@azamet_29_2
|
Kazım direksiyon hakimiyetini kaybedince aracımız trafikte zik zak yapmaya başladı. Arkadan öne doğru uzandığında Kazım'ı baygın gördüm. Direksiyonu düzelterek trafikten çıkmak istedim. ***** "Esra bana Kadir'i yollarmısın?" " Kadir bugün gelmedi efendim." "Öylemi neden.?" " Sizin bilginiz varmış. Hatta siz tavsiye etmissiniz. " Neyi tavsiye etmişim.?" " Kız görmeye hastaneye gidecekmiş annesiyle." Dedi gülerek. Duyduğum şeyle sesli şekilde kahkaha attım. " Tamam anladım. " Kız doktormuş." " Bak sen Kadir'e. " Efendim bu arada herkes geldi toplantı odasında sizi bekliyoruz." " Tamam sen geç bende birazdan ordayım. " Peki efendim. " Dosyaların olduğu dolaptan dosyamı alıp kapıya döndüğümde Efe ve Ege yi gördüm. " Efe sen neden burdasın. " O iş ertelendi." " Neden. " Ege sende hazırsan geçelim herkes bizi bekliyor." Efe: " Patron toplantıya Ege girecek. " Biz mi. " Kadir hastanedeyken Aslan'ı ve adamı Kazım'ı getirmişler." Tepeden inme söylediği şeyle " Anlamadım ne olmuş? " İkiside ameliyattaymış." Efe'nin yakasını tuttum. "Durumu nasıl?" " Kadir yanlarında. "Hemen gidelim. "Tamam patron. Merak etme." " Yolda anlat Efe. " Hemen Efe ile birlikte garaja inip arabaya bindik. "Anlat." " Trafikte bir araç sıkıştırıp silahla saldırmış. Arabaları yoldan çıkmış. Sonrada.." " Sonrada ne? " " Karşı şeritten gelen kamyon çarpınca bariyerlere uçmuşlar." " Kazım ağır yaralıymış. Aslan'ı bilmiyorum." " Ne oluyor Efe? 3 gün boş kalamıyoruz ne oluyor? Hastaneye girdiğimizde koşar adım ameliyathanenin önüne geldik. " Anlat Kadir. Durumları nasıl?" " Kazım'ın işi zor. " Saldıranlar bellimi." "Plaka sahte." Dedi Efe. " Nasılsa öğreniriz. Demiştimki ameliyathanenin kapısı açıldı. Doktorun çıktığını görünce hızla önüne geçtim. "Doktor hanım durumu nasıl." "Korkulacak bir durum yok. "Teşekkürler doktor." " Rica ederim görevimiz. Tekrar geçmiş olsun." " Yanında gelebilirmiyim? " " Olur." Dedi hemşire. Yanında yürürken yüzüne baktım. " Yüzüğü vermedi." Dedi. " Hasta ameliyata girerken kendine geldi. Eşyalarını alırken yüzüğe izin vermedi. Hatta yumruğunu sıkarak engel oldu. Söz verdim Dedi. Görüyorum ki sizdede aynısı var. Merak etmeyin eşinizin durumu iyi." Hemşirenin patavatsız cümlesiyle afalladım. Aslan'ı odaya alıp kendi yatağına geçirdikten sonra aynı hemşire koluna serumu yeniden taktı. Sonra sol bacağındaki sargıyı kontrol etti. Hemşire hanım ne zaman kendine gelir. Hem kan kaybetmiş hemde ilaçların etkisi var. "Teşekkürler." " Tekrar geçmiş oldun." Diyerek çıktı hemşire. Aslan'ın üzerindeki örtüyü beline kadar indirip vücuduna baktım. Sol pazusunda ve sol göğsünde eski kurşun yarasının izleri sağ kolunda ise benim yaptığım kurşun izi vardı. Kazadan kaynaklı morluklar ise yer yer belliydi. Örtüyü üzerine kapattım tekrar. O ara Efe ve Kadir girdi içeri. " Ucuz atlatmış şanslı Aslan." Dedi Efe. Gözlerim uyuyan Aslan' da, " Ne buldunuz?" " İşin içinden süpriz çıktı." "Kimmiş." " Serdar. Aslan'ın kovduğu eski sekreteri Serdar. Aslan'dan sonra yurt dışında kaçmıştı. Dönmüş. Ama boş dönmemiş. " Serdar mı?" Dedim Efe'ye dönüp " İşin içinde başka pislik var bence." " Nerde bellimi? " "Hayır yer altına çekilecektir bir süre." " Kazım'ın durumu ne?" " Az önce çıkmış ameliyattan. Yoğun bakıma almışlar. Durumu kritik diyor doktor. " Anladım." Dedim koltuğa oturarak. Gözünüzü açın. O it deliğinden çıkar çıkmaz haberimiz olsun. Kadir. " " Efendim." "Kusura bakma senin işinide baltaladık." "Estağfirullah. O iş bitmişti zaten." " Öylemi, sonuç ne? " Şuan bunun önemi yok efendim. Siz bunu düşünmeyin." " Kadir yorma beni." Diyince mecburen cevap verdi Kadir. " Gördüm. " Sevindim. " Zaten gördünüz efendim." Dediğinde şaşkın baktık Efe'yle. " Aslan Beyin ameliyatını yapan doktor. İpek Caner." " Sen ciddimisin?" Dedi Efe. "İşe bak. Dediğinde gülme isteği geldi saniyelik. Her ne kadar sinirim tepemde olsada doğruluk payı vardı. " Kısmet. " " Tamam bu kadar sohbet kâfi. Efe buraya birkaç adam yolla. " Tamam patron." *** Efe ve Kadir hastaneden ayrıldı. O zamana kadar yalnız bırakmayın diyede rica etti. Yatağın kenarına oturarak bir süre uyuyan Aslan'ı izledim. Cevher Aslan. Korktuğun başına geliyor. ***** Saat sabahın 6 sı olmuştu. Aslan hâlâ uyanmamıştı. Sabaha kadar Doktor İpek 2 kere gelip kontrol etmiş Bende bütün gece kaçan uykumu bahane ederek oturup uyanmasını beklemiştim ama hâlâ uyuyordu. Adamlarım hâlâ burdaydı. Serdar'ın ne yapacağı belli olmaz diye tedbir almıştım. Dışarda ileri geri bir kaç tur atmıştımki koridorda hızlı adımlarla buraya doğru gelen Çağla hanımı gördüm. Memnun olmasamda belli etmedim. " Cevher Hanım. Günaydın." " Sizede günaydın." " Bugün Aslan beyi görmeye gitmiştim. Ama başına gelen talihsiz kaza yüzünden gelmediğini öğrenince ziyaret etmek istedim." " Teşekkür ederiz. Ama henüz uyanmadı. Kendine geldiğinde uğradığınızı ve geçmiş olsun dileklerinizi iletirim." " Yaa. Demek öyle. " Maaalesef. " Alanı görmek için dün inşaata gittim. Sağ olsun Aslan bey çok yardımcı oldu. " Anladım. Geldiğiniz için teşekkürler. " Ben artık gideyim sonra yine ziyarete geliriz abimle." Diyerek ayakkabısının topuklarının sesi eşliğinde asansöre binerek gitti Çağla. Bu kızın hareketleri hoşuma gitmiyordu. Çağla'nın gidişiyle tekrar odaya girdim. "Kazım'dan haber varmı.? "Yogun bakımda hâlâ efendim.?" "Çıkarsa haber verin." " Peki efendim." "Az önceki kadında dahil benden izinsiz ziyarete izin vermeyin" Diyerek içeri girdim. Ağır adımlarla Aslan'ın yanına gelip yatağa oturdum. "Gerçekten değişik birisin Aslan Karabey ve benide değiştiriyorsun." Dedim. Sonrada kendime engel olamadan Aslan'ın sağındaki boşluğa uzandım. Delirmiş olmalıyım diyerek gözlerimi kapattım. ***** Başımda ve bacağımdaki sızıların hissiyle kendime gelmeye başladım. Ama ruhuma kadar ulaşan baharatlı parfüm kokusuyla zihnimde oluşan kesik kesik görüntülerin arasında gidip gelmeye başladım. Olamaz ölmüş olmalıyım. Dedim kendi kendime. " Hassiktir!" Dedim sesli şekilde. O anda iki pencere açıldı gözlerimin önümde. Birinde denizlerin diğerinde göklerin mavisini gördüm. " Hassiktir diyerek uyanan tek hasta sen olmalısın Aslan." Dedi sol dirseğini üzerine kalkarak. "Cevher? " "Ölen birine hiç benzemiyorsun Aslan." " Seni yanımda yatarken görünce kesin öldüm ve cennetteyim diye düşündüm. Cevher ayağa kalkıp yatağın kenarına oturarak bana döndü. " Abartma yine. Aklıma gelen şeyle hızla yerimde doğruldum. " Kazım.? "Ameliyattan çıktı. Sende bacağındaki tek kurşun ve 5 dikişle ucuz kurtulmuşsun." "Burdan çıktığım da o orospu çocuğunu bulduğum yere gömecem." "Serdar ortalarda yok. " Eninde sonunda bulurum." Dedim kalkmaya çalışarak. " Dur. Nereye? " Kalkıyorum. " Bence bir daha düşün. O bacakla biraz zor." " Kurşun kemiğe gelmediği için şanslısın. Ama yürümeye kalkarsan dikişler açılır. Bir iki gün sık dişini." Sinirle yatağa bir yumruk geçirdim. "Sikeyim böyle işi." Bu sırada kapı açılıp içeri bir adam girdi. Cevher'e baktım. " Bizden." " Efendim. " Tamam Kerim." " Rahatladınmı.? " " Hende nasıl. Dedim yatağın yanındaki düğmeye basıp baş kısmını yukarı kaldırarak. " Gideli bir gün oldu yine hastanedesin." Diyecek. Yanımdaki masanın üzerindeki telefonu elime aldım. Ekrandaki Abim kelimesini okuyunca şaşırdım. "Alo abi. " " Aslan? " Sağol abi iyiyim.. " Demiştimki abimin bağırmasıyla telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. " Lan yine ne boklar dönüyor. Hiç ayarın yok abi dedim içimden. Sonrada, "Abi bu sefer suç bende değil. " Ben gelene kadar ordan kalkarsan diğer bacağından vururum seni Aslan." " Abi..! " "Son sözüm bu Aslan. İki gün sonra ordayım. " Ve kapandı. "Fena fırça yedin Karabey. " "Sen kendi derdine yan Cevher Aslan." "O nedenmiş. " Dedi gözlerini silerken. "Madem burdan kalkamıyorum sende gidemezsin. " Söz veremem." "O zaman bende burda kalmaya söz veremem. Dedim yerimde doğrularak. " Saçmalama. Belinden sarılıp kendime çektim Cevher'i. "Olur. Vurmanada gerek yok aslında. Dedim. Cevher şaşkın bana bakarken, "Kalacaksın değilmi.? " Dedim. " Tamam pes." Diyince tekrar yatağa yatıp geriye yaslandım. "Sen delisin Aslan Karabey." " Evet. Ama senin delinim. " Derken kapıya doğru gidince. Koluna yapıştım. "Nereye gidiyorsun. Hani kalıyordun." Doktoruna söyleyelim iki yataklı bir odaya geç. "Gerek yok. "Hayır tabiki." " Anlaşma yaptık. Kokundan uzak bırakmayacaktın." Cevher önce bana baktı. Sonra ağır adımlarla yanıma geldi. Yüzünde değişik bir bakış vardı. " Bir hafta sonra." Diyerek doğruldu ve kapıya doğru yürüdü. Ne oldu az önce. Ne duydum ben anlamaya çalışarak kala kaldım. ********************************* Beğeni ve yorumlarınızı merakla bekliyorum. 😁 |
0% |