Yeni Üyelik
60.
Bölüm

Y.C 60 Şansım

@azamet_29_2

Arabaya binmek için elimi kapıya uzatmıştım ki son sürat üzerime gelen aracı farkettim.
O anki refleksle kendimi aracımın kaputunun üzerinde diğer tarafa atınca kendimi kaldırım taşının üzerinde yerde bulurken kulağıma gelen ses arabamın yani gitti diyordu.

Hızla kalkıp kaçan arabanın arkasından baktım.
Ama plakasız araç ışıklarda bile araçların arasında geçerek gözden kayboldu. Tek gördüğüm camları ve kendi siyah bir araç.

Elim acıdığını hissettiğim sol kolumda,

" Şerefsiz piç"

Diyerek arabamın diğer tarafına geçtiğimde gördüğüm manzarayla sinirim bir kat daha arttı.
Hasan babanın yadigarı arabamın yan tarafı sürtünmeden dolayı tamamen kazınmış ve göçmüştü.

Hedef bendim belliki.!

Hassiktir. Dedim dişlerimin arasından.
Kim ve neden olabilir diye bir süre düşündükten sonra arabama binmek için kapıyı açmak istedim ama göçen kapı sıkıştığı için açılmadı.
Meraklı bakışlara aldırmadan yolcu kapısından girerek direksiyona geçip motoru çalıştırdım.
En azından motor sağlamdı.
Gaza basıp trafiğe girerek evin yolunu tutarken telefonumu çıkarıp Efe'yi aradım.
İkinci çalışta telefon açıldı.

" Alo Efe."

" Alo patron.
Nerdesiniz.?
Yetimhanede işiniz bitti mi.?"

" Evet bitti."

" Ege'yi AVM ye bıraktım az önce.
Şimdi eve geçiyorum.
Senden AVM nin dış kamera görüntüleri bulmanı istiyorum.

" Neden, bir şeymi oldu? "

" Ege'yi bıraktıktan sonra gelirken şüpheli bir araç üzerime sürdü.
Arka plakası olmayan siyah bir araçtı.
Kim olduğunu bulmak istiyorum."

" Peki sen iyi misin? "

" Ben iyiyim.
Ve Aslan duymasın!"

" Bunu istemek için geç kaldın patron.

Şuan kapıdan fırladı."

" Aslan ordamıydı.? "

" Evet.
Asım beyi hava alanına bırakıp dönüşte uğramış.
Senden önce evde olursa şaşırma."

" Hay aksi.
Tamam.
Bu arada görüntüleri alınca eve getir görmek istiyorum.

" Tamam.
Sen iyi olduğuna eminsin değilmi? "

" İyiyim. Dedimya Efe. "

" Tamaaam inandım.
Gelince görüşürüz."

*****

Sabah Cevher ile birlikte evden çıktıktan sonra Kadir ile birlikte şirkete geçtim.
Kadir beni bırakıp dönerken bende abimin yanına ofise çıktım.

Odaya girdiğimde abim bir elinde kahve masadaki dosyalara gömülmüş, gitmeden önce son bir kaç işi hallediyordu.
Göz ucuyla bana bakarak,

" Aslan, geldin mi? Hoşgeldin.
Ne yalan söyleyim bu kadar erken geleceğini beklemiyordum. "

" Bir an önce gelip işin başına geçeyim dedim. Sen ne yaptın? "

" Yeni damada iş bırakmamaya çalışıyorum."

Dedi sırıtarak.

" Sağol abi.
Sen ve desteğin olmasa ne yapardım bilmiyorum. "

" Ne yapacaksın tabiki batardın. "

Dedi yine sırıtarak.

" Çokta mütevazisin bu arada."

" Öyleyim.
Neyse hemen herşeyi hallettim.
Ödemeler de dahil.
Okul işi sende.
Adamları boş bırakma. Bazı arkadaşlar kaytarmaya meyilli."

" Merak etme sık sık şantiyeye giderim."

" İyi olur. Şu çevre düzenlemeden sonra iş bitiyor nihayet. "

" E madem bu kadar yardım ettin.
Sana öğle yemeği ısmarlayayım bari. "

" Bir yemek ile kurtulamazdın ama hadi neyse."

Abim ile birlikte kalan işleri hallettikten sonra öğle arasında yakındaki bir restaurant giderek öğle yemeğimizi yedik.
Yemek boyunca şirket işlerini, yaptıklarını ve yapılacakları anlattı.
En son,

" E. Yemek borcunu ödediğine göre beni hava alanına bırakabilirsiniz.
A. Bu arada Aslan."

" Efendim abi. "

" Kazım ne olacak?
Yanında kalmaya devam edecek mi yoksa başka bir bölüme mi alalım? "

" Yok abi Kazım yanımda kalacak. "

" İkizler sorun etmesin? "

" Aksine teklif Efe den geldi."

" Ooo.
Bu iyi haber.
Aranızdaki buzlar eriyor galiba. "

" Erimesede büyümüyor diyelim."

" O da iyi.

Hadi artık kalkalım uçağa binmeden önce yapmam gerekenler var.
Beni bıraktıktan sonra sen ne yapacaksın? "

" Seni bıraktıktan sonra Cevher'e uğrayıp ihale nasıl geçti diye bakacağım."

" Telefonla da sorabilirdin ama neyyse. "

" Fesatlık yapma abi. "

" Ne fesatlığı oğlum. Yeni evli adamsın çok görülmez." Dedi gülerek.

" Hadi abi hadi.
Saçma sapan espirilere başlamadan ben seni hava alanına bırakayım en iyisi."

Dediğimde kahkaha ile gülerek.

" Tamam, tamam birşey demedim. "
Dedi.
Abimi hava alanına götürüp, yaptığı herşey için tekrar teşekkür edip vedalaştıktan sonra Kazım ile birlikte Aslan holdinge doğru yola çıktık.

" Kazım."

"Buyur abi."

" Bundan sonrada benimle kalmak istiyor musun.?"

" Tabiki abi.
Ben senin yanında olmaktan memnunum. Sen beni kovana kadar senin yanında kalmak isterim. "

" O halde eşyalarını alıp gel akşam. "

" Peki abi."

" Şimdi Aslan holdinge gidelim."

" Tamam abi."

Hava alanından holding'e gelene kadar bir saati geçmişti. Nihayet geldiğimizde saat 3 ü geçiyordu.
Ben ön kapıda inerken Kazım arabayı garaja aldı.

Asansörle Cevher'in katına çıkıp ofise geldim.
Esra yerinde olmadığı için kapıyı tıklayıp cevabı beklemeden içeri girdim.
Ama süpriiiz.
Gördüğüm şey Cevher'in koltuğunda oturan Efe oldu.
Kafasını kaldırıp baktığında yüzü asıldı. Yinede,

" Gel Kara Aslan."

Dedi ayağa kalkarak.
Yaklaşıp masanın önündeki koltuğa otururken,

" Sanırım beni görmeyi beklemiyordun değil mi?
Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm."

Dedi pis pis sırıtarak.

" Benden hoşlanmadığını bu kadar belli etme istersen."

" Öyle bir şey yok.
En azından artık yok.
Arada Cevher olduğu için sana alışmaya çalışıyorum. Sende biraz yardım etsen diyorum."

"Cevher nerede.? "

Dedim konuyu değiştirerek.

" Patron, Ege ile birlikte yetimhaneye gitti. Oyun odasını genişletmek için ne yapılabilir bakacaklardı.
Akşama doğru gelir. Tabi fikir değiştirmezse."

" İhale işi ne oldu? "

" Benim bir bilgim yok.
Tahminimce gelenlerle konuşmuştur, süre vermiştir, süre sonunda da kesin kararını verir.
Genelde bu şekilde yapıyor."

" Anladım."

" Beklerken kahve içer misin? "

" Olur filtre kahve lütfen."

" Sen ne yaptın?
Asım bey gitti mi? "

" Evet havalanından geliyorum.
Bu arada Kazım'a da akşama gelmesini söyledim.

" Tamam, iyi yapmışsın senin için daha iyi olur, yani daha rahat olur."

Efe sekreteri arayarak ikimiz için birer filtre kahve getirmesini söyledi.

Birkaç dakika sonra gelen kahvelerimizi içerken Efe'nin telefonu çaldı.
Çıkardığı telefonun ekranına baktıktan sonra,

" Patron arıyor." Dedi.
Tabii anında kulak kesildim.

Açarak hoparlöre verdi sesi.

" Alo Efe."

" Alo patron.
Nerdesiniz.?
Yetimhanede işiniz bitti mi.?"

" Evet bitti."

" Ege'yi AVM ye bıraktım az önce.
Şimdi eve geçiyorum.
Senden AVM nin dış kamera görüntüleri bulmanı istiyorum."

Cevher'in bu istegiyle yerimde doğruldum hemen.
Kesin bir şey vardı. Durduk yere görüntü istemezdi.

Efe:

" Neden, bir şeymi oldu? "

Dedi.
Onunda bakışları değişmişti.

" Ege'yi bıraktıktan sonra gelirken şüpheli bir araç üzerime sürdü.
Arka plakası olmayan siyah bir araçtı.
Kim olduğunu bulmak istiyorum.."

" peki sen iyi misin? " Dedi Efe hızla ayağa kalkarak.

" Ben iyiyim.
Ve Aslan duymasın!"

Dediğini duyduğumda çoktan kapıdan çıkıyordum. O an aklımdan binlerce şey geçmişti.
Asansöre doğru yürürken Kazım'ı aradım.

" Alo Kazım hemen arabaya gel gidiyoruz."

Asansöre biner binmez garaj tuşuna bastım.
O asansör inmek bilmedi sanki.

Garaja iner inmez açılan kapıdan hızla çıkarak asansöre yakın bekleyen arabaya bindim.

" Kazım eve sür. " Dedikten sonra telefonumu çıkarıp Cevher'i aradım hemen. 3. çalışta açtı.

" Alo Cevher neredesin.?
İyimisin.? "

" İyiyim Aslan.
Bir şeyim yok. Yoldayım eve yakınım."

" Eminmisin bak gizliyorsan..."

" Aslan iyiyim dedimya.
Neden gizleyim."

" O zaman neden Aslan duymasın dedin."

" Çünkü böyle panik olacağını biliyorum. İkizler dediğime inanır ama sen anında abartıyorsun."

" Tamam inandım.
Eve gelmek üzereyim zaten, gelince görürüm."

Cevher'in nasıl bir kadın olduğunu biliyordum. Belalarla nasıl başa çıktığınıda ama yinede onunla evlendikten sonra dahada korkar olmuştum.
Sevdiğim kadına bir şey olma ihtimali beni delirmeye yeterde artardı.

" Tamam görüşürüz." Diyerek kapattı.

10 dakika sonra bizde bahçeye girmiştik.
Cevher'de yeni gelmiş arabasının başında Kadir'le, arabaya bakarak Bir şeyler konuşuyorlardı.

Cevher'in çamur içindeki kıyafetlerini ve yan tarafı göçmüş arabasını görünce panikle inip yanına gelerek sımsıkı sarıldım.

" İyimisin ne bu halin? "
Derken arabaya baktım bir kez daha.

Cevher:

" Kadir sen arabayı servise götür.

Aslan bizde içerde konuşalım. "

" Tamam konuşalım, herşeyi anlat."

Cevher ile birlikte içeri girerek üst kata çıktık. Odaya girer girmez anında sarılıp dudaklarına bastırdım dudaklarımı. Özlemle öperek geri çekildiğimde,

" Bir an çok korktum sanada bir şey oldu diye."

" Beni hâlâ tanımadınmı Aslan.
Kolay kolay birşey olmaz bana. "

Derken mavileri karalarımda bana baktı.

" Bu yüzden bilmeni istemedim.
Hemen gereksiz panik yapıyorsun."

" O, sevdiğim kadına bir şey olma korkusundan oluyor.
Yoksa bu dünyada beni korkutacak hiç bir şey yok."

Cevher üzerindeki çamurlu kıyafetleri çıkarırken,

" Neler olduğunu anlatacak mısın? "

Cevher bir yandan üzerindeki ıslak ve çamurlu kıyafetleri çıkarırken bir yandan da anlatmaya başladı.

" Tam Ege'yi bırakıp arabaya binecektim ki hızla bir aracın üzerime geldiğini gördüm.
Kaputun üzerinden diğer tarafa atlayarak kendimi kurtardım. Ama arabanın yanı gitti.
Hedefi bendim büyük ihtimalle.
Çünkü direk üzerime sürdü."

Dediği sırada gördüğüm şeyle anında kolundan tuttum.
Sol kolunda kocaman bir morluk vardı.
Yüzüne baktım.

" Bu nasıl oldu.?"

" Arabanın üzerinden geriye atlayınca kaldırım taşına düştüm."

Serefsiz piç. Dedim kolunu kaldırıp mor olan yere bakarak.

"Buz alıp geliyorum."

Dediğimde kolumdan tutarak,

" Gerek yok." Dedi.

" Olmaz hemen geliyorum." Diyerek odadan çıkıp hızla aşağı inerek dolaptan buz alıp döndüm.
Hemen kolundaki morluğun üzerine koydum.

" Kendine dikkat et Cevher'im.
Sana birşey olmasını istemiyorum."

Kollarını yavaşça boynuma dolarken gözlerime baktı.

" Bir şey olmayacak." Dedi.

" Olmasın...
Ömrüm ömrüne eklensin ama sana birşey olmasın mücevherim."

" Yine abarttın." Dedi gülümseyerek.

Ellerim kollarında,

" Üşümüşsün. " Dedim.

" Üşüdüm." Dedi.

Elimdeki buzu kenara bırakıp,
" Isıtayım o zaman."

Dedim sarılıp dudaklarımı dudaklarına bastırarak.

*****

Akşam olmuş birlikte salonda oturarak ikizlerin gelmesini bekliyorduk.
Bu sırada Aslan, Kara ile Özge Şanslı ile ilgilenip gönüllerini alıyorlardı.
Ben ise bir Aslan'a bir Özge'ye bakıyordum. Sevim sultan yemek hazır Cevher kızım dediginde.

" Tamam sultanım ikizleri..."

Demiştimki hışımla içeri giren Ege yüzünden cümlem yarım kaldı.

" Patron.
İyimisin.?
Neden bana haber vermedin.
Neden gelince duyuyorum. "

Dediğinde bir Ege'ye bir Efe'ye birde Aslan'a baktım. Ah! birde Özge vardı.

Özge:

" Kardeşim ne olduki."

Allah'ım hale bak. Üç adamın arasında sorguda gibiydim.

" Haber vermemi gerektiren birşey değildi.
Efe görüntüleri buldunmu ? "

" Evet fazlasını da buldum."

Dedi elindeki tableti göstererek.
İkizler koltuğa geçince tableti açarak ortadaki sehbaya koydu. Hepimiz dikkatle tablete ve görüntülere bakıyorduk.
AVM önündeki kameradan alınan görüntü tam benim arabamın olduğu yeri çeken taraftı.

Bir kaç saniyelik görüntüden sonraki görüntülerde aracımla gelip kenara çektiğimizi izledik.
Arkasından Ege arabadan inip AVM'ye girerken benim direksiyon tarafına geçişim ve hızla gelen araç görüntüye girdi.

Şüpheli aracın üzerime gelişi ile benim arabanın üzerinde diğer tarafa geçişim arabama çarparak zarar verişi ve hiç durmadan hızla kaçışı.

Özge:

"Kardeşim iyi kurtarmışsın kendini."

Aslan:

"Her kimse düpe düz üzerine gelmiş."

Dedi sinirden çatılmış kaşları ve öfkeli bakışlarıyla.

Efe'ye bakarak,
" Kim olduğunu buldunuz mu?" Diye sordum.

" Evet.
Arabayı da kullananıda bulduk.
17 yaşında bir kız.
Annesinin arabasını alıp trafiğe çıkmış.
Sonra direksiyon hâkimiyetini kaybederek sana çarpmaktan son anda kurtulmuş. Korkup kaçmış.

Yani hikayesi bu. Yersek."

" Hikaye olduğu açık."

Dedim kollarımı göğsümde birleştirip geriye yaslanarak.

" O manevraları bir çocuk yapamaz."

" Kızı biraz sıkıştırdık.
Ama başka birşey demedi. Özür diledi durdu.
Anneside öyle.
Kızıda annesi araştırıyorum. "

" Tamam.
Bakalım ne çıkacak."

" Bu sırada sende yalnız kalmayacaksın patron." Dedi Efe.

Aslan:

" Efe haklı."

Diyince şaşkın baktım yüzlerine. Sonrada ayağa kalkarak,

" Sizi böyle görmek ne güzel."

Dedim sıkkın şekilde mutfağa doğru giderken.

"Hadi yemeğe, ben acıktım. "

Dediğimde diğerleride peşimden geldi.
Birlikte masaya oturduğumuzda herkesin sessiz olduğunu görünce ben bozdum sessizliği.

"Aslan. "

" Efendim. "

" Bugün Ege ile aklımıza bir şey geldi.
Yetimhanenin genişletme işini sen alırmısın. Yani size uyarsa siz yapın.
Uymazsa Ege başka bir şirkete verecek. "

" Imm.
Neden olmasın. Olur tabi.
Sadece genişletme işi. Bir haftadan fazla sürmez."

" Anlaştık o zaman. İş sizde.
İzinden sonra başlarsınız."

" Anlaştık.
Peki bugünkü ihale ne oldu?"

" Konuştuk.
3 gün sonra dosyalarıyla tekrar gelecekler.
Tekliflerden hangisini beğenirsek onunla devam edeceğiz."

" Bence Ali bey olabilir patron.
Adam sağlam iş yaparım pahalı yaparım desede güven veriyordu."

" Göreceğiz. " Dedim.

" Ege abi.
Senin günün nasıl geçti." Diyen Özge ile Ege'ye döndüm.

" Özge senin benden başka derdin yokmu kızım ya. "

" Ne var ya, ne dedim?
Sadece merak ettim."

" Ayrıldık Özge oldumu.? "

Özge:

" Ne."
Dediğinde hepimiz Ege'ye bakıyorduk.

" Gerçektenmi lan?"

" Evet ne var bunda konuştuğum her kızla evlenecekmiydim.
Bayrağı sana devrediyorum Efe Aslan buyur önden git."

Dedi sırıtarak.

" Ege.
Neden ayrıldınız anlamadım? "

" Yok patron uyuşamadık.
Tamamen zıtız. Zorlamanın gereği yok. "

" Çok üzüldüm Ege abi."

" Üzülme Özge, sen üzülme."

" Her neyse yapacak bir şey yok. "
Sevim sultana dönerek,

" Sultanım kahveleri salona alabilirmiyiz."

" Tamam kızım siz geçin birazdan geliyor."

Birlikte salona geçerek oturduk.
Biraz sonra gelen kahveler eşliğinde sohbete devam ederken,

Takılma sırası Ege' ye geçmişti.

" Ee cadı.
Sınav nasıl geçti. 50 mi aldın 60 mı.?"

" 100 üzerinden 100 abisi."

Dedi Özge gururla.

" Sallama cadı.
Matematik, sen ve 100.
Hayatta inanmam."

" Oda senin sorunun abicim.
İnanmazsan hocayı ara sor.
Bahsi ben kazandım."

Bak sen. Hayret.

" Aferin Özge'ye."

Dedi Aslan.
" İlerde ne okumayı istiyorsun."

" İşletme." Dedi Özge anında.

" Ben kardeşimin yanında çalışmak istiyorum."

" Bu çok güzel.
Birde özel değilse birşey soracağım.

Özge Cevher'e neden kardeşim diyor?"

Özge'ye baktım gülümseyerek.

" Özge'yi himayeme aldığımda kardeş kardeş geçinir gideriz demiştim.
Özge'de o zamandan beri kardeşim diyor. Benimde hoşuma gidiyor hepsi bu."

Özge yanıma gelerek bana sarıldı.

" Kardeşim ve abilerim benim her şeyim.
Annem, babam, kardeşim, akrabam... Onlardan başka kimsem yok.
Olmasında.
Ben onların yanında çok mutluyum."

Diyen Özge'nin gözleri dolunca.

"Hişşş.
Ağlamayacaksın heralde." Dedim.

" Hayır." Dedi Özge gözlerini silerek.

" Aferin hadi peluş kedini ve Kara'yı da alıp çıkın yarın okulun var. "

" Tamam kardeşim."

Dedi yanağımdan öperek yanımdan kalkarak.

Sonrada Şanslı'yı eline alırken Kara'ya dönüp gel Kara yatma vakti dediğinde arkasından giden Kara'ya baktık.

Aslan:

" Ne kadar çabuk alıştı Özge'ye kerata." Dedi gülerek.

Hadi banada musade yorgunum uyumak istiyorum diyince herkes kalkıp odalara çekildik.
Yorucu bir gündü.
Uyumak dinlenmek istiyordum.
Odaya çıktığımda ilk iş pijamalarımı giyerek kendimi yatağa bıraktım.
Üzerini değişip yanıma gelen Aslan arkama yatarak bir kolunu boynumun altından geçirip bir kolunu belime dolayarak burnunu boynuma gömdü.
Derin bir nefes aldı beni kendine bastırarak.

" Kaderimin en güzel hediyesi şansım benim.

Mücevherim, kokunsunda öldüğüm. Büyülü kadınım."

Söylediği şeyler şiirden ninniler gibi gelmeye başlamıştı.
Hangimiz daha şanslıydık acaba...

*******************************

Evet bölüm sonu canlar.
Gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

Loading...
0%