Yeni Üyelik
67.
Bölüm

Y.C 67 Anne

@azamet_29_2

Doktor:

"Merak etmeyin. Kanamayı durdurduk.
Eşiniz de bebeklerde iyi.
Anne yorgun düşmüş bir süre uyuyup dinleyecek "

" Bi dakka bi dakka. " Dedim.

" BEBEKLER !? "

Doktor yüzüme baktı bir kaç saniye.

" Sanırım haberiniz yoktu."

" Neyden.? "

" Eşiniz ikiz bebeklere hamile."

" Allllaaaaaaaahhhh!!!! " Diye bağırdım.

" Baba oluyorum babaaaa !"

Diyerek haykırdım koridorda. Dünyada en çok istediğim şeylerden biriydi baba olmak.
Ben, babamdan daha iyi bir baba olacaktım çocuklarıma. Annesi Cevher, babası ben olacaktım.
İkizlere döndüm.

" Efe, Ege duydunuz değilmi?
Baba oluyorum! Babaa! "

Ege gülerek sarıldı.

" Tebrikler Kara Aslan."

Efe elini uzattı.
Gülümsedi sadece.

" Tebrikler. Aslan..."

" Yalnız." Diyen doktora döndük anında.

Yüzümdeki gülümsemenin yerini endişe aldı anında.

" Yalnız ne, doktor?
Ne? Kötü bir şeymi var.?"

" Karnına aldığı darbeler yüzünden düşük riski devam ediyor."

" Ne?
Darbemi?
Düşük riskimi.? " Dedi Efe.

" Vücudunda darbe izleri var.
Düşük olması için bilinçli olarak rahim bölgesine vurulmuş bence.

Umudumuz olmaması ama kanama tekrarlarsa bebeklerden biri veya ikiside riske girebilir.
Bu yüzden gözetim atında kalmalı bir süre.

Bebekleri sık sık kontrol etmek gerekiyor. Kanama olursa hızlı müdahale şart.
Size daha uzman bir doktor yönlendireceğim."

Duyduğum şeylerle dünya başıma yıkıldı sanki. Sinirle hem dişlerimi hem yumruklarımı sıktım.

" Çağlaaaa." Dedim nefretle.
O yapmıştı. Bilerek yapmıştı.

Doktora döndüm.

" Eşimi görmek istiyorum."

" Özel odaya alalım.
Sonra görebilirsiniz."

Biraz sonra hemşireler Cevher'i odadan çıkardılar. Hâlâ kendinde değildi. Onlar hasta asansörüyle çıkarken bizde diğer asansöre binerek çıktık.
Yatan hasta katına geldiğimizde Cevher'i odaya alırlarken bende girdim içeri.
Hemşireler önce yavaşça kendi yatağına aldılar.
Sonra hastane pijamalarından giydirdiler, sonrada serumu takarak ayarladılar. Bu süre içinde ne kıpırdadı ne uyandı.
Hem yaşadıkları, hem geçirdiği kanama, hem hamilelik.

Hem bedenini hem ruhunu yormuştu belliki.

İşi biten hemşireler geçmiş olsun diyerek çıktıklarında arkadan ikizler, İpek birde bayan bir doktor daha geldi.

İpek:

" Aslan.?
Geçmiş olsun.
Doktor arkadaş söyledi burda olduğunuzu. "

" Teşekkürler İpek. "

"Cevher hanımla doktor arkaşım ilgilenecek. "

Dedi İpek, yanındaki bayan doktoru işaret ederek.

Kadın öne çıkarak,

" Merhaba geçmiş olsun.
Adım Burcu." Dediğinde,

İpek:

" Burcu hanım bu tür gebeliklerde uzman doktordur."
Dedi.

Burcu bana bakarak,

" Bundan sonra doktorunuz benim." Dedi gülümseyerek.

" Şimdi önce yeni annemizi rahatsız etmeden bebekleri görüp durum ne anlayalım."

Şaşırdım.

" Hemen görebilirmiyiz?"

" Henüz çok küçükler ama görebiliriz."

İçimde müthiş bir heyecan, yanı sırada korku hissettim.
Bu sırada kapı açıldı. 2 hemşire odaya ultrason cihazı getirdi.

Doktor cihazı Cevher' in yanına çekerek ayarladı.
Sonrada Cevher'in üzerindeki örtüyü açarak pijamanın üst parçasını yukarı sıyırarak karnını açtığında kocaman gözlerle baka kaldık.
Doktorun dediği gibi tekme izleri olan morluklar vardı.
Çağla'nın yaptığı izlerdi. Dişlerimi sıktım kırarcasına. Nefretle andım ölen kadını.

Burcu bir kaç saniye bana baktıktan sonra devam etti. Hiç birşey sormadı, söylemedi.
Belliki biliyordu durumu.

Cevher'in karnına jeli sürdü önce. Sonrada elindeki aleti yavaş hareketlerle mor olan yerlerde gezdirmeye başladı.
Hem ikizler, hem İpek, hem ben merakla izliyorduk Burcu'yu.

Bir iki dakika sonra bana bakmadan,

" Eveeet babası.
Şu gördüğünüz iki küçük nokta varya, bunlar bebekler."

Dediğinde kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim. Çok heyecanlanmıştım.

Ege:

" Ben hiç birşey görmüyorum." Dedi.

" Görünüyor ama siz anlayamıyorsunuz." Diyen Burcu ince bir laf soktu Ege'ye.

Biraz daha inceledi.

" Bebekler 1 buçuk aylıklar. 2 ayrı kesede olduklarından çift yumurta ikizleri diyoruz.
Yani sizin gibi." Dedi ikizlere bakarak.

Bir ikizlere bir Burcu ya baktım.

Nasıl anlamıştı ki Efe ve Ege'nin ikiz olduklarını.

Yani birbirlerine sadece iki kardeş kadar benzeyecekler.
2 bebekte kız veya erkek olabilir. Yada 1 kız 1 erkek. Imm...
Şuan için bir problem görünmüyor.
Ama kanama riski azda olsa var.
Anne uyanınca yeniden gelip kontrol edeceğim.
Şimdilik bu kadar."

Dedi Burcu Cevher'in karnını silerek. Sonrada pijamayı ve örtüyü örttü.

" Teşekkürler Burcu hanım."

" Rica ederim."

" Ne zaman kendine gelir? "

" Çok sürmez.
Ama uyanana kadar yanında olun. Uyandığında ani ve riskli hareket etmemesini söyleyin.

Tekrar geleceğim ama ben gelene kadar uyanırsa koridordaki sekreterlere söylerseniz hemen gelirim. "

" Teşekkürler."

"Tekrar geçmiş olsun." Dedi ve çıkarken,

" Görüşürüz İpek." Diyerek çıktı.

Burcu' nun arkasından İpek yanıma geldi.

" Korkmayın.
Cevher Hanım güçlü bir kadın. Oda bebeklerinizde iyi olacak."

O kadar mı belliydi ölecek kadar korkuyor oluşum.

" Yine uğrarım." Diyerek çıktı İpek'te.

Yatağın kenarına oturmuştum ki kapı tıkladı yeniden.
Açılan kapıya baktığımda iki polis memuru bize bakıyordu.

" Aslan Karabey. "

" Benim."

" Konuşabilirimiyiz? "

Efe ve Ege atıldı hemen.

" Memur bey.
Aslan beyin eşi rahatsız ve şuan ifade verecek durumda değil.
Biz yardımcı olalım. "

Diyen Efe'ye baktım.

Sinirli ve benden fazla hoşlanmayan biriydi hâlâ. Ama Cevher konu olunca özveriliydi.
Bana olan duygularını anında kenara bırakmıştı.

İkizler polislerle dışarı çıkarak kapıyı da çektiler.

Cevher'e döndüm.
Sevdiğim kadının yüzüne baktım.
Yüzü solgun ve yorgun görünüyordu.
Kendinden bi haber öylece uyuyordu.

Bense baba olacağıma hâlâ inanamıyordum.
Annesi Cevher, babası ben.

Allah'ım şükürler olsun. Dedim içimden. Sonra aklıma gelen şeyle örtüyü yavaşça kaldırdım. Sonrada pijamasını yukarı sıyırdım.

Beyaz tenindeki morlukları yeniden görünce damarlarımdaki kanın çekildiğini hissettim.
Elimi uzatarak dokunmak istedim. Ama korktum. Onlara zarar vermekten korktum. Sonra tereddüt ederekte olsa elimi tam rahminin üzerine koydum.

Tüylerim diken diken oldu. Bu inanılmaz bir şeydi. Bir mucizeydi.
Burda elimin altında iki bebek vardı. Bizim bebeklerimiz.
Yavaşça okşadım karnını, sonrada yavaşça elimi çektim. Pijamasını ve örtüyü örttüm tekrar.
Ayağa kalkarak eğilip avuçlarımın arasına aldım yüzünü.
Dudaklarına bir buğse bıraktım. Alnımı alnına dayadım.
Cevher'im, sevdiğim, teşekkür ederim.

Bu sırada kapı tekrar açıldı. Efe girdi içeri.

" Biz emniyete geçiyoruz.
Akşam tekrar geliriz.
Bu arada Asım bey aradı. Sana ulaşamamış."

Elimi ceplerime attım. Telefonum yoktu. Bir yerlerde düşmüştü sanırım.

" Olanları anlattık, yoldalar."

" Tamam...

Efe! "

Dedim ayağa kalkıp yanına gelirken. Bana bakıyordu ne var der gibi. Elimi uzattım.

" Teşekkür ederim.
Kardeşim!
Yanımda olduğunuz için." Dedim.

Saniyelik şaşırdı kardeşim kelimesine. Sonrada gülümseyerek elimi sıkarak omuzumdan kavradı.
Sonrada odadan çıktı.

" Anne.!
Anne. Nerdesin? "

Duyduğum mırıltıyla hemen Cevher'in yanına döndüm.

Gözleri kapalıydı hâlâ. Rüya görüyordu sanırım.
Elimi saçlarında gezdirerek yanağına doğru indirdim.

" Mücevherim.
Sevdiğim.
Her şeyim.
Uyan.
Uyanda ruhum mavilerini görüp bedenime dönsün. "

👼👼👼

Başımdaki acıyla açtım gözlerimi.
Önce nerde olduğuma baktım.
Küçük bir odada küçük bir yatakta yatıyordum.
Burnuma gelen rutubet kokusu, küçük odanın duvarlarındaki kirli pembe boya, çatlak pencere camı ve solmuş perde tanıdık geldi.
Sonra burnuma gelen sütlaç kokusu.
Evimdeydim...
Küçüklüğümde yaşadığım evimdeydim.
Nasıl burda olabiliyordum.
Yerimden yavaşça kalkarak odanın kapısına geldim. Küçükken kendi hizamda olan kapı kolu şuan çok aşağıda kalıyordu.

Kapıyı tereddüt ederek açtığımda
sütlaç kokusu daha baskın gelmeye başladı.
Annem, annem sütlaç yapıyor. Dedim. Hemen hızlı hızlı mutfağa yürüdüm.

" Anne.! " Dedim.

" Anne. Nerdesin?"

Ama annem yoktu.
Gelen kokuyla masanın üzerindeki 4 kaseyi gördüm. Yeni yapılmış sıcak sütlaçlar çok güzel kokuyordu.
Küçükken sütlacı çok severdim.
Kardeşlerimde severek yerdi.

Annem her zaman süt alıpta yapamazdı.
Nadiren yaptığı bir şeydi ve her yaptığında sanki kutlama yapıyor gibi hissederdim.
Sonra sesler duydum.
Bebek sesleri. Ağlıyorlardı. Kardeşlerim ağlıyor, annem yanlarına gitmiş olmalı diye düşünüp diğer odaya geçtim.
Kapıyı açarak yavaşça içeri girdim. Yine kimse yoktu. Oda boştu..

Şaşkın etrafa bakarken yine duydum aynı ağlama seslerini.
Çok ağlıyorlardı. Bu kez salona koştum. Ama orasıda boştu.

Bu arada ağlama sesleri dahada artmaya başladı.
Üzülmeye başladım.
Neden ağlatıyordu onları.
Dayanamıyor çok üzülüyordum onlar ağlayınca.
Ellerimi kulaklarıma kapattım.

" Anne!" Diye bağırdım.

" Anne nerdesin?
Anne ikizler ağlıyorlar. "

Ses o anda kesildi. Bende ellerimi kulaklarımdan çektim.

Ama yeniden başladılar ağlamaya. Bu kez benim odamdan geliyordu sesler.

Koşarak odama döndüm.
İçeri girdim.
Orda annemi gördüm. Annem yaşıyordu, karşımdaydı ve bana bakıyordu gülen gözleriyle.

Koşarak yanına geldim, sarıldım. Sımsıkı sarıldım. Bırakmamacasına sarıldım.

" Anne!
Annemm...Seni çok özledim."

Annem ellerinin arasına aldı yüzümü.
Sıcak ellerini hemen hatırladım. Hâlâ sıcaktı elleri.

" Güzelim. Cevher'im. Kuzum...
Ne kadar güzel bir kadın olmuşsun."

" Anne ikizler ağlıyorlar.
Sustur ne olur."

Annem kenara çekilerek arkasındaki yatağımda yatan bebeklere baktı.

" Acıkmışlar annelerini istiyorlar."

Dediğinde yatakta yatan bebeklere baktım.
Kardeşlerim değillerdi.
Pembe tulumlu bir kız ve mavi tulumlu bir erkek bebek.
Hızla etrafa baktım.
Kimse yoktu.

" Anneleri nerde, çağır.
Nerde, neden gelmiyor? Neden ağlamalarını umursamıyor."

Dedim kızarak.

" Neden ağlatıyor onları.

Ben hemen bulurum."

Diyerek kapıya yönelirken annem kolumdan tuttu.

Geriye dönüp baktım.
Kız olan bebeği kucağına alarak yanıma geldi.
Bebeği yavaşça kucağıma uzatırken

" Cevher, bu melekler senin." Dedi.
" Senin bebeklerin."

Anında geriledim.

" Ne?
Hayır. Ben... Benim değil.
Benim olamaz.
Benden anne olmaz. Ben annelik yapamam."

Annem kolumdan tuttu. Gülümseyerek ve gülen gözlerle baktı bana.

" Bu melek senin kızın." Dedi kucağıma vererek.
Sonrada erkek bebeği alarak onuda kucağıma verdi.

" Bu aslan parçasıda senin oğlun."

İki kolumda iki bebekle şaşkın kala kaldım.

" Anne.
Ben... Ben bu bebeklere bakamam! Koruyamam!
Olmaz ben... İstemiyorum.
Benden anne olmaz.
Ben bu bebekleri büyütemem."

Annem yanıma geldi.
Mavi gözlerini gözlerime sabitledi.

" Sen çok güzel bir anne olacaksın Cevher. Tıpkı onlarca çocuğa bakabildiğin gibi bakacaksın.
Yetimhanedeki çocukları nasıl seviyorsan daha fazla seveceksin. "

" Anne..."

Derken gözlerimden yaşlar aktı.

" Ben senin kadar iyi bir anne olamam."

" Daha iyi bir anne olacaksın." Dedi kapıya doğru giderken.

" Anne gitme.
Gitme anne.
Gitme!
Yanımda kal.
Ne olur kal..."

*****

Gözlerimdeki ağırlıktan kurtulmaya çalışarak yavaş yavaş ayılırken göz kapaklarıma yenik düşerek kulağıma gelen uğultulu seslerle yetindim.

Başım hâlâ acıyor zihnimse hâlâ bulanıktı. Neler olduğunu hatırlamaya çalışırken oldukça zorlandım.

Orman evi, Çağla. Vee...
Kanamam olmuştu. Hamile olduğumu kanamam olurken öğrenmem...Oda ayrı bir ironiydi. En son ise bayılmıştım sanırım.

Nihayet Çağla'yı ve olanları zar zor hatırladığımda kulağıma gelen uğultular da yerini kelimelere bırakmaya başlamıştı.

Ama göz kapaklarım hâlâ birbirine yapışık bedenimse yorgun ve pelte gibiydi. Duyduğum sesleri gözlerim kapalı dinlemeye devam ettim.

" Aslan abi.
Neden uyanmıyor kardeşim. Kötü birşey olmaz değilmi."

Bu Özge'ydi o da burdaydı.

" Merak etme Özge, kardeşin iyi olacak. O çok güçlü bir kadın."

" Zavallı yengecim başına gelenlere bak."

Bu da Nehir' di.

" Sessiz olun kızlar. Şuan dinlenmeye ihtiyacı var. "

" Buda Asım abi. "

" Gel Özge biz biraz çıkalım. Geri geliriz."

" Tamam. "
Kapı sesi kızların çıktığını belli ediyordu.

Odada duyduğum ayak sesleriyle Asım abiyi duydum.

" Aslan sakin ol biraz.
Otur. Dönüp durma. "

" Abi şuan yaşadığım duyguları tahmin edemezsin.
Baba olacağım diye havalara uçarken ya birşey olursa diye korkudan ölmek üzereyim. "

Anlaşılan herkes hamileliğimi öğrenmişti.

" Dünyada en çok istediğim şeydi baba olmak.
Sevdiğim kadından çocuğum olsun en çok istediğim şeydi.
Şuan ki mutluluğumun tarifi yok! "

" Duydum.
Öğrenince koridoru inletmişsin.
Sayende katta duymayan kalmamış."

" Duysun!
Herkes duysun!
Bütün dünya duysun!
Bütün evren duysun!

Cevher ve Aslan'ı mutluluğunu duymayan kalmasın!"

Duyduklarıma inanamadım. Gerçekten bu kadar mı mutlu olmuştu. Nasıl...

Ya ben...
Ben bu hamileliği sonlandırsaydım.
Ve Aslan öğrenseydi. O zaman ne olacaktı.
Aslan resmen yıkılırmış. Off...

Cevher Aslan evlenmek senin neyineydi. Otursaydın şirketinde.

Aslan her ne kadar havalara uçsada bu benden anne olmayacağı gerçeğini değiştirmiyordu.

Nasıl olacaktı. Ben ve annelik. Cümlede bile uyuşmayan kelimelerdi.
Derin bir nefes alıp verdim.
O an rüyamı hatırladım.

Annemin,

" Sen çok güzel bir anne olacaksın Cevher. Tıpkı onlarca çocuğa bakabildiğin gibi bakacaksın.
Yetimhanedeki çocukları nasıl seviyorsan daha fazla seveceksin. "

Sözlerini hatırladım.
Hata yapacaktın Cevher Aslan kabul et.

" Oğlum sen delisin." Dedi Asım abi.

Aslan " Evet deliyim." Dediğinde gülümsedim.

Gerçekten deliydi.
Aslan'ın cümlesinin devamını ben getirdim.

" Ama sadece benim delim. " Dedim.

Aslan anında yanıma koştu.

" Cevher!
Cevher'im!"

Derken gözlerimi açtığımda ağlak çocuk gibi bakan Aslan'ı gördüm. "

Yüzü yorgun. Gözleri üzgün ve telaşlı bakıyordu.

" Denizlerinde boğulup göklerinde can bulduğum.
Ruhum mavilerini gördüde döndü bedenime. "

Dedi sarılarak yüzünü boynuma gömerken.

Boynumda hissettiğim ıslaklık Aslan'ın gözünden düşen damlaydı.
Doğrularak sildi gözlerini.
Gerçekten ağlamıştı.

Asım abi:

" Aslan kız geçmiş olsun."

" Sağolun." Dedim yerimden kalkmak isteyerek. Ama Aslan omuzlarıma bastırarak engelleyince yüzüne baktım şaşkın.

" Doktor ani ve riskli hareket yasak." Dedi.

" Ne? Neden? "

" Cevher'im hamilesin.
Seni bulduğumuzda kanaman vardı.
Doktor kanamayı durdurduk ama ani ve riskli hareket yasak. Dedi.
Kanama tekrarlarsa düşük riski var. Dedi. Kıpırdamadan yatman gerek bir süre.

" Ama iyi hissediyorum bırakta kalkayım."

" Hayır. Doktor söyleyene kadar kalkmayacaksın."

" Aslan!"

" Cevher'im lütfen..."

" Tamam." Dedim pes ederek.

Doktoru çağırıp geliyorum hemen. Derken kapıdan giren doktorla durdu.

" Cevher Hanım uyanmışsınız.
Geçmiş olsun."

" Teşekkürler."

" Ben doktorunuz Burcu."

Aslan araya girdi.

" İpek'in arkadaşı aynı zamanda Burcu hanım. "

" Öylemi, memnun oldum."

" Bende.

Nasıl hissediyorsunuz? "

" Kalkacak kadar iyi ama Aslan izin vermedi." Dedim tek kaşım havada.

" İyi yapmış zira henüz kalkmasanız iyi olur. Buraya kanamalı geldiniz. Arkadaşlar kanamaya müdahale ettiler. Ama kanama ve düşük riskiniz hâlâ devam ediyor.

Bir süre gereksiz hareketlerden sakınacaksınız.
Hem kendinizi hem bebeklerinizi düşüneceksiniz."

" Ne?" Dedim duyduğum şeyle.

" Be- bebekler derken."

Burcu Aslan'a baktı.

" Söylemedinizmi.? "

Aslan gülerek,

" Henüz fırsat bulamadım."

Dediğinde neyi? Dedim.

" Cevher'im ikizlerimize hamilesin."

" Ne!? " Dedim yüksek sesle şaşırarak.

" İkiz mi? Şaka yapıyorsun! "

" Hayır güzelim bunun şakasımı olur.
İkizlerimiz olacak. "

Dedi hâlâ gülümseyerek.
O sırada kapı açıldı ve Özge ile Nehir girdi içeri.

" Kardeşiiimm." Diyen Özge ağlayarak yanıma geldi.
Sarılıp,

" Çok korktum sana birşey olacak diye."

Diyerek ağlamaya devam ederken,
Benim başıma çoktan bir ağrı saplanmıştı.

" İyiyim Özge. Ağlama lütfen."

Burcu' nun,

" Bölmek istemiyorum ama bebeklere baksakmı?"

Demesiyle herkes kenara geçti.
Burcu' nun yardımı ile karnımı açtım. Burcu jel sürdü önce, sonrada elindeki âleti yavaşça karnıma koyduğunda heyecandan kalbimin hızlandığını hissettim.

Kendimi ne hamile nede anne olarak hiç düşünmemiştim.
Ellerimin titrediğini gördüm ilk defa. Sabit tutamıyordum ellerimi. Bu yüzden çarşafı sıkmaya başlayınca Aslan iki elimi göğsümün üzerinde birleştirip avuçlarının arasına aldı.
Yüzüne baktım. Gülümsedi.

Burcu:
" Eveeet.
Annesi işte ikizlerimiz." Dedi ekranı göstererek.
Ekranda iki küçük nokta görüyorduk.

" Sizede baştan anlatayım.
Bebekler iki ayrı kesede.
Yani çift yumurta ikizi. 1bucuk aylıklar. Şuan rahime yeni tutundukları için zaten riskli bir dönemken birde aldığınız darbeler ve kanamanız yüzünden dahada dikkatli olmamız gerekiyor.

Bir kaç gün zorunlu hallerin dışında yerinizden kalkmak yok. Kalktığınızda da azami dikkat.

Anlatabildim mi?"

" Anladım." Dedim sadece.

Sonrada elindeki âleti biraz gezdirip

" Şimdidee." Dedi ve cihazın üzerindeki düğmeyi çevirdi.

Duyduğum sesle Aslan'a döndüm. Benden beter bana bakıyordu.

Kalp atış sesiydi duyduğumuz.

Aynı anda Özge ve Nehir'in tiz çığlıklarını duyduk.

" Bu ufaklığın kalp sesi gayet iyi geliyor. Şimdidee kardeşine bakalıım." Dedi Burcu.
Ve ikinci kalp sesiyle kalbimin göğüs kafesimden çıkacağını sandım.
Bu.
Bu. Çok farklı bir şeydi.

Ben. Ben şimdi. Anne mi olacaktım.

Hemde ikiz annesi.

*******************************

Eveeet bölüm sonu canlarım.
Beğeni ve yorumlar itina ile alınır

 

Loading...
0%