine zeytin çekirdeği kılıklıyı gördüm. Hemde küvete tırmanmıştı.

Arkasından da Özge'nin sesini duydum.

"Gel pisi pisi.
Nerdesin kızım. Gel şanslı gel hadi."

Küvetin kenarına tırmanan kediyi ensesinden tutup kaldırınca miyavlamaya başladı.

"Sen birde kızmısın. Çirkin kız."

Miyavlama sesini duyan Özge önce odaya girdi.

"Sakın burda olma kardeşim bana kızar yoksa. " Dedi sesi tedirgin geliyordu. Sonra da banyoya girdi.

"Şanslı. " Dediği anda beni görünce anında arkasını dönerek,

"Özür dilerim kardeşim.
Valla bakmadım. Birde Şanslı elimden kaçtı.
Bir daha olmaz. Kızma LÜTFEN!."

Bir elimle alnımı oğuştururken elimde bana bakan kediye baktım.

"Al şunu Özge. "

Dedim uzatarak.
Özge alel acele kedisini alıp hızla çıktı.

"Kendine bakamıyor kediye nasıl bakacaksa."
Dedim sakin kalmaya alışarak.

Banyoda işimi bitirip çıktıktan sonra giyinip aşağı indiğimde Efe ve Ege de gelmişlerdi.

Özge ise eline aldığı yumakla önündeki çekirdekle oynuyordu.

Bu evde nasıl ip yumağı vardı.
Kim örgü yapıyordu ?
Olsa olsa Sevim sultandır heralde başka kim olacak.

Sevim sultan yemek hazır diyince birlikte mutfağa geçerken

Ege:
" Nasılsın patron. "

"Daha iyiyim dinlenmek iyi geldi.
Sizde neler var."

"Proje işi yarın akşama biter."

Dedi Ege.

"Efe?"

"Recep'in ipini çekmeme az kaldı.
Depodan kurtarabildiklerimizi başka yere aldık.
Kalan kısım yenide yapılarak eski haline getirilecek. Ama zaman alacak."

"Anladım.
O it herif giderken son kazığını iyi attı. "

Masaya oturduğumuzda Özge de arkadan gelip oturdu.
Tabi o çekirdekde masanın altında ayaklarımızın dibindeydi..

Ege:
"Özge nerden buldun bu çirkin kara kediyi."

"Okulun orda buldum.
Kardeşimde kalmasına izin verdi."

"Özge unutma bakamazsan gider."

"Tamam kardeşim merak etme."

Yemeğe başladığımızda telefonumun sesini duydum. Salondan geliyordu. Koltuğa düşmüştü.

Özge hızla kalkıp,

"Ben getiririm." Diyerek salona gidip getirdi.

Aldığım telefonun ekranına baktığımda Anna'nın ismini görünce şaşırdım.

Hemen açtım.

"Alo Anna?"

"Alo Cevherim. Nasilsin kuzuum."

"Teşekkür ederim sen nasılsın Anna. Bi sıkıntı yoktur umarım."

"Yok. Kuzum.
Ben sani davet etmak için aradi. Yarin burda parti veriyori bean.
Senida bekliyor. "

"Öylemi.
Ne partisi bu? "

"Guzeall dostlarimin için bean yapti."

"Söz vermiyorum ama gelmeye çalışırım Anna.
Davetin için teşekkür ederim."

"Bean bekliyor mutleka Cevherimi.
İyi akşamlar kuzum."

"Sanada Anna."
Dedikten sonra kapattım.

Ege ve Efe bana bakarken Özge kafasını masanın altına sokmuş kediye yemek vermeye çalışıyordu.

Ege:

"Anna partimi veriyormuş."

"Evet."

"Ne partisiymiş bu?"

"Güzel dostlarım partisi diyor."

"İyi madem git işte patron.
Bir akşam kafanı dağıt dinlen."

"Evet kardeşim git, hatta bende gelebilir miyim."

Biraz düşündüm.

"Olabilir." Dedim Özge'ye bakarak.

"Oley. İlk kez seninle bir yere gideceğim.

"Hemen kendime bir elbise ayarlamalıyım." Diyen Özge kedisinide kaptığı gibi odasına koştu.

Ege:

"Özge yokken bende biraz kafa dinlerim. Her akşam kafa ütülüyor bu çenebaz."

*****

Ertesi akşam.
Parti için hazırnlamış salonda bekliyordum.
Ama Özge hâlâ ortalarda yoktu.

Küçük hanım bir türlü hazırlanamamıştı. Elbisesi makyajı mükemmel olmalıymış. İlk kez benimle bir yere gidiyormuş. Yanıma yakışmalıymış.
Ah bu ergenler.

"Eveet. Geldim kardeşim." Diyerek merdivenlerden inen Özge'ye baktım.

Buz mavisi elbisesi çok yakışmıştı. Saçlarını dağınık topuz yapmış yüzünde hafif bir makyaj vardı.

Bir ıslık çalarak.

"Çok güzel olmuşsun. Gözümü üzerinden ayırmamalıyım.
Bu gece birilerini dövmem gerekmez umarım."

"Gerçekten mi teşekkür ederim." Dedi yanıma gelip sarılırken.

"Sende çok hoş olmuşsun kardeşim.

Kadın olduğunu anlamayan kızlar sana çıkma teklif edebilir söyleyeyim.
Şu halinle sana aşık bile olabilirler. "

"Abartma Özge.
Benim her zaman ki halim."

"Ne abartması kardeşim. Başka hangi kadına takım elbise bu kadar yakışır.
Ya bu arada sana bir elbise ne kadar güzel olur biliyormusun kardeşim.
Bir gün giysen."

"Hadi Özge hadi. Ancak rüyanda.
Gecikmeden gidelim."

Özgeyi de alıp evden çıktım.
Kadir eşlik edecekti bu gece bize.

1bucuk saat sonra Anna'nın yerindeydik.
Müzik sesi uzaktan bile duyuluyordu.
Arabadan indim elimi uzatıp küçük hanıma yardımcı oldum.
Bu gece keyif alsın kendini özel hissetsin istiyordum.

Birlikte giriş kapısına yöneldim. Kadir bizim için kapıyı açarak yardımcı oldu.

Özge'yi koluma takarak içeriye doğru yürümeye başladım. Şöyle bir etrafa baktım çok değilse de kalabalıktı.

İlk gördüğüm kişi Aslan oldu.
Onun burda ne işi vardı.

*********************************

Bölüm sonu canlarım Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Sonraki bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın

 

Loading...
0%