@azamet_29_2
|
Doktor: "Merak etmeyin. Kanamayı durdurduk. " Bi dakka bi dakka. " Dedim. " BEBEKLER !? " Doktor yüzüme baktı bir kaç saniye. " Sanırım haberiniz yoktu." " Neyden.? " " Eşiniz ikiz bebeklere hamile." " Allllaaaaaaaahhhh!!!! " Diye bağırdım. " Baba oluyorum babaaaa !" Diyerek haykırdım koridorda. Dünyada en çok istediğim şeylerden biriydi baba olmak. " Efe, Ege duydunuz değilmi? Ege gülerek sarıldı. " Tebrikler Kara Aslan." Efe elini uzattı. " Tebrikler. Aslan..." " Yalnız." Diyen doktora döndük anında. Yüzümdeki gülümsemenin yerini endişe aldı anında. " Yalnız ne, doktor? " Karnına aldığı darbeler yüzünden düşük riski devam ediyor." " Ne? " Vücudunda darbe izleri var. Umudumuz olmaması ama kanama tekrarlarsa bebeklerden biri veya ikiside riske girebilir. Bebekleri sık sık kontrol etmek gerekiyor. Kanama olursa hızlı müdahale şart. Duyduğum şeylerle dünya başıma yıkıldı sanki. Sinirle hem dişlerimi hem yumruklarımı sıktım. " Çağlaaaa." Dedim nefretle. Doktora döndüm. " Eşimi görmek istiyorum." " Özel odaya alalım. Biraz sonra hemşireler Cevher'i odadan çıkardılar. Hâlâ kendinde değildi. Onlar hasta asansörüyle çıkarken bizde diğer asansöre binerek çıktık. Hem bedenini hem ruhunu yormuştu belliki. İşi biten hemşireler geçmiş olsun diyerek çıktıklarında arkadan ikizler, İpek birde bayan bir doktor daha geldi. İpek: " Aslan.? " Teşekkürler İpek. " "Cevher hanımla doktor arkaşım ilgilenecek. " Dedi İpek, yanındaki bayan doktoru işaret ederek. Kadın öne çıkarak, " Merhaba geçmiş olsun. İpek: " Burcu hanım bu tür gebeliklerde uzman doktordur." Burcu bana bakarak, " Bundan sonra doktorunuz benim." Dedi gülümseyerek. " Şimdi önce yeni annemizi rahatsız etmeden bebekleri görüp durum ne anlayalım." Şaşırdım. " Hemen görebilirmiyiz?" " Henüz çok küçükler ama görebiliriz." İçimde müthiş bir heyecan, yanı sırada korku hissettim. Doktor cihazı Cevher' in yanına çekerek ayarladı. Burcu bir kaç saniye bana baktıktan sonra devam etti. Hiç birşey sormadı, söylemedi. Cevher'in karnına jeli sürdü önce. Sonrada elindeki aleti yavaş hareketlerle mor olan yerlerde gezdirmeye başladı. Bir iki dakika sonra bana bakmadan, " Eveeet babası. Dediğinde kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim. Çok heyecanlanmıştım. Ege: " Ben hiç birşey görmüyorum." Dedi. " Görünüyor ama siz anlayamıyorsunuz." Diyen Burcu ince bir laf soktu Ege'ye. Biraz daha inceledi. " Bebekler 1 buçuk aylıklar. 2 ayrı kesede olduklarından çift yumurta ikizleri diyoruz. Bir ikizlere bir Burcu ya baktım. Nasıl anlamıştı ki Efe ve Ege'nin ikiz olduklarını. Yani birbirlerine sadece iki kardeş kadar benzeyecekler. Dedi Burcu Cevher'in karnını silerek. Sonrada pijamayı ve örtüyü örttü. " Teşekkürler Burcu hanım." " Rica ederim." " Ne zaman kendine gelir? " " Çok sürmez. Tekrar geleceğim ama ben gelene kadar uyanırsa koridordaki sekreterlere söylerseniz hemen gelirim. " " Teşekkürler." "Tekrar geçmiş olsun." Dedi ve çıkarken, " Görüşürüz İpek." Diyerek çıktı. Burcu' nun arkasından İpek yanıma geldi. " Korkmayın. O kadar mı belliydi ölecek kadar korkuyor oluşum. " Yine uğrarım." Diyerek çıktı İpek'te. Yatağın kenarına oturmuştum ki kapı tıkladı yeniden. " Aslan Karabey. " " Benim." " Konuşabilirimiyiz? " Efe ve Ege atıldı hemen. " Memur bey. Diyen Efe'ye baktım. Sinirli ve benden fazla hoşlanmayan biriydi hâlâ. Ama Cevher konu olunca özveriliydi. İkizler polislerle dışarı çıkarak kapıyı da çektiler. Cevher'e döndüm. Bense baba olacağıma hâlâ inanamıyordum. Allah'ım şükürler olsun. Dedim içimden. Sonra aklıma gelen şeyle örtüyü yavaşça kaldırdım. Sonrada pijamasını yukarı sıyırdım. Beyaz tenindeki morlukları yeniden görünce damarlarımdaki kanın çekildiğini hissettim. Tüylerim diken diken oldu. Bu inanılmaz bir şeydi. Bir mucizeydi. Bu sırada kapı tekrar açıldı. Efe girdi içeri. " Biz emniyete geçiyoruz. Elimi ceplerime attım. Telefonum yoktu. Bir yerlerde düşmüştü sanırım. " Olanları anlattık, yoldalar." " Tamam... Efe! " Dedim ayağa kalkıp yanına gelirken. Bana bakıyordu ne var der gibi. Elimi uzattım. " Teşekkür ederim. Saniyelik şaşırdı kardeşim kelimesine. Sonrada gülümseyerek elimi sıkarak omuzumdan kavradı. " Anne.! Duyduğum mırıltıyla hemen Cevher'in yanına döndüm. Gözleri kapalıydı hâlâ. Rüya görüyordu sanırım. " Mücevherim. 👼👼👼 Başımdaki acıyla açtım gözlerimi. Kapıyı tereddüt ederek açtığımda " Anne.! " Dedim. " Anne. Nerdesin?" Ama annem yoktu. Annem her zaman süt alıpta yapamazdı. Şaşkın etrafa bakarken yine duydum aynı ağlama seslerini. Bu arada ağlama sesleri dahada artmaya başladı. " Anne!" Diye bağırdım. " Anne nerdesin? Ses o anda kesildi. Bende ellerimi kulaklarımdan çektim. Ama yeniden başladılar ağlamaya. Bu kez benim odamdan geliyordu sesler. Koşarak odama döndüm. Koşarak yanına geldim, sarıldım. Sımsıkı sarıldım. Bırakmamacasına sarıldım. " Anne! Annem ellerinin arasına aldı yüzümü. " Güzelim. Cevher'im. Kuzum... " Anne ikizler ağlıyorlar. Annem kenara çekilerek arkasındaki yatağımda yatan bebeklere baktı. " Acıkmışlar annelerini istiyorlar." Dediğinde yatakta yatan bebeklere baktım. " Anneleri nerde, çağır. Dedim kızarak. " Neden ağlatıyor onları. Ben hemen bulurum." Diyerek kapıya yönelirken annem kolumdan tuttu. Geriye dönüp baktım. " Cevher, bu melekler senin." Dedi. Anında geriledim. " Ne? Annem kolumdan tuttu. Gülümseyerek ve gülen gözlerle baktı bana. " Bu melek senin kızın." Dedi kucağıma vererek. " Bu aslan parçasıda senin oğlun." İki kolumda iki bebekle şaşkın kala kaldım. " Anne. Annem yanıma geldi. " Sen çok güzel bir anne olacaksın Cevher. Tıpkı onlarca çocuğa bakabildiğin gibi bakacaksın. " Anne..." Derken gözlerimden yaşlar aktı. " Ben senin kadar iyi bir anne olamam." " Daha iyi bir anne olacaksın." Dedi kapıya doğru giderken. " Anne gitme. ***** Gözlerimdeki ağırlıktan kurtulmaya çalışarak yavaş yavaş ayılırken göz kapaklarıma yenik düşerek kulağıma gelen uğultulu seslerle yetindim. Başım hâlâ acıyor zihnimse hâlâ bulanıktı. Neler olduğunu hatırlamaya çalışırken oldukça zorlandım. Orman evi, Çağla. Vee... Nihayet Çağla'yı ve olanları zar zor hatırladığımda kulağıma gelen uğultular da yerini kelimelere bırakmaya başlamıştı. Ama göz kapaklarım hâlâ birbirine yapışık bedenimse yorgun ve pelte gibiydi. Duyduğum sesleri gözlerim kapalı dinlemeye devam ettim. " Aslan abi. Bu Özge'ydi o da burdaydı. " Merak etme Özge, kardeşin iyi olacak. O çok güçlü bir kadın." " Zavallı yengecim başına gelenlere bak." Bu da Nehir' di. " Sessiz olun kızlar. Şuan dinlenmeye ihtiyacı var. " " Buda Asım abi. " " Gel Özge biz biraz çıkalım. Geri geliriz." " Tamam. " Odada duyduğum ayak sesleriyle Asım abiyi duydum. " Aslan sakin ol biraz. " Abi şuan yaşadığım duyguları tahmin edemezsin. Anlaşılan herkes hamileliğimi öğrenmişti. " Dünyada en çok istediğim şeydi baba olmak. " Duydum. " Duysun! Cevher ve Aslan'ı mutluluğunu duymayan kalmasın!" Duyduklarıma inanamadım. Gerçekten bu kadar mı mutlu olmuştu. Nasıl... Ya ben... Cevher Aslan evlenmek senin neyineydi. Otursaydın şirketinde. Aslan her ne kadar havalara uçsada bu benden anne olmayacağı gerçeğini değiştirmiyordu. Nasıl olacaktı. Ben ve annelik. Cümlede bile uyuşmayan kelimelerdi. Annemin, " Sen çok güzel bir anne olacaksın Cevher. Tıpkı onlarca çocuğa bakabildiğin gibi bakacaksın. Sözlerini hatırladım. " Oğlum sen delisin." Dedi Asım abi. Aslan " Evet deliyim." Dediğinde gülümsedim. Gerçekten deliydi. " Ama sadece benim delim. " Dedim. Aslan anında yanıma koştu. " Cevher! Derken gözlerimi açtığımda ağlak çocuk gibi bakan Aslan'ı gördüm. " Yüzü yorgun. Gözleri üzgün ve telaşlı bakıyordu. " Denizlerinde boğulup göklerinde can bulduğum. Dedi sarılarak yüzünü boynuma gömerken. Boynumda hissettiğim ıslaklık Aslan'ın gözünden düşen damlaydı. Asım abi: " Aslan kız geçmiş olsun." " Sağolun." Dedim yerimden kalkmak isteyerek. Ama Aslan omuzlarıma bastırarak engelleyince yüzüne baktım şaşkın. " Doktor ani ve riskli hareket yasak." Dedi. " Ne? Neden? " " Cevher'im hamilesin. " Ama iyi hissediyorum bırakta kalkayım." " Hayır. Doktor söyleyene kadar kalkmayacaksın." " Aslan!" " Cevher'im lütfen..." " Tamam." Dedim pes ederek. Doktoru çağırıp geliyorum hemen. Derken kapıdan giren doktorla durdu. " Cevher Hanım uyanmışsınız. " Teşekkürler." " Ben doktorunuz Burcu." Aslan araya girdi. " İpek'in arkadaşı aynı zamanda Burcu hanım. " " Öylemi, memnun oldum." " Bende. Nasıl hissediyorsunuz? " " Kalkacak kadar iyi ama Aslan izin vermedi." Dedim tek kaşım havada. " İyi yapmış zira henüz kalkmasanız iyi olur. Buraya kanamalı geldiniz. Arkadaşlar kanamaya müdahale ettiler. Ama kanama ve düşük riskiniz hâlâ devam ediyor. Bir süre gereksiz hareketlerden sakınacaksınız. " Ne?" Dedim duyduğum şeyle. " Be- bebekler derken." Burcu Aslan'a baktı. " Söylemedinizmi.? " Aslan gülerek, " Henüz fırsat bulamadım." Dediğinde neyi? Dedim. " Cevher'im ikizlerimize hamilesin." " Ne!? " Dedim yüksek sesle şaşırarak. " İkiz mi? Şaka yapıyorsun! " " Hayır güzelim bunun şakasımı olur. Dedi hâlâ gülümseyerek. " Kardeşiiimm." Diyen Özge ağlayarak yanıma geldi. " Çok korktum sana birşey olacak diye." Diyerek ağlamaya devam ederken, " İyiyim Özge. Ağlama lütfen." Burcu' nun, " Bölmek istemiyorum ama bebeklere baksakmı?" Demesiyle herkes kenara geçti. Kendimi ne hamile nede anne olarak hiç düşünmemiştim. Burcu: " Sizede baştan anlatayım. Bir kaç gün zorunlu hallerin dışında yerinizden kalkmak yok. Kalktığınızda da azami dikkat. Anlatabildim mi?" " Anladım." Dedim sadece. Sonrada elindeki âleti biraz gezdirip " Şimdidee." Dedi ve cihazın üzerindeki düğmeyi çevirdi. Duyduğum sesle Aslan'a döndüm. Benden beter bana bakıyordu. Kalp atış sesiydi duyduğumuz. Aynı anda Özge ve Nehir'in tiz çığlıklarını duyduk. " Bu ufaklığın kalp sesi gayet iyi geliyor. Şimdidee kardeşine bakalıım." Dedi Burcu. Ben. Ben şimdi. Anne mi olacaktım. Hemde ikiz annesi. ******************************* Eveeet bölüm sonu canlarım.
|
0% |