@azamet_29_2
|
"Yanında o kadar kaldım.
"Olur bi kahve ikram ederim.
Şirkete geldiğinde içersin.
Dedi sinir bir gülümseme ile.
" Yüzüne baktım önce.
Dedim içimden. *****
Hastaneden çıktıktan sonra Kadir, Dilan ile beni bırakmak için önce eve uğradı.
Kapının önüne kadar geldiğimizde
"Yarına kadar nasıl bekleyeceğim."
Dediğinde yüzüne baktım.
O anda kapı açılıp ikizler kapıda göründü.
"Patron senin ne işin var burda hastanede olman gerekiyordu."
Dedi Aslan'a bakarak.
"Sizde biliyorsunuz hastaneleri sevmiyorum çocuklar."
Aslan:
"Kusura bakma Efe bey.
Dediğinde bir Efe'ye bir Aslan'a baktım.
"Cevher Aslan size teslim.
Diyen Aslan arkasını dönerek tekrar arabaya binince Kadir'de gaza basıp uzaklaştı.
Sevim sultan salona gelerek,
"Cevher kızım geçmiş olsun.
"Sağol sultanım. İyiyim."
"Size nazar değiyor kızım.
Kahkaha ile güldüm.
"Patron sana inanamıyorum.
"Benim en rahat olduğum yer kendi evim Ege."
Kapı tekrar açılınca gelen kişiye baktım. Dilan elinde çantalarla içeri girdi.
" Efe eşyalarımı ve ilaçlarımı alırmısın lütfen."
Sinsi bir gülümseme ile baktım bunu söylerken.
Kısık sesle konuştukları bir kaç kelimeden sonra Dilan dışarı çıkarak gitti. Efe elindeki giysi çantasını kenara bıraktıktan sonra ilaçların olduğu çantayla yanıma geldi.
"Dilan'ı kovdunmu yoksa."
"Hayır gidip dinlenmesini söyledim."
"İyi yapmışsın."
Efe tekrar karşıma oturup tek tek ilaçları çıkarıp bakmaya başladı.
"Patron bunların hepsini düzenli olarak alacaksın unutma!"
"Valla bilmiyorum. İşlere dalıp unutmazsam alırım."
"Kolun nasıl patron. "
"İyi Ege. Hafif bir ağrı var.
Siz ne yaptınız?"
" Malları indirdik ama bir süre beklemek zorunda kaldık. Belgelerde sıkıntı çıktı. Yanlış yazılan şeylerden dolayı anlaşmazlık oldu. Belgeleri yeniden düzenleyip hallettim.
"Sebebi kim?"
"Hilmi müdür."
"Anladım."
"Tolga Taşhan ile randevu ne oldu."
"Ayarladım. Yarın 9 a kadar gelmiş olur. Aslan'ın gelmesi ne iş."
"Okulun çevre düzenleme işini Taşhan'lara verirsek Aslan'la birlikte çalışacaklar. Bu yüzden tanışsınlar diye çağırdım. Ortak bir program yaparlarsa daha hızlı ilerlerler.
"Hadi bakalım."
"Efe. Sende durum ne?
"Güzel.
"Özge mi?
"Ne oldu yinemi kavga ettiniz?" Dedim gülümseyerek
"Patron bu kız benim delirmem için yollanmış bir ajan bence.
"Kardeşim gelmişsin."
"İti an çomağı hazırla."
" Nasıl oldu kolun kardeşim.
Efe:
"İyiyim Özge." Dedim.
"Merak edecek bir şey yok.
" Tamam."
Yavaşça ayağa kalkarak. Merdivenlere yöneldim.
"Ben üzerimi değişip geliyorum."
"Tamam patron.
"Kardeşim kolunla nasıl değişeceksin?Yardım edeyim mi?"
"Sağol Özge kendim hallederim."
Odama çıkarak elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim. Önce üzerimdeki eşofmanı kurtuldum.
"Sen büyümüşmüsün ne?
Ayaklarımın arasından odaya girecekken ensesinden tutup havaya kaldırdım.
"Senin benim odamla alıp veremediğin ne anlamdım."
" Özge." Diye seslendim.
" Efendim." Diyerek bana döndüğümde elimde kedisini görünce,
"Hiii.!!"
"Yinemi kaçmış."
"Kaçmakla kalmamış.
"Özür dilerim kardeşim söz birdaha olmaz. Neden ısrarla senin odana girmek istiyor anlamdım."
Ege:
"Sensin gıcık.
" Özgeee!! "
"Ne var?"
Sevim sultanın, "Yemek hazır."
"Kesin kavgayı."
Kavga bitince birlikte mutfağa geçtik. *****
Sabaha kadar doğru düzgün kapanmayan gözlerimi açtığımda saat 7 olmuştu. Kolum yüzünden iyi uyuyamamıştım.
"Gel."
"Kardeşim uyandım mı.?"
"Evet Özge gel. Giyinme olasındayım."
Özge odanın hemen yanında durup.
"Giyinmene yardım edeyim mi diye sordu.
"Yaa kardeşim."
"Senin okulun yok mu.
" İlk ders boş."
"Sakın derslerini aksatma."
"Sen merak etme kardeşim."
Dedi elimdeki gömleği alarak arkamda durup, giymeme yardım ederken.
Elimle saçlarını karıştırıp teşekkür ettim.
Ardından biz şirkete Özge okula yola çıktık.
" Esra bana bir kahve getirir misin lütfen.?"
"Hemen efendim." *****
Cevher'i evine bıraktıktan sonra Kadir, benide evime bıraktı.
Beni görüp otur işareti yapınca,
"Anlat ne oluyor.
"Sen benimi aradın." Dedim telefonu çıkararak ekrana bakarken.
"Abi pardon ya.
"Ne? Trafik kazasımı?"
"Hayır merdivenlerden düşmüş. "
" Kötü değildir umarım. "
" Değil. Başını çarpmış. "Ne?"
" Verdiğim yüzük, parmağında."
"Oooo." Dedi abim ayağa kalkarak.
"Kardeşim zaferin kutlu olsun."
"Artık özgürüm demek ki."
"Ne demek özgürüm dönüyormusun ?" Dedim oturarak.
"Gitmem gerekiyor. Diğer şirkette bizim oğlum. Daha fazla başı boş bırakamam.
"Anladım ne zaman döneceksin."
"2 gün sonra, Cumartesi."
"İyi bari. Yarın Aslan Holding'e gitmem gerekiyordu."
"Hayırdır?"
Bildiğin gibi okul işinde sonlara yaklaşıyoruz. Çevre düzenleme ve yeşillendirme işi için Tolga Taşhan'la anlaşacaklarmış.
" Tolga Taşhan?"
"Tanıyormusun.?"
"Herkesin tanıdığı kadar.
"O zaman sıkıntı beklemiyorsun."
"Aynen ama yinede gözünü aç."
"Eee. Nikâh ne zaman. "
"Ne nikâhı."
"Oğlum senin kafan nerde. Az önce dedinya Cevher yüzüğü takmış diye."
"Abi nikah uzakta duruyor gibi."
"O niye?"
" Yüzüğü taktım diye hemen nikah bekleme diyor."
"Oo bak bu iyi olmamış."
" Anlayacağın önümde şahane bir pasta var ama yemek yerine bakmaya mahkumum."
Dediğimde abim kahkahayı patlattı.
" Yazık sana ya.
Dediğinde gülümsemesen edemedim.
"Çektirsin abi.
"Mecnun Aslan'da hiç çekilmiyor.
Diyerek yukarı çıktı abim.
*****
İlk iş hızlı bir duş ve hazırlanıp salona indim.
"Aslan buraya gel.!"
Mutfaktaki abimin yanına gelmek zorunda kalıp,
" Buyur abi."
"Ne bu acele oğlum birşeyler ye öyle git."
"Sağol abi aç değilim."
"Otur!"
Abimin zoruyla bir parça peynir ve zeytin attım ağzıma. Bir bardakta çay içip, " Görüşürüz." Dedim.
Arkamdan bağırdı,
"Liseli ergenlere benzemişsin. "
Dediğini duydum ama aldırmadım.
Park yeri beklemeden ben önden inerken Kazım arabayı başka yere çekmek için devam etti.
Garajdaki asansöre yönelip düğmeye bastım. Asansörün gelişini beklerken elime aldığım telefonla mesajlarımı kontrol etmeye başladım.
O sırada yanıma gelen bir kadın ve erkek dikkatimi çekti. Onlarda asansörü bekliyorlardı.
"Aslan Karabey." Dedi hevesle.
"Merhaba sizinle yukarda karşılaşacakken burda karşılaştık. Güzel tesadüf."
"Merhaba Tolga Bey."
Dedim elimi uzatarak.
" Merhaba bende Çağla Taşhan.
"Abi?" Dedim Tolga' ya bakarak.
"Aslan Bey tanıştırayım. Kız kardeşim. Çağla."
Dediğinde asansör açıldı. Birlikte binerken devam etti Tolga.
"Kız kardeşim yeni katıldı bize.
"Memnun oldum birlikte iyi iş çıkaracağımızı umuyorum."
Dedim elini sıkarak.
"Ben daha çok memnun oldum." Dedi.
Birlikte asansörden çıkıp. Ofise giderken,
"Siz Cevher Aslan'la çalışıyorsunuz.
Nasıl biri, yani biz ilk kez yüz yüze görüşeceğiz. Nasıl bir olduğunu hakkında hiç bir bilgiye ulaşamadım.
Kapının önüne geldiğimizde,
"Size tek söyleyebileceğim çok farklı biri olduğu.
"Esra hanım, Cevher Hanımla randevumuz vardı."
"İçerde ama..."
" Lan dallama bu kaçıncı.
Duyduğum gürleme ile hızla kapıyı açıp içeri girdim. Peşimdede Taşhan'lar.
Gördüğüm manzara tam Cevher 'likti.
Bir Cevher'e bir Ege'ye baktık.
"Sanırım yanlış zamanlama." Dedim.
Cevher tekrar adama dönerek,
"Seni o şişelerde boğarım lan.
Cevher elini adamın yakasından çekerken adamda eli burnunda geri geri çıkıp gitti.
Yanımda hayretle bakan Tolga'ya dönmeden.
Cevher:
"Kusura bakmayın.
Tolga ve Çağla şaşkın şekilde masanın önüne gelince Cevher sol elini uzatarak tokalaştı hepimizle. Sonrada Ege tabi.
İçeriye giren Esra'ya,
"Aslan beyinki filtre."
Dedi bana bakarak.
"Az önceki tatsızlık için kusura bakmayın lütfen. "
Tolga: " Estağfurullah."
"Şey, geçmiş olsun. Kolunuz ve başınız için." Dedi Tolga Cevher'e bakarak.
"Önemsiz. Küçük bir kaza."
Esra tekrar gelip kahveleri getirerek çıktıktan sonra.
" Evet, hem kahveleri içip hemde konuşalım."
Ege elindeki dosyalardan hepimize bir tane vererek konuyu açtı. Okul alanı. Yerin şekli çevre koşulları yeşillendirme ve ağaçlandırma projesi vs hakkında 2 saate yakın konuştuk.
Tolga:
"Cevher Hanım bu projede yer almak bizi mutlu eder.
"Anlaştık." Dedi Cevher.
"Listeyi size yarın çağla ile gönderirim."
"Anlaştık o zaman."
"Anlaştığımıza göre biz kalkalım.
"Karşılıklı memnun kalmamızı umuyorum." Dedi Cevher.
Tolga ve Çağla kalkarken Cevher ile bende kalktım.
"Aslan bey. Sizinle tanıştığımada memnun oldum.
Dedi.
"Oğlum Aslan Azrail'in sana bakıyor. " Diyen iç sesime kulak verip.
"Son zamanlarda çok yoğunum." Dedim.
"Yinede bir gün ayarlayıp görüşebiliriz. " Diyerek yürüdü.
"İki kardeş çıkarken Ege'de yanlarında çıktı eşlik etmek için."
Nihayet yalnız kalınca soluğu Cevher'in yanında aldım.
Cevher sinirli sesiyle,
" Rahat dur." Diye uyardı.
"Anlaşma yaptık.
Dedim kendime çevirip gözlerine bakarak.
"Ve dudaklarından..."
"Neye bu kadar kızgınsın."
"Hangisini soruyorsun? "
"Hangisi derken.
"Kovduğum müdürü soruyorsan, çalışırken zıkkımlanıp işini baştan savma yaparak malların giriş çıkışını zorlaştırdı. Uyarı almasına rağmen dinlemedi."
"Sana gelince."
"Bana mı.?"
"Çağla Hanım'ın hareketleri hoşuma girmedi. Samimiyet derecesini beğenmedim. "
"O zaman ona teşekkür etmeliyim."
"Nedenmiş o." Dedi kaşları çatık.
"Onun sayesinde senin beni kıskandığını öğrenmiş oldum."
"Benim sınırlarımın ne olduğunu en iyi sen bilirsin Aslan Karabey.
"Merak etme dişi aslanım.
Benim gözüm sende başkasına bakarsa çek silahını gözümden vur beni."
Dedim ellerimi Cevher'in beline sararak. Sonrada koluna dikkat ederek kendime çekip dudaklarına bastırdım dudaklarımı.
"Su nikah işini çok uzatmasak olmaz mı?"
********************************* |
0% |