Yeni Üyelik
73.
Bölüm

●Y.C 72 Final 2

@azamet_29_2

Uzun bir süre gelemeyeceğim için bu sabah son kez geldim şirkete.

İkizlerimiz artık 9 aylık oldular nerdeyse.
Ve ben artık gerçekten zor hareket ediyordum.
Kocaman bir göbek, büyük göğüsler kalın bacaklar.
Şuan eski ve fit olan Cevher ile aramda büyük bir fark vardı.

" Doğumdan sonra ilk iş spora başlayacağım."

Diyerek odama girerken yanımda yine Dilan vardı.
Bir aydır geceler hariç adım, adım yanımdaydı.

" Dilan sıkılmadın mı adım adım benimle dolaşmaktan."

" Hayır sıkılmadım.
Doğuma kadar senin yanındayım." Dedi gülümseyerek.

Yüzüne baktım.
Efe ile evlendikten sonra daha da samimi olmuştuk Dilan'la.
Tabi bana karşı böyleydi.
Çalışırken işinin başında oda tam bir dişi aslandı.

" Beni böyle alıştırırsan bebekleri sana pışpışlatırım bak."

" Emin ol bana sıra gelmez. Evdeki herkes sabırsızlıkla onları bekliyor.
En baştakide Özge ablaları.

Her fırsatta hazırladığınız bebek odasında.
Burası çok güzel oldu. "

Diyerek sürekli odada oturuyor.

" Tam Özge'ye göre bir hareket."

Dedim gülerek.

Arkamızdan Esra girerek istediğim kağıtları getirdi.

Bu kayıtlarıda imzaladıktan sonra uzunca bir süre yoktum.
İkiz annesi olarak zorunlu izine çıkıyordum.

Masama geçerek elindeki kağıtları incelemey başladım. Bu sırada Esra ve Dilan'da başımda beklediler.

20 dakika kadar sonra kağıtları tekrar Esra'ya verdim.

" Tamamdır.
Yokluğumda gözünü dört aç. Ve önemli şeylerde ilk bana haber vereceksin tamam mı? "

" Tamam efendim. "

Esra çıkarken, Dilan'a dönerek ayağa kalktım,

" Bizde gidebiliriz."

" Tamam."

Son kez odama bakıp kapıyı çektim.

" Görüşürüz Esra. "

Dedikten sonra ikizlerin odasına girdim.

" Biz çıkıyoruz.
Size kolay gelsin."

Efe:

" Tamam dikkatli gidin."

İkizlerden ayrıldıktan sonra asansöre girerek garaja inmek üzere G tuşuna bastım.
Bir an önce eve giderek uzanmak istiyordum.

Garaja inerek asansörün kapısı açıldı.
Arabaya doğru yürürken duyduğumuz sesle arkama döndüm ve ummadığım kötü bir süprizle karşılaştım.

Şuan tam karşımızda elinde silahı ile Oğuz Toros vardı.
Dilan anında önüme geçerek kollarını iki yana açtı.

Oğuz:

" Merhaba.
Anne kedi nasılsın bakalım?" Dedi tıslayarak.

" Senn...!"

Dedim Dilan'ı yavaşça kenara çekerek. Dilan takrar önüme geçmek istediğinde,

" Dilan çekil." Dedim.

" Hayır olmaz! "

" Neden burdasın Oğuz Toros?! "

Dedim.

" Nasıl girdin buraya? "

" Gerçekten insanların hayatını mahvetmekte üstüne yokmuş Cevher Aslan. "

Derken kıpkırmızı gözlerle bakıyordu.

" Sayende bir katilim.
Baba katili.
Seni gördüğüm güne la*et olsun Cevher Aslan. "

Duyduğum şeyle şok oldum.
Babasınımı öldürmüştü bu adi herif.

" Senin yüzünden beni geri aldı o koltuktan.
Senin yüzünden bana bir daha güvenmedi. Senin yüzünden mirasından reddetti. Şimdi sıra sende Cevher Aslan.

Karnındaki piçlerinle birlikte gebereceksin."

Sinirden kan beynime sıçramıştı.

" Hiç bir bok bilmeden bir şirketin başına geçmek seni suçun.
Uyarıları dinlememek senin suçun.
Babanın güvenini kaybetmek senin suçun. Baban seni mirasından red ettiyse haketmişsindir, oda senin suçun."

Dediğim anda tetiğe bastı.
Sağ kolumda hissettiğim acıyla geriye sendelerken Dilan'ın Cevher diye bağırdığını duydum.

" Seni şerefsiz orospu çocuğu! "

Dediğimde aynı anda Oğuz diye bağıran Efe'yi ve üç el silah sesini duymam bir oldu.

Arkasından Dilan'ın kucağıma yığılışı ve yere düşüşümüz.

" Dilan!"

Diye bağıran Efe'nin sesi kulaklarımda çınlarken arkasından

" Cevheer!" Diye bağıran Aslan'ın sesi.
Yere düşen Oğuz'un bedeni.

Bir anda bir kaosun ortasında kalmıştık.

Efe koşarak yanımıza gelerek Dilan'ın yanına çöktü. Arkasından Aslan'da yetişti.

Efe:

" Dilan?
Dilan güzelim iyimisin? "

Efe elini Dilan'ın omuzundaki yaraya bastırırken Dilan gözlerini açtığında Aslan panikle kolumdaki yarayı tutarak

"Cevher'im iyimisin?"

Diyordu. Üçüde çok korkmuştu.

Aslan'ın gözlerindeki korku ve endişe her zamankinden daha fazlaydı.

Dişlerimi sıkarak koluma bakarken,

" İyiyim. Dilan'ı yetiştirin." Dedim.

O sırada araba ile gelen Çağrı ile Efe Dilan'ı kucakladığı gibi arabaya binerken, Aslan ve Ege'de benim yanımda beni yerden kaldırıyordu.

" Efe gidin oyalamayın! "

Dedim geri dönmüş bana bakan Efe'ye. Şuan iki arada kalmış gibiydi. Ama Dilan'ın yarası daha önemliydi.

Çağrı gazı köklediğinde,

Ege:

"Bekleyin arabayı alıp geliyorum." Dediğinde olan oldu.

Kasığıma giren o müthiş sancı ile dişlerimin arasından kocaman bir
" Aaahhh!" Çıktı.

Sonra ikinci sancı girdiğinde kendimi dizlerimin üzerine bıraktım.

Aslan korkuyla elini karnıma koydu.

" Yoksa..."

Evet ikizler vaktinden önce gelmeye karar vermişlerdi.

" Cevher." Dedi Ege ilk kez.
Gözlerinde korku vardı.

Aslan aniden,

" Ege oyalanma."

Diye bağırınca Ege garajın içinde koşarak arabaya gitti.

Aslan:

" Tamam Cevher'im sakin ol.
Herşey yolunda gidecek.
Hemen hastaneye gidiyoruz. "

Dediğinde Efe arabayla yanımızda durarak hemen inip yanıma geldi.

Sol kolumda Ege, sağımda Aslan'ın yardımıyla kalkarken bir sancı daha girince dişlerimi sıkarak inlerken kıpırdayamadan kala kaldım.

Saniyelik arada derin bir nefes alarak ayağa kalkarak yanımdaki arabanın arka koltuğuna oturdum.

Ege hızla direksiyona, Aslan hemen yanıma oturduğunda Ege gazı kökledi.
Garajdan çıkarken ben derin nefesler almaya çalışırken Aslan bir eli yaramda telefonunu çıkarıp Burcu'yu aradı.

" Burcu oraya geliyoruz.
Cevher yaralı ve sancıları tuttu."

" Tamam. Acilde bekliyorum. Acele edin."

Dediğinde Aslan telefonu kapatarak tekrar yaralı koluma baktı.

Gömleğimin kol düğmesini açarak omuzumdan tutup yırtıp gömleğin kolunu çıkardıktan sonra yarama sararak sıkıca bağlarken özür dilerim diyerek güçlü şekilde sıktı.

" Kanamanın durması lazım."

Dedi alnımdan öperek. Bu arada Ege küfürler eşliğinde trafiği yararak geçiyordu.

" Nasılsın?
Çokmu acıyor mu canın.? "

Yüzüne baktığında endişeli gözlerini gördüm.

" Hiç yardımcı olmuyorsun Aslan."

Dedim dişlerimin arasından.

Ege'nin " Geldik." Diyişiyle hastane aciline girdik.

İpek ve Burcu yanlarında sedye bizi bekliyorlardı.

Durur durmaz Aslan arabadan kucağında çıkarıp sedyeye bıraktı beni yavaşça. İpek koluma bakarak,

" Nasıl oldu?" Derken bir yandan içeri giriyorduk.

Aslan eli elimde sedyenin yanında yürürken,

" Silahla.
Kurşun, sıyırmış. "

Dediğinde İpek yarayı açıp baktıktan sonra,

" Kötü değil.
Ama dikiş gerekiyor. " Dedi.

Acil müdahale odasına girer girmez kolumdaki gömlek parçasını çıkararak alkolle yıkarken Burcu hemen ultrason cihazını yanıma çekti.
Karnımı açarak jel sürdükten sonra ekrana bakarken Aslan korkuyla bir İpek'e bir bana bir Burcu'ya bakıyordu.

Burcu az sonra bize dönerek,

" Doğum başlamış.
Prens önden gelmek için pozisyon almış.

Cevher seni doğumhaneye alacağız."

İpek:

" Koluna dikiş atmam lazım." Dediğinde,

Aslan araya girdi.

" Sezeryana alın."

İpek ve Burcu önce Aslan'a sonra bana baktı.

" Zorlamaya gerek yok. Hem ikizler hem yarası...

Sezeryana alın."

" Hayır." Dedim dişlerimi sıkarak.

Aslan ellerini yüzüne koydu.

" Cevher yapma."

Burcu:

" Karar verin, zaman az bebek doğum kanalına girerse işimiz zorlaşır."

Aslan yine sezeryan dediğinde kolundan tuttum. Gözlerine bakarak,

"Aslan gerekmedikçe sezeryan olmayacağım. Yapabilirim... Bebeklerimi normal şekilde dünyaya getirebilirim."

" Cevher..."

" Aslan...
Bana bir şans ver."

Birkaç saniye düşündü.

" Tamam." Dedi Aslan isteksiz.

Burcu hemşireye dönerek

" Doğumhaneye alıyoruz.

İpek sende dikişi orda atarsın artık. Aslan gelecekmisin? "

" Hayır." Dedim.

" Evet geleceğim." Dedi.

" Aslan..." Demiştim ki,

" Cevher geleceğim." Dedi yine.

Pes ettim.

Burcu:

" Hemşire hanım babamızı hazırlayın."

Dedikten sonra, hızla doğumhaneye alındım.

Aslan'a hijtenik kıyafetler giydirilirken hemşireler benimde üzerimdekileri doğum kıyafetiyle değiştirdi.

Burcu:

" Aslan Cevher'i masaya alalım."

Demiştiki giren keskin sancı ile dişlerimi sıkarak inlerken bir anda suyum geldi.

" Aslan hadi! "

" Tamam." Diyen Aslan beni yavaşça kaldırırken,

" Hadi dişi aslanım."

Diyerek beni yavaşça alıp doğum masasına yatırdı.
Bacaklarımı makasa koydu Burcu. Hemşire koluma serum takarken İpek kolumdaki yaraya dikiş atmak için iğne yaptı.

Burcu:

" Cevher Aslan.
Artık sıra sende. Bebeğin yola çıktı yardım et ona. "

Dedi gülümseyerek.

" Rahat ol istediğin gibi bağırabilirsin.
Derin bir nefes al ve tutarak sonuna kadar it. "

Giren sancı ile dediğini yaparak nefes alıp bütün gücümle ıkındım. Ama olmadı. İlk seferinde olamazdı zaten.
Derin bir nefes alarak kendimi geriye bıraktım.
Yeniden gelen sancı ile bir kere ve bir kere daha ıkındım.
Arka arkaya bir kaç kez daha aynı şeyi yaptım. Ama zordu. Çok zordu.

Bu sırada İpek'te dikişi atmış ve kolumu sarmıştı.

Burcu:

" Cevher az kaldı hadi. Bütün gücünle bir kere daha it."

Yanımda dolu gözlerle bana bakan Aslan'a çevirdim gözlerimi.

Gerçekten zormuş. Ne kurşun yarası ne bıçak. Anne olmak için kemiklerinin birbirinden ayrılması gerekiyormuş meğer.

O saniye annem geldi aklıma.
İkizleri doğururken nasıl zorlandığını anladım. Kocası olacak ayyaş hastaneye bile götürmemiş annemi. İkizleri evde emekli bir ebe olan komşumuzun yardımı ile doğurmuş.

" Anne bana yardım et." Dedim içimden.

Sonra giren sancı ile derin bir nefes alıp bir kez daha ittim. İttim... Ve bir anda hissettiğim bir boşlukla gözlerimi kapatıp kendimi geriye bırakırken prensimin cırtlak sesini duyduk. Avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

Burcu:

" İşte bu kadar Cevher. " Dedi.

Aslan'ın ve benim bakışlarımız arasında hemen yandaki masaya alarak oğlumuzu temizlemeye başladı. Yüzünü gözünü temizledi. Göbeğinide keserek yeşil örtüye sararak getirdi ve kucağıma koydu.
Buruş buruş küçücük bir bebekti.

" Cevher'im, aslan karım benim. "

Dedi Aslan alnımdan öperek.

Aradan beş dakika falan geçmiştiki tekrar gelmeye başlayan sancılarla dişlerimi sıktım.

Burcu oğlumu alarak Aslan'ın kucağıma verdi.

" Babası sen oğlunu tut bizde prensese yardım edelim.

Cevher beni dinle.
Biliyorum yoruldun ama az kaldı biraz daha sık dişini.

" Abisi kardeşi için doğum yolunu açtı, prenses daha kolay doğacak sende gayret et. Tamam mı? "

Başımı salladım ama gücüm tükenmek üzereydi.

İpek:

" Hadi Cevher biraz daha dayan."

Arka arkaya giren sancılarla tekrar ıkınmaya başladım. Bir kaç denemeden sonra artık karnım ve kasıklarım ağrımaya başlamıştı.

Burcu:

" Hadi Cevher az kaldı hadi. Buraya kadar geldin. Şimdi sezeryana almak istemiyorum seni hadi.
Biraz daha gayret et son kez hadi."

" Son kez." Dedim derin bir nefes alarak bütün gücümle ittim. İttim...

Sonunda prensesimin de sesini duydum. Abisiyle yarışır şekilde bağırıyordu.

Başarmıştım. Ama son gücümde bitmişti. Yorulmuştum.

Aslan:

" Cevher'im bir tanem."

Dedi alnımdan yeniden öperek.

Başımı çevirerek yorgun şekilde yüzüne baktım.

Sonra gözlerimin kayarak kapandığını hissederken tek isteğim biraz uyumaktı.

*****

Kızımın sesinide duyduğumda dünyalar benim olmuştu.
Artık gerçekten baba olmuştum.

Cevher'e yaklaşarak dolu gözlerle baktım yüzüme. Canı çok yanmıştı.

Keşke o inlemelerini, çektiği o acıyı ben çekseydim.

" Cevher'im bir tanem."

Dedim alnından öperek.

Ama gücü tükenmiş şekilde baygın gözlerle baktı yüzüme. Yorulmuştu.
Çok yorulmuştu.

Birden gözleri kayarak kapanmaya başlayınca korktum.
Hemde çok...

" Cevher!
Cevher'im iyimisin? "

Dedim ama gözleri tamamen kapanırken cevap vermedi.

" Burcu ne oluyor?
Neden cevap vermiyor. "

Burcu:

" Korkma Aslan sadece yoruldu."

Dediğinde üzerimden büyük bir yük kalktı.

" Sizi bebeklerle dışarı alalım."

Derken kızımıda İpek'in kucağına verdikten sonra,

" Cevher'le biraz işimiz var.
Sonrada odaya getireceğiz.

İpek 205 numaralı odaya geçin bizde birazdan geliriz. "

İpek:

" Hadi Aslan.
Biz çıkalım."

Kızım ve oğlumla birlikte dışarı çıktığımda herkes karşımda bize bakıyordu.

" Efe, Ege, Kadir, Çağrı ve Özge. "
Hemen yanımıza gelerek bebeklere bakarak,

Önce Efe tebrik etti.

" Teşekkür ederim kardeşim. Dilan nasıl? "

Dedim. Dilan Cevher'i korumak için vurulmuştu. O na minnettardık.

" İyi, ameliyattan çıktı.
Bir kaç saat yoğun bakımda kalacak sonra odaya alınacak.

Cevher nasıl.? "

" Koluna rağmen inatla normal doğum istedi. Çok yoruldu. Bitkin düştü." Dedim üzgün.

" Cevher Aslan o.
Dayanıklıdır çabuk toparlar."

Dedi Ege tebrik ederken.
Sonrada Kadir ve Çağrı tebrik ettiler.
Arkasından Özge geldi ağlayarak.

" Tebrikler Aslan abi. "

" Sağol küçük abla. "

Birlikte odamıza gelerek ikizlerimizi hastane beşiğine koyduk.

İpek bebeklerin üzerini örterken,

" Sanırım kıyafetleri yoktur. "

Özge arkadan atıldı.

" Ben gelirken getirmiştim." Dedi. Sırt çantasını vererek.

Kadir abi beni getirirken aklıma gelince dönüp almıştım.
Ege Özge'ye dönerek,

" Sonunda bir işe yaradın çalçene. " Dedi gülerek.

İpek bebekleri giydirirken bizde onu izledik. Yardım istesede dokunmaya cesaret edemedim. Canlarını yakarım diye korktum.
Sonunda giydirerek üzerlerini örtünce iki minik bebeğe bakarak Cevher'i beklemeye başladık.

 

Bir süre sonra Cevher uyanık şekilde odaya getirildi. Anında yanına gelerek sarıldım.
Yüzümü boynuna gömerek kokusunu içime çektim.

" Mücevherim.
Denizlerinde boğulup göklerinde dirildiğim. Sevdiğim, çocuklarımın annesi. Nasılsın?
Daha iyimisin? "

" Anne gibiyim."

Dedi gülümsemeye çalışarak.

Benden sonra Efe ve Ege, sonrada Özge sarıldılar.

Sonra Cevher'i yavaşça yatağına aldık.
Ardından Burcu:

Hadi bakalım büyük ikizler.
Dışarı. Kış, kış.
Küçük ikizlerin ilk sütlerini alması lazım.

İkizler ve Özge dışarı çıktığında İpek ve Burcu bebeklerimizi alarak Cevher'in kucağına verirken, Burcu nasıl tutacağını ve ikizleri aynı anda nasıl emzireceğini anlattı.
İkiside aynı anda annelerini emmeye başlayınca Cevher'in yüzündeki ifade herşeye değerdi. Gözlerinin içi gülüyordu.
Kızlar geri çekilirken bizede musade diyerek çıktıklarında yatağın kenarına oturarak sevdiğim kadını ve ikizlerimizi izledim.

" Allahım şükürler olsun. Bana verdiğin bu mucizeler için sana şükürler olsun." Dedim içimden.

İkizler emerken Cevher yine
Cevher'ligini yaparak,

" Oğuz'un orda ne işi vardı.
Siz orda olduğunu nerden biliyorsunuz. İkizler nasıl biliyordu.?"

" Cevher'im siktir et o iti. Sırasımı şimdi sen dinlenmene bak. "

" Aslan... Anlat."

Sıkıntıyla nefes alıp verdim. Anlatmazsam peşini bırakmayacaktı.

" Tamam. Seni almak için gelirken yolda kardeşi aradı.

" Oğuz'un babasıyla çok şiddetli şekilde tartıştığını, babasını vurduğunu söyledi.

Kaçarken hepsi Cevher Aslan'ın suçu diye birşeyler gevelemiş.

Tahir,
" Oğuz Cevher'e zarar verebilir." Diyince hemen ikizleri aradım. Sonrada son gaz buraya geldim. Ama geç kalmışım. İkizler ve Dilan olmasa o şerefsiz piç sana ve bebeklerimize zarar verecekti.
Dilan'a minnet borçluyum. Ve ikizlere."

" Dilan... Dilan nasıl.? "

" İyi merak etme. Ameliyatı iyi geçmiş. Bir kaç saate odasına alacaklar.

Peki sen nasılsın?
Keşke sezeryan olsaydın. Canın çok yandı Cevher'im. Benimse senden daha çok yandı. Seni öyle izlemek canımdan can çıkardı."

" Anne olmak zormuş Aslan. Çok zor.
Ama başardım. İkizlerimi doğurup kucağıma aldım.

Şunlara bak. 2 yavru Aslan.

Cesur bir oğul ve melek gibi bir kız.
İsimleri Melek ve Cesur olsun."

" Olsun Cevher'im olsun." Dedim gülümseyerek.

*****

Hastanede geçen 2 günün sonunda
bebeklerimiz ve Dilan'la birlikte evimize döndük.
Bizi evde Asım Bey ve Nehir karşıladılar. Olanları duyunca soluğu hemen Türkiye'de almışlardı.

Asım bey bizi tebrik ederken iki koca altın taktı yeğenlerine. Nehir ve Özge ise anlaşıp iki koca ayı almışlar.

Yukarı çıkıp kızımızı ve oğlumuzu kendi odalarına ve kendi beşiklerine koyarak yüzlerini izledim. O an fark ettim. Bebek odasının iki köşesinde koca iki ayı oturuyordu.

Doğumdan dolayı hâlâ küçük ağrılarım vardı ama kısa sırada geçer Dedi Burcu.
Artık kocaman bir aile olmuştuk.

Bundan sonra çocuklarım için,
Cevher Karabey.

İş dünyası için ise yine Cevher Aslan olacaktım.

Evimde ve sevdiklerimin yanındayken içimdeki kadındım. Ama işimdeyken içimdeki erkek yine kendini gösterecekti.

Ben böyleydim. Gerekirse bir kadın, gerekirse bir erkek olacak şekilde yetiştirilip yaşadım.
Bundan hiç pişman olmadım. Olmayacağımda.

Sevdiğim adam Aslan Karabey,
kardeşten öte sevdiğim ikizler ve sevdikleri ve tabiki Özge ile güzel bir hayat bizi bekliyor.

Erkeklik dediğin belden aşağı da geçer. Belden üstü yürek ister.
Yüreğin varsa eğer erkek kadın ne farkeder.

Hikâyemde bize eşlik eden herkese saygılar ve sevgiler.

 

Loading...
0%