Yeni Üyelik
57.
Bölüm

Y.C 57 Nikah ve balayı

@azamet_29_2

"Gece oldu, uyuyalım artık."
Dediğinde şaşırarak baktım.

" Sen yatağında uyu ben aşağıda uyurum."

" Burda benimle uyu Cevher." Dedi yatağı açarak beni oturturken.

" Sınırlarımı aşmayacağım."
Dedi omuzlarımdan tutup yatırırken.

"Kokundan mahrum etme"
Dedi yanımdaki boşluğa uzanarak.
Sonrada aniden beni kendine çekip üzerimizi örttü. Arkamda ve eli belimde sarılı Aslan, burnunu boynuma doğru getirip derin bir nefes daha çekti.

" Cevher'im.
Nasıl bir şeysin.
Büyü gibisin."

*****

Gözlerimi açtığımda bana bakan bir çift kara göz gördüm. Aslan sağ dirseğinin üzerine kalkmış gözlerini bana dikmiş öylece beni izliyordu.

" Ne zamandan beri uyanıksın?"

" 3 saattir uyanığım ve hayatımın enn güzel 3 saatiydi."

Gülümseyerek yerimden kalktım.

"Sen delisin."

" Evet ama sadece senin delinim."

Dedi kalkarak.
Sonra,
" Hadi aşağı inip kahvaltı yapalım. Ben çok acıktım. "

Diyerek önden merdivenleri inmeye başlayınca bende arkasından indim.
Merdivenler bittiğinde,

" Sağdaki kapı banyo." Dedi.

Ben banyoya girerken o da mutfak bölümüne geçti.
Elimi yüzümü yıkayıp çıktığımda mutfak bölümünden mis gibi çay kokusu geliyordu.
Beni görünce,

" Şömine yanıyor istersen oraya geç. Şuan soğuk ama birazdan ısınır."

" Gerek yok burası iyi dedim mutfak bölümündeki masanın önündeki yüksek sandalyeye oturarak."

 

" Mutfakta iyisin sanırım."

" Evet.
Uzun süre yalnız yaşayınca mercburen iyi olmak zorunda kalıyorsun.
Hem eşlerden birinin iyi olması lazım."

Kahkaha ile güldüm.

" Yani benim kötü olduğunu mu söylüyorsun."

" Bilmem ben kendimi ispatlarım. Sende ispatla kıyaslayalım.
Bana bir kahvaltı borcun olsun."

Dediğinde, gülümsedim sadece.
Yarım saat sonra önümdeki masada kıymalı menemen ve bol çeşit bir kahvaltı masası vardı.
Sıcak çay ve ısıtılmış köy ekmeği ile gelen kokunun tarifi yoktu.

Aslan yanımdaki boş sandalyeyi alıp tam karşıma koyarak oturdu. Sonrada bardakları doldurarak kenardaki çatalı alıp önüme bırakırken,

" Başla ve notumu ver." Dedi.

Önce bardaktaki çaydan bir yudum aldım.

" Üçkağıtçı, kokulu çay kullanmışsın."

" Evet çünkü sevdiğini duydum."

" Kimden duydun? "

" Sen banyodayken Ege'yi arayıp sordum."

" O da öylece söyledimi.?"

" Ege ile daha iyi anlaşıyoruz. Ama dediğim gibi Efe ile birgün birbirimize gireriz gibi geliyor."

" Hâlâ o evde oturmamızı istediğine eminmisin Cevher.
Yakın bir yerden bir ev alabiliriz."

" Aslan senin için zor olabilir bunun farkındayım ama ben o evden başka bir yerde yaşayamam.
Beni anlamanı umuyorum. "

" O halde ikizlerimi başka eve yollasan?"
Dedi ciddi ciddi.
Kahkaha ile güldüm.

" Onlarda benim gibiler." Dedim önümdeki menemene çatalımı daldırırken.

" Bu arada Kara nerde?"

Dedim çayımdan bir yudum içerek.

" Dışarıda.
Gezip gelir birazdan.
Bu arada.
Balayına nereye gitmek istersin."

Dediğinde içtiğim çay boğazımda kalınca soluma dönüp eğilerek öksürmeye başladım.
Geçirdiğim krizden sonra Aslan'a döndüm.
Kollarını masaya koymuş gülerek bana bakıyordu.

" Neden şaşırdın bu kadar nede olsa
4 gün sonra nikâhımız var Cevher'im."

" Damdan düşer gibi sormak zorundamıydın. "

" Pardon."

Derken elimdeki bardaktan bir yudum daha içtim boğazımı toparlamak adına.

"Cevap vermedin."

"Cevabımı beğenmeyeceksin, o yüzden vermiyorum."

" Dur tahmin edeyim.
Balayı için bir yere gitmek istemiyorsun."

Doğru bilmişti.
Beni gerçekten iyi tanımıştı.

" O halde ben bir öneride bulunayım."

" Senmi."

" Evet.
Başka yerlerde uyuyamadığını söylemiştin ama burda uyudun.
O zaman buraya gelelim. Ne dersin."

"Buraya mı?"
Dedim gözlerimle evin içini gezerek.
Bir süre düşündükten sonra,

" Neden olmasın. Kabul..."

" Ciddimisin.?"

" Evet gayet güzel bir yer.
A bu arada gelinlik giymemi beklemezsin umarım. "

Dedim Kahvaltıya devam ederek.

Aslan ayağa kalkıp yanına geldi.
Bana doğru eğilerek kulağıma doğru yaklasarak derin bir nefes çekti yine kokumu ezberlercesine.

" Seni gelinlikle görmek için ölüyor olsamda, gelinlikten çok içindeki büyülü kadınla ilgileniyorum.
O yüzden sana bırakıyorum o konuyu."

Dedi ve masadaki bardağını alıp bir yudum daha içti.

*****
Aslan ile yaptığımız kahvaltıdan sonra. Evdeki herşeyi eski haline getirerek evden çıkıp Kara'yı da alarak tekrar arabaya binip dönüşe geçtik.

Aslan beni eve bıraktıktan sonra kendide abisinin yanına şirkete gitti..
Nikâh konusu ciddiye bindiği için eve gelir gelmez ilk iş Sevim sultana 4 gün içinde odamı iki kişilik hâle gelecek şekilde yeniden yerleştirmesini rica ettim.

Aslan için kabul etmesi zor birşeydi bunu biliyordum ama ben bu evden başka biryerde yaşama niyetinde değildim. Aslan'da bunu kabul ederek bu evde yaşamayı kabul etmişti..

İkizlerin bu fikre kötü bakmayacağını biliyordum.
Yinede bugün onlarlada konuşarak konuyu kapatacaktım.

Odama çıkıp sıcak bir duş aldıktan sonra üzerimi değişip evden çıktım.
Dışardaki arabama binip şirkete doğru yola aldım.
Ofise geldiğimde içeri girmeden kapının önünde Ege ve Tolga Taşhan'ın tartışma sesleri duyunca kulak kesildim.
Yanıma gelen Esra'ya baktım.

"Çağla hanımla anlaşmayı bozduğunuz için gelmiş. " Dedi Esra.

İçerdeki Tolga :

" Bu nasıl oluyor Ege Bey.?
Neden anlaşma birden bozuldu.
Cevher Hanım için o kadar uğraşıp proje hazırlığına giriştik ama hiç bir neden yokken tek taraflı iptal edilen bir anlaşmayla karşı karşıyayız."

" Tolga Bey.
Sebep ne benim bilgim yok. Ama Cevher Aslan anlaşma bozuldu demişse bozulmuştur ve sebebi önemlidir.
Kendisi bana sebebini söylemedi geldiğinde kendisinden öğrenirsiniz."

Demiştiki ellerimi ceplerime sokarak içeri girdim.
Beni gördüklerinde ayağa kalktılar.

Ege:

" Patron Tolga bey..."

" Duydum Ege." Dedim.

"Esra hanım bize kahve getir lütfen."

" Hemen efendim."

Esra'dan kahve istedikten sonra Tolga beyin yanına gelerek sağ elimi cebimden çıkarıp uzattım.

" Hoşgeldiniz Tolga Bey." Dedim elini sıkarak.

"Oturun lütfen."

Diyerek kendi koltuğuma geçip oturdum.

Elini uzatıp tokalaşsada,

" Hiç hoş gelmedim Cevher Hanım! " Diyerek devam etti.

" Sebep? "

" Ne demek sebep.
Yapmayın Cevher Hanım.
Benimle alaymı ediyorsunuz.?"

" Mesele işse ne alay ederim ne de şaka."

" Çağla dün gelip sizin anlaşmayı sebepsiz iptal ettiğinizi söyledi."

Söylediği şeyle sakin bekledim.
İçeri giren Esra kahveleri bırakıp çıktıktan sonra kahvemden büyük bir yudum alıp devam ettim.

" Doğru söylemiş.
Ama sebebinin kendi olduğunu söylememiş."

Dedim geriye yaslanıp bacak bacak üstüne atarak.

" Kardeşiniz Çağla hanımın niyeti benimle iş yapmak olmaktan çıkıp nişanlıma göz koymaya kadar ilerlemiş."

Tolga:
" Ne! Anlamadım.? "

Diye ayağa fırlarken, Ege'nin içtiği kahve boğazına kaçarak öksürmeye başladı.
Oda yeni duyuyordu gerçek sebebi.

" Öyle.
Nişanlıma da sorabilirsiniz.
Hatta kardeşinize ve onun yanında pastanede gördüğüm kız arkadaşına sorabilirsiniz.
Meğer kardeşiniz nişanlıma aşık olmuş. Benimle nişanlı olduğunu bile bile ona ilanı aşk etti."

" Peki nerden biliyorsunuz suçun sadece kardeşimde olduğunu. Ya nişanlım dediginiz adam..."

Dediğinde yumruğumu masaya vurarak susturdum Tolga'yı.

" Haddinizi aşmayın Tolga bey!
Nişanlım hakkında saçma sapan imalarda bulunmanızı önermem.

Size tavsiyem liseli kızlar gibi hareket eden kardeşinizle konuşup biraz nasihat vermenizdir.
Görüşme bitmiştir.
Ege. Tolga beye eşlik et lütfen.
İyi günler Tolga bey. "

Tolga hem sinirli hem mahçup çıktı ofisten.

" Ege. Dönüşte Efe'yi de alıp gel.
Konuşmamız gerekiyor."

"Tamam patron."

*****

10 dakika sonra Efe ve Ege kapıdan girdiler.

Ege sessiz yaklaşırken Efe kaşları çatık bakıyordu.

" Efe hayırdır. "

"Az önce Tolga hırladı."

Dedi Ege gülerek.

" İt herif zorla, gel boynumu kır diyor.

Bizi görmek istemişsin patron. "

" Evet.
Son kez konuşmak istedim."

Ama önce.
Ege çevre düzenleme için ihale ilanı verdin mi."

"Evet dün verdik.
Anında bir çok şirket talip oldu.
İhale 10 gün sonra. Bu arada okulda bitmeye yaklaşacak."

"Güzel eline sağlık.
Ne hakkında konuşacağına gelince.
Dün Aslan' la konuştum.

Yani. Ev konusunu.."

Dedim önüme bakarak.
Şuan böyle bir şeyi ikizlerle konuşmak garip gelsede konuşmamız gereken bir konuydu.

" Çocuklar biliyorsunuz. İsteseydim zorda olsa başka bir eve geçebilirdim.
Ama ben sizleri ve Özge' yi hatta o çirkin kediyi bile bırakmak, uzaklaşmak istemiyorum. Bu yüzden
kendi evimden başka bir yerde yaşamayacağımı açıkça söyledim Aslan'a."

" Oda, ben iç güveysi olmam diye itirazmı etti."

Dedi Ege gülerek.
Gülüşüne gülümseyerek bakıp cevap verdim.

" Önce baya bir düşündü.
Ama kabul etti. Yinede sizinle ilgili endişeleri var bence. Sizin bu durumu kabul etmeyeceğiniz düşünüyor."

" Bana açıkça söyleyin lütfen.
Bu konudaki düşünceniz nedir."

" Senin gitmendense o gelsin."

Dedi Ege.

" Cevher..." Dedi Efe.
Yine yüreğinden konuşacaktı. Sadece yüreğiyle konuşurken adımı söylerdi.

Sen onu kabul ettiğinde kabul ettik biz onu zaten.
Her ne kadar bir birimizden haz etmesekte arada sen varsın. O yüzden ne sen ne de o bu konuda rahat olun.
Dediğin gibi o ev yeterince büyük. Sevdiklerimizide alır sevmeye çalıştıklarımızıda. "

Efe'nin sözlerini Ege de başıyla onayladı.

Gülümsedim.

" Teşekkür ederim çocuklar."

" Nikah 4 gün sonra. "

Dediğimde ikiside şaşırdı bu kez.

Efe:

" 4 günmü. Ceza ne oldu? "

"Cezanız Çağla hanım sayesinde kalktı."

" Anlamadım.
Çağla hanımın sayesindemi."

" Evet. Anlaşmayı bozmanın sebebide bu zaten. Çağla.

" Yetimhanede olduğum gün çocuklara pasta siparişi vermek için pastanede gittim. Tesadüfe bakın ki
Çağla ve yanında bir arkadaşıda oraya geldiler.
Kendi aralarında konuşurlarken
Çağla'nın Aslan hakkındaki sözlerini duydum.

Meğer hanım efendi Aslan'a kaptırmış aklını. İlk fırsatta ilanı aşk edeceğini ima ediyordu.
Dünde ona küçük bir oyun oynadım.
Aslan ile birlikte odada bırakıp çıktım.

" Aaa.
Bu yüzden bana beni çağır dedin." Dedi Ege.

" Aynen.
Geri döndüğüm de Çağla gerçekten Aslan'a ilanı aşk ediyordu resmen."

" Ee. Ya...Aslan. O."

" Öfkeyle kalkmış giderken engelledim.
Sonrada Çağla' yı anlaşma bozuldu diye yolladım. Çağla'nın arsızca olan hareketleri ve Aslan'ın sadakati cezasını ve senin cezanı sildi."

"Aferim Kara Aslan'a." Dedi Ege Bu kez gülerek.

" Bu arada Efe. Nedersin sizin nikahı da kıyalım mı?"

Dedim sırıtarak.

" Yok patton almayalım biz.
Biz daha oraya gelmedik."

" Bir terslik mi var.?"

" Hayır sadece ağırdan alıyoruz o kadar."

" İyi o zaman."

" E o zaman ihale patron.? Sen burda olmazsın heralde."

" İhale günü burda olacağım."

" Hı anlamdım. Ama.. Ba.."

" Sormaya çalıştığın balayı ise.
Ben öyle balayında 10 gün gezemem.
İhalede burdayım."

" Anladım. "
Dedi Ege daha fazla kurcalamadan.
E fazlası özele giriyordu artık.

" O halde konuyu kapattık."

*****
NİKAH
4 gün geçmiş ve nikah günü gelmişti.

Özge'nin ısrarlarına rağmen başında da söylediğim gibi gelinlik falan giymemiştim.
Tarzım değildi bir kere.
Yinede uygun sade ve beyaz bir takım giyerek hazırlanıp aynada kendime baktım. Ellerimi belime koyarak. Gelinlikten daha iyi diyerek odamdan çıktığım da kapının önünde Özge ile burun nuruna geldik.

Yine hayran hayran bakarak.

" Kardeşim çoook yakışmış. Yine süper görünüyorsun. "

Dedi sırıtarak.

" Sende çok hoş görünüyorsun küçük hanım. Elbisen çok yakışmış. "

" En azından birimiz elbise giysin dedim."

Diyince seni, seni aklınca bana laf mı sokuyorsun." Diyerek yakalayıp sarıldım.
Kıkırdayarak güldü.

Sonrada birlikte merdivenlere yürüdük.

Aslan ile konuşup ortak bir kararla nikâhı eve gelecek bir memurun evde kıymasına karar vermiştik


Aslan ile konuşup ortak bir kararla nikâhı eve gelecek bir memurun evde kıymasına karar vermiştik.
Zaten medyanın bu nikâhı öğrenip şatafatlandırmasını istemiyordum. Sonunda nasılsa öğreneceklerdi ama ne kadar geç o kadar iyiydi.
Merdivenlerin başına geldiğimizde aşağıda bizi bekleyen Sevim sultan ikizler Âsım bey ve Aslan'ı gördüm.

Herkes bize bakıyordu.
Özellikle de Aslan hayran hayran bakıyordu.

Merdivenleri yavaşça inerek yanlarına geldiğimde kapıdan Kadir girdi.

" Efendim memur bey geldi."

Dediğinde Asım Bey karşıladı memuru. İçeri giren memur yanımıza gelerek önce beni sonra Aslan'ı tebrik etti tokalaşarak.
Sonrada yaşca en büyük olan Asım beyin işaretiyle ile hazırlanan masaya geçip oturduk.

Belli etmesemde karakterime ters şekilde ilk kez heyecanlıydım.
Aslan'ın ise gözleri gülüyordu.
Bu adam gerçekten bana bu kadar aşık olabilirmiydi bazen inanmakta güçlük çekiyordum.

Memurun,
" Şahitlerde hazırsa başlayalım ."

Sözüyle,

"Başlayalım." Dedi Aslan.

Aslan'ın şahidi Âsım bey benim şahidimde Efe oldu.
Ege ve Özge de hemen yanımızda bizi izliyorlardı.

Memur:

" Siz Cevher Aslan,
Aslan Karabey'i eşiniz olarak kabul ediyormusunuz. "

Dediğinde Aslan'a baktım.
Anlık zaman durdu, ben düşündüm.
Aslan'ı hayatımda istiyormuydum.
Evet istiyordum...

" Evet kabul ediyorum. "

" Siz Aslan Karabey Cevher Aslan'ı eşiniz olarak kabul ediyormusunuz. "

Aslan'ın saniyede Evet diyişine anlık gülme istegi gelmişti. Gerçekten deli bu adam hemde bana deli.

" Sizlerde şahitlik ediyormusunuz?"

Âsım bey ve Efe evet dediğinde memur,

" Bende sizi belelediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak karı koca ilen ediyorum. " Deyişiyle önümüze uzattığı defteri imzaladık.

Artık resmen evliydik.
Buna alışmak biraz zaman alacak olsada Aslan'la evlenmiştim.

Nikahın arkasından önce Özge geldi yanıma, sımsıkı sarıldı.

" Tebrik ederim kardeşim" Dedikten sonra Aslan'ın yanına geçip elini uzattı.

" Tebrik ederim."

Aslan gülümseyerek.

" Teşekkür ederim güzellik. "

Dediğinde Özge övgüden memnun geri çekilirken ikizler ve Asım bey sırayla bizi tebrik ettiler.

Tebrikleri kabul ettikten sonra mutfakta hazırlanan ikramlıklar ve içecekler geldi.
Sohbet eşliğinde yeme içme faslıda bitince.

Aslan arsızca,

" E artık biz kalkalım." Dediğinde yüzüne baktım.
Gerçekten arsızdı.
Asım bey gülümseyerek,

" Evet yeni evlileri yolcu edelim."

Dedi Aslan'ın arsızlığının üzerine mum dikercesine.

Bu kez sinirle baktım Aslan'a. Ama umursamadı bile.
Sadece gülümsedi.

*****

Bilikte evden çıkıp hazır bekleyen arabaya bindik.
Aslan direksiyona oturdu bende yanındaki koltuğa.
Birlikte sığınağım dediği orman evine doğru yola çıktık.

" Aslan gerçektende ayarın yok."

" Nedenmiş o karıcığım."

Karıcığım?
Bir an garip geldi bu kelime kulağıma.
Cevher Aslan ve karıcığım.
Dişi aslanım demesine daha çok alışmıştım sanırım ve daha hoş geliyordu kulağıma.
Ben kelimeye takılmış düşünürken oda tepkimi merak ediyor olmalıydı ki yüzüme izliyordu.

" Utanmadan balayına gideceğiz demeye getirdin."

" Dememe gerek varmı.?
Evlenen her çiftin ilk yaptığı şey balayına çıkmak değilmi? " Dedi sinsi bir gülümseme ile.

" Öyle bile olsa damdan düşer gibi denmez. "

"Ne o utandım mı dişi aslanım."

Sorduğu şeye cevap vermedim.
Ama o çoktan gülmeye başlamıştı.

" Valla umrum bile değil. Onlar evlendiklerinde bizim kadar bile beklemeyecekler imzadan sonra direk arabaya atlayıp balayına çıkacaklar. "
Dedi yine arsızca.

Gülümsedim çaktırmadan, haklıydı.
Bir saat kadar sonra.
Gölün yanındaki eve gelmiştik.
Birlikte arabadan indiğimizde Aslan'ın elini elimde hissettim.
Sıcaktı, sıkıca tutuyordu. Kapıya geldiğimizde Aslan elimi bırakıp cebindeki anahtarı çıkardı be kapıyı açtı. Sonrada sigortaları açtığında evdeki bütün ışıklar yandı.
Geri gelip önümde durduğunda yüzüne baktım. Tam ağzımı açacakken bir anda kendimi Aslan'ın kucağında buldum.

" Ne yapıyorsun?"

" Adettendir." Dedi içeri girip kapıyı ayağıyla örterek.

Beni şöminenin önüne kadar getirip koltuğun önünde yere bıraktı.
Omuzlarimdan basyirarak oturduktan sonrada şöminenin yanına eğilip hazır şömineyi tutuşturdu.

Odanın içi ısınmaya başlayınca kabanımı çıkardım.

" Sen rahatına bak ben çantaları alıp geliyorum."

Diyerek evden çıktı Aslan. Birkaç dakika sonra iki çanta ile geri döndü.
Çantaların biri benim diğeri onundu.

Çantaları üst kata çıkarıp bıraktıktan sonra tekrak aşağı indi. Yanıma gelip,

" Kahve istermisin.?"

" Olur. "

Aslan kahve hazırlamak için mutfak bölümüne giderken bende şöminenin yanına oturup bağdaş kurarak ateşi izlemeye başladım.

Bir kaç dakika sonra elinde kahvelerle yanıma gelerek birini bana uzattı.

Elindeki kupayı alıp kahveden bir yudum içtim.
Şömine karşısında kahve içmek hoşuma gidiyordu.
Ben ateşi izlerken Aslan'ın da beni izlediğini farkedince yüzüne doğru dönüp gözlerine baktım.

Gülümseyerek,

"Neden bakıyorsun." Dedim.

" Hayalmisin gerçekmi diye. Çünkü hâlâ inanamıyorum. "

Dedi hâlâ bakarak.

Gözlerine baktım bende.

"Nasıl böyle hayran bakabiliyorsun?"

" Çünkü hayranım.
Çünkü aşığım.
Çünkü seviyorum.
Sana bakarken eriyorum mücevherim. "

Dediğinde elimdeki kupayı şöminenin önüne bıraktım.
Yönümü tamamen Aslan'a döndüğümde avuçlarının arasına aldı yüzümü.
Dudakları dudaklarımı buldu.
Aşkla, sevgiyle, arzuyla öptü.
Uzun, uzun öptü.
Sonra dudaklarımdan ayrılarak kulağıma eğildi.
Boynuma bir öpücük bırakarak,

" Artık bahanen kalmadı Cevher Aslan.
Bu gece benimsin.
Benim kadınım, benim dişi aslanım. Herşeyim olacaksın.
Ayağa kalktı ellerimden tutup benide kaldırdı. Dudakları dudaklarımı buldu tekrar daha ateşliydi dudakları.
Yeniden kucağına aldı üst kata çıkarırken.

Vakitsizce yaşamak istiyorum seni,
Zamanı mekanı olmadan, sınır mınır koymadan.
Deli gibi öpmek istiyorum mesela hiç beklemediğin biran;
Karşılıklı konuşurken,gülerken...
Ne bileyim işte belki sokak ortasında yürürken.
Hatta kavga ederken didişirken.
Sevişmelerimizi saymıyorum bile.
Dedimya; vakitsizce yaşamak istiyorum seni.
Zaman mekan olmadan sınır engel koymadan...

Alıntı..
*********************************

Eveeet bölüm sonu canlarım.
Bir süre daha beraberiz.
Sonraki bölümlerde görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

 

Loading...
0%