Yeni Üyelik
52.
Bölüm

Y.C 52 Saldırı

@azamet_29_2

" Bir hafta sonra."
Dedi.
"Bir hafta sonra kokum tamamen senin. Rahat durda nikaha kadar yürüyebil."

Diyerek doğruldu ve kapıya doğru yürüdü.
Cevher'in arkasından hayalle gerçek arası bir boyutta afallamış yeni yetme gibiydim.

Ne oldu az önce. Ne duydum ben anlamaya çalışarak kala kaldım.

Yok. Fazla kan kaybettim ben ondan oluyor bunlar.
Yoksa Cevher ağzıyla haftaya nikah var demez.
Kesin yanlış anladım diyerek
Kendimi geriye bırakıp,
uyu Aslan. Uyuda aklın başına gelsin.

Dedim gözlerimi kapatıp uyumaya çalışarak.
Ama Cevher'in kulağımdaki sesi tekrar tekrar yankılanınca buda mümkün olacağa benzemiyordu.

*****

Değişiyorsun!
Dedim kendimi koridordaki koltuğa bırakarak.
Alçılı kolumu diğerinin üzerine koyarak kollarımı birleştirdim.
Bacak bacak üstüne atarak gözlerimi kapattım.

Değişiyorsun Cevher Aslan!
İçerde yatan adam seni değiştiriyor.

Ya yaptığın ve söylediğin şeye pişman olursan. Ya bu değişim pişman ederse seni. Ya bu yüzden sevdiklerin zarar görürse.

Hayır hayır.! Dedim gözlerimi sımsıkı kapatarak.
Buna izin vermem! Asla izin vermem.
Aslan Karabey'i hayatıma alıyorum diye hayatımdakiler çıkmayacak.
Buna izin vermem.
Bugüne kadar kimsenin karşısında başım öne düşmedi.
Dostumda oldu düşmanımda, ama kimseye boyun eğmedim.

Ne hürmetten ne korkudan.
Her zaman ayakta ve dimdik durdum.

Ben değişmiyorum.
Hayır!
Ben hem Cevher'im, hemde Cevher Aslan. Ben normal bir insan değilim.
Ruhumda hem bir kadın, hem bir erkek yaşatıyorum.

İçimdeki kadın hep sevdiklerimin yanında olurken içimdeki erkek ise hem o kadını koruyacak hem düşmanlarıma karşı duracak.

İkizler benim kollarım kanatlarımken Aslan kalbim ve desteğim, Özge içimdeki çocuk olacak.
Gerçek bir ailem olacak.

" Patron? "

Başımı kaldırıp karşımda duran Efe'ye baktım. Uzun zamandır bana bakıyor gibiydi. Galiba seslenmiş ama duymamıştım.

" İyimisin patron?
Dalmışsın.
Uykusuzsun belliki eve gidip dinlen.
Ben burdayım."

Dedi yanıma oturarak.

" Sağol Efe.
Gerek yok iyiyim.
Kafamın içini düzenlemeye çalışıyorum.
Siz ne yaptınız?
Bir iz varmı? "

"Serdar'dan yok.
Ama yanındaki itlerden birinin kim olduğunu bulduk.
Adam Amerika'lı daha doğrusu türk ama Amerika'n vatandaşı asıl süpriz at o çıktı. Takibe geçtik bizi Serdar'a götürebilir.

" Kimin nesiymiş."
Asım Karabey'in Amerika'da hapse girmesine sebep olduğu biri. Baykan Kocaman.
Hâlâ ayrıntılı bilgi için araştırıyoruz. Adam cinayetden yargılanmış. İhbar eden ve yakalatan Asım Bey. Baykan uzun zaman içerde kalmış.
Dahası içerde olay çıkararak başka mahkumlarla dalaşmış. Sonunda da azman bir mahkum bunun gözünü çıkarmış.
Gözündeki bantla korsan gibi geziyor ortalarda. Şuan Amerikan polisinin arananlar listesinde çünkü nakil sırasında kaçmış. Burayada kaçak yolla girdiler büyük ihtimalle."

" İt iti bulmuş.
Amerika'n poliside işin içinde. Asım Amerikada olmasına rağmen Baykan burda. O halde hedef Aslan üzerinden intikam olabilir.
Bunu Asım beye söylemeliyiz.
Ama Aslan'a bahsetme. Yoksa o bacakla kalkıp adam aramaya çıkar. "

" Tamam.
Sen Asım beyi ararken bende şunları vereyim Kara Aslan'a. "

Dedi elindeki çantayı göstererek.

"Ne bu?"

" Kıyafet." Beyefendi için yollamışlar.

Dediğinde gülümsedim. Aslan'ı sevmediğini her fırsatta belli ediyordu Efe.

" Gülme patron.
Ben bu adama alışamıyorum. Hani sen olmasan zerre umursamam.
O kadar yani."

Diyerek kalktı Efe ve odaya girdi.
Bende bu arada telefonumu çıkartıp aşağı indim.
Cafe' ye girerek bir kahve alıp masaya oturduktan sonra öğrendiklerimizi anlatmak için Asım beyi aradım.

*****

" Ooo Aslan Efe gelmiş.
Beni ziyaretemi geldin.
Bu ne incelik."

" Hiç işim olmaz Karabey.
Patronla konuşmak için geldim.
Bunuda aşağıdaki adamınız getirmiş.
İyilik yapıp getirdim.

Kıyafet. Yarı çıplak gezme diye."

" Zahmet etmişsin.
Keşke yormasaydın kendini."

" Ben ve merhametim işte.
Sen nereye?
Neden kalkıyorsun."

" İzin verirsen banyoya gidiyorum."

"İzin vermezsem tutacakmısın ? "

" Çok komiksin Aslan Efe vede sinir.

" Sana özel bu.
Bacağını zorlama da benden destek al."

"Gerek yok kendim hallederim."

" Aslan...
Erkeklik taslamada destek al.
Bir daha dikiş atılırsa bi bu kadar daha yatarsın. "

" Bak bunu doğru söyledin.
Haftaya kadar düzelmem lazım."

" Haftaya mı? "

" Evet haftaya."

*****

Âsım bey ile konuşmamız bittikten sonra bir süre daha Cafe'de oturdum.
Ulaştığımız bilgilerden bahsettiğimde Âsım'ın beyin ettiği küfürler kayda değerdi doğrusu.
Konuşmamızın sonunda polisle konuşacağını sonrada buraya geleceğini,ve onu beklemenizi söyledi.
Şimdilik tedbirimizi alıp sadece bekleyecektik.
Bu adamların biri Âsım'a diğeri ise Aslan'a bilenmiş durumdalardı. Ama hedef Asım' dan çok Aslan'dı.
İki itinde Türkiye'de oluşu bunu gösteriyordu.
Ve ne yapacakları belli değildi. Âsım bırakıp buraya geldilerse Âsım'ın ordaki gücünden çekiniyorlar demektir.
Yâni Asım' dan. O halde o buraya dönmeden hamle yapmak isteyecekler.
Daha dikkatli olacaktım.

Bir süre daha düşündükten sonra masadan kalkıp asansöre yöneldim.

Aslan'ın odasına çıkıp Efe ile yeniden konuşacaktım. Ama süpriiiz.
Kapıdan kovduğum Çağla hanım abisinide alıp bacadan girmişti.

Bu kadının Aslan'a olan fazla ilgisi rahatsız ediciydi.
Bu işe el atmak şart olmuştu artık.

Asansöre binecekken beni farkeden Tolga Taşhan gelen asansöre binmeyip beni bekledi.
Yanlarına geldiğim de,

" Cevher Hanım merhaba ve geçmiş olsun.
Çağla haber verince bende uğrayıp bir geçmiş olsun demek istedim."

Dediğinde göz ucuyla Çağla'ya baktım.
Nede meraklıymış bu kız hasta ziyaretlerine.

" Teşekkür ederiz Tolga bey."

Asansöre binerken devam ettik konuşmamıza.

" Umarım durumu kötü değildir."

" Hayır, iyi.
Sadece dinlenmesi lazım.
Nikâhımıza kadar ayağa kalkmış olur."

Dedim Çağla'ya bakarak.
Bu cümleyi bilerek kurmuştum.
Çünkü Çağla hanımın aklı işinden başka yerlere kaymaya başlamışa benziyordu ve bu , içimdeki kadını sinir ediyordu.

"Aa. Öylemi.Tebrik ederim nişanlı olduğunuz bilmiyordum.
Nikah ne zaman kısmetse."

" Bir çok kişi bilmiyor.
Nikah haftaya. Sizide bekleriz."

Dediğimde Çağla'nın renginin değiştiğini görmemek mümkün değildi.

Asansörden inip tekrar odaya geldiğimizde kapıyı tıklayıp içeri girdim, arkamdada Taşhan'lar.

Aslan eşofmanlarını giymiş yatağında, Efe'de elleri ceplerinde hemen yanındaydı.
Bizi gören Aslan önce şaşırmış şekilde baktı.

" Tolga bey ve kardeşi kazayı duymuş ve geçmiş olsuna gelmiş."

Dedim durumu açıklamak için.

"Aslan bey geçmiş olsun.
Çağla haber verince ziyaret edelim dedik. Ayrıca tebrik ederiz nikah yakınmış."

Dediğinde Çağla'nın yüzü bir kez daha asıldı.

Aslan:
" Teşekkürler Tolga bey. "

Çağla:

" Geçmiş olsun Aslan.
Duyunca senin için çok endişelendim."

Çağla'nın sinir bozuğu konuşmalarını dinlerken gözlerimi Aslan'a çevirdim.

Çağla'nın fazla samimî konuşmalarına Aslan soğuk şekilde cevap versede Çağla yinede aynı şekilde devam ediyordu. Aslan'a direk adıyla hitap etmesi ise hiç hoşuma gitmemişti.

" Efe biz biraz dışarı çıkalım.
Tolga bey kusura bakmayın özel bir durum 5 dakika müsaadenizi isteyeceğim."

"Tabi Cevher Hanım.
Lütfen rahatınıza bakın. "

Efe ile birlikte dışarı çıktığımızda,
Efe:

" Patron ben bu kızın hareketlerini beğenmiyorum.
Fazla samimî. "

" Farkındayım ama onunla uğraşamam şimdi.
Aslan'a birşey söyledin mi.?"

"Hayır."

"Asım Bey polisle irtibata geçecek, sonrada buraya dönecek. Beklememizi istiyor. "

" Bekleyecekmiyiz?"

" Şimdilik bekleyeceğiz. Ama O Serdar ve Baykan iti kaşınırsa zevkle kaşırım ki içimden bir his kaşınacaklar diyor.

Efe silahını bana bırak. Kadir'de buraya gelsin."

" Burda mı kalacaksın yine. "
Dedi Efe silahını çıkarıp bana verirken.

" Evet." Dedim silahı sol elimle belime takarak.
" Bu alçıda artık sıktı."

" Patron kendine dikkat et. Onun yüzünden kendini yorma."

" Sen beni merak etme Efe. Sizde gözünüzü açın. Adamları da değiştirelim yoruldular."

" Tamam.
Hallederim."

"Benim içinde rahat kıyafetler yolla Dilan' la.
Birde birsey daha yolla."

Biz Efe ile konuşurken Tolga ve Çağla odadan çıktı.

" Cevher Hanım bize musade.
Hasta ziyaretinin kısası makbulmüş."

" Teşekkür ederiz Tolga bey. "

Çağla:

" Cevher Hanım tekrar geçmiş olsun. Sonraki görüşmemizde proje ve maliyet listesi elinizde olacak. "

Sadece başımı salladım.

Taşhanlar önden, Efe'de arkalarından çıktığında bende odaya döndüm.

Yatakta geriye yaslanarak oturan Aslan, beni görünce yatağın üzerine eliyle vurarak gel, otur işareti yaptı.

Yanına gelip yatağın kenarına oturup ne oldu bakışı attım.

" Tekrar et. "

" Neyi? "

" Odadan çıkarken söylediklerini. "

" Ne söyledim ? "

Dediğimde aniden doğrulup belime sardı bir kolunu.

"Benimle oynama Cevher Aslan...
Kendimi zor tutarken benimle oynama. "

Kara gözleri dahada kararmış, arzu yüklü bakıyordu gözlerime.

Aslan'ın benim gibi birine bu kadar âşık oluşuna inanmak benim için çok güçtü.
Ben normal bir kadın değildim belki, ama oda, normal değildi.

En başında söylemiştim.
Kimsenin aşkla bakacağı biri değilim. Demiştim. Ama bu adam aksini söylüyor, aksi şekilde bakıyordu.

Gözlerine bakıp gülümseyerek cevap verdim.

" Bir hafta sonra kokum tamamen senin. Rahat durda nikaha kadar yürüyebil.
Dedim ama erken diyorsan sen bilirsin."

" Yani bir hafta sonra benimsin.
Sadece benim. Fikrini neden değiştirdin. Düşünmüyorum demiştin."

" Seni sırtlanlardan korumak için diyelim. Özellikle dişilerinden."

Kahkaha atarak güldükten sonra tekrar duruldu.

" Dünyadaki en değerli mücevher benim sinemde olacak...
Keşke söylemeseydin bunu bana." Dedi alnını alnıma dayayarak.
Gözleri kapalı devam etti.

"Ben bir haftayı nasıl geçireceğim."

" Oturarak. Yada yatarak." Dedim geri çekilerek.

Geriye yaslandı.
" Demesi kolay...
Yinede seni gelinlikle görmek için sabırsızlanıyorum mücevherim."

Dedi gözleri gözlerimde ve dudaklarımda bir tur atıp gülümserken.

" O biraz zor Karabey."

Dedim ayağa kalkarak.

" Öyle bir şey yapmayacağım.
Madem yeri geldi söyleyeyim. Şimdiden bil.
Gelinlik falan giymeyeceğim.
Elbisede keza öyle. Kendi evimden ayrılmayacağım.
Senin evine taşınmayacağım.
Sen benim evime gelirsin yada ayrı ayrı oturmaya razı olursun."

Aslan tek kaşı havada şaşkın şekilde bakarak,

" İstersen beni abimden istemeyede gelin."

Birden odanın içinde kopan kahkaha ile kapıya döndük.
Ege odanın ortasında eli karnında kahkaha ile gülüyordu.

" Patron biz gidelim ne olur. Kara Aslan'ı elinde kahve tepsisi ile görürüz belki."

Diyince Aslan masadaki su şişesini kaptığı gibi Ege'ye fırlattı.
Şişe Ege'nin kolunda patlarken,

"Kes sesini Ege Aslan." Diye hırladı.

" Sen önce kapı çalmayı öğren."

"Çaldım.
Ama duyan olmadı nedense? O ara siz pazarlık yapıyordunuz sanırım."

Hallerine bakarken gülmemek için zor tuttum kendimi.

" Ege.
Hayırdır neden burdasın."

Ege gülerken gözlerindrn akan yaşları silerek derin bir nefes çekip elindeki dosyayı bana uzattı.

" İmzan gerekiyor patron.
Yarın toplantı da bu belgelerin yerine gitmesi lazım ama imza eksik.
Bende seni yormak yerine gelip imzalatayım dedim.
O yüzden gelmiştim. Kapıyı çaldım, duyan olmayıncada girdim. "

Ben Ege' den dosyaları alıp göz atarken Ege Aslan'ın yanına geçip oturdu.

" Nasılsın yaralı Aslan. "

" Esprilerin olmazsa daha iyi. "

" Alışsan iyi edersin. Enişte bey."

Dediğinde saniyelik göz göze geldik Ege ile. Ege, Efe gibi değildi.
Aslan'ı kabul etmişti çoktan.

" Ailenin komiği sensin sanırım. "

" Evet ."

" Efe ile ikiz olduğunuza eminmisiz ? "

" Neden.?"

" Biriniz sinir küpü diğeri komik.
Biri taş diğeri su. "

" Her ikiz aynı değildir.
Biz dengeleyiz. Birbirimizi dengeliyoruz. "

" Tamam Ege. İmzaladım."

Ege dosyaları alarak,
" Bana müsade o zaman. Siz pazarlığınıza kaldığınız yerden devam edin diyip gülerek çıktı.
Ege'nin çıkışının arkasından Aslan ve benim için yemek geldi.

Sevilmeyen hastane yemeğinden sonra Doktor İpek gelerek Aslan'ın yarasını kotrol etti.
Pansuman ve akşam ilaçları ve yeni bir serumdan sonra Aslan yatma moduna döndü. Bende banyoya geçip Dilan'ın getirdiği geniş ve rahat eşofmanlarımı içinede diğer istediğim şeyi giyip, Efeden istediğim böceği cebime alıp çıkarak kendimi koltuga bıraktım. Aslan,

" Anlat Cevher." Dedi.
Yüzüne baktım.

" Neyi Anlatayım."

"Ne dönüyor, neyi gizliyorsun.
Sabahtan beri bekliyorum ama senin anlatmaya niyetin yok.
Size uyup burda yatıyorum diye kör de değilim.
Neler dönüyor hemen şimdi anlat.
Kesin o orospu çocuklarıyla ilgili birşeyler buldunuz ama söylemiyorsun.
Efe'nin ve senin halinden belli oluyor.
Cevher.
Anlat. Eğer anlatmazsan abimde dahil hiç kimse beni burda tutamaz."

Yüzüne baktım.
Şımarık Aslan gitmiş. Ciddi ve asabi Aslan gelmişti yerine.

Söylemesekde Aslan durumun farkındaydı ve olanları öğrenmezse gerçekten tutamayacaktık.

Yerimden kalkarak yanına gelip yatağın kenarına oturdum yine.

" Serdar ortada yok.
Ama yanındaki adamlardan birinin kim bulduk, takip ediyoruz."

" Söyle kimmiş?"

" Adam Amerika'da iken abinin sayesinde hapse girmiş. Cinayetten ceza almış. Şuan dışarda ve kaçak. Türkiye' ye kaçak yolla gelmiş."

" Hassiktir.
Nasıl bana söylemezsiniz ? "

Dedi yerinde doğrularak. Sesi sinirli ve yüksek çıkmıştı

" Çünkü hâline bakmadan işin peşine düşecektin. O yüzden söylemedim.
Yürüyemezken adam peşinde nasıl koşacaksın Aslan."

" Koduğumun şansı." Derken yumruğu üst üste yatağa indi.

" Siktiğimin kurşunu bacağıma geleceğine başka yere gelseydiya.

Abime söylemeliyiz bunu."

" Bugün arayıp söyledim. Oda birşeyler yapıyor. Beklememizi söyledi yarın burada olur.
Adama gelince uzaktan takip ediyoruz. Ama Serdar dahil 3- 4 kişiler. Diğerlerinin kimliğini bilmiyoruz.
Ne yapacaklarını bilemeyiz. Tedbirli olacağız. "

"Şu hale bak.
Burda öylece oturmuş katilim olacak adamı bekliyorum."

Silahımı çıkarıp Aslan'ın yastığının altına koydum.
"Bekliyoruz ama onları avlamak için."

Dedikten sonra kapıya yürüdüm.

" Nereye Cevher?"

" Kadir dışarda onunla konuşacağım."

"Tek başına birşeylere kalkışma."

" Bugüne kadar senden tavsiye almıyordum Aslan." Dedim imalı şekilde.

Odadan çıktığımda Kadir koridorda turluyordu.

" Ne var ne yok Kadir."

"Ters bişey yok efendim."

"Ne zamandan beri burdasın Kadir.?"

" 2 saat oldu."

" Anladım. Sen sigara kullanıyormuydun.?"

" Şey evet. "

" İyi. Yanda teras var. Tam sigara içmelik.
Sen bir iki sigara içmeye gitsene.
Ama uzaklaşma."
Dedim göz kırparak.

Kadir önce şaşırdı sonra,

"Tamam." Diyerek terasa doğru yürüdü.

Bende tekrar odaya döndüm.

Aslan gözlerini tavana dikmiş kara kara düşünüyordu.
Saate baktım. Saat gece 10 a geliyordu.
Aslan'ın serumu bitmişti.
Birazdan hemşirenin gelip yenisini takması gerekiyordu.

10 dakika sonra odaya gelen Hemşir ( Erkek hemşire.) serumu değişeceğini söyleyerek gelirken arkasından da çöpler için temizlik görevlisi kadın girdi.

Elim cebimde kadını izlerken birden Aslan'ın kimsin lan dediğini duydum.

Arkamı döndüğümde Aslan adamın adamda Aslan'ın yakasından tutmuş yumruk atıyordu.
Aslan!
Demiştimki saldıran kadınla kendimi yüz üstü duvarda buldum.

Sağ kolum zaten alçılı, sol kolum ise arkama kıvrılmıştı. Ben kolumu kurtarmaya çalışırken Aslan ve üzerindeki adam artık yatakta değil yerde boğuşuyordu.

Alçılı kolumu askıdan kurtarıp, arkamdaki kadına önce dirseğimi
sonrada önümü dönerek sol elimle yakasından tuttup yüzünün ortasına kafayı geçirdim.
Kadın bir kaç adım geriye sendelersen. Aynı anda duyduğum silah sesiyle yerde yatan Aslan'a baktım. Üzerindeki adam eli kalbinde yere yığıldığında Aslan'da nefes nefese ve acı içinde yerde kaldı.

Kadının belinden çıkardığı silahı,

" Seni lanet herif ." Diyerek Aslan'a çevirdiğini görünce silahın önüne atladım. Kadının tetiğe basışı ve karnımda hissettiğim acıyla ile kendimi yerde buldum.

" Cevheeeeer!!"

*******************************

Bölüm sonu canlarım.
Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Yorumları okumak büyük keyif benim için. Hepinizi seviyorum.

Loading...
0%