@azamet_29_2
|
"Bırak.!!"
" Bırak!"
Diyordu. Ama elim hâlâ önümdeki adamın gırtlağında ve sıkıyordum.
"Cevher..." Dedi Aslan.
"Cevher...
Derken öksürmeye başlayınca adamı bırakıp Aslan'ın yanına geldim.
"İyimisin.?
"Tamam."
Kazım koşarak çıktı.
"İyiyim." Dedi Aslan, maskenin altından çıkan boğuk sesiyle.
"Bu kasabı tanıyormusun?"
"Hıhı." Dedi zorlukla.
Arkamdaki adam yanımıza gelip,
"Abi özür dilerim.
Yanımdaki adamın yakasından tuttum yeniden.
Kolumda hissettiğim el durdurdu beni.
"Dur."
"Senin suçun yok Ali."
"Ne oluyor burda anlatın hemen!"
"Sen değil!
Dedim emir verircesine.
Aslan gözlerini devirirken, adam yüzünü sıvazlayarak,
"Aslan abiyle biz okuldan tanışıyoruz.
"Klinik?
"Veteriner klinigi.
Doğan yaralıydı.
"Ben anlamam. Ben veterinerim desemde dinletemedim. Sürekli kızımı tehdit olarak kullandı.
O gün de Aslan abi için çağırmış.
Tam kolununu uyuşturacakken ruh hastası herif izin vermedi. İtiraz ettim ama..."
"Ama kızına birşey olmasın diye yapmak zorunda kaldın."
"Evet.
Konuşmamız bitmeden doktor girdi kapıdan. Biz kenara çekilirken doktor
Ali'yi kolundan tutup dışarı çıkardım.
"Şuandan sonra Kartal ve Doğan bela olmayacak başına."
"Cebimden kartımı çıkarıp Ali'ye verdim. Bir sıkıntı olunca yada Kartal'ı görürsen bizi ara."
"Tamam,çok teşekkür ederim."
"Hadi şimdi git. Sonra ziyaret edersin abini."
Ali giderken tekrar odaya girdim.
"Bir sorun görünmüyor.
"Tamam doktor bey sağolun."
Doktor odadan çıkarken bende Aslan'ın yanına gelip yatağın ayak ucuna oturdum.
"Ali..?" Dedi. Maske yüzünden boğuk çıkan sesiyle.
"Yolladım.
Gözlerini kapattı.
"Sor."
" Soracağım birşey yok.
" Kalkınca soracaksın yani."
"Konuşupta kendini yorma."
Aniden,
Bir süre birbirimizin gözlerine baktık.
"Kalbi 3 kere duran birine göre fazlasıyla iyisin."
Dedim ayağa kalkarak.
"Asım beyin dediği gibi bu aptalın başından 24 saat ayrılma." Diyerek ayağa kalkıp kapıya yöneldim.
Dönüp bir kez daha baktım Aslan'a. Sonrada odadan çıktım.
Ege dışarda beni bekliyordu.
"Hadi gidiyoruz, burda işimiz bitti." *****
Gözlerimi üzerindeki ağırlıktan kurtarırken sanki yıllardır kapalıymış gibi hissettim.
Ne zamandır burdaydım bilmiyorum. Ama vücudum yatağa gömülmüş gibi hissediyordum.
"Aslan Bey.
Yapabildiğim kadarıyla açtığım gözlerimle doktorun yüzüne bakarak başımı salladım yavaşça.
"Şuan solunum cihazına bağlısınız. Birazdan çıkaracağım.
Başımı salladım yine evet anlamında.
Özel odaya geçtiğimizde abimin hızla yanıma geldiği gördüm. Yüzünde hem sevinç hem üzgün bir ifade vardı.
"Nasılsın koçum?"
"İyi." Diyebildim sadece.
Çünkü hâlâ boğazım acıyordu o alet yüzünden.
Abim:
Dua et yaralısın!
Diye patladı. Ne diyebilirimki abim kaç gündür delirmiş olmalıydı.
"Kazım!"
"Buyur abi."
"24 saat bu aptalın yanından ayrılmayacaksın."
"Tamam abi."
Üstüne birde aptal olduktan sonra abim bütün sinirinide alıp odadan çıktı. Ağırlığı artınca tekrar kapattım göz kapaklarımı. Yediğim azarı sindirim umuduyla tekrar uykuya geçtim.
Gözlerimi tekrar açtığımda ilk gördüğüm duvara kıstırdığı Ali'nin boğazını sıkan Cevher'di.
"Lan hayvan herif. Senin canını almazmıyım. Senide öyle diri diri kesmezmiyim lan.! "
Diyerek Ali'nin boğazını sıkıyordu.
Ali elleriyle Cevher'in kollarından tutmuş nefes almaya çalışıyordu.
İlk seferinde konuşamasamda ikincide,
"Bırak.!!" Diyebildim zar zor çıkan sesimle.
Ama elleri hâlâ Ali'in gırtlağında ve sıkıyordu.
"Cevher..." Dedim bu kez.
"Cevher.
Derken öksürünce adamı bırakıp hemen yanına geldi.
"İyimisin.?
"Tamam." diyen Kâzım koşarak çıktı.
"İyiyim." Dedim.
Bu kasabı tanıyormusun?
Gözlerimi kapatıp.
"Hıhı."
Ali yanımıza geldi.
"Abi özür dilerim.
Dediğinde Cevher yeniden yakasına yapıştı.
Kolumdan tuttum.
"Dur." Dedim.
Cevher:
Tam anlatacakken,
"Sen değil!
Ali yüzünü sıvazlayarak,
"Aslan abiyle biz okuldan tanışıyoruz."
Ali ile Cevher konuşurken doktor içeri girdi. Doktor beni muayene ederken Cevher Ali'yi de alıp dışarı çıktı.
"Bir sorun görünmüyor.
"Tamam doktor bey sağolun."
Doktor odadan çıkarken Cevher yanıma geldi.
Kollarını göğsünde birleştirip bana bakmaya başladı.
"Ali..?" Dedim. Nerde anlamında. Adamı dışarı çıkarmıştı ve geri gelmemişti.
"Yolladım.
Onaylar şekilde gözlerini kapattım.
"Sor." Dedim.
" Soracağım birşey yok.
"Kalkınca soracaksın yani."
Daha fazla kendimi tutamadığım için devam ettim.
"Cevher Aslan neden burdasın?
O gün bana nefretle bakarak silah çekmişti. Öldürmesede yaralamıştı.
Gözlerine baktım...Baktım.
"Kalbi 3 kere duran birine göre fazlasıyla iyisin.
Kâzım.
Diyerek ayağa kalkıp kapıya yöneldi sonra dönüp bir kez daha baktı. Sonrada çıktı.
Dışardan gelen sesini duydum.
"Hadi gidiyoruz, burda işimiz bitti."
Derin bir nefes aldım, ve verdim.
"Kazım."
"Buyur abi."
"Neler oldu anlat."
"Neyi abi?"
"Kazım beni yorma."
Kazım'ın yüzü düştü.
"Abi benim bildiğim sen kaybolduktan sonra Cevher Aslan ve ikizler seni telefon sinyalinden ararken Doğan iti Âsım abiyi arayıp Aslan benim elimde demiş.
Gemi ve para istemiş. Âsım abi nerde olduğunu bilmiyordu. Arayamıyorduda çünkü Doğan seni öldürmekle tehdit etmiş.
Sonra ikizlerden Ege videoda tır sesi duymuş. Âsım abide Doğan'ın tır giriş çıkışlı depolarını bulunca ikiye ayrılıp baskın verdik. Seni Cevher ve Efe buldu. Seni bulduklarında ağır yararıymışsın.
"Nasıl?"
"Suni tenefüs ve kalp masajı yapmışlar."
"Ne? " Dedim bu kez.
"Cevher mi? Yapmış."
Duyduğum şeyle gülmeye başladım. Ama yaram acıyınca dişlerimi sıkıp inleyerek durmak zorunda kaldım. Ama yinede gülme isteği geliyordu.
Cevher Aslan.. Ha!
"Ee sonra?"
"Seni buraya getirdiklerinde hemen ameliyata almışlar. Biz geldiğimizde ameliyattaydın."
"Cevher ne yapıyordu?"
"Ameliyathanenin önünde yerde oturuyordu."
"Bak sen.
Dedim gülümseyerek.
Öte yandan kader birşeylerin altını kurcalıyordu bence. Kaçırıldığında o nu ben bulurken benide o bulmuştu. Ben onu hastaneye yetiştirirken, o beni getirmişti.
Abimin söylediği şeyi hatırladım.
*****
"Gel Efe.
Nerdesin,nelerle uğraşıyorsun neden görünmüyorsun diye soracaktım.
" Bazı işler birikmişti onları hallettim. Güvenlik işini bir üst seviyeye çıkarmaya çalışıyoruz.
"Birde ne?"
"Konuşmak istediğin bir şey var."
Derin bir nefes alan Efe yanıma yaklaşarak en yakın koltuğa oturdu.
"Senin çağırmanı bekledim ama çağırmadın. Malûm senden bir açıklama bekliyorum hâlâ."
"Ne açıklaması?"
Dedim dikkat kesilip koltuğuma yaslanarak. Daha önce hiç böyle birşey beklemeyen Efe, ikidir benden açıklama bekliyordu.
"Hâlâ anlatmanı bekliyorum."
"Neyi anlatmamı bekliyorsun? "
"O it herifle aranızda ne olduda onu vurdun."
"Kimden bahsediyorsun. "
"Aslan Karabey...
Buna rağmen,sınırını geçen birini kaybolduğu anda peşine düşüp aradın."
"Oda bize yardım etmişti."
"Aynı şey değil. Biz kimsenin sınırlarını geçmedik.
Ayrıca yanan arabasının önünde verdiğin tepki.
Cevher Aslan...
Efe'nin sözleriyle afallamıştım. Dışardan, gerçekten böylemi görünüyordu durum.
"Bir şey olduğu yok. Sana öyle gelmiş."
"Cevher...
Neye üzülürsün, neye kızarsın, neye öfkelenirsin hepsini iyi biliyorum.
Odanın balkonunda tek başına sabahladığın gecelerin sayısını, saçlarını yolarak ağladığın günlerin sayısını en iyi ben biliyorum.
İçinde yaşadığın savaşlardan, dışında yaşadığın savaşlara kadar şahit oldum.
Efe'nin anlattıklarını hayretle dinliyordum.
Elimde oynadığım kalemide alıp ayağa kalktım.
"Ne demeye çalışıyorsun Efe açık konuş."
Yüzüme baktı.
"Kafandaki her neyse açık söyle."
"O adamı sevme!"
Dedi tek nefeste.
"Bu dünyada hiç kimse seni benim kadar tanıyamaz ve benim gibi sevemez."
Bu duyduğum ikinci cümle beynimde ve kulaklarımda bomba etkisi yarattı.
"A.
Ayağa kalktı Efe.
"Bu dünyadaki hiç bir erkek seni benim kadar sevemez dedim."
"Efe sen içki falanmı içtin."
"Hayır." Dedi dudağındaki gülümseme kırıntısıyla tekrar oturarak.
Önündeki sehbaya takılı kaldı bakışları.
"Ama düşünmedim değil. Karşına geçip,
Ayık olmak istedim. Ne kadar ciddi olduğumu gör istedim."
"Sen iyi değilsin Efe.
"İyiyim hemde hiç olmadığım kadar iyiyim.
O çıkmazsa ben çıkacaktım. Yoksa kendimi tutamayabilirdim.
" Sana olan sevgimi ispatlamam için bana bir şans veremezmisin.?"
Efe'nin dudaklarından yalvarırcasına çıkan cümleyle durdum.
Kendimi terasa attığımda derin bir nefes çektim.
Önce Aslan,sonra Efe.
Arkamdaki ayakkabı sesiyle arkamda duran kişinin Efe olduğunu tahmin edip hızla arkamı döndüm.
"Ege?"
"Patron hayırdır. Ofisten sinirle çıktığını görünce bir şeymi oldu diye bakmak istedim. Bir sorun mu var."
"Ne olduğunu bilmiyorsun öyle mi?"
"Hayır ne oldu. İşlerlemi ilgili.?"
Ege'ye baktım. Gerçekten bilmiyormuydu, yoksa numaramı yapıyordu. Bu ikizler birbirinin nefesini bilirken, Ege Efe'nin söylediklerinden bir haber olabilirmiydi.
Hiç sanmıyorum.
*********************************
Evvet bölüm sonu canlarım.
|
0% |