Yeni Üyelik
66.
Bölüm

Y.C 66 Müjde

@azamet_29_2

 

" Otopsiden çıkan sonuç elimde.
Ceset Çağla Taşhan'a değil, Melis Cihangir' e ait. Yazıyor."

 

" Ne. Nasıl?
O zaman Çağla nerde? "

 

Tam burdayım Cevher Aslan...
Hemen arkanda.!

*****

 

Son 3 gündür.
Abimin de burda oluşunda faydalanarak okul işini bitirmek için sirkette daha fazla zaman geçiriyordum. Bir an önce bitsin ve 2 yıllık iş bir yılda teslim edilmiş olsun istiyordum daha doğrusu.

 

Bu bizim içinde bir ilk olacaktı.
Normalda bu kadar hızlı bitmezdi.
Ama çalışan sayısını aldığımız işçilerle artırınca daha hızlı bitmişti.
Ve bugün Cevher'e okulun artık bitti demek için süpriz yaparak yanına gidecektim.
Öncesinde yerindemi diye öğrenmek için Ege'yi aradım.
Bana yerinde olduğunu söyleyince hızlıca abinin yanına geçip.

 

" Abi ben çıkıyorum. "

 

" Nereye acaba? "

 

" Nereye olacak babacım yengeme." Diyerek sırıtan Nehir'e baktım.

 

" Evet yengene.
Kaç gündür zor tutuyorum kendimi.
Bugün okul tamamen bitti demek için sabırsızlanıyorum."

 

" Hadi git bakalım."

 

" Hakkı ve Nehir yanında zaten, bir şeye ihtiyaç duyarsan sana yardımcı olurlar. Alçılı bacağını zorlama sen. "

 

" Amca, babam sürekli oturmaktan yakında çibanlarlada uğraşmak zorunda kalacak. "

 

" Nehiiirr! "

 

" Pardon babacım hassas konuydu dimi."

 

" Siz didişin ben çıkıyorum."

 

Diyerek ofisten çıktım.

 

" Kazım hadi gidiyoruz. "

 

" Tamam abi. "

 

" Abi. "

 

" Efendim. "

 

" Acaba şirketleri tek binayamı alsanız? "

 

" O neden lan! "

 

" Böylece sürekli Cevher hanımın yanında olursun. "

 

" O zaman şirket batar Kazım.
Bütün günü çalışmadan Cevher'in yanında onu izleyerek geçiririm. "

 

" Abi senin içindende mecnun çıktı."

 

" Bul bi kız sende mecnun ol oğlum.
İşine bak hadi."

 

Yarım saat daha yol gittikten sonra şirkete gelmiştik.
Garaja gider girmez ben asansöre giderken Kazım arabayı uygun yere çekmek üzere ilerledi.

 

Asansöre binip ofisin olduğu kata bastım. Kapı açılınca iner inmez ofise yöneldim.
Esra yerinde değildi o yüzden kapıyı tıklayıp direk girdim.

 

Ama içeri girdiğimde koltukta Ege vardı. Kafasını kağıtlara gömmüş, bir yandan kahve içiyordu.

 

" Gel Esra ne vardı? "

 

"Esra değil."

 

" Aslan? " Dedi başını kaldırarak.

 

" Cevher burda demiştin. "

 

" Burdaydı.
Birazdan gelir biraz hava alacağım dedi. "

 

" Neden yalnız yolladın? "

 

" Teklif ettim. İstemedi.
Bir şeyi istemezse yapamıyoruz Aslan bey.
Sende öğrendin huyunu."

 

" Haklısın." Dedim koltuğa geçerek.

 

" Kahve?"

 

" Olur. Yalnız Esra yok senmi yapacaksın."

 

" Hayatta olmaz biraz bekle o zaman."

 

Bu sırada kapı tıklayınca,

 

" Fazla beklemeyeceğim galiba." Dedim

 

Ama hızla giren Efe'ydi.

 

" Sıra ile bize bakıp Patron nerde? "

Ege:

 

"Dışarı çıktı gelir birazdan ne oldu."

 

" Sıkıntı var." Dedi elindeki kâğıdı göstererek.

 

" Ne o." Dedim.

 

Otopsi sonucu.

 

" Çağla Taşhan' ın mı?"

 

" Hayır Melis Cihangir'in."

 

" Ne. Anlamadım.
Nasıl. "

 

" Kazada ölen kadın Çağla değil. Melis'miş."

 

Duyduğum şeyle şok şekilde ayağa fırladım.

 

" Na-nasıl? Ya."

 

" O kadın psikopat demiştim.
Melis'i öldürüp kaza süsü vermiş olmalı. Bizimle oynuyor."

 

" Ya bebek..
Melis'in bebeği vardı.
Yoksa onuda mı..."

 

" Bilmiyorum."

 

Efe hemen telefonu çıkararak Cevher'i araken devam etti.

 

" Çağla hâlâ yaşıyor ve eminim birşeyler çeviriyor."

 

Telefon çalarken benim kalbimde çoktan bir sızı peydah olmuştu.

 

2. Çalışta açıldığında Efe sesi hoparlöre verdi. Cevher'in sesini duyunca anında bir rahatlık hissettim.

 

" Alo Efe."

 

" Patron nerdesin?"

 

" Biraz hava almak istedim. Neden, Aslan mı geldi.? "

 

Ege, geleceğimi söylemişti anlaşılan ama şuan üstünde duracağım bir şey değildi.

 

" Evet Aslan burda ama konu o değil."

 

" Ne peki.?"

 

" Konu Çağla.

 

Otopsiden çıkan sonuç elimde.
Ceset Çağla Taşhan'a değil, Melis Cihangir' e ait. Yazıyor."

 

" Ne. Nasıl?
O zaman Çağla nerde? "

 

Dediğinde telefondan yabancı olmayan başka bir sesi duyduk.

 

Tam burdayım Cevher Aslan...
Hemen arkanda.!

 

" Cevher? "

 

Dedim telefonu Efe'nin elinden çekip alarak.

 

" Merhaba Aslan.
Görüşmeyeli nasılsın? "

 

" Çağla?
Sen...
Sen nasıl..
Sakın Cevher'e dokunma. Çağla."

 

" Aah.. Aşk.

 

Her ne kadar kafasına dayadığım silah için şuan bana öldürecek gibi baksada, karıcığın iyi Aslan.
Tabi şimdilik.

 

Bir biraz kadın kadına dolaşacağız.
Görüşürüzüüzz."

*****

 

Efe ile konuşurken bir anda elindeki silâhı kafamda Çağla' yı da arka koltukta görmek beni şok etmişti.

 

Ölmemişti, yaşıyordu ve şuan benim arabamda elinde silah arkamdaydı.
Arabadan inerken arabayı çalışır halde bırakmıştım. O da fırsat bilmiş olmalıydı. Bunun içinde sürekli peşimdeydi demekki.

 

Elimde telefon, beni susturup araya girerek,

 

" Merhaba Aslan.
Görüşmeyeli nasılsın? "

 

Dediğinde onu anlık boğmak istedim.
Hâlâ Aslan demesi sinirime dokunuyordu.

 

" Çağla?"

 

Diyen Aslan'ın sesindeki endişeyi burdan bile hissediyordum.

 

" Sen...
Sen nasıl..
Sakın Cevher'e dokunma. Çağla."

 

" Aah aşk.

 

Her ne kadar kafasına dayadığım silah için şuan bana öldürecek gibi baksada, karıcığın iyi Aslan.
Tabi şimdilik.

 

Bir biraz kadın kadına dolaşacağız.
Görüşürüzüüzz."

 

Dedikten sonra kapat Dedi.
Başımı çevirip yüzüne baktım.

 

" Seni aptal şeytan."

 

Dediğimde sinirle baktı yüzüme. Bu sırada telefonun yan tuşuna basıp ön göğüse bıraktım yüz üstü.

 

" Motoru çalıştır Cevher,
biraz gezelim. "

 

" Seninle gezmek gibi bir niyetim yok."

 

" Eğer hemen motoru çalıştırıp yürümezsen şuan dışardaki herkesi tek tek vururum sorumlusu da sen olursun."

 

" Şarjım az. "

 

" Ne.?"

 

" Yani keyfim yok.
Canım seninle gezmek falan çekmiyor. "

 

" O zaman önce şu çocuktan başlarım."

 

Çağla kaldırımdaki bebek arabasına nişan aldığında riske giremedim.

 

" Tamam." Dedim.
Motoru çalıştırıp gaza bastım.

 

" Çevre yoluna gir şehirden çık."

*****

 

Çağla görüşürüz diyerek telefonu kapatırken Cevher diye bağırdım.
Ama ağzımı kapatan Efe yüzünden sesim çıkmadı.

 

Efe' nin elini sinirle ağzımdan çekerken sus işareti yaptı.

 

Ege sessiz şekilde telefon açık diyince anladım durumu.

 

Cevher kapatmış gibi yaparak telefonu açık bırakmıştı. Telefon elimde konuşulanları dinlemeye başladık.

 

" Motoru çalıştır Cevher,
biraz gezelim. "

 

" Seninle gezmek gibi bir niyetim yok."

 

" Eğer hemen motoru çalıştırıp yürümezsen şuan dışardaki herkesi tek tek vururum ve sorumlusu da sen olursun."

 

Cevheri tehdit ediyordu.

 

" Şarjım az. "

 

" Ne.?"

 

" Yani keyfim yok.
Canım seninle gezmek falan çekmiyor. "

Efe:

 

" Şarjı az.
Bizimde zamanımız."

 

Dedi kısık sesle.

 

" Ege telefonunu ver."

 

Efe, Ege'den aldığı telefonla odadan çıktı. 2 dakika sonra döndü.

 

Takibe aldık. Çıkalım.
Ege'nin telefonuna gelecek konum.

 

" O zaman önce şu çocuktan başlarım."

 

" Tamam."

 

Dedi Cevher.
Başkalarına kendi yüzünden birşey olmasını istemezdi.

 

Sonrada motor sesi duyuldu.

 

" Çevre yoluna gir. Şehirden çık.

Ege:

 

" Şehir dışına gidiyorlar." Dedi asansöre binerken.

 

Kapı kapandığında hemen garaj tuşuna bastık. Garaja iner inmez koşarak arabaya bindik. Efe geçti direksiyona.

 

Ege arkaya bende Efe'nin yanındaki koltuğa bindim.

 

Efe hızla çıktı garajdan.
Trafiğe girdiğimizde Ege'nin telefonuna geliyordu Cevher'in konumu. Bizden bayağı uzaktaydı. Efe gaza biraz daha yüklendi.

 

Bu sırada hâlâ telefondan gelen sesleri dinlemeye devam ediyorduk.

 

" Yavaşla."

 

" Ne oldu hızdan korkuyormusun? "

 

" Arka koltuğu sevmiyorum öne geçeceğim."

 

" Bende yılan sevmiyorum o ne olacak. "

 

" Çok ince espri."

 

" Anlatsana Çağla.

 

Neden bizimle uğraşıyorsun.?

 

Neden bunun için Melis'i kullandın.

 

Neden kendini değilde yerine Melis'i öldürdün.?

 

Neden ölmüş numarası yaptın?

 

Ya Melis'in bebeği ona ne oldu."

 

" Sakin ol Aslan kız.
Sorguyamı çekiyorsun.?"

 

" Merak ediyorum.
Her şeyi anlat.

 

İstediğim an senden kurtulabilirim.
Bunu sende biliyorsun.

 

Ama benim niyetim seni kurtarmak. Sana yardım etmek. Sağlıklı düşünemiyorsun.
Piskolojik sıkıntıların var. Daha
öncede tedavi olmuşsun.
Bırak yardım edeyim.
Böyle devam edemezsin. Ülkedeki en iyi doktorları bulurum.
Hatta yurt dışındaki, sana yardım etmek için gereken ne varsa yaparım.

 

Öyle mi? Diye bağırdı Çağla.

 

" Sana göre hava hoş!
Hayatında herşey yolunda.

 

Zenginsin, seni seven, sana aşık bir kocan, kardeşten öte iki insan, küçük bir kardeş gibi evlatlık bir kız, bir bakışınla ölecek adamların var. Kocaman bir evin ve şirketin var.

 

Dünya sana güzel.

 

Benim gibi doğduğun andan itibaren sıkıntılı bir hayatın olsaydı sende benim gibi olurdun.

 

Hep yalnız kalsan, kocaman soğuk yataklarda uyusan, kocaman bir evde yalnız yaşasan, abin seni umursamasa, bakıcıların elinde büyüsen, okuldaki erkek arkadaşların seni aldatsa..
Yada bir geceden sonra kaçsa.
Sende benim gibi olurdun!
Cevher Hanım . "

Ege:

 

"Bu Çağla kafayı yemiş bence."

 

" Hiç bir zaman kolay bir hayatım olmadı Çağla.

 

Saçlarıma bak!
Bu saçlar doğuştan mı beyaz sanıyorsun.!
Yada artislik olsun diye hergün beyazamı boyuyorum.
Hayır!

 

Dedi Cevher bağırmaya başlayarak.

 

Babam ben küçükken öldü.
Annemin 2. kocası, annemi ve iki kardeşimi gözlerimin önünde doğradı!

 

O beceriksiz orospu çocuğu beni öldüremediği için annemin ve kardeşlerimin son nefeslerini nasıl verdiklerini izlemek zorunda kaldım.

 

En son nefes bir bedenden nasıl çıkar iyi biliyorum!

 

Yalnız kalmak nasıl iyi biliyorum!

 

Soğuk yataklarda uyumak hep üşümek her sabah kabuslarla ağlayarak uyanmak nasıl bir şey iyi biliyorum!
İnsanlar tarafından hastalıklı diyerek istememek nedir iyi biliyorum!

 

O yüzden bana kendini acındırma. "

 

Dediğinde direksiyona geçirdiği yumruk sesini burdan bile duymuştuk.

 

Gözlerim Efe'ye ve Ege'ye kaydı. Cevher'in anlattıklarıyla yüzleri asılmış moralleri daha da bozulmuştu.

 

Cevher'in zor bir hayat yaşadığını biliyordum.
Ama bu zor hayatın üstesinden o kadar kolay geliyormuş gibi duruyorduki, hayatını bu şeklide isyan edercesine ağzından duymak kalbimdeki sızıya birde ağrı eklemişti.

 

Oysa hiç bir şey olmamış, yaşamamış gibi sakindi her zaman.

 

Birden Çağla'nın,

 

" Neyin var?
Hastamısın yoksa.? " Dediğini duydum.

 

Sonra gelen fren sesiyle korkum dahada arttı.
Tam Cevher diye bağıracakken Efe yine sus işareti yaptı.
Zorlukla tuttum kendimi. O piskopat manyak farkederse Cevher'e zarar verebilirdi.

 

Birden Cevher'in öğürme sesi gelmeye başladı. Yinemi kusuyordu.
Arkasından sesi gelen Çağla,

 

"Neyin var?
Yoksa arabamı tuttu."

 

Dedi gülerek.
Ama sonraki cümleyle donup kaldık.

 

" Yoksa...
Hamilesin!!? "

 

" Ne? " Dedim kocaman gözlerimle.

 

" Ne dedi o?"
İkizlerde en az benim kadar şaşkın, bana bakıyordu.

 

Bir telefona bir ikizlere bakıp duruyordum. Aklım başımdan uçup gitti sanki o an.
Ne söyleyeceğimi ne düşüneceğimi şaşırmıştım.
Sevinçten bağırmakla korkudan ölmek arasında kaldım.

 

" Kes sesini Çağla!
Yok öyle birşey. "

 

" Yalancı.
Bas bayada hamilesin.

 

Doğruya hastanede de bayılmıştın. Sonra kaza yerinde kusmaktan bitap düşmüştün.
Gününde geçtimi. "

 

Duyduğum şeylerle aklıma gelen görüntüler Çağla' nın haklı çıkma ihtimalini kafama kafama vuruyordu.

 

" Sana!
Sesini!
Kes!
Dedim!! Keeess!"

 

" Elini yakamdan çek Aslan kız!"

 

" Buraya kadar!
An itibariyle hiç bir yere gitmiyoruz."

 

" Cevher beni kızdırmanı önermem."

 

" Beni tehdit edeceğin insanlar yok etrafta Çağla.
Bitti.
Çok istiyorsan kendin kullanırsın.
Buraya kadar."

 

Dediğinde arabanın kapı sesiyle birlikte

 

" Aah!" Diyen Cevher'in sesini duydum.

 

" Cevher."

 

Diye bağırdım korkuyla. Ona birşey olacak korkusu ondan önce beni öldürebilirdi şuan.
Ama ses gelmiyordu.
Sonra Çağla' nın sesini duydum yeniden.

 

" Biliyormusun bir an sana inanmıştım.
Ama tek derdin beni oyalamaktı değilmi.? "

 

Bir kaç dakika ses tamamen kesildi.

 

Korktum...
Hemde öyle korktum ki canım çıksa bu kadar olmazdı.

 

" Cevher! " Diye bağırdım.
" Cevher cevap ver.
Çağlaaa. Eğer ona dokunduysan seni ellerimle boğarım.
Cevap ver lan!"

 

Dedim son ses bağırarak.
Ama ses yoktu.
Aklımıza bin türlü şey geliyordu. Efe direksiyonu yumruklarken ben delirmek üzereydim.

 

Sonra gelen sesle telefona döndüm.

 

Kes sesini Aslan.

 

" Çağla. " Dedim. Sinirle umut arası.

 

" Cevher nerde?
Ne yaptın ona.?"

 

" Merak etme karın iyi.
Şimdilik.
Arabadan inmek isteyince durdurmak zorunda kaldım.
Bir süre uyuyacak sadece."

 

" Seni adi yaratık.
Çağla, eğer ona birşey olursa seni öldürürüm. Hiç acımadan kadın falan demeden öldürürüm. "

 

Kulağınızı açın. Dedi.

 

" Evet şuana kadar bizi dinlediğinizi biliyorum Aslan."

 

Dediğinde şaşkın baka kaldık. Telefondan gelen sesle telefonu Çağla'nın eline aldığını anladım. Sonrada motor sesi ile hareket etti.

 

Madem buraya geldi dinleyin.

 

Sizin peşinizdeydim çünkü ikinizdende nefret ediyorum.

 

Hayatımda ilk kez gerçekten birini sevmiştim Aslan. Seni..

 

" Çağla beni dinle."

 

" Lafımı bölme Aslan!

 

Hayatımda ilk kez gerçekten birini sevdim. Ama benden iğrenen o bakışlarını gördüm.
O gün senden nefret ettim Aslan. Öldürecek kadar hemde.
Sonra Cevher...

 

O daha kötüsünü yaptı. Aşağılayarak kovdu beni.

 

O gün karar verdim ikinizdende intikam almaya.
İlk önce Cevher'i öldürmek için birini tuttum.

 

Ama AVM nin önündeki o saldırıyı atlatınca vazgeçtim.
O beceriksiz işi becerememişti zaten.
Sonra bir gün Melis beni aradı. Buraya gelmişti. Şirketi batmış, kocası paralarla kaçmış, babasının yeni karısı onu kovmuştu.

 

Bebeğini görünce ve otelde karşılaştığınız tarihler uyuşunca yeni bir plan yaptım. Planım için gereken bir piyondu Melis o kadar."

 

" Ya Karan bebek.
O na ne oldu?
O na ne yaptın?"

 

Onu çok iyi bir aileye verdim. Kimsenin bulamayacağı bir aileye.
Bizden daha mutlu olacağı bir aileye. Çocuk katili olacak kadar da kötü biri değilim.

 

Eveeet. Bu arada bizde geldik. Sohbetle yol daha kısa sürüyormuş.

 

Şuan nerde olduğumu tahmin edemezsin Aslan.

 

Aslan beni duyuyormusun?
Diyorumki şuan nerde olduğumu tahmin edemezsin.

 

Karının cesetini balayınızı geçirdiğiniz evden alabilirsin.
Bu da sana son sözüm.
Elveda Aslan Karabey. Acı dolu yıllarınız olsun.

 

Dedi ve kapattı.

 

" Çağla! Seni Allah'ın belası kadın.
Efe bas!
Ne olur bas! "

 

Nerden baksan yarım saatlik yoldu.
O kadın yarım saatte herşeyi yapabilirdi. Hemen polisi aradım. Durumu anlatıp bir ekip ve ambulans istedim.
Telefonu kapattıktan sonra Çağla'nın
söyledikleri geldi aklıma.

 

Cevher...
Ya Cevher gerçekten hamileyse.
Elimi saçlarıma geçirdim.

 

" Allah' ım yardım et.
Ne olur yardım et."

 

" Efe bas şu gaza." Dedim ağlamaklı.

*****

 

Başımın arkasındaki müthiş acıyla geldim kendime.
Arabadan çıkarken bir anda başımdaki acıyla kendimi yerde bulmuştum.
Çağla arkadan silahla başıma vurmuştu sanırım.

 

Adi şıllık. Dedim sinirle elimi başımın arkasına bastırarak.
Hissettiğim ıslaklık kan olmalıydı.

 

Gözlerimi açamaya çalıştım, görüşüm hâlâ bulanıktı. Tek farkettiğim yerde yanımın üzerinde yatıyor oluşumdu.
Gözümdeki sis perdesi dağıldıkça netleşen görüntü tanıdık gelmeye başladı.

 

Orman evi..?

 

Orman evindeydim.
Neden burdaydım?
Nasıl gelmiştim buraya?

 

Yavaşça yerimde doğrulmak istedim ama başım döndüğü için yapamadım.

 

Kendime gelebilmek için bir süre yerimde kalmaya karar verdim.
Aldığım darbeden sebep hâlâ dengesizdim ve midem bulanıyordu.
Nasıl vurduysa artık.

 

O an aklıma gelen şeyle bir hassiktir çektim.
Arabadayken Çağla hamilelikten bahsetmiş açık bıraktığım telefon yüzünden Aslan ve İkizler de bunu duymuştu. Hay ben böyle şansa... Dedim tıslayarak.
İnkar etsemde artık Aslan inanmayacaktı.
Aptal aşık kim bilir nasıl korkmuştur. Çocuk gibi ağlamaklı olmuştur yine.
Bir de hamile diye delirmiştir.

 

Ne yapacağım ben şimdi.
Sessiz sedasız bu işi kapatacakken Aslan'ın duyması iyi olmamıştı. Henüz doğru olup olmadığı bile belirsizken düştüğüm şu hale bak.

 

Cevher Aslan evlenmek senin neyine.
Diyerek kendi kendime kızarken.

 

" Bakıyorum uyanmışsın! "

 

Diyen Çağla ile gözlerimi açtım.
Karşımdaki koltukta oturmuş beni izliyordu.

 

" Bende sıkıntıdan evi dolaşıyordum.
Kış ayında ayrı, baharda ayrı güzelmiş burası.
Gerçi siz burdayken içini görememiştim.

 

Sadece camdan bakmakla yetinmiştim. Tam bir romantizm mekanı. Şömine başında kahve içmeler tutkulu öpüşmeler...

 

"Ne!?
Sen..."

 

" Evet burada sizi takip ediyordum.
Hatta bir ara evi sizinle birlikte yakmayı bile düşünmüştüm."

 

Kahkaha ile gülmeye başladım.

 

" Sen gerçekten manyak, psikopat ve sapık biriymişsin.
Bizimi izledin. "

 

" Evet.
Sizi her mutlu gördüğümde nefretim biraz daha bilendi. Senden ve Aslan'dan nasıl intikam alırım diye düşündüm.

 

" Sapınsın sen!
Sapık ve manyaksın!
Sana tımarhane bile az gelir!"

 

Dediğimde hızla ayağa kalkarak karnıma sıkı bir tekme geçirdiğinde hissettim acıyla nefesimin kesildiğini hissettim.

 

" Sevdiğim adamı elimden aldın. Yetmedi birde ondan hamile kalmışsın.
Onun çocuğunu taşıyorsun. Buda yetmezmiş gibi şimdide benimle dalga geçiyorsun."

 

Diyerek bir tekme daha attı.
Aldığım tekmeyle hissettiğim acı dahada artarken silahını çıkarıp kafama dayadı.

 

" Sen hastasın." Dedim dişlerimin arasından.

 

" Sevdiği adammış pöh."

 

" Seni şuracıkta gebertirim Cevher." Derken silahı kafama bastırdı.

 

Yavaşça ve zorlukla yerimde doğrulurken,

 

" Hadi bas. " Dedim. Ben üzerine yürürken o da geri geri adımladı.

 

" Basınca ne olacak.
Ben öleceğim, Aslan da sana mı kalacak."

 

" Yanlış.
O senden iğrenmeye devam edecek.
Senden tiksinecek."

 

" Kes şunu. " Derken silahı yeniden kafama dayadı.

 

" Söylediğin hiç birşey umrumda değil. Önce öl gerisi sonra."

 

Dediğinde hızla elinden çekip aldım silahı. Önce şaşırsada aynı anda oda elimden almak isteyince boğuşmaya başladık.
Elimdeki silah birden patladığında kurşun sesi evde yankılandı.

 

Başımı çevirip Çağla'ya baktım.
Çağla'nın donuk gözleri kapanırken olduğu yere yığıldı.
Kurşun göğsüne gelmişti.

 

Aynı anda kasıklarıma giren ağrıyla iki büklüm şekilde koltuğa yaslandım.
Sonra hissettiğim ıslaklıkla gri pantolonuma baktım.
Kanamam vardı.
Kahretsin gerçekten hamileydim.
Ağrım çok ve kanamam vardı. Ve titreyen bacaklarım artık benim değildi.
Sonunda olduğum yere bıraktım kendimi.
Kararan gözlerimle bilincimin kapandığını hissederken

 

Bende anne falan olmaz. Dedim.

*****

 

Nihayet orman evine 100 metre kalmıştı. Son sürat hiç durmadan gelmişti Efe.

 

" Allah'ım ne olur geç olmasın diye dua ederken duyduğumuz silah sesiyle yüreğim koptu."

 

Durduğumuzda koşarak indim araçtan.

 

"Cevher." Diye haykırdım kapının koluna sarılarak ama içerden kilitliydi.

 

Omuzlayarak açmak istedim olmadı. 2.sefer Efe ile aynı anda omuz atınca kapı kırılarak açıldı.

 

İçeri girdiğimizde gördüğüm manzarayla nefesim kesilirken ruhumun çekildiğini hissettim.

 

Cevher'de Çağla'da hareketsiz öylece yerdeydi.
Ne olmuştu nasıl olmuştu bilmiyorduk.

 

Koşarak Cevher'in yanına gelip yere çöktüm.
Yüzünü titreyen avuçlarımın arasına aldım.

 

" Cevher.
Cevher'im iyimisin? Dedim sarsarak ama kendinde değildi. Sırt üstü çevirdim. Kocaman şaşkın gözlerle kala kaldım.
Kahretsin kanaması vardı. Gerçekten hamileydi ve kanaması vardı.

 

" Efe!" Dedim korkuyla.

 

" Efe hemen hastaneye yetiştirelim."

 

Cevher'i hızla kucakladığım gibi koşar adım çıktık evden.

 

Çağla'nın yanındaki Ege de gelince Efe hemen direksiyona geçerken Ege yanına bende kucağımda Cevher arka koltuğa oturup Cevher'i kucağıma çektim.

 

Efe gazı sonuna kadar kökleyerek yola çıkarken, Ege Çağla ölmüş dedi.

 

Cevher'e bakarak elimi yanağına koydum.

 

" Cevher'im.
Sevdiğim uyan ne olur. Mavilerinden uzakta bırakma beni."

 

Dedim dolan gözlerimi silip göğsüme çekerek, sımsıkı sarılırken.
Ama cansız öylece yatıyordu kucağımda.
O yol bitmedi bir türlü, ömrüm bitti yol bitmedi.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum nihayet hastane bahçesine girdiğimizde hızla inip Cevher'i kucağıma aldım.
Koşarak girdik içeri.
Acil müdahele odasına girip yatağa bıraktığımda gelen doktora durumu anlattım.
Zaten halindende belliydi.

 

" Siz çıkın." Dedi

 

" Olmaz kalmak istiyorum. "

 

Dediğimde Efe:

 

" Aslan saçmalama.
Bırak doktor işini yapsın." Diyerek hızla dışarı çekti beni.

 

Cevher içerde biz dışarda.
Zaman taş...
Zaman duvar...
Ölümle kalım arası savaş.
Bitmek bilmeyen bir bekleyiş.
Ölüp ölüp dirilmekse şuan tam öyleydim.

 

Dakikalar sonra içerden çıkan doktorun yakasına yapışarak.

 

" Söyle doktor. Nasıl iyimi? " Dedim merakla.
Adam şaşkın,

 

" Siz eşimisiniz? " Dedi.

 

" Evet. Söyle artık be adam nasıl? "

 

Efe kolumu tuttu.

 

" Sakin ol Aslan."

 

Doktor:

 

"Merak etmeyin. Kanamayı durdurduk.
Eşiniz de bebeklerde iyi.
Anne yorgun düşmüş bir süre uyuyup dinleyecek "

 

" Bi dakka bi dakka. " Dedim.

 

" BEBEKLER !? "

 

Doktor yüzüme baktı bir kaç saniye.

 

" Sanırım haberiniz yoktu."

 

" Neyden.? "

 

" Eşiniz ikiz bebeklere hamile."

 

" Allllaaaaaaaahhhh!!!!"

 

*****************************

 

Biraz fazla bağırdı sanki baba Aslan.😂😂😂
Evet Bölüm sonu canlarım.
Hadi yorumları merakla bekliyorum

 

 

 

Loading...
0%