@azamet_29_2
|
Hatalarım varsa sorry 🤗🤗 Sabah uyandığımda yatakta yalnızdım. Cevher'i yanımda göremeyince panikle yerimden fırlayıp direk banyoda aldım soluğu. " Aslan, ne oluyor? Derin bir nefes alıp küvetin kenarına oturdum. " Seni göremeyince yine kötüleştin sandım. " " Boşa paniklemişsin. İyiyim. Çıkmadan önce banyo yapmak istedim." " Nereye gidiyorsun? " " Sen beni baya baya ev hanımı sandın galiba Aslan. Şirkete gidiyorum. Tekrar hatırlatayım sana. " Geçen hafta gitmiştin. " 1 aydır evdeyim ve iyiyim Aslan. Bu kadar yatmak yeter. Kusarsam ofistede lavabo var, oraya kusarım." Dedi kaşları çatık. " Tamaaam pes. " Aslan, abartma yine." " Tamam tamam. Ama stres bebekler için iyi değil Cevher'im. O yüzden sakin olmaya çalış. Çıkmana yardım edeyimmi? " Dedim gülümseyerek. " Sağol biraz daha buradayım. Sen işine bak. " Dedi zoraki gülümseyerek. Bir yandan kafamın içinde program yaparak giyindim. Çıktığımda Cevher de banyodan çıkmış üzerinde çamaşırlarıyla bir yandan saçlarını kutuluyor bir yandan ayna karşısında kendine bakıyordu. Havluyu boynuna takıp sağ elini alnına koyarak oğuşturmaya başladı. Yanına gelip arkasından beline sarılarak, " İyimisin? Sesindeki siniri belli etmekten çekinmeden konuştu. " Karnım çok erken belli olmaya başladı. 4 aylıklar gibi duruyor. Böyle giderse 3 ay sonra nasıl olurum bilmiyorum." " Ben biliyorum. Dediğimde çatık kaşlar ve çakmak gözler aynadan gözlerimi buldu. Ağzının içinde birşeyler söyleyerek kendini kollarımın arasından çıkarıp giyinme odasına doğru ilerledi. " Sen inebilirsin giyinip geliyorum. " Cevap vermeden sessizce odadan çıktım. Hızlı adımlarla aşağı inip mutfağa girdim. " Günaydın Aslan abi." "Günaydın Özge. " Burdayız." Diyen Ege'ye döndüm, ceketini giyerek gelen Efe ile arkamdan içeri giriyorlardı. " Hayırdır." " Pek değil. " Ciddi misin? " " Ben günlük azarımı yedim. Dedim önümdeki çaydan bir yudum alarak. Ege'nin tedirgin bakışları çok komikti şuan. " Kötü zamanlama. " " Nedenmiş o." Diyen Cevher'le arkaya çevirdi başını. " Önemsiz patron." " Söyle Ege. " Dedi Cevher otoriter bir sesle. Sonrada masaya oturdu. " Günaydın kardeşim." "Günaydın Özge. Sınavlar nasıl gidiyor." " İyi. " İyiyim teşekkür ederim." Bu arada ikizlerde masaya oturdular. " Bugün Torosların yeni sahibi gelebilir. " " Toroslar el değiştirdi ve benim haberim yok, öylemi. Ne zaman söyleyecektiniz? " " Aslında akşam söylemeyi düşünüyordum." " Kim almış." " Alma değil geçme. " Ve ne? " " Ve taşımacılık şirketi olarak bizimle olan anlaşmasını bitirme kararı alacak gibi. " " Şartlar belli gereği neyse yapılır." Dedi önündeki kahvaltıdan yemeye başlayarak. Onu böyle görünce bende rahat rahat yemeye başladım. Kahvaltı bittiğinde önce Cevher kalktı. " Beni bekleyin." Diyerek koşar adım gitti. Cevher ile birlikte çıktım bende. Kapının önünde Cevher'e sarılarak kulağına eğilip, " Dikkatli ol mücevherim. Dedikten sonra yanağına küçük bir öpücük bıraktım. Sonrada onlar kendi aracına bende Kazım'ın beklediği kendi aracıma geçtim. ***** Bu sabah ofisime geldiğimde aldığım kokuyla kendimi daha iyi hissetmiştim. 30 gündür doğru düzgün uğramamıştım buraya. Bir kaç kez gelip acil işleri halletim dönmek zorunda kalmıştım. Toplantılara benim adıma Ege katılmıştı. Ofisimin kokusu bile iyi hissettiriyordu beni oysa. İçeri girer girmez Esra arkamdan girerek. " Hoşgeldiniz efendim." " Hoşbulduk Esra, nasılsın bakalım? " Teşekkür ederim efendim. Siz nasılsınız?" Dedi. Gözü arada bir kaçamak şekilde göbeğimi yokluyordu. " Sağol iyiyim. Esra: " Bu ne? " " E posta çıktısı." " Toros anlaşmayı tek taraflı bozmuş." Geriye yaslanarak, " Kendi bilir. Esra elinde kahvelerle geldiginde, " Esra Toros dosyasını getir. " Dedim. Esra hızla odadan çıkıp tekrar döndü. Kahvemden bir yudum alarak Ege'ye döndüm. " Akşama kalmaz soluğu burda alır. Ya yeniden anlaşacak yada zararımızı karşılayacak. Aksi halde mallar bizim." Telefonumu çıkarıp Efe'yi aradım. " Efe nerdesin? " Aynı anda kapı açıldı. " Burdayım." " Gel. Toros' ların tırlarını bağladık. Depoda güvenliği arttırın. Bu aptalın adamları ve tırları yoldadır. " Tamam." Dedi telefonunu çıkarırken. " Anlaşmayı fesmi etmiş? " " Evet. Ege: " Tamam." Diyerek ayağa kalkıp ofisten çıktı. Bu kadar, şimdi diğer işlere geçebilirdik. Efe sessizce masamın önündeki koltuğa geçip oturdu. Elinde telefon birilerine mesaj atıyordu. " İşin yokmu senin? " " Şuan işimi yapıyorum." Dedi gülümseyerek. Dişlerimin arasından, " Aman ne güzel." Diyerek homurdandıktan sonra Esra'ya döndüm. " Esra bugünkü program ne?" " İmzalanacak belgeler var." Dedi elindeki dosyayı bırakarak. "Saat 1 de şirket içi toplantınız var. " Robert Dalkıran mı? " Dedi Efe. " Haftaya bir görüşme ayarla Esra. Bizimle ne işleri olurmuş anlarız. " " Tamam efendim. " Esra odadan çıkarken bıraktığı dosyayı önüme açıp karıştırmaya başladım. Elimdeki kahvenin kalanınıda yudumlayıp imzalara devam ettim. Hemen kalkıp yanıma geldi. " İyimisin? " " İyiyim. Gözlerini devirince anlık gülme isteği geldi. "Artık bırakın şu huyunuzu. 20 yaşında hamile yeni gelin muamelesi çekmeyin bana. Sinirlerim oynuyor. Burda beklemek yerine gidip elemanlarını ve işlerini kontrol et. Efe derin bir nefes alarak yeniden koltuğa döndü. Bir süre sonra Efe tekrar kalkıp yanıma geldi. " Toroslar kendi araçları ve adamlarıyla depoya dayanmışlar. Adamlar geri çekilip Toros'u aramışlar. " Güzell. Aferin Ege'ye Geldiğinde de önünde sadece 3 seçeneği olacak. Ya anlaşmaya devam edecek anlaşma tarihi bitene kadar iş bizde kalacak. Ya zararımızı bizzat karşılayacak. Yada mallar bizde kalacak." " Tabi oda kabul ederse." " Etti etti. Eveett. Bitti. " Diyerek yerimden doğruldum. " Öğle arası oldu. " Sağol Efe istersen sen çık. " Cevher, canım istemiyorla olmaz güçten düşeceksin sonra." " O zaman sadece meyve yesem yeter." Efe'nin bakışlarıyla. " Canım istemiyor dedimya. Dedim bıkkın. " Esra. Cevher hanım ve benim için meyva getir." Dedi ve geri gelip oturdu. " Senindemi canın istemiyor." Dedim imali şekilde. " Yarım saat sonra toplantınız var efendim." Diyerek çıktı. Bir kaç lokma meyva yedikten sonra toplantı odasına geçmek için ayaklandığımda Efe'de kalktı. " Sen nereye? " " Bugün seninle ben gireceğim toplantıya." " Efe doğru söyle. " Senin yanında olmam için onun bir şey söylemesine gerek yok Cevher. Arkamı dönüp kapıya doğru yürürken, " Evlenmek senin neyineydi Cevher Aslan. Yada hamilelik. Çek şimdi bu kuyrukları." Dedim dişlerimin arasından. Gerçekten sinirim bozulmaya başlamıştı. Ve hamilelik hormonlarımıdır nedir gerçekten etkiliyordu insanı. Sinirim katlanarak artıyordu çünkü. Toplantı salonuna geçerek 2 saat boyunca orda kaldım. Sonunda ağrıyan bir baş ile çıkıp odama döndüğümde koltuğuma geçip ayaklarımı masamın üzerine koydum. Ellerimi karnımın üzerinde birbirine geçirip gözlerimi kapattım. " Şuan bir ağrı kesici ne iyi olurdu." Derken kapı yeniden tıklayarak Esra içeri girdi. " Efendim telefonunuz toplantı odasında kalmış ve Aslan bey aramış." " Tamam sağol Esra. " Hemen efendim." Esra tam kapıdan çıkarken kapı bir hışımla açılınca kız son saniye çekti kendini geriye. Kapıdan girenlerle Efe anında ayağa fırladı. " Höst lan ahıramı giriyorsunuz? " Gülümseyerek kapıdan girenlere baktım. Beklediğimden önce gelenler Arkalarından da Kadir ve Dilan girdi içeri. " Kadir, Dilan dışarıda bekleyin lütfen." İkiside önce Efe'ye baktılar. "Emirleri ondan mı alıyorsunuz artık." Dedim tıslayarak. " Dışarı! " Diye bağırınca ikiside dışarıya çıktılar. Bizi izleyen adamlara dönerken, göz ucuyla Efe'ye tekrar baktıktan sonra koltuğuma yaslanıp, " Toros kardeşler, hoşgeldiniz buyrun oturun." Dedim gülümseyerek. " Efe. Musade et. " Dediğimde Efe kenara çekilince Oğuz konuşmaya başladı. " Hiç hoşgelmedik Cevher Aslan. " " Neden? " Dedim dalgalı bir sesle. " Siz kim oluyorsunuz da mallarımıza el koyuyorsunuz. Sizinle olan anlaşmamış bitti. Malların alınmasına nasıl ve ne hakla engel olurdunuz. " " Ben kimmiyim.? Şimdi o kulağını iyi aç ve iyi dinle Toros. Babanızla yapılan anlaşmamızda özel maddeler kondu. Tek taraflı fes edilen anlaşmanın yaptırımları olur. E bununda belli yaptırımları olacak. Sana tavsiyem bu işin okuluna git. Böyle tepeden inme öğrenilmez bu işler." " Siz çok biliyorsunuz belli! " Dedi hırlayarak. " Senin gittiğin yoldan ben döndüm 2. turu atıyorum yeni yetme Oğuz bey. " Ayağa kalkarak masamın kenarına geçerek kalçalarımı masaya dayadım. Kollarımı göğsümde birleştirerek, " Senin için 3 seçenek var Toros. Ya zararımızı bizzat karşılayacaksın ki...Milyon dolarlık bir fatura çıkar. Yada mallar ek madde gereği bizde kalır. Oğuz tepeden tırnağa beni süzdükten sonra gülümseyerek yılışık bir tarzda konuşmaya başladı. " Bende size tek seçenek sunuyorum. Kollarını göğsünde birleştirerek ve gülümseyerek devam etti. " Bence sizde artık bu işlere ara verip evinizde oturun. Dediğinde önce Oğuz'u sonrada bunları kimden duyduysa onu gebertme isteği duydum. "Hamilelik hormonları yüzünden düzgün karar veremiyorsunuz zira. Dediğinde Efe: " Laaann! Senin...Aa.." " Efe! " Diye uyarınca Efe dişlerini ve yumruklarını sıkarak sinirle soludu. Az önceki saldırıma karşılık veriyordu şuan Oğuz. Yerimden yavaşça kalkarak ellerimi ceplerime sokarak Oğuz'a doğru adımladım. " Oğuz Toros. Seni uyarayım. Toroslar ve Aslan Holding arasındaki anlaşma ve şartları belli. Dedim alay ederek. " Sayfada en altta ve ek sayfada bizzat babanın imzasının üzerinde, ek madde başlığı altında yazıyor. Okuma yazman yoksa kardeşine okut. Oda bilmiyorsa babanla görüş." Oğuz'un gözlerinde kıvılcımlar oluşmaya başlamıştı. İşaret parmağını bana uzatarak dişlerinin arasından, " O malları bize vereceksin anne kedi." Dediğinde bu cümle bardağı taşıran son damla olmuştu. Parmağını tuttuğum gibi eliyle birlikte geriye bükerken sol yumruğumu suratının ortasına indirdim. Aldığı darbeyle yere düştüğünde, " Cevher." Diye bağıran Efe'ye aldırmadan yere çökerek yakasına yapışıp, " Alabiliyorsan al lan it! " Dedim. Efe kollarımın altından ve arkadan beni tutup çekerek kaldırırken, " Kadir." Diye bağırdı. Tahir'in yardımıyla ayağa kalkan Oğuz'a sinirim hâlâ geçmemişti. Efe'nin elinden kurtulup bu kez sağ yumruğumu geçirdim çenesine. Aynı anda kapıdan giren Kadir'in kucağına gerileyen Oğuz' la Efe yine arkamdan bana sarılarak, " Cevher dur." Desede ben hâlâ Oğuz'a hırlayarak, " Senin o dilini keserim lan! Diye bağırınca bu kez Oğuz başladı. " Görüşeceğiz. Derken arkasında Aslan'ı görmemle Oğuz'un yakasına yapışması bir oldu. Kadir'in elinden aldığı Oğuz'a tıslayarak, " Sen kimi tehdit ediyorsun lan! Sikerim senin belanı!" Diyerek Oğuz'u koridora savururken Tahir'i de Kadir çıkardı. Aslan içeri girerken, Efe: " Aslan tut şunu." Diyerek beni Aslan'ın kollarına bırakıp koridora çıkarak kapıyı çektiğinde ben hâlâ sinirle soluyordum. Düştüğün hâle bak Cevher Aslan. Adamların gözünde anne kedi oldun. Dedim kendi kendime. " Bırak Aslan sende! " Diye bağırarak Aslan'ın kollarının arasından çıktım. Yüzüme doğru sinirle, " Cevher ne yapıyorsun, kes artık şunu! Diye bağırınca, bu kez kollarımı kurtarıp Aslan'a bir yumruk attım. Aslan başı yanda, kaşları çatık dondu kaldı. Kolları iki yana düştü. Bense nefes nefese ve sinirle ona baktım. Sinirle yaptığım şeyi saniyeler sonra farkettim. Aslan yavaşça bana döndü. " Tamam mı? Dedi duygulu bir ifadeyle. Gözlerinin karasına baktım. O an kendimden nefret ettim. Merdivenleri tırmanıp terasa geldim. Ellerimi şakaklarıma koyarak ve bir yandan ovalayarak, " Ne yapıyorum ben? " Dedim. Bir yandanda derin nefesler almaya çalıştım. Aşırı tepki vermiştim. Arkamdan gelen ayak seslerini duyduğumda arkamı dönmedim. Aslan'dı biliyordum, ama az önceden sonra dönemedim. Arkama kadar geldi durdu. Kollarını kollarımın altından geçirdi. " İyimisin? " Dediğinde, " Bu kadar iyi olma Aslan... Dedim yavaşça arkama dönerek. " Özür dilerim." Dedim sarılarak. Yaklaştım... Dudağındaki kanayan yere bastırdım dudaklarımı. ******************************** Evet bölüm sonu.
|
0% |