@azamet_29_2
|
" Aslan...?" " Günaydın. " Günaydın. " 2 buçuk aydır ilk kez benden önce kalkıyorsun." Yanına eğilip yüzümü yüzüne yaklaştırdım sevdiğim kadının. Burnumu boynuna gömerek derin bir nefes çektim. " Bana kalsa bütün gün kokunla uyurum. " Yiğenindemi geliyor?" Diyerek yerinde doğruldu Cevher. " Evet seni merak etmiş. " O zaman kahvaltıya buraya getir." " Teklif ederim. Diyerek bir buğse bıraktım dudaklarına, sonrada ceketimi alarak odandan çıktım. Bahçeye indigimde akşam haber verdiğin Kazım beni bekliyordu. " Günaydın abi." " Günaydın Kazım. " " Yarım saat sonra iniyor uçak yetişebiliriz umarım." " Yetişiriz abi merak etme. " " Kazım. " Bir sıkıntı yok abi. Alıştım. "Güzel hadi yetiştir beni o zaman." "35 dakika sonra havalanının Nehir'i ise çok uzun zamandır görmüyordum. " Aslan amcaa. " "Hoşgeldin Nehir. " Sende acayip yakışıklı olmuşsun amca. "Aslında şanslı olan benim." Dedim gülümseyerek. Sonra abime dönüp, " Hoşgeldin abi." diyerek elini sıktım.. " Nihayet beni farkettin." Dedi yalandan bir sinirle. " Hoş gör abi Nehir'i uzun zamandır görmedim ondan." " Şaka oğlum şaka. " Önce kahvaltıya gidelim baba sonra eve gideriz ben acıktım valla." " Olur." " O halde bize gidiyoruz." " Ne işiniz var oğlum sabah sabah sizde." " Cevher kahvaltıya bekliyor." " Bilemedim. Rahatsız etmekte istemiyorum." " Gidelim baba lütfen. " E madem davet edilmişiz gidelim o zaman. " Kazım valizleri alıp arabaya giderken bizde konuşa konuşa döndük arabaya. Bahçeye girdiğimizde önden inen Nehir önce eve bakarak uzun bir ıslık çaldı. " Nehir. " Pardon babacım. Ama ev çok güzelmiş." " Hadi buyrun içeri." Birlikte kapıdan girdiğinizde salonda oturan Cevher ve ikizler karşıladı bizi. Aynı andada Özge indi merdivenlerden. Cevher: " Asım Bey. Hoş geldiniz." " Hoşbulduk Cevher." " Nehir sende hoşgeldin." Diyen Cevher' le, Nehir kendine gelerek, " Ho. Hoşbulduk." Dedi kekeleyerek. " Cevher haline garip garip bakarken, " Sanırım yengeni beğendin." Dedim.. Nehir bana dönerek. " Ben seni kapmış dediydim ama asıl sen onu kapmışsın amca. Dediği anda bir gülme geldi bana. " Önemsiz aramızda." Dedim. Cevher: " Memnun oldum Nehir ." " Bende Özge. " " E hoşgeldin faslı bittiğine göre. Diyen Cevher ile mutfağa kahvaltıya geçtik. Birlikte sohbet ederek yaptığımız kahvaltıdan sonra. Gelen kahvelerimizi içerken, " E abi anlat bakalım. Dedim Cevher'e bakarak. " Evet onunda etkisi oldu ama daha çok iş için geldim. Bir kaç arkadaş ortak bir proje için bir araya geleceğiz yarın. " Konu ne. " O biraz karışık. " Hadi bakalım. Umarım zevkli bir iştir." " Okul ne alemde?" " Bitmesi an meselesi." Abim derin bir nefes aldı. " Güzel sevindim. Cevher. Dönmeden önce birlikte dışarda bir yemek yiyelim hep birlikte ne dersiniz." " Memnun oluruz Asım Bey." " Şu beyi bıraksak." "Siz benden büyüksünüz, böyle iyi." " O zaman Asım abi de hiç olmazsa." " Bey konusunda ısrar etsem." " Pekii pes, nasıl istersen." " Mucevherim. " Tamam benimde çıkmam lazım. Abim ve Nehir ile evden çıktıktan sonra arabaya binerken, Nehir koluma girip, " Amcacım geçmiş olsun. Allah'ım amcam gibi aşık olacak birini ver banada." Dediğinde abim Nehir'in kafasına bir fiske vurarak, " Allah sana önce akıl fikir versin Nehir. " Dediğinde gülerek bindik arabaya. " Kazım. " Tamam abi." " Abi işinle meşgul olurken Nehir ne olacak. " Sağol amca ben arkadaşımda kalacağım. " Duydun Aslan. Hanım efendinin kendi planları var." " Eh ne yapalım. " Seni mi arayım yengemi mi? " " Tabiki beni. Ama yengenide arasan en az benim kadar yardımcı olur." " Bakacaz." ***** Abimin gelişinin üzerinden 2 gün geçmişti. " Cevher kızım masa hazır. " " Geliyoruz sultanım." Ege: " Nihayet. " Efe nerde, Ege? " "Efe Dilan'la dışarı çıktı patron." " Biz geçelim o zaman." Birlikte masaya geçerken, " Yarın abimin yanına gideceğim. Cevher: " Bu kadar yoğun çalışıyorsa önemli olmalı." Dediğinde elimdeki kaşığı tam çorbama daldıracakken telefonum çaldı. Kaşığı kenara bırakıp telefonumu çıkararak ekrana baktım. " İyi insan lafının üstüne ararmış." Dedim açarken. " Alo. Dedim ama karşımdaki kişi abim değildi. " Ne? " Dedim yerimde kalkarak. Masadakilerin gözü anında üzerime Özge: "Aslan abi ne oluyor? " " Ne diyorsunuz? "Aslan ne oluyor." " A-abim." Dedim. " Abim kaza yapmış. " He- hemen gitmem lazım. Dedim panikle ellerim titrerken. Cevher kalkıp yanına geçerek. " Aslan bana bak." Dedi. Gözlerimi huzur bulduğum mavilere çevirdim. Ağlayacak gibi hissediyordum. " Önce sakin ol. Başımı salladım. " Gidelim." Dediğimde Ege ve Cevher' le birlikte evden çıkarak Kazım ile birlikte hastanenin yolunu tuttuk. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak, " Amca. Dedi ama konuşamıyordu ağlamaktan. Onu böyle görünce ister istemez korku sarmıştı içimi. " Tamam güzelim iyi olacak düzelecek baban. Korkma, ağlama lütfen. Dedim geri çekilip gözlerine bakarak. Nehir gözündeki yaşları silerken başını salladı tamam anlamında. Bu sırada Cevher kolunu Nehir'in arkasından beline sararak kolunun altına çekti. "Aslan Karabey." " Benim. " Dediğimde elindeki telefonu bana uzattı. Abimin telefonuydu. " Nasıl olmuş kaza çokmu kötü durumu." "Olaya ambulansla birlikte gittik. Ambulansla hemen buraya getirdik. " Anladım. Teşekkür ederim." Dedim üzgün. " Ben görevimi yaptım tekrar geçmiş olsun diyerek uzaklaşırken. "Aslan Bey... Ben İpek." Kadın doktora bakarak, " İpek Kadir'in sözlüsü." Dedi Cevher. Duyduğum şeyle önce bi şaşırsamda hemen kendimi toparlayarak, " Abim nasıl?" Dedim. " Âsım Bey. Ağır bir kaza geçirmiş. Şey. Birde." " Birde ne? " Dedim kolundan tutarak. " Araç takla atınca başını kötü çarpmış. "Ne kadar kalacak." " Maalesef bir süre veremiyorum." " Ama düzelecek değilmi? " Dediğimde yüzüme baktı sadece. Aynı anda " Nehir!" Diyen Cevher'e döndüm. " Zavallı kız sonunda dayanamayıp bayılmıştı. " " Hemen yanına gelip Nehir'i kucağıma alırken, İpek, " Odaya alalım. Nehir'i odaya geçirip yatağa bıraktım. " Serum takalım. Başımı salladım sadece. " Abimi ne zaman görebiliriz." " Yarından önce olmaz. Yarın görebiliriz." İpek çıkarken ellerim saçlarımda odadaki sandalyeye oturup kaldım. "Aslan." " Güçlü ol. Nehir'e kaydı gözüm. " Haklısın ama..." " Aması yok Kara Aslan. " Diyen Ege'ye baktım bu kez. "Sen böyle yaparsan kızı nasıl dayansın." " Doğru. " Tabiki. " Ayağa kalktım. " Sizde dönün. Cevher yanıma yaklaştı. " Tamam. " İyiki varsın." Dedim kulağına doğru eğilip. ***** Bir haftadır bir hastaneye, bir şirkete bir eve, gidip geliyordum. Arada Nehir'de geliyordu. Neyseki Nehir annesine değil babasına çekmişti. Kendi işlerime yetişmeye çalışmak yetmiyor gibi arada Amerika' daki şirketin müdürü de aratıp ya şirketle ilgili birşey soruyor yada bir sorundan bahsediyordu. ***** Bugünde şirketten erken çıkmış abimin yanına gidiyordum. Çalan telefonla arayan kişiye baktım. " Alo. " Aslan. " Hastaneye gidiyordum. " Hayır. " Cevher bizim yüzümüzden işlerini aksatma.." " Saçmalama Aslan." " Tamam güzelim. " Tamam, çıkıyorum." Diyerek kapattı. Tam başımı ekrandan kaldırmıştım ki son anda önümdeki kadını görür görmez frene bastım. Kadında korkup kendini yere bırakınca. Hastane önünde kaza yaparak tarihe geçtin Aslan. Diyerek. hızla arabadan inip yerde oturan kadının yanına geldim. " Özür dilerim. Kadın kafasını kaldırıp bana baktı. " A-Aslan?" Yüzüne baktım kadının, tanıdıkdı. " Melis. Dedim yardım edip ayağa kaldırarak. " İyimisin, gel. " İyiyim bir şeyim yok. " Olmaz doktor karar verir ona. Hadi." "Aslan iyiyim bir şeyim yok çarpmadın. " Eminmisin? " " Eminim." ***** Melis'i de alıp arabayı parkedip birlikte cafeye geldik. " Melis. " İyiyim Aslan. Teşekkür ederim. Derken elindeki fincana bakıyordu. " Abim için. " Öylemi çok üzüldüm. " Yoğun bakımda hâlâ ve ne kadar kalacağı belli değil." " Çabuk iyileşir umarım." " Umarım. Sen... " Evet 1 yıl oldu son görüşmemizden bu yana." "Nasılsın? " İyiyim demek isterdim." " Bir şeymi oldu? Bir süre sessiz kaldı Melis. " Kahve için teşekkürler Aslan. Kolundan tutarak kalkmasına izin vermedim. " Melis... Melis yerine oturarak ellerini birbirine geçirerek parmaklarını sıkmaya başladı. " Melis...!" " Sağol Aslan. Diyerek hızla masadan kalkıp dışarı çıkarken bende hızla arkasından çıktım. Tam caddedeki taksiye binecekken yetişip kolundan tutup kendime çevirdiğinde ağlayan bir Melis vardı karşımda. " Melis ne oluyor anlat artık. Hadi gel ve her şeyi anlat." Diyerek tekrar cafeye götürdüm Melis'i. Aynı masaya tekrar oturduk. " Anlat." Dedim. " Ben... Ben artık çok yorulmuş hissediyorum. Dayanamıyorum. Herşey üstüme üstüme geliyor sanki. 6 ay önce ortağım yüzünden işyerim battı. Alacaklılar yüzünden kalan herşeyi satmam gerekti. Uzanıp elimi omuzuna koyarak, " Şşiiitt tamam sakin ol." Dedim masadaki suyu uzatarak. Eline aldığı bardaktan bir yudum içtikten sonra devam etti. "Ama artık oradada kalamayız." " Kalamayız? " " Evet. " Oğlunmu var? " Dedim gülümseyerek. " Evet. Dedi ağlayan gözleriyle gülmeye çalışarak. " Adı ne.? " " Karan." Dedi başını hastaneye çevirerek. " Burda yatıyor şuan. " Babası? " " Babası... Aslında buraya gelirken onu bulmak ve oğluna sahip çıkmasını istemek için gelmiştim. Ama... " Neden? " " Evlenmiş." Dedi bir süre sessiz şekilde gözlerime bakarak. " Cevher Aslan isimli iş kadınıyla." Söylediği şeyle anlık bir şok geçirdim. "NE!! Dedim hızla ayağa kalkarken. Sonra gördüğüm şeyle şokun en büyüğünü yaşadım. Elleri ceplerinde ve boş bir bakışla bir bana bir Melis'e bakıyordu. Ne üzüntü ne kızgınlık ne öfke patlaması... Bu boş ifade Cevher'den her şeyi beklemem gereken bir bakıştı. Ağır adımlarla yanımıza kadar geldi. " Cevher." Dedim. Gözlerimdeki bakışlarını oturan Melis'e çevirdi. " Aslan." Dedi sakin şekilde. " Söylemek istediğin bir şey varmı.? " " İnanma Cevher. Dedim elimi yüzüne uzatarak. Ama anında bir adım geriledi. O an koca dünya taştan bir duvar oldu, üzerime çöktü. Ve ben altında kalarak can verdim. " ********************************** Evet bölüm sonu canlarım. |
0% |