Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Y.C 5 Sulu göz

@azamet_29_2

Sabah yine açık olan perdemin ortasından doğan güneşin kızıl ışıkları ile kalktım yataktan.

Odamın içindeki banyoma girerek rutin işlerimi halledip duş aldım. Üzerimi giydikten sonra aşağı indim.İkizler kahvaltı masasında bekliyordu. Saat 7 buçuktu. Bu evde erken kalkmak adetti.

Masaya oturup bir yandan kahvaltı yaparken diğer yandan Efe'ye,

" Ne oldu?" Dedim.

"Evet artık anlat." Dedi Ege.

" Patron bu Efe bana sen gelmeden anlatmadı."

Efe sırıtarak baktı.

" Adamı aldık bulunabilecek bir yere attık ve döndük. Etrafına takip etsinler diye adam bıraktım.

Sabah, izlemeleri için bıraktığım çocuklardan haber geldi. Kendine gelir gelmez birini aramış.
Bir saat kadar sonra bir araba gelip onu ordan almış. Bizimkiler gelenleri takipte. Telefon konuşmalarınıda takip ediyoruz. Gelenler, Cemil denen birinin adamları. Cemil'i araştırıyoruz, bakalım kimmiş? "

" Tamam, peşini bırakmayın.
Efe bu iş sende çöz mutlaka."

" Oldu bil."

" Ege okul projesinin eksikliklerini hallettiniz mi? "

" Bir kaç küçük pürüz var. Ama bugün hallederim."

" Güzel.."

Saate baktığımda 8 buçuğu biraz geçiyordu.

" Hadi çıkalım." Demiştim ki telefonumun sesini duydum. Cebimden çıkartıp ekrana baktım.
Özge'nin okulunun müdürü arıyordu.
İkizlerin bakışları eşliğinde açtım.

" Alo."

" Efendim kusura bakmayın rahatsız ediyorum."

" Söyle."

" Şey Özge bugün okul girişinde merdivenlerden düşerek ayağını burkmuş. Şuan revirde.
Tutturdu kardeşim de kardeşim diye."

" Geliyorum."

Dedikten sonra kapattım.

" Ne oldu patron? "

" Özge, okulda düşmüş. "

" Kesin iki gözü iki çeşme kardeşiiimm." Diye ciyaklıyordur.

" Uğraşma kızla Ege.
Hadi."

Dedim masadan kalkarken.

" Efe sen işi çöz.
Ege sen holdinge.
Kalan işleri hallet.
Ben okula geçeceğim."

"Patron bende geleyim.
O sulu gözü görüp gülmek istiyorum."

" Ege uğraşma, dedim."

" Tamam, neyse evde gülerim artık."

Evden çıkarak kendi arabamı işaret ederek,

"Kadir benim arabayla gideceğiz." dedim.

" Tamam patron."

İkizler holdinge geçerken, bizde okula doğru yola çıktık.
Yarım saat sonra okuldaydım.

Durdugumuzda Kadir indi önden ve kapımı açtı.
İnerek,

" Sen bekle." Dedim.

" Peki."

Girişteki güvenlik beni görünce saygıyla elleri önünde

" Hoşgeldiniz." Dedi.

İçeri girerken Müdür Kenan Bey'de girişte beni bekliyordu.

Beni görünce,

" Efendim kusura bakmayın. Özge çok ısrar ettiği için sizi buraya kadar yorduk."

"Önemli değil." Dedim soğuk sesimle.

Birlikte revire geldik. Kenan Bey kapının dışında beklerken bende içeriye girdim.
Özge sedyede ayak bileği sarılı şekilde oturuyordu.

Yanına yaklaşıp önünde durdum.
Burnunu çekerek ağlıyordu.
Ben yanında durunca belime sarıldı,

" Kardeşiiimm." Diyerek.

Tek kaşımı havaya kaldırarak,

" Nasıl becerdin? " Dedim.

Önce burnunu çekti. Sonra,

" Yelizle tartışırken merdivenden düştüm. "

" Hımm. Yeliz nerde? "
Dedim etrafa bakarak.

" Derste.
Birazdan zil çalacak ve eminim halime gülmek için buraya gelecek."

" Kapıdaki ses ile birlikte kapıya baktım.
Gelen hademe,

" Müdür Bey.
12. Sınıflardan birinde kavga olmuş."

Diyince, müdür bir yüzüme birde hademeye baktı."

" Kenan Bey siz işinize bakın lütfen."

" Tamam efendim iyi günler.
Kusura bakmayın." Dedi ve çıktı.

" Hmm."

Dedim Özgeye bakarak.

" Çok ağrıyor mu."

"Hayır."

"Yeliz daha çok ağrı yapıyor bende."

"Bakalım bu Yeliz nasıl biri." Dedim.

Sonrada ellerini belimden ayırıp kapının yanındaki sandalyeye bacak bacak üstüne atarak oturdum ve bekledim.
Zil sesiyle birlikte Özge'nin yüzü değişti.
2 dk sonra dediği gibi Yeliz paldır küldür içeri girdi.
Yanında 2 kız 3 erkek öğrenci daha daha vardı.

Özge'ye odaklandıkları için arkalarindaki beni fark
etmediler bile.

Yeliz başladı konuşmaya.

" Çocuklar gördüğünüz bu yalancı kızdan ders çıkarın.
Ben şunu tanıyorum ben bunu tanıyorum diye hava atarsan böyle merdivenlerden atarlar işte insanı."

" Yalancı ben değilim, sessin.
Sen söyledin Cevher Aslanı tanıdığını.
Bende sana itiraz ettim diye beni merdivenden ittin."

Dedi sinirlenerek.

" Yinede müdüre söylemedim.
Okuldan atılma diye."

Duyduklarımla tek kaşımı havaya kaldırıp Özge'ye baktım.
Bana bunu söylememişti.

" Atılmam canım merak etme.
Çünkü dediğim gibi Cevher Aslan benim çok yakınım. Ve buranın sahibi oldugu için bende sahibi sarılırım."

Şaşırarak ayağa kalktım.
Konuya bir el atılması gerekiyordu. Tabi kalkarken sandalye geriye giderek ses çıkardı.

Sesle birlikte döndüklerinde ağızları açık kaldı.
Beni görmeyi beklemiyorlardı.

"Siz..." Dedi Yeliz.

Ellerimi pantolonumun cebine sokarak bir adım öne çıktım.

Ellerimi pantolonumun cebine sokarak bir adım öne çıktım

"Senin yakının değilim küçük hanım."

Dedim soğuk sesimle.

" İnsanları bu şekilde kandırman hoş değil.
Dahası, yalan söylediğin halde itiraz etti diye birini merdivenden itmende hoş değil.
Özge'ye teşekkür etmelisin bence. Okuldan atılmadığın için." Dedim.

Arkasında ağzı açık yarı şaşkın yarı hayran bakan erkek öğrencilere bakarak.

" Sizde ağzınızı kapatın sinek kaçacak."

Dedikten sonra Özge'nin yanına geldim.

Özge küçük bir çocuk gibi iki kolunuda havaya kaldırdı.
Kucak istiyordu yani. (:

Niyeti arkadaşlarına göstermekti beni tanıdığını ve sevildiğini.
Bende bu seferlik göz yumdum, bu şımarık haline.
Yavaşça kucağıma alırken,

"Gel bakalım güzellik eve gidiyoruz." Dedim.

Gerçekten memnun bir şekilde kollarını boynuma dolayarak başını omuzuma yasladı. Dudaklarımı kulağına doğru yaklaştırarak,

" Seni şımarık." Dedim. Kıkırdadı.

Omuzumun üzerinden arkada kalan Yeliz'e bakarak dilini çıkardı, arkamızdan ağzı açık bakan Yeliz'e.

Ondan ve arkadaşlarından sesler geliyordu.

"Bu nasıl olur? "

Gerçekten tanıyormuş."

"Çok havalı yaa."

"Bakarmısın nasılda kucağına aldı."

"Cevher Aslan çok, çok, çok. Harika biri."

"Özgeyi çok kıskandım...."

Kucağımda Özge ile koridora çıkarken Özge üzgün sesiyle,

" Teşekkür ederim." Dedi ağlamaklı.

Tenefüs bitmiş herkes sınıflara dönmüştü. Yeliz ve tayfası ise arkamızdan gelerek inanmayan gözlerle bizi takip ediyordu hâlâ.

Binadan çıkarak bahçedeki arabama gelerek Özge'yi yere indirdim.
Kadir kapıyı açarak binmesine yardım etti.
Sonra saygıyla binmemi bekleyerek kapıyı kapatıp direksiyona geçti.

Özge camdan Yeliz ve tayfasına yine dil çıkarınca,

" Tamam artık abartma Özge." Diye uyardım.
Gülümseyerek geri yaslandı.
Koluma sarılarak,
" Sen bir tanesin." Dedi.

Bahçede bir daire çizerek çıkış kapısından çıkıp eve doğru dönüşe geçtik.

"Kardeşim.
Geldigin için teşekkür ederim. Yarın yüzlerini görmek için sabırsızlanıyorum."

" Yoksa bilerek mi yaralandın cadı."

"Hayır yemin ederim.
Gerçekten beni itti."

" Sen ise müdüre söylemedin öylemi?"

"Evet."

"Neden."

"Okuldan gidebilirdi.
O zaman pişman olurdum. "

" Aferin benim kızıma." Diyerek sol elimle saçlarını karıştırdım.

" Gerçekten eve mi gidiyoruz."

" Evet."

" Yaşasın sizinle kalacağımı bilseydim önceden yapardım bu işi."

Kendime engel olamadım ve sesli şekilde kahkaha ile güldüm.

Yüzüme hayran şekilde baktığını görünce ona döndüm.
Gözleri dolmuş bana bakıyordu.

" Çok güzel gülüyormuşsun.
Tıpkı. Tıpkı annem gibi. "

Dedi.
İlk kez görüyordu bu halimi.

Sessizce önüne bakarak koluma sarılmaya devam ederek gözlerini kapattı. Eve kadar konuşmadık.

Eve geldiğimizde bahçeye girer girmez.

" Kadir.
Özge'ye yardım et küçük odaya çıkar. Sevim hanımda yerleşmesine yardım etsin."

" Peki siz."

" Ben tek gidecegim."

" Ama efendim."

" Tek gideceğim."
Dedim sert şekilde.

Neden ısrar ettiğini biliyordum.
Benim güvenliğim için ısrar ediyordu.

" Sıkıntı olmaz merak etme," Dedim.

" Nasıl isterseniz." Dedi Özge'yi kucağına alarak eve giderken.

Kadir'in kucağından bana seslenen Özge'ye baktım.

" Dikkatli sür kardeşim."

Bende tekrar arabama binerek direksiyona geçtim ve holdinge sürdüm.

Yarım saat sonra odamdaydım.
Ege geldi önce.

" Patron gelmişsin.
Özge nasılmış."

" Ayağını burkmuş. Eve bıraktım.
Yurtta kendine bakamaz."

" Kesin ağladı değilmi?"

" Evet." Dedim gülümseyerek.

" Neyse bırak Özge'yide proje ne oldu."

" Herşey tamam. İhale ve arsa meselesi kaldı. Yani top sana geçti."

" Tamam."

" Arsa işi için görüşme günü ayarlayın sahibiyle görüşelim."

" İhale işine gelince ihale duyurusu yapılsın."

Gelecek şirketler belirlensin gününüde sen ayarla."

" Oldu patron."

" Efe nerede? "

" Burdayım patron."

Dedi kapıyı açmış içeri girdiğinde.

" Ne oldu inanamazsın."

" Ne oldu, ne bu halin? "

"Cemil.
Cemil denen adam.
Aslında şişko Cemil."

"Nasıl yani."

"Yetimhanedeki Cemil mi?"

" Tamda o."
Cemil Karataş.
Yani şişko Cemil.
Yani Cemil Kara. Hepside aynı kişi.

" O şişko eskiden neyse hâlâ o."

" Vay vay vaaayy.
Neler oluyor lan!"

Ege sağ yumruğunu sol avucuna geçirerek.

"Bak sen şu işe" dedi.

"Şimdi. Sıra bizde." Dedi Efe.

************************************
Bölüm sonu canlarım.
Okuyup beğeni ve yorup yapmayı unutmayın lütfen bekliyorum görüşmek üzere.

 

Loading...
0%