@azamet_29_2
|
"Benim sınırlarımın ne olduğunu en iyi sen bilirsin Aslan Karabey. "Merak etme dişi aslanım. Benim gözüm senden başkasına bakarsa çek silahını gözümden vur beni." Dedim ellerimi Cevher'in beline sararak. Sonrada koluna dikkat ederek kendime çekip dudaklarına bastırdım dudaklarımı. "Şu nikah işini çok uzatmasak olmaz mı?" "Bunun cevabını vermiştim." Dedi. Yüzümü yüzüne dahada yaklaştırdım. "Kanıma işliyorsun Cevher. Dedim göz kırparak. "Ne yapalım biraz daha beklerim. Bir adımda tekrar yaklaştım. Boynuna doğru eğilip derin bir nefes çektim. Peki kolun nasıl oldu?" Dedim konuyu değiştirerek. "Hiç ayarın yok Aslan Karabey. Koluma gelince Fena değil." Dediklerini umursamadan devam ettim. "Birilerini hırpalama işini bir süre bırak. Kolunu daha kötü hale getireceksin. Bu arada hâlâ kahve borcunu ödemedin." Cevher tek kaşı havada beni süzdü. "Öyle bakma." Dedim koltuğa yürürken. "Gerçekten ayarsız birisin Aslan." "Dediğim gibi, senden başka herkesin yanında Aslan Karabey'im. Cevher gözleri üzerimde masadaki düğmeye bastı. "Esra hanım,bize birer kahve lütfen. Aslan beyinki filtre. "Hemen efendim." Ciddi bir ifade ile geriye yaslanıp bacak bacak üstüne atarak ellerimi dizlerime koydum. "Abim Cumartesi dönüyor. Dedim gülümseyerek mavi denizlerine bakarken. "Benim işlerim senden daha yoğun olabilir. Mobilya, yatak ve yemek şirketi. O iş hâlâ duruyor. Şimdiden anlaşmak gerek. Sen iki yer önereceğini söyleyince Ege diğer şirketleri beklemeye aldı." "A. Evet. Unutmuşum. "Bir bayanmı?" Yüzüne baktım. " Bunun kıskanmakla alakası yok Aslan. Uzun zamandır kadın patronlarla iş yapmıyorum. Üst üste gelmesi şansmı? Ayrıca," Demiştiki kahveler geldi. Esra kahveleri bırakıp çıktıktan sonra devam etti. "Ayrıca en baştada söylediğim gibi. Ben hiç bir erkeğin bana bu kadar yaklaşmasına konuşmasına bunu ima etmesine dahi izin vermedim. Bir kişi hariç. O yüzden şansını iyi kullan dedim. " Anında ayağa fırladım. Cevher koltuğunu hafif yana çevirip alçılı kolunu masaya koyup bacak bacak üstüne atarak geriye yaslandı. " Ne oldu Aslan Karabey kıskandın mı.?" Dedi. "Anladım." Dedim. " Bilerek söyledin. Az önceki sözlerime kızarak uydurdun." " Mobilya için kimi öneriyorsun." "Kemer mobilya sahibi Cavit Kemer." "İyi olur görüşür konuşuruz anlaşabilirsek işi onlara veririz." " Bu durumda ben kalkayım,mâlum abimin yanına geçeceğim." "Kahveni içmedin." "Canım istemiyor alacağım olsun." "Bahanem olsun diyorsun yani." " Aynen öyle diyorum." Diyerek ayağa kalktım. Ağır adımlarla Cevher'in yanına geldim. " Sonraki görüşmemize kadar kokundan ödünç verirmisin." Dedim burnumu yanağına koyup derin bir nefes çekerek. Böğrüme attığı tırnaklı çimdiğe ek olarak sıktığı dişleriyle, " Aslan abartma." Dedi. El mecbur geri çekilerek elimle çimdik yediğim yeri ovaladım. "Çimdiğin bile pençe gibi. Tamaam pes. Diyerek kapıya yöneldim. Açtığım kapıdan çıkmadan önce geri dönüp koltuğunda bana bakan Cevher'e son bir bakış atıp çıktım. ***** Cevher'in yanından ayrıldıktan sonra şirkete abimin yanına geldim. "Oo Aslan bey. Gelebilmen ne güzel." "Kusura bakma abi. "Kusura bakmayacaz artık. Aşık bir kardeşimiz var." "Dalga geçme abi." "Her neyse nasıl geçti görüşme?" "Tolga ve Çağla Taşhan ile aynı anda gitmişiz. Asansöre binerken karşılaştım. "Çağla Taşhan?" " Evet." "Düzelmiş mi.?" "Düzelmişmi mi? O nedemek abi?" "Çağla Taşhan bir ara rahatsızlanmış. Tedavi görmüş biri." "Ne tedavisi diye sormak istemiyorum." "Psikiyatri. Öfke kontrolü sorunu ve takıntı problemi olduğunu duymuştum. Gerçeklik derecesini bilmiyorum. " "Görünüş olarak belli eden bir tarafı yoktu." "Umarım iyileşmiştir. Neyse sonuç ne." "Taşhan, Çağla Taşhan ile Cevher'e kaba taslak bir maaliyet listesi yollayacak. "Bak koçum. "Mesajı aldım abicim." Dedim sırıtarak. "İşin bittiyse gel seni yemeğe götüreyim. " Tamam. Güzel olur." ***** Tıklayan kapıyla, "Gell." Dedim. "Efendim. Dünkü görüşmeden sonra sabahın bu saatinde gelmesini beklemiyordum. " İçeri al." "Cevher Hanım günaydın." "Günaydın Çağla Hanım." Dedim ayağa kalkıp elini sıkarak. " Sizi bu kadar erken beklemiyordum doğrusu." " Hızlı çalışmayı severim. Elindeki çantadan çıkardığı mavi dosyayı bana uzattı. " Lütfen oturun." Dedim "Ne alırsınız? " "Bir kahve güzel olur teşekkür ederim." "Esra bize birer kahve lütfen." "Hemen efendim." Çağla gelen kahvesini yudumlarken bende verdiği dosyayı incelemeye başladım. Fiyatlar iyiydi. "Gel Ege. Ege inceleme başlarken, Çağla: "Kolunuz nasıl daha iyidir umarım." Alçılı kolumu havaya kaldırdım. "İyiye gidiyor haftaya çıkacak alçı. Teşekkür ederim ilginiz için. " " Bu arada gözümden kaçmadı. Aslan'ın verdiği yüzüğe baktım. " Teşekkür ederim. Ege: "Patron liste bence gayet iyi. Hatta fazla iyi." "Evet. Çağla hanım ve Tolga bey gereğinden iyi rakamlar sunmuşlar bize. Sebebini merak ettim doğrusu." Dedim Çağla'ya bakarak. " Açıkçası sizinle ve Karabey'lerle çalışma fırsatını kaçırmamak için abimi biraz darladım. Kısa bir süre düşündükten sonra, "O halde hayırlı olsun. "Karşılıklı memnun kalacağımıza eminim Cevher Hanım ve bana musade. "Tabi musade sizin tekrar görüşmek üzere. " Çağla hızlı bir şekilde kalkarak heyecanla ofisten çıkıp giderken arkasından baktık. " Patron ben bu Çağla'dan hoşlanmadım nedense." "Öylemi? " Dedim sinsi bir gülümseme ile. "Herkes bir şansı hakeder. ***** Sabah erken saatte abimi hava alanına bırakarak şirkete geçtim. Yeni sekreterim Şeyma içeri girerek, "Aslan bey Çağla hanım sizinle görüşmek istiyor. Haberinizin olduğunu söyledi." Dünden sonra sabahın köründe gelecek kadar neden acele etti acaba. Şeyma'nın çıkışıyla Çağla Taşhan içeri girdi. "Günaydın Aslan bey." "Günaydın Çağla Hanım. Oldukça erkencisiniz. Saat henüz 9 bucuk." "Yeni işlerde her zaman heyecanlı olurum." Dedi elini uzatarak. "Buyrun oturun. "Teşekkür ederim. "Öylemi? " Dedim. "Evet. "Hayırlı olsun. O halde." " Teşekkürler. Oğlum Aslan dikkat. " Maalesef bugün çok yoğunum ama adamım Kazım sizi bizzat götürerek ihtiyacınız olan her konuda yardım edebilir." "Hmm. Kurtuluş yoktu anlaşılan. " Tamam. Yarın sabah gidelim." Demek zorunda kaldım. "O halde yarın 9 da buraya gelirim. Birlikte gidebiliriz. Ayağa kalkarak elimi uzattım. "Görüşmek üzere."Dedi elime bakarak. ***** "Alo İrem." " Alo Çağla. Hayırdır sabah sabah." "Nerdesin?" " Salona az önce geldim." Hayırdır sabah sabah rüyandamı gördün beni." "Neden seni göreyim rüyamda. " Ha. " Sana geliyorum İrem. Yarım saate orda olurum. *** " E. Kahveyi yaptım işte başla anlatmaya. " " Dinle İrem. "Karabey'lerin istenmeyen oğlu Aslan Karabey mi.?" " Sen nerden biliyorsun.?" "Kızım herkes biliyor. " Kızım banane babasından dedesinden. "Oha Çağla. O yüzden mi diyordun koç gibi Karabey varken. Diye. Senin bu halinden Karabey'in haberi varmı? " "Yarın için randevulaşdık." "Çağlaa! Atma." "Tamam ya. İş randevusu ama randevu sayılır. Bu şekilde daha iyi tanırız birbirinizi. " " Çağla bak kızım. " Lütfen hatırlatma İrem. "Çağla bu seferde aynı şeyler olursa abin bile kurtaramaz seni. "Abartma İrem. Ben iyiyim o günler geçti gitti. "Tabi canım. Buldun bedava güzellik salonunu tadını çıkar." "E o kadar olsun. "O zaman bu arkadaşının söylediklerini unutma lütfen. "Kızlar. Çağla hanımı yarınki randevusuna hazırlayıın." ***** Sabahın 9 unda gelen Çağla ile birlikte şantiyenin yolunu tutmuştuk. " Çağla hanım. Bu proje işi kaç gün sürecek." " Öncelikle şu Hanım kelimesini kaldırsak." Çağla'nın hareketleri git gide değişmeye başlamış daha samimi bir hal alıyordu. " " İyi bir iş için bir kaç gün gerekiyor." "Anladım. Dedim direksiyondaki Kazım'ı göstererek. Çağla"nın yüzünün ekşidiğini görmemek imkansızdı. Bir süre yol aldıktan sonra şantiyeye geldiğimizde Kazım'ın açtığı kapıdan önden inerek kenara geçtim. " Kazım. "Tamam abi." " Çağla Hanım." Hanım kelimesini vurgulayarak. Dedim kollarını bırakarak. "Haklısınız. Çağla ile birlikte bütün alanı gezmemiz ve kaba taslak bir proje çizmesi 3 saatimizi aldı. " Bugünlük bu kadar Aslan Bey. " Elimdeki sigarayı yere atıp söndürdüm. " O halde dönebiliriz." "Evet dönebiliriz." " Kazım malzemeleri arabaya al. Dönüyoruz." "Tamam abi. " 5 dakika sonra arabanın içindeydik. "Farketmemişim ama baya soğukmuş." Dedi Çağla ellerini ovuşturarak. "Kazım klimayı aç. Çağla Hanım üşümüş." "Hemen abi." Yola çıkarken arabada ısınmıştı. "Aslan bey." "Buyrun Çağla Hanım. " "Hani Hanım kelimesini kaldıracaktık." "Böyle iyi teşekkürler." "Ben size Aslan diyeceğim ama." "Farketmez. "Tabi buyrun." " Kız arkadaşınız varmı.? " Çağla'nın sorduğu soruyla Kazım aynadan gözüme baktı anlık. "Hayır. "Yani hayatınızda biri yok." Yüzümü Çağla'ya döndüm. "Hayatımda biri yok demedim. Sağ elimi kaldırıp parmağımdaki yüzüğü göstererek, "Nişanlıyım." Dedim. Gözleri kocaman açıldı. "Yoksa Cevher Hanım mı.? " Bu soru özele giriyor Çağla Hanım." "Ah. Kusura bakmayın. Tabi haklısınız. Özür dilerim." " Kazım Çağla Hanımı istediği yere bırakalım." " Peki abi." Göz ucuyla Çağla'ya baktım. " O halde evime bırakın lütfen." Çağla'yı verdiği adresteki lüks sitede indirdik. " İyi günler Aslan. Tekrar görüşmek üzere." " İyi günler." Dedikten sonra. Kapanan kapıyla, " Kazım gidelim. Hâlâ işlerim bitmemişti. Buna rağmen Çağla'ya eşlik etmem gerekmişti. "Kazım. Sonraki sefere sen eşlik edeceksin Çağla Hanıma." "Peki abi." Son söylediklerimden sonra Çağla artık bana sarmaz diye düşünüyordum. "Abi depo boşalıyor. Benzin almamız lazım." "Tamam ilk istasyonda durup al." " Abi ilerdekine giriyorum istediğin bir şey varmı." "Sigara Kazım." "Tamam abi." 2 dakika sonra biz istasyona girerken yanımızdan geçen arabayla bir anda gözlerim kocaman oldu. Hemen araçtan inip arkasından bir kaç adım koşup daha net görmeye çalıştım. Ama siyah araba çoktan uzaklaşmıştı. Kazım: "Abi bir seymi var niye öyle koştun." "Yok bişey Kazım. Yanlış gördüm heralde." Dedim nefeslenirken. " İşin bitti mi?" "Yok abi. Seni koşarken görünce peşinden geldim." "Tamam, bitir işini gidelim." Kazım depoyu doldururken aklım hâlâ o arabada kalmıştı. Abi gidebiliriz diyen Kazım'la dönüp tekrar arabaya bindim. " Kazım takip ediliyoruz." Dememle aracın yanımıza gelmesi, Kazım'ın Abi dikkat demesi ve siyah aracın bize yandan geçirmesi bir anda oldu. Anında silâhımızı çektik ama biz yanımızdaki sivil araçlar yüzünden ateş edemezken diğer araçtaki Serdar şerefsizi trafige aldırmadan arka arkaya bize ateş etmeye başladı. Orospu çocuğu geri dönmüş ben onun peşindeyken o benim peşime düşmüştü. "Kazım dikkat et." Dememle Kazım'ın acıyla hassiktir çekişini duydum. Aynı anda kapıya giren kurşun sesiyle, bacağımda hissettiğim acı ve baldırımdaki sıcak sıvıyı hissettim. Kazım direksiyon hakimiyetini kaybedince aracımız trafikte zik zak yapmaya başladı. Arkadan öne doğru uzandığında Kazım'ı baygın gördüm. Direksiyonu düzelterek trafikten çıkmak istedim. ************************** Eveeet. |
0% |