Yeni Üyelik
65.
Bölüm

Y.C 65 Sürpriz ölü

@azamet_29_2

Heyecanla beklenen yeni bölümden merhaba canlar

*********************************
" Aslan."

" Hımm."

" Beni her zaman böyle sevebilecekmisin? "

" Ölene kadar artan ama azalmayan bir aşkla seveceğim seni Cevher Aslan."

*****

Gözlerimi açtığımda başım Aslan'ın göğsünün üzerindeydi.
Alçılı kolunu üzerimden geçirmiş beni kendine bastırmış uyuyordu.
Yavaşça kalkarak yerimde doğruldum.
Sonrada koluna dikkat ederek üzerimden çektim.
Bu sırada da yüzünü izliyordum. Şuan gözüme çok tatlı ve masum görünmüştü nedense.

Biraz daha izlersem kalkamayacaktım. O yüzden kalkıp arkamı dönerek yataktan aşağı indim.
Bugün birlikte hastaneye giderek verdiği testin sonucunu alacaktık.
Ve bu konu beni hâlâ geriyordu.

Gelirkende Asım abiyi getirecektik.
Artık abi demeye başlamıştım çünkü o gün Melis işini çözerken bize tam bir abilik yapmıştı.
Asım abinin artık hastanede kalmasına gerek yoktu. Korse çıkmış, bacağındaki alçı yarım alçıya çevrilmişti.
Bu yüzden ev ortamında daha rahat eder diye eve getirmeye karar verdik. Bir süre bizimle kalacak ve buraya geliş sebebi olan iş meselesini halledecekti.

Yavaş ve sessiz adımlarla banyoya ilerledim. İşimi halledip elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odaya geçecekken aniden başımın döndüğünü hissedince lavabodan destek alarak bir süre bekledim.

Çağla'nın intihar olayının üzerinden 4 gün geçmiş ve bu 4 gün boyunca olanları düşünmemek için erken saatlerden geç saatlere kadar çalışmak için çoğunlukla şirkette kalmıştım. Kendimi işe verince düşünmüyordum çünkü.
Sanırım yoğun çalışmak ve uykusuzluk yüzündende tansiyonum düşüyordu.

Kendime gelince ağır adımlarla odaya girdim. Aslan uyanmış yataktan kalkıyordu.

" Günaydın."

" Günaydın mücevherim."

" Hadi hızlan biraz, kahvaltıdan sonra hastaneye gideceğiz daha."

" Hiç hatırlatmasanda olurdu.
Ben kendimden emin olsamda bu şekilde ispatlamak zorunda kalmak yemin ederim sinirime dokunuyor."

Yanına yaklaşarak önünde durdum.

" Ben sana inanıyorum bunu bil Aslan. Sen bir yalan için canını kefil edecek biri değilsin.
Buda benim için yeterli.

İstersen sadece Asım abiyi alır geliriz. O testin sonucunu ögrenmek istemezsen öğrenmeyiz. "

Aslan ayağa kalkıp yaklaşıp kollarını belime sararak beni kendine bastırdı. Gözlerime bakarak,

" Olmaz bu kadar şeyden sonra göreceğim. Şerefim için görmem lazım. Sen bana inansanda başkalarının gözünde hep şüpheli kalmak istemiyorum. Özelliklede abim ve ikizlerin."

" E o zaman hadi."

" Cevher."

" Hımm." Dediğimde dudaklarını dudaklarımda buldum. Sımsıkı sarılarak arzuyla öptükten sonra alnını alnıma dayayarak.

"Bana inandın, teşekkür ederim."

Dediğinde.
Elimi göğsünün üzerinde gezdirerek,

" Bence hemen gidelim yoksa vazgeçebilirim."

Dedim gözlerimi kısarak.

" Immm.
Bence sakıncası yok, geç gitsekte olur güzelim."

Dedi benden daha hevesli şekilde sarılıp küçük bir öpücük bırakarak.

" Biz yinede erkenden gidelim."

Dedim kendimi Aslan'ın kollarında kurtarırken. Ama tekrar yaklaşıp kolundan tutarak kulağıma doğru eğildi,

" Beklerim güzelim.
Şu siktigim testin sonucunu bir alayım kork benden."

Diyerek sinsi bir bakış atıp banyoya giderken arkasından baka kaldım.

Gerçekten arsız bu adam. Dedim giyinme odasına girerek.

Yarım saat sonra kahvaltı masasındaydık. Ama sadece Özge, Nehir ve biz vardık.

" Sevim sultan ikizler nerde?" Dediğimde.

Özge:

" Onlar erken çıktı kardeşim.
Sorarsan mallar tıkanmış dersin. Dedi. Ege abi."

Nehir:

"Mallar tıkanmış ne demek? "

" Neden, yine hangi gerizekalı yüzünden sıkıştı.
Söyleye söyleye bıktım ama hâlâ dikkat etmiyorlar."

Dedim sinirle masaya vurarak.

" Sakin Cevher'im ne bu sinir."

" Zorla sinirlendiriyorlar.
Mallar gümrükte kalınca ordan çıkarana kadar göbeğim çatlıyor.
Onu ara, bunu ara belgelere bak yeniden belgelerdir. Yeniden karşılıklı imzala."

" Şşitt tamam. Sakin.. "

"Nerde kaldı hayran olduğum sakin Cevher. "

Derin bir nefes aldım.

" Bu günler de bende arar oldum onu."

Dedim sakinleşmeye çalışarak.

" Neyse önce hastaneye gidip gelelim sonra şirkete geçer kim ne halt yemiş bakarım."

Diyerek kalktım masadan.

" Nehir sende gelecekmisin? "

" Evet."

" Tamam o zaman hadi çıkalım.
Özge sende okula.
Kadir seni bıraksın oyalanma. Sonrada şirkete gelsin."

" Tamam kardeşim."

Birlikte evden çıkarak benim arabama geçtik.
Aslan'ın kullanmasına izin vermediğim için direksiyona ben geçtim.
Aslan yanıma Nehir'de arkaya geçti.

Motoru çalıştırıp gaza bastım. Bahçeden çıkarak hastaneye doğru yol almaya başladık.

Yarım saat sonra hastane kavşağına gelerek kırmızıda durdum.

" 2 dakika boyunca yanarak sinir eden kırmızı ışıktan sonra önce sarı sonra yeşile geçen ışıkla tam gaza basmıştım ki aniden önüme atlayan araçla son anda tampona tıklayarak durdum.

Zaten gergin bir gün geçirirken birde bu olayla sinirim kopmuştu artık.

Hızla arabadan indim.
Aslan'ın,

" Cevher dur sakin ol."

Demesine aldırmadan karşımdaki aracın yanına giderek şoför kapısını açıp adamı dışarı çektim.
Arka kapıya dayayarak,

" Ehliyeti nerden aldın lan it!
Körmüsün geri zekâlı kırmızıdasın. "

" Pardon."

Diyen adamdan gelen alkol kokusuyla dahada sinirlendim.

" Lan bide sabah sabah içmiş! "

Dediğimde Aslan gelerek adamın yakasından zorla çekti beni.

" Cevher ne yapıyorsun sakin ol biraz.
Küçük bir kaza. "

" Baba..."

Duyduğum sesle eğilip arabanın arka koltuğuna baktım.
Aslan'ın elinden kurtulup adamın yakasına yapıştım tekrar.

" Laan! Birde çocuk var. "

Diyerek tekrar silkelemeye başladım.

" Lan senin gibileri trafik lambasına takmak lazım.
İçip kazayı yapıp sonrada suçsuzum diye ağlıyorsunuz. Ya çocuğa bişey olsaydı?
Aldım lan plakanı.
O ehliyeti senin bir tarafına monte edecem. "

" Cevher! "

" Ne?!! "

" Çocuk korkuyor bırak! "

Dediğinde ağlamak üzere olan oğlan çocuğuna baktım.
Sonrada adamı ittirerek,

" Siktir git lan!
Çocuğun başına iş getirme. "

Dedim yakasındaki elimi çekerek.
Adam hızla arabaya binerken bende sinirle baktım arkasından.

O an Aslan kolumdan tuttu.

" Cevher.
Neyin var.
Ne bu sinir. "

" Sabah sabah zıkkımlanması bir yana arabada çocukla dikkatsizce araba kullanması...
Böylelerini görünce boğazını sıkasım geliyor. "

" Tamam yaptığı yanlış ama aşırı tepki veriyorsun. Sakinleş biraz."

Direksiyona geçip tekrar hareket ettiğimizde Aslan ve Nehir birbirine bakıyordu.

" Kusura bakmayın.
Bugün biraz fazla gerginim galiba.
Kendimi tutamadım. Çabuk sinirleniyorum.
Şu işler bitsin biraz molaya ihtiyacım var sanırım."

Hastaneye girdiğimizde,

" Nehir sen babanın yanına çıkıp toplanmasına yardım et lütfen.
Bizde önce laboratuvara gidip sonucu alalım öyle gelelim."

" Tamam."

Diyerek koşar adım giderken bizde merdivenlerden aşağı kattaki labaratuvara iniyorduk.

Labaratuvara geldiğimizde ben dışarıda beklerken Aslan içeri girip sonuç kağıdını alarak çıktı.

Önce elindeki zarfa sonra bana baktı.

Derin bir nefes alıp ayağa kalkarak yanına geldim.

" Ben sana inandım.
Sonuç negatif çıkacak eminim."

Aslan çatık kaşlarla elindeki zarfı açarak katlanmış kağıdı çıkarttı.
Sonra yavaşça açarak okurken yüzünü izledim.

Dudaklarındaki gülümseme beklediğinize değdiğini söylüyordu.

" Negatif." Dedi.

" Negatif Cevher."

Dedi sarılırken.
Gülümsedim.

" Biliyordum.
Seni yeniden mutlu görmek güzel.

Şimdi hazır gelmişken kolunun pansumanınıda yaptıralım sonrada Asım abiyide alıp gidelim.

Uzun süre hastane görmek istemiyorum.

Gerçi bu cümleyi ne zaman söylesem kendimi yine hastanede buluyorum ama neyse."

Pansuman odasına giderek Aslan'ın kolundaki dikişlerin pansumanını da yaptırdıktan sonra birlikte asansöre binip Asım abinin katına çıktık.

Odaya geldiğimizde Asım abi Nehir'in de yardımıyla toplanmış Kazım ile birlikte bizi bekliyordu.

Odaya girer girmez herkesin gözü Aslan'a kaydı.
Belliki sonucu bekliyorlardı.

Aslan gururla Negatif. Dedi.
Suçu yoktu ve ispatlanmıştı.

Asım:

" Biliyordum.
Bana asla yalan söylemezsin."

Dediğinde Aslan dahada mutlu oldu.

" Eveeet artık gidebiliriz o zaman." Diyen Nehir ile, birlikte odadan ve hastaneden çıkıp arabaya geldik.

Kazım'ın ve Aslan'ın yardımıyla Asım arka koltuğa oturdu. Yanınada Nehir ve Kazım. Ben direksiyona geçerken Aslan,

" Cevher ben kulanayım istersen. "

" Gerek yok ben kullanırım.
Merak etme sakinim."

Dedim gülümsemeye çalışarak.

40 dakika sonra evdeydik.
Asım abi Kazım ve Aslan'ın yardımıyla arabadan inerek birlikte eve girdiler.

Nehir'de elinde babasının çantası arkalarından gitti.
Bende şirkete gitmek üzere aracın yönünü çevirirken Aslan koşarak yetişti.

Kapıyı açarak yanımdaki koltuğa oturdu.

" Ne oldu?
Neden geldin? "

" Seninle geliyorum. "

" O neden? "

" Seninle takılmaya karar verdim bugün. "

" Yalancı." Dedim.

" Bugün sinirliyim diye peşime takılıyorsun.
Her sinirlendiğimde peşimemi takılacaksın böyle. "

Cevap vermedi.
Sadece gülümsedi.

" Gel bakalım." Dedim gaza basarak yola çıkarken.

*****

Şirkete geldiğimizde direk ofisime çıktık.

" Esra, Ege nerde?"

" Aşağıda efendim.
Rasim beyi bulmak için gitti. "

" Burda olduğumu gelmesini söyle bizede kahve getir lütfen. "

" Peki efendim."

Aslan ile birlikte ofise girerek koltuğuma geçtim.

Beni inceleyen Aslan'a baktım.

" Neden inceliyorsun."

" Bugün seni farklı görüyorum."

Gülümsedim.
" Uzun zamandır görmüyordun ondan farklı gelmiştir.
Arada bir delirdiğim zamanlarım olmuştur."

" Ben senin sakin hâlini daha çok seviyorum emin ol."

" Hmm.
Yoksa korktunmu.? "

" Ben senden korkmam.
Çünkü senin elinden ölümü bile göze almış biriyim."

Dedi gülümseyerek.

"Senin işin yokmu? Şirketin tek başına mı idare ediyor."

" Benim işlerim seninkiler gibi karışık değil.
Şuan elimizde sadece okul var.
Biz bir işi aldığımızda başka işlere girmeyiz.
Elimizdeki biter sonra..."

Tıklayan kapıyla Esra içeri girdi.
Kahveleri bırakırken arkasından Ege geldi.

" Esra banada zift bir kahve lütfen."

" Peki efendim."

" Gel Ege."

Ege gelip Aslan'ın karşısındaki koltuğa geçti.

" Ee anlat."

" Patton durum sıkıntılı.
Beklediğimiz kamyonlar eksik belgeler yüzünden bize kadar gelemiyor.

Hangara çekilmiş ve kıpırdatamıyoruz. Belgeler düzelene kadar çıkışları yasak.
Bir kamyon hariç."

" Bir elimi alnıma bastırdım.
Sebep bizmiyiz onlarmı."

" Onlar.
Aradım konuştum. Hallolacak."
Ama asıl derdimiz başka. "

Sinirle baktım yüzüne.
Ne gelecek merak ediyordum.
Bugün beni delirtecek başka ne olabilirdi.

" Neymiş."

" Kamyon kayıp."

" Ne.?
Nasıl kayıp?"

" İçindekilerle birlikte kayıp."

" Kamyonlar bizim kamyonlar değilmi."

" Evet."

" Takip sistemi var hepsinde. Nasıl kayboluyor? "

" Anlaşılan kendine çalışan biri var aramızda."

Yumruğumu masaya geçirerek,

" Efe nerde?" Dedim.

" Kamyonu bulmaya çalışıyor."

Kapı yeniden açılıp Esra ile Efe girdi içeri.

" Efe.?
Ne yaptın buldunuz mu?
Bulduk patron."

" Şükür." Diyen Ege' ye baktım.

" Kamyon sağlam. Ama mallardan eksik var.
Eksik olanların listesi diyerek uzattığı kağıdı alırken,

" Ya. Şöför? "

" Onuda bulduk."
Birkan'ı ve adamları yolladım almaya."

Elimdeki listeye baktım.
Birbiriyle alakasız şeyler gibi görünüyordu.
Bunları alıp ne yapacak. Nerde kullanılır diye düşünürken,

Aslan:

" Bakabilirmiyim." Diyerek kağıdı istedi. Verdim.
Listedekilere bakarak.
Uzun bir ıslık çaldı.

" Bu parçalar kara borsada çok para eden nadir makine parçaları.
İnşaat işleri ve bir çok fabrika robot parçalarında kullanılabilen parçalar.
Sadece bunları aldılarsa inşaat şirketlerine satacaklar bence.
Ama yerli değil yabancı.

Da. Sen neden bu parçaları getirttin."

Aslan' ın söylediği şeylerle sinirim dahada kabardı. Birşey tersdi.
Bilgisayar ekranınında sipariş listesi ile gelen ürünler listesini açarak karşılaştırdık. Listeler uyuşmadı.

Aslan yanıma gelerek,

" Cevher bunu söylemek istezdim ama birileri sizi taşıma şirketi gibi kullanmış. Senin kamyonlarınla ülkeye mal sokmuşlar."

Duyduğum şeyle bütün damarlarımın kabardığını hissettim.
İlk kez birileri bu şekilde benim kamyonlarımı kullanmış kaçak mal sokmuştu ülkeye.

Bu büyük sıkıntı demekti bizim için.
Şirketimin ve adımızın kirlenmesi demekti.

Dişlerimin arasından hırlayarak,

" Efe!
Git!
Hemen o iti getir bana!"

" Yoldalar gelirler."

" Efe!
Çık!
Elinle getir o iti bana.
İş büyük. Birkan' ın elinden kaçarsa iyi olmaz."

Efe hızlı şekilde çıkarken,

" Ege.
Çocukları ve Kadir'i al.
Doğru hangara o mallar girmeden kontrol edin.
Bize ait olmayan bir şey varsa girmeyecek o kamyonlar.
Araçların güzergahını geriye doğru tarayın.
Şoförlerin işemek için bile durduğu yerleri bulun.
Nerde durmuş nerde mola vermişler hepsini öğrenin. Mallarlamı kalktı kamyonlar yoksa yoldamı yerleştirildi öğrenin.

Ege:

" Tamam."

Diyerek çıktı.

" Hassiktir." Diyerek bir yumruk attım masaya.
Hırsla ayağa kalkarken hâlâ yanımda olan Aslan.

" Cevher.
Biraz sakinleşsen iyi olacak."

" Nasıl sakin olayım.
Adamlardaki cesarete bak. Benim araçlarımla nasıl mal sokarlar içeri."

Dediğimde aniden başımın döndüğünü hissettim. Bir anda sendeleyince,
Panikle,

" Cevher.? "

Diyen Aslan'ın kollarında buldum kendimi.

" Cevher!
Cevher iyi misin? "

" İyiyim."

Aslan hızla kucaklayarak beni büyük koltuğa yatırıp ayaklarımı kolcağa kaldırdı.
Gözlerim kapalı şekilde elimi alnıma koydum.

" Hastaneye gidelim."

" Hayır.
Gerek yok.
Sinirden tansiyonum düştü sanırım.
Geçer birazdan.
Sende beni kaldırmayı bırak yoksa kolun düzenlemeyecek. "

Dedim kolumu alnımın üzerine koyarak.

" Sinirlenmeni anlıyorum ama kendinede dikkat etmelisin.
Sabahtan beri bu kadar sinir kendine zarar, biraz sakinleş artık."

" Efe o adamla gelsin bir. O zaman sakinleşeceğim.

Onu ellerimin arasına aldığımda bütün sinirimi çıkarırken hiç bir şeyim kalmayacak. "

*****

Ben koltukta Aslan yanımda bir süre bekledim.

Çalan telefonla yerimden kalkarken masadaki telefonu Aslan alarak Efe dedi açarken.
Hoparlöre aldı.

" Alo patron adamla birlikte depodayız.
Sen mi gelirsin benmi getireyim parçalarını."

Dedi hırlayarak.

" Elini sürme. Geliyorum. "

Telefonu alıp cebime koyarak masamın çekmecesinden silahını alıp belime taktım.
Beni izleyen Aslan'a bakarak,

" Geliyormusun, kalıyormusun? "

Dedim.

" Dişi aslanımı iş üstündeyken izlemek isterim tabiki."

Dediğinde sırıttım.

" Gidelim."

Aslan' la birlikte depoya geldiğimizde adamlar dışarda Efe'de şoför ile içerde bizi bekliyordu.

Kapıdan girerken adamlar saygıyla geri çekilirken bende açılan kapıdan girdim.
Hızlı adımlarla sandalyede bağlı oturan adamın yanına geldiğim gibi yüzünün ortasına yumruğumu geçirdim.

Yakasından tutarak,

" Kimsin lan sen?
Kimin adamısın ha!?
Kimsinizde benim araçlarımla mal sokacak kadar cesursunuz lan!

Aldığın paramı kurdurttuda nankörlük ettin piç.

Kimse!
Hiç kimse benim ekmeğimi yiyip bana şerefsizlik yapamaz."

Diyerek bir yumruk daha geçirdim suratına.
Adam hiç bir şey söylemeden hâlâ yüzüme bakıyordu.
Efe' ye döndüm.

" Konuşmuyor.
Malları kime verdigini söylemiyor.
Telefonundaki isimler gerçek değil.
Hepsi şifreli ve takma isimler. "

" Nerde buldunuz bu piçi."

" Evine gitme hatasını yapınca Birkan'lar çabuk bulmuş. Üzerinden pasapot ve para çıktı."

" Kaçacaktın yani." Dedim bakarak.

" O malları kime sattın lan? "

Hâlâ suskun ve cevap vermiyordu.

" Demek konuşmak istemiyorsun."
Efe'nin yanındaki adamıma bakarak çöz dedim.
Sandalyedeki adamın ellerini sandalyeden çözdüğünde adama,

" Kalk." Dedikten sonra arka arkaya iki yumruk attıktan sonra silahımı çıkarıp ayak bileğine çevirip tetiğe bastım.
Hayvan gibi böğürerek yere düşünce silahın namnusunu ağzına soktum.

" O.
Malları.
Kime.
Sattın?

Yada nerde? "

Silâhla tıkadığım ağzından homurtular gelince geri çektim.

" Söylersem yaşatmazlar beni. "

" Söylemezsende yaşamayacaksın lan!"
Ama konuşursan sana son bir sans veririm, yaşaman için."

Adam sessiz önüne bakarken daha fazla sabredemedim.
Yetmişti artık.

" Benim sabrımı sınama lan!" Diyerek dizine dayadığım silahı.

" Tamam.
Tamam söyleyeceğim. "

" Mallar rıhtımda. Depoda. "

" Kime gidecek? "

" Bilmiyorum."

" Aracı kim. "

"Çaki diye biri."

" Nerde? "

" Gece kamyonetin olduğu depoya gelecek."

Ayağa kalktım.

" Efe. Duydun.
Emniyete ve kaçakçılık şubeye bilgi geçin. Bizim üstümüze kalmadan çıkalım bu işten."

" Tamam Patron."

" Birkan."

Buyrun efendim.

" Yarasına bakın.
Elinizden kaçırmayın ve koruyun.
Emniyet alana kadar başına iş gelmesin."

" Tamam efendim. "

" Efe, bu işi kazımadan gelme."

" Tamam Patron."

Arkamı dönüp çıkışa gidecekken durdum.
Sinirim hala geçmemişti.

Hızla geri dönerek yerdeki adamın suratına tekmeyi geçirip yere serdim.

Biraz olsun rahatlamış hissedince,

" Gidelim Aslan."

Diyerek çıktım depodan.
Arabaya giderken Ege'yi aradım.

2.çalışta açıldı telefon.

" Ege ne yaptın.? "

" Kamyonların içindeyiz patron.
Bunlar temiz. Karşı tarafta belgeleri yeniledi. Gece bizim depoda olacaklar. "

" Ege başlarında kalın.
Hepsinin indiğinden emin ol."

" Tamam patron merak etme."

Arabanın yanında durdum elimi cebime atıp anahtarı çıkarırken başımın döndüğünü hissettim yine. Ama fazla değildi.
Aslan'a çaktırmamak için.

Sinirlerim tepemde sen kullan diyerek anahtarı Aslan'a attım.

Anahtarı havada yakalayarak direksiyon tarafına geçerek koltuğa otururken bende yandaki koltuğa geçtim.

Haklıydı. Sabahtan buyana sinirlerim fazla gerilmişti. Bir an önce eve giderek dinlenmek istiyordum.

Eve geldiğimizde hızlı adımlarla içeri girerek salonda oturan Asım abiye ve kızlara iyi akşamlar diyerek üst kata çıkarak banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp kendime geldikten sonra üzerimi değiştirip tekrar aşağı inerek yanlarına geldiğimde Aslan ve Asım abi olanları konuşuyordu.

Asım abi.

"Geçmiş olsun Cevher."

"Sağolun."

" Umarım sıkıntısızca sonuçlanır."

" Efe ve emniyet birlikte o itleri yakalar geceye."

" Sen nasılsın?" Diyen Aslan'a baktım.

" İyiyim Aslan sadece fazla gerildim. Konu Hasan babanın şirketinin ismi olunca fazla tepki gösteriyorum.
Şimdi daha sakinim."

Sevim sultan akşam yemeğinin hazır olduğunu haber verince birlikte masaya geçtik.

" Aslan abi gözün aydın sonuç negatif çıkmış."

" Hatırlatma Özge.
Tam bir rezillikti son 15 günüm. "

Özge:
" Ama sonu güzel bitti."

Aslan:
" Ve de alçılı sargıyla.
Bu arada abim ve Nehir'e teşekkür borçluyum. "

Asım:

" Önce düşünüp sonra harekete geçmeyi öğrenmelisiniz.
İkinizde.
Adınızdan kaynaklı olsa gerek ilk önce kükrüyor sonra düşünüyorsunuz. "

Nehir:

" Yalnız bebeklerin yanına girip örnek alırken tam bir aksiyon yaşadım.
O güvenlik beni görüpte peşime takıldığında sizi bulana kadar korkudan ölecektim.

Ve babacım senide tebrik ederim. Anında yalan bulmakta üstüne yokmuş.

...Kusura bakmayın kızımın kardeşi yok o yüzden bebeklere meraklı falan..."

" Komik değil Nehir."

" Komik valla baba."

" Neyse gerçekten kardeşim olsun isterdim ama öyle bir şansım yok gibi.

Eh artık amcamla yengem bize bir yeğen verirler."

Duyduğum şeyle ağzımdaki lokmayı zorlukla yutarken Aslan'a baktım.
Gözlerindeki bakışta umut ve umutsuzluk birbirinin içine karışmış bana bakıyordu.

Asım' ın Nehir'in kafasına bir fiske vurduğunu gördüm.

" Patavatsız kız."

" Üzgünüm Nehir.
Öyle bir seçenek yok."

Dedim ayağa kalkarak.
Sonrada,

" İzninizle yorucu bir gündü biraz dinlenmek istiyorum."

Diyerek mutfaktan çıkarak merdivenlere yönelirken,

Nehir' in sesini duydum.

" Amca yalnış bir şey söylediysem özür dilerim."

" Yanlış bir şey demedin Nehir.

Cevher dediği gibi yorucu bir gün geçirdi hepsi bu."

Merdivenleri çıkarak odaya girip ışığı açtım.
Ayağımdaki ayakkabılardan kurtulup yatağa doğru giderken midemdeki bulantıyla öğürünce ellerimi ağzıma kapatıp direk banyoya geçtim.

Klozetin kapağını açarak midemdeki her şeyi çıkardım.
Kusmam bitince zorlukla kalkarak lavaboya geçip elimi yüzümü yıkarken aklımdan geçenlere kendim bile inanamadım.
Odama geçerek ileri geri turlamaya başladım.

Acaba...
Ha. Hayır imkanı yok. Mümkün değildi. Hamile falan olamam.
İlaç kullanıyorum.
Ben..Ben hamile olamam.

Ama. Ya...

Dedim kendi kendime.

O an açılan kapıyla içeri Aslan girdi.
Hiç bir şey olmamış gibi giyinme odasına geçerek pijamalarımı aldım.
Aslan arkadan gelip belimden sarılarak yüzünü boynuma dayadı.

Derin bir nefes çekti.

" Nehir'e kızma."

" Ya sen...
Sen ne düşünüyorsun Aslan.
Ben sana bunu açıkca söylemiştim. Kimsenin çocuğunun anası olamam demiştim. "

" Evet söyledin.
Bende hâlâ sözümdeyim.
Bunun için senden vazgeçmeyeceğim.
Bir gün baba olacaksam annesi sen olacaksın başka bir kadın değil.
Sabırla beklerim dedim ve bekleyeceğim."

Beni kendine çevirdi.

"Çok yorgun görünüyorsun. Hadi yat dinlen."

Dedi ellerimden tutarak yatağa götürerek.

Sonrada yatmama yardım ederek arkama uzanıp belimden sarıldı.

"Uyu güzelim, dinlen."

Dedi ama benim aklım hâlâ başka yerdeydi.

*****

3 gün önce olanları sıkıntısız şekilde halletmiş, aracı şoför ve alıcıların adamı Çaki kod adlı adamı Efe nin desteğiyle yakalamış ve emniyete teslim etmiştik.

O sıkıntıyı halletmiştim ama kendi sıkıntımı halledemiyordum.

Hâlâ baş dönmelerim ve mide bulantılarım oluyordu. Masamda başım ellerimin arasında olanları düşündüm.

Olaylara farklı tepkilerim, ceset kokusuyla kusmam, aşırı sinirli olmam, baş dönmelerim, hastanede bayılmam, 3 gündür devam eden bulantılar günümün gecikmesi...

Tamam her zaman düzenli biri değildim ama gecikmem bu belirtilerle birleşince korktuğum şeye uğramak istemiyordum.

Ellerim şakaklarımda,

" Hay ben şansıma.
Eğer öyle birşey olursa kimseye belli etmeden hamileliği sonlandırmam gerkiyor." Dedim kendi kendime.

Ne ben nede benim hayatım bir bebek için uygun değildik. Benden anne falan olmazdı. Yaşam tarzım zaten uymazdı.

Bir an önce öğrenmeli ve çaresine bakmalıydım.

Hızla yerimden kalktım.
Önce test alıp emin olacaktım.
Tam ofisten çıkarken kapıdan Ege girdi.

" Patron hayırdır nereye."

" Biraz hava alacağım."

" Bende geleyim."

" Gerek yok Ege. Yarım saat çıkıp geleceğim."

" O zaman benden duymuş olma Kara Aslan yolda.
Sana bir süprizi varmış seni sordu. "

" O gelene kadar gelirim."

Diyerek ofisten çıkarak garaja indim.
Hızlı adımlarla arabama binerek garajdan çıkıp eczanenin yolunu tuttum.

10 dakika sonra eczanenin önüne parkederek motoru durdurmadan indim. Hızlı adımlarla eczaneye girerek her ihtimale karşı 2 test alıp çıktım.

Elindeki poşeti koltuğumun altındaki çekmeceye koyarken telefonum çalınca hareket etmeden önce rahat konuşmak için elime aldım.

Ekranda İkiz 1 yazıyordu.

" Alo Efe."

" Patron nerdesin?"

" Biraz hava almak istedim. Neden, Aslan mı geldi.?"

" Evet Aslan burda ama konu o değil."

" Ne peki.?" Dedim kemerimi takarken.

" Konu Çağla."

Ölmüş biriyle ilgili be olabilir diye düşünürken.

" Otopsiden çıkan sonuç elimde.
Ceset Çağla Taşhan'a değil, Melis Cihangir' e ait. Yazıyor."

" Ne. Nasıl?
O zaman Çağla nerde? "

Tam burdayım Cevher Aslan...
Hemen arkanda.!

*******************************

Evet canlarım bölüm sonu.
Beğeniler ve yorumlar itina ile alınır

Loading...
0%