@azamet_29_2
|
"Şanslı, şanslı. Gel buraya, yine kardeşimin odasına girersen bu kez beni affetmez." "Aahh.! Dikkat etsene sırık." "Dikkat etmeyen sensin ufaklık. "Bana ufaklık deme dedim kaç kere. "Sen başlattın. "Sırık demek daha kolay, hehehe." "Neyse millet nerde onu söyle." "Efe abi bahçede adamları azarlıyor. Kardeşim spor odasında bir saatir. Heralde kum torbası patlamıştır bu sefer. Kahvaltıda masada olacaklarmış" "Tamam. "Öyle olsada senden iki dakika büyükmüş. Hem abi kelimesi ona uyuyor ama neresinden bakarsam bakayım sana uymuyor napiim. Hadi ben kaçtım." "Bacaksız ne olacak." "Ege?" "A. Patron? "Evet. Onu bi değiştirirmisin lütfen." "Ne? Gercektenmi patladı. "Odama çıkıp geleceğim, birşeymi var o sesler neydi." "Hayır. "Yinemi benim odama gidiyordu. Çirkine bak sen, benim odama göz koydu." Dedim gülerek. "Efe nerde?" "Bahçedeymiş gelir şimdi." "Bi duş alıp geliyorum siz oturun." "Sorun değil bekleriz." ***** "Günaydın." "Günaydın patron." Diyen ikizlere baktım. Efe yüzüme daha rahat bakıyordu. "Günaydın kardeşim." "Günaydın Özge." "Kardeşim kızmazsan senden bir şey isteyebilirmiyim." "Neymiş, saçma birşey değilse iste." Dedim önümdeki çaydan bir yudum alarak. "Şimdi arkadaşım Dilara'yı tanıyorsun." "Hayır tanımıyorum okula bırakırken bir iki kere gördüm o kadar." "Tamam işte tanıyorsun." Dedi gülümseyerek. "Ee." "Şimdi onun ana okulu öğretmeni olan bir ablası var adı Yasemin. Yarın çocukları piknik için mesire alanına götürecekmiş ve Dilara'dan yardım istemiş. Dilara'da bana sende gelirmisin diye sordu. Hem ablasına yardım ederiz hemde eğleniriz dedik." Ege aniden ağzındaki çayı yere püskürerek kahkaha atınca hepimiz ona baktık. Elleri karnında iki büklüm hem öksürüyor hem kahkaha atıyordu. "Ne gülüyorsun be sırık!" Dedi Özge sinirli şekilde. "Sen elindeki çirkin kedine bile bakamıyorsun. Dediğinde biraz da olsa hak vererek gülümsedim. Özge'yi üzmemek için belli etmemeye çalışırken, Efe'nin de benimle aynı durumda olduğunu gördüm. Gülmemek için yanağını içini ısırıyordu. Ege sakinleşip derin bir nefes alınca, "E o zaman yardım edersin heralde Ege." Dediğimde bu sefer kahkaha Efe'den geldi. "Özge'nin yanında biri olmadan izin veremem." "Hayır patron. Dedi yerinden kalkıp salona geçerken. Efe ile birlikte ne konuştuklarını anlamaya çalışıyorduk. "Tamam anlaştık cadı. "Yarın." Dedi Özge gülümseyerek. "Ne söyledinde ikna oldu." "Sabah neden Efe'ye abi diyorsunda bana sırık diyip duruyorsun diye söyleniyordu. Diyince bu kez kahkahayı ben patlatmıştım. "Kardeşim. "Nedir." Dedim hâlâ gülerek. Bize büyük bir araç lazım 15 çocuk Dilara,Yasemin ben Ege yardımcı anne. Kalabalığız yani. Piknik malzemeleride var. "Ben ayarlarım." Dedi Efe. "Olley." Diyen Özge önce bana sonra Efe'ye sarıldı. "Teşekkür ederim. Masada Efe ve ben kalınca, "Nasılsın.?" Dedim aramızda geçen şeyleri atlattığını umarak. "İyiyim.? Dedi gözleri tabağında. "Bir hafta boyunca düşündüm. Bir süre sessiz durdu. "Bir haftadır Dilan'ı izliyorum." Dedi konunun merkezini değiştirip. "Benim sana uzaktan baktığım gibi bakıyor. Benim senden çekindiğim gibi çekiniyor. Yanımdayken başka, işini yaparken başka biri gibi davranıyor. " "Ve sizin için bir engel yok." Dediğimde bana baktı. Ayağa kalkarak mutfaktan çıkarken, "Deneyeceğim." Dedi. "Sevindim. O sırada geri döndü. "Kimmiş." "Soykan." "Ne istiyormuş acaba." Dedi geriye yaslandım. "Özür dilemek için gelmiş olabilirmi.?" Dedim gülümseyerek. "Bilmem." "Gidip anlayalım o zaman." ***** Şirkete geldiğimizde saat 10 olmuştu. Soykan saat 13:00 de gelecekti. "A bu arada efendim sabah yaşlıca bir adam geldi." "Kimmiş." "Adı Yasir'miş. " "Yasir? A evet o gün lastik değiştirirken tanıştığım amca. " "Anlamadım efendim." "Önemli değil. Şimdi nerde? "Hay Allah." "12 de tekrar gelecek." "Anladım gelir gelmez hemen haber ver bana. " "Peki efendim." Saat 12 ye kadar diğer işlerimi halledip Yasir amcayı beklemeye başladım. "Efendim Yasir bey geldiler." Hemen ayağa kalkarak, "Buyursun." Dedim. Yaşlı adam çekinerek girdi kapıdan. "Yasir baba buyur hoşgeldin." Dediğimde dikkatini çekebildim. Kolundan tutarak koltuğa yönlendirdim. "Buyur otur lütfen. "Peki efendim." "Yasir baba nasılsın görüşmeyeli." Dedim gülümseyerek. Ama hala şaşkın odaya bakıyordu. "Baba iyimisin.?" "Kusura bakma evlat. Ben Buraya gelirken böyle birşey beklemiyordum. Bana Aslan holdinge gel dediğinde sahibiyim dememiştin." Gülümsedim. "Hayır." "Neden?" " Ne bileyim işte çekinirdim." "Bu yakışıklı bey kim baba." Dedim konuyu değiştirip. "Torunun mu?" "Evet." "Yakışıklı adın ne?" "Fatih." "Bende Cevher,memnun oldum Fatih." Biz konuşurken kapı tıklayarak Esra içeri girdi. Elindeki kahveleri ve meyva suyu ile keki orta sehpaya bıraktı. "Sağol Esra." Dedim çıkarken. "Ee.. Yasir baba bir sıkıntı var değilmi. Çekinmeyin lütfen anlatın." " Şey." Dedi yaşlı adam bir yudum kahveden sonra. "Aslında kimseden birşey istemek adetim değildir. Buraya gelirken bile çekinerek geldim. Fatih bu yıl okula başlamıştı ama malum yanıma gelmek zorunda kaldılar. Şimdi okulu yarım kaldı. Bizim evin yakınlarında okul yok. Maddi durum olmayınca servis imkanıda olmadığı için okula gidemiyor. Kız iş arıyor ama oda bulamıyor. Benim bi emekli maaşıda işte malum, yetmiyor." Yüzüne bakarak gülümsedim. "Gerçektenmi? "Şükür. "Sağol kızım ne diyim. Allah razı olsun." Yerimden kalkarak kapıyı açtım. "Esra bana Dilan'ı yollarmısın lütfen." "Tamam efendim." Kapıyı kapatıp, "Yasir baba şimdi gelen bayan senin işinle ilgilenecek. O sırada kapı tıkladı Efe ve Dilan geldi. "Gelin." Efe ve Dilan Yasir babaya ve ufaklığa baktı. "Dilan, bu Yasir bey ve torunu Fatih. "Tamam efendim. Sağol kızım Allah razı olsun." "Ne demek Yasir baba. "Yasir baba Dilan'la çıktıktan sonra Efe gelip koltuğa oturdu. "Amca kimdi." "Bi tanıdık." Dedim sadece. Efe: "Lar derken o piç heriftemi gelmiş?" "Hayır Cafer Soykan ve kardeşi Cahit Soykan. "Anladım gelsinler bakalım. Ben cümlemi bitirirken kapı yine tıklayarak Esra girdi. "Efendim Soykan kardeşler geldiler. " "Buyur et." "Peki efendim. " "Buyrun lütfen." Diyen Esra ile Soykan kardeşler içeri girdiler. "Buyrun beyler hoş geldiniz. Cafer Soykan'la müşerref olmuştuk. Yanındakide kardeşi Cahit Soykan'dı. Ben kendi koltuğuma Efe ve Ege masamın hemen önündeki koltuklara Soykan'lar da bir sonrakilere oturdu. "Ne içersiniz beyler." "Türk kahvesi lütfen." "Esra. Esra çıkarken, "Bu ziyareti neye borçluyuz beyler." Cafer: "Öncelikle o gün için yiğenim adına sizden özür dilemek isterim." "O konuyu kapattık. Esra gelip kahveleri bırakıp çıktıktan sonra devam ettik. "Gerçekten utanç verici bir durum üzgünüm. Babasını kaybettikten sonra aklı karıştı." "Aklı karışmaktan ziyade uçkuruna dolaşmış. "Aslında hayır. Aslan holding'i gıyabında biliyorduk. Bu yüzdende. Geriye yaslanıp bekledim. "Mısırda bir otel projemiz var ve size bizimle ortaklık teklif ediyoruz." "Duyduğum şeyle şaşırdım. İyi bir teklif olabilirdi ama kabul edeceğim birşeyde değildi." "Teklifiniz bizi memnun etti. Lâkin hemen cevap verebileceğim birşey değil. " "Tabiki. Cahit: "Eğer ortaklık teklifimizi kabul ederseniz kendi adıma gerçekten memnun olacağım. Dedi gülümseyerek. "Sizi daha fazla meşgul etmeyelim." Diyerek kalktı. "Tekrar görüşmek dileğiyle." Diyerek uzattığı eli sıktım. "Kısmet." Dedim. Soykanlar çıktıktan sonra Ege: "Patron gerçekten bunlarla bir ortaklık düşünüyormusun." "Tabiki hayır. Bu adamlar en başından beri sinirime dokunuyor." Dubai'ye Otel kurma planı yaparken neden Mısırdaki bir otele ortak olalımki. "Bana gübre çıkacak gibi geliyor patron." "Her neyse göreceğiz." Aklıma gelen şeyle, "Ege. Yarınki bakıcılık işini kabul etmişsin." "A. Evet. Özge ile anlaştık. "Birde kız arkadaş bulmuş sana." "Ne? Size öyle mi dedi. Sesli şekilde güldüm. "Sen bari dalga geçme patron." Biz konuşurken kapı yine tıkladı. "Efendim bu e posta ile geldi." "Neymiş o." "Balo davetiyesi." Davetiyeyi elime alıp baktım. Büyük Yıldız oteldeki balo içindi davetiye. Efe: Bugünlerde herkesin keyfi yerinde sanırım. Davetler, balolar... "Yeni moda oldu buda. "Gidecekmiyiz?" "Gitmelimiyiz." "Gitmeliyiz,kulis yapmak için." "İş ilişkilerimizi sağlamlaştırmak için. Efe çıkarken gider ayak, "Hem Kara Aslanda gelecektir. Dedi ve çıktı. ***** Çalışma odamdan çıktığımda salondan sesler geliyordu. Ege ve Özge yine hırlaşıyorlardı. "Birdaha seninle bir yere gidenin." "Ne olmuş yani çocuk üzerine kustuysa." "Bir daha hayatım boyunca velet görmek istemiyorum. "Hahaha. Ne espiri ama." "Espiri yapanında. Patron Özge sensiz bir yere gidemez dese hayatın boyunca bu evdesin kızım. Çünkü senin için hiç bir yere gitmem." "Büyük söyleme Ege Aslan." Dedi Özge. "Yasemin ablaya nasıl baktığını gördüm." Ege,seni bastı bacak. "Ne oluyor. "Yok bişey patron." "Çocuklardan biri Ege abinin üstüne kustu. Yasemin ablaya rezil oldum diye bana sataşıyor." "Özgeee!" "Yalan mı? Benim sayemde kız arkadaşın oldu işte fenamı. Hem abi de diyorum artık, bırak işte yakamı. Dedi Özge incelik göstermeye çalışarak. Gülerek. Ege pes edip sinirle odasına giderken, "Bu kusmuk çıkmaz artık üstümden, 40 banyo lazım." Ege odasına giderken bizde salona indik. "Sevim sultan birer kahve alabilirmiyiz lütfen." "Hemen getiririm kızım." "Özge anlat bakalım nasıl geçti piknik." Çok güzeldi kardeşim. Bu süre içinde Ege abinin Mesire yerindeyken hazırlıklara yardım bile etti. "Bak sen çöp çatanlıkta yapıyorsun ha." Sevim sultanın getirdiği kahveleri içerken Özge kahkahalarla Ege'nin üzerine kusan çocuğu ve nasıl kustuğunu anlatırken Efe girdi kapıdan. Doğruca yanıma geldi. "Anladım anladım. Özge gidince Efe karşıma geçerek oturdu. "Ne oldu." "Şüphelerimizde haklıymışız. Bak sen. "Aynen." "Cevabımız belliydi zaten yarın davette açıklarız kendilerine." ***** Akşam olmuş davet zamanı yaklaşmıştı. Efe ve Ege ile hazırlanıp 8 de çıkacaktık. Onlar hazırlanıp aşağıda beklerken bende hazırlığımı yeni bitirip odamdan çıktım. Merdivenlerden inerken Özge'nin çaldığı ıslıkla ikizler bana dönünce birer ıslıkta onlardan geldi. "Kardeşim harikasın. Ege: "Patron o gözleri oyar." Efe: "O oymazsan Kara Aslan oyar. "Abarttınız yine hadi çıkalım. " Dedim inerek. "Ya keşke bende gelebilseydim." "Sana uygun bir yer değil Özge." "Biliyorum, benim yerimede eylenin bari." Özge'nin bakışları eşliğinde beyaz kabanımıda alıp evden çıkarak benim aracıma bindik. 1 saat sonra otele gelmiştik. Çok kişi olmasada kalabalıktı. İş stresini atmak için bu daveti bahane etmişlerdi Ege'nin açtığı kapıdan inerek Efe'yi bekledik. Anahtarı valeye vererek yanımıza geldiğinde ikizlerin ortasında yürüyerek kanatlı kapıdan içeri girdik. Balo salonuna geçtiğimizde cıvıl cıvıl bir ortam vardı. Kabanları girişe bırakıp aralarına katılmak için ilerledik. Gözüme ilk çarpan Soykan'lar oldu. Yanımızdan geçen garsondan birer kokteyl alarak etrafı izlemeye başladık. Bu sırada Soykan'lar da yanımıza geldiler. "Cevher Hanım iyi akşamlar. "İyi akşamlar." "Sizlerede iyi akşamlar beyler." Desede ikizler cevap vermediler. "Sizi burda görmekten memnun oldum açıkçası. Bizde cevabınızı merak ediyorduk. "Düşünmedim. "A-Anlamadım." Dedi yarı şaşkın yarı sinirli. Biraz yaklaşarak, "Batıyorsunuz Soykan. Ama hâlâ kuyruğunu dik tutmaya çalışıyorsun. Paraları alıp battım mı diyeceksin yoksa Avrupa'yamı kaçacaksın. "Bu ne demek sen benimle nasıl böyle konuşursun." Dedi dişlerini sıkarak. "Dişlerini gösteren çakala Aslanlar papuç bırakmaz. Efe ve Ege aynı anda.
"Ne oluyor lan!" Dediğinde gülmek istedim haline. "Sana bir teklifte bulunayım Cefer Soykan. Bu gece bu ülkeden gideceksin,bir dahada dönmeyeceksin. Çocuklar musade edinde Soykan bi hava alsın." Dedim sakince. İkizler biraz kenara çekilince Aslan yanımıza dahada yaklaşınca ikizler uzaklaştı. Aslan'ı fazla sevmiyorlardı ve belli etmekten çekinmiyorlardı. "Bu ikisi benden hoşlanmıyor." Dedi Aslan, önce onlara sonrada bana bakarak. "Nasıl vardın bu kanıya." Dedim gülümseyerek. Elleri ceplerinde bana dahada yaklaşarak kulağıma doğru, "Bu akşam çok şıksın Cevher'im." Dedi. "Sana rahatlık mı batıyor?" "Neden ki?" "Sürekli beni kızdırma çabalarındasın." "Emin ol kızdığında daha da güzel oluyorsun." "Aslan canına mı susadın sen?" "Evet! "Ne.?" "Sadece 10 dakika. "Ne saçmalıyorsun Aslan? İçkimi içtin sen." "Hayır içmedim. Kolumdan tutan Aslan ile asansöre doğru ilerlerken arkamızdan ikizlerin baktığını gördüm. Asansöre girdiğimizde, " Aslan sonunda kendini bana gerçekten vurduracaksın." "Biliyorum." Dediğinde camla kapatılmış terastaydık. "Manzara güzelmiş. Böyle bir manzarası olduğunu bilmiyordum." "Cevher." Dediğinde Aslan'a döndüm. Yüzüne gözlerine baktım. Eğer beni vurursan yaralı bırakma. Tam kalbime nişan al. "Ne anlatıyorsun Aslan sen?" Dediğimde yanıma dahada yaklaştı. Elleriyle omuzlarımdan tuttu. "Ne yapıyorsun?" Dediğimde ise tam karşımda gökyüzünde yazılı olan yazıyı gördüm. Hayretler içinde kocaman gözlerle okudum yazıyı. Karanlık gökyüzünde terasın tam üstünde dronlarla yazılı şey... "Benimle Evlenirmisin.?" ******************************* Tadaaaaa. |
0% |