@azamet_29_2
|
Selam canlar yeni bölüm geldi.
**********************************
"Aslan!
"Şimdilik burdayım."Sesi dişlerinin arasından çıktı.
"Ne oluyor?"
"Toprak'lar peşimde. "
"Ne. Neden.?
"Bir gemi dolusu mallarını batırdım."
Dedi kahkaha atarak.
"Yerini söyle yardıma gelelim."
Dedim Efe'nin öfkesine aldırmadan araya girerek.
"Artık çok geç." Dedi Aslan.
Kısa bir sessizlik oldu.
Sonrada büyük bir gürültü ile ses tamamen kesildi.
"Aslan.
Patron sonses bağırmıştı. Ama karşıdan ses gelmiyordu.
Kesin birşey olmuştu.
"Efe çabuk telefonun yerini bulun. Adamları hazırlayın çıkıyoruz."
"Nereye?"
"Nerede bulursak oraya. Çabuk olun!" *****
Cevher Aslan'la son görüşmemizden buyana 10 gün geçmişti.
Oysa Cevher konu okul olunca çok hassasdı. Her ayrıntıyla bizzat kendi ilgilenirdi. Hasan Babanın anısı derdi.
Efe Aslan ilk aradığıında telefonu açamamıştım.
"Tamda sırasını buldun." Dedim sinirle.
Attığım darbeye çok fena kızmışlardı.
İki gün önce ayarladığım adamım sayesinde Doğan toprağın kaçak mallarını karadenizin sularına gömmüştüm.
Doğan da bizim sırtımızdan mallarını dünyanın her yerine götürmek istedigini cesurca dile getirmiş, razı olmazsak elimizdeki inşaatı bir gecede havaya uçuracağını söylemişti.
Yani Cevher Aslan'ın okulunu kastetmişti.
Onlarda tamda bu yüzden bugün peşime düşmüşlerdi. Öldürmeden bırakmaya niyetleri yoktu.
Böyle bir anda Efe'nin ikinci aramasını açtım.
"Nerdesin lan!" Diye bağıran Efe idi.
"Ooo. Aslan Efe."
Dediğimde peşimde 4 araba vardı.
"Nerdesin lan söyle oraya geleceğim."
Efe beni Cevher ile aramızda geçen olay için aramıştı kesin. Bu sinirin başka açıklamasını bulamadım.
Cevher bugüne kadar ne olduğunu söylememişti bence. Efe de başka bir yoldan her şeyi öğrenmişti.
"Geciktin..." Dedim alaycı.
"Bu aramayı daha önce bekliyordum Efe Bey."
Dediğimde sağımdaki aracın yetişip beni sıkıştırmasıyla önce hızla frene bastım,sonrada kahretsin diyerek ara yola sapmak zorunda kaldım.
Bu arada Efe benim hâlâ rahat rahat yolda gittiğimi sandığı için,
"Sana diyorum trafiktesin nereye gidiyorsun,söyle gelip seni gebertecem. "
Dikiz aynamdan baktığım arabaları görünce. Söylediği şey saniyelik komik gelmişti.
"Üzgünüm Efe bey! "
Dedim gülümseyerek.
"Beni gebertmek istiyorsan sıranı beklemen gerekecek." Demiştimki.
Önüme geçen aracın camından çıkan Doğan'ın elindeki silahı görmemle arka arkaya iki el ateş etti.
Kurşunlar ön camdan girip biri boş koltuğa diğeri sol koluma isabet etmişti
"Aahh!" Dedim hayri ihtiyari.
"Kahretsin!
Dediğimde karşıdan gelen sesle anlık zaman durdu.
"Aslan nerdesin ne oluyor."
Duyduğum ses Cevher'in sesiydi.
"Aslan!
Yine Cevher'di sorunun sahibi.
"Şimdilik burdayım."
Dedim dişlerimin arasından.
"Ne oluyor?"
"Toprak'lar peşimde. "
"Ne. Neden.?
"Bir gemi dolusu mallarını batırdım."
Dedim kahkahayla.
Geminin battığını duyduğum anki keyifin tadı hâlâ damağımdaydı.
O anda bir kurşun daha geldi motora.
"Yerini söyle yardıma gelelim." Diyen Ege'nin sesini duydum arkadan.
"Artık çok geç."
Dedim telefona bakarak.
Sonrasında hatırladığım son şey bariyerlere çarpan arabamla araziye doğru uçmamdı. *****
"Efe buldunmu."
"Bulduk patron, çıkalım."
Efe adamımıza numarayı verip acil konum belirlemesini istenmişti. Aldığımız haberle apar topar ofisten çıktık.
Garaja indiğimizde iki araba hazır bizi bekliyordu.
Biri Kadir ve benim araba diğeri adamlarım ve minibüs.
Hızla araçlara bindik.
"Söyle nerede. "
"Çevre yolunun dışında ilçe yolu sapağı. Ama konum arazide görünüyor."
"Yani yolun dışına savruldu."
Dedi Ege.
"Büyük ihtimalle yoldan çıkıp araziye uçtu."
Efenin söylediği şeyle yüzüne baktım.
"Çok sürer mi ?"
"1 saat falan."
"Kadir bas gaza."
"Tamam efendim."
Efenin dediği bölgeye geldiğimizde gerçekten 1 saat olmuştu.
Yanan arabaya yaklaşırken Efe'nin yüzüne baktım.
"Telefonu burda."
Dedi
Aslan'ın arabasıydı ve cayır cayır yanıyordu.
"Aslaann!"
"Patron dur tehlikeli."
"Ege bırak."
Arkamızdan gelen itfaiyeyi gördüm sonra. Birileri haber vermişti.
10 -15 dakika sonra araç tamamen sönmüştü.
"Kimse yok.
Diyebildim.
O zaman neredeydi.
"Hâlâ yaşıyor." Dedi Efe.
" Yoksa burda olurdu.
Efe'ye baktım. Kollarını göğsünde birleştirmiş kaşları çatık, yanmış arabaya bakarak kendi kendine konuşuyordu.
"Toprak'larda öyle yapacak.
Efenin gerçekçi tatminleri boş çıkmazdı.
"Hadi gidiyoruz." Dedim.
"Nereye ? "
"Âsım beyin yanına Ege.
Tekrar asfalta çıkıp adamlara işaret verdim.
Birlikte araçlara dönüp Âsım beyin yanına gitmek üzere yola çıktık. *****
Karabey Holding'e geldiğimizde hiç oyalanmadan direk Âsım beyin olduğu ofise çıktık.
Âsım Bey masasında oturmuş birleştirdiği ellerine bakarak düşünüyordu.
Kapı sesiyle başını yavaşça kaldırıp bize baktı.
"Asım Bey. Sanırım durumdan haberiniz var.
"Evet var."
"O halde neden burdasınız ? "
"Doğan piçinin tekrar aramasını bekliyorum.
"Böyle oturup o şerefsizin aramasını bekleyeceksiniz.
"Evet Ege.
Dedi Âsım dişlerini ve yumruklarını sıkarak.
"Nereye götürmüş olabilir."
"Bu şehirde bir çok yeri,bir çok pis adamı var. Her yerde olabilir."
"Aptal Aslan." Dedim yerimde ileri geri yürüyerek.
"Neden gidip adamın gemisini batırıyorsun."
"Çok istiyorsan polise ihbar et yakalat."
"Doğan sizinde bildiğiniz gibi bizim şirketi kendi pis işlerine paravan yapmak istemişti.
O kadarki kabul etmezsek okul inşaatını bir gecede havaya uçurmakla tehdit etmiş.
"Nasıl? Yani bizim okul inşaatınımı uçuracakmış."
"Aslan'ı delirten bu oldu sanırım.
*****
Motordan çıkan dumanlar dahada artmış,ufaktan alevler vardı. Arabam düz bir şekildeydi ama ,buraya kadar takla atarak gelmiştim sanırım.
Görüşüm bulanık sol kolum ise uyuşuktu. Kan kaybetmiştim. Hemen kemeri açtım.
Şerefsiz sürüsü dışardaydı.
Ayı durmadı yanıma gelerek beni tekmelemeye başladı.
Doğan:
Yanıma eğilip yakamdan tutarak kaldırdı. Sana bunu öyle bir ödeteceğimki..
Sesli şekilde gülerek yüzüne baktım.
"Seni ölmekten beter edecem.
Dedi beni yere savurup ayağa kalkarken.
"Kartal"
"Bizim baytarı depoya çağır.
Ayıboğan al bunu bagaja tep. Birileri gelmeden gidelim."
Duyduğum son cümleydi bu sonrası yok.
******
Gözlerimin üzerinden damlayan sulardan başımı iki yana sallayarak kurtulup etrafıma baktım. Şuan belden üstüm çıplak bir sandalye üzerinde ellerim arkadan bağlıydım.
Doğan:
"Hiç uyanmayacaksın sandım." Dedi alayla.
Kartal:
"Boğaç.
Ayıboğan aslında Ayıboğaç'mış meğer.
"Gelir şimdi abi."
"Kartal."
"Buyur abi."
"Dediğimi unutma."
"Sen merak etme abi, çok eğlenceli olacak."
"A, bu arada Aslan Bey.
Nefretle baktım yüzüne. Burdan çıkarsam onuda götürmeyi yazdım kafama.
O sırada kapı açıldı. Elinde çanta biri içeri girdi. Kapının önünde ve ışık arkasında kaldığından yüzü anlaşılmıyordu.
"Gel baytar.
Gelen adam çantasıyla yanıma yaklaştı. Koluma baktı önce.
"Dokunma, yardım falan istemiyorum."
Dedim dişlerimin arasından hırlayarak.
"Seni kayırmıyorum Karabey meraklanma.
Dediğinde gözlerindeki bakışı hiç sevmedim.
Gelen adam ayağa kalkarak Doğan'a,
"Kurşun içerde hâlâ. " Dedi.
"Biliyoruz heralde lan!
Adam çantasına eğilip bir şırınga çıkardı.
"O ne olacak.? " Dedi Doğan.
"Kolunu uyuşturmam gerekiyor."
"Gerek yok."
"Ama Doğan bey.."
"Aması yok ,uyuşturmayacaksın.
"Bu şekilde olmaz.
"Ayıboğan sana yardım eder.
Değil mi Ayıboğan."
"Evet abi." Dedi ayı sırıtarak.
Duyduklarımla sinirim bozulmuş halim olmasada gülmeye başlamıştım.
"Gül Karabey gül.
Yanımdaki adam kısık sesle.
"Abi senin bu katillerin elinde ne işin var."
Yüzü tanıdıktı.
"Ali?"
"Benim abi.
"Boş ver, ne diyorsa yap."
Demiştim ki Ayıboğan elinde sandalye gelip, oturduğum sandalyenin arkasına sandalyesini koyarak oturdu.
Kusura bakma abi Dedim içimden.
"Başla." Diye emir veren Doğan'la Ali'nin elindeki neşteri kolumda hissettim.
Canım ne kadar yanarsa yansın Doğan'ı daha fazla eğlendirmeyecektim. Üstelik abim bu videoyu izlerse canı benden fazla yanardı, biliyordum.
Sonunda Ali'nin işi bittiğinde bende nefes nefese yığılıp kaldım. Kurşunu çıkarmış dikiş atmıştı. Sonrada sardı.
Şuan kolummu yoksa çenem mi daha fazla ağrıyordu karar veremiyordum.
Arkamdaki ayı kolunu boğazımdan çektiğinde başım ona düştü. Ayağa kalkarken omuzuma vurarak,
Doğan ve Kartal'ın yanına giderek çekilen videoyu izlemeye ve konuşmaya başladılar.
Ali ayağa kalkarak benim işim bitti. Dediğinde Doğan yüzüne bile bakmadan,
"Tamam çık." Dedi.
Başım öne eğik sedece konuşulanları duyuyordum.
O sırada bağlı olan elimde bir şey hissettim. Parmaklarımla ne olduğunu anlamaya çalıştığımda neşter olduğunu anladım..
"Asım'a yolla." *****
Yarım saattir Âsım Beyin odasında gelecek telefonu bekliyorduk.
"Yeter.
"Biraz daha bekleyelim."
"Asım Bey size inanamiyorum."
"Bakın Cevher Hanım. İnanın şuan delirmemek için kendimi zor tutuyorum.
"Aslan'ı da kaybedemem."
"Anlamadım?"
"Siz gelmeden önce hastaneden haber geldi. Babam kalp krizi geçirmiş.
Söylediği şey ve gözlerinde gördüğüm hüzünden sonra sadece,
"Başınız sağolsun." Diyebildim.
O sırada telefona gelen mesajla Asım Bey'e baktık.
"Video yollamış" Dediğinde hepimiz Âsım beyin arkasına geçerek açtığı telefonun ekranına odaklandık.
Asım bey gelen videoya basarak açtı. Gördüğümüz şeye hayretle baktık.
"Aslan bir sandalyeye bağlı şekilde oturuyordu. Yüzü vücudu kolu yara bere içinde kolundan ve alnından kan sızıyordu. Arkasındaki iri yarı adam
Aslan'ın hissettiği acı yüzünden okunuyordu. Ama ilk an hariç sesi çıkmamıştı.
"Kolunu uyuşturmamışlar."
Söylediği şeyle Efe'nin yüzüne baktık.
Video bitip Doğan'ın aramasını görünce hemen açtı Âsım.
Şuan karşıdaki Doğan'a gün yüzü görmemiş küfürler savunuyordu.
" Sakin ol Asım Karabey.. "Dedi Doğan iti.
"Sen buna tedavimi diyorsun orospu çocuğu."
"Biraz daha devam edersen sana kardeşini parça parça yollarım Âsım.
Önce gemimin yerine gemilerinden birini vereceksin. Sonrada batırdığınız gemideki mallarımın bedelinin iki katı olarak ödeyeceksin.
Arkadan gelen Aslan'ın sesini duyduk sonra.
"Abi sakın! Sakın yapma! "
Sesi o kadar zor çıkıyorduki.
"Bunu yaparsan kendi kafama sıkarım."
*********************************
|
0% |