Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Y.C 9 Hastane

@azamet_29_2

Kızın telefonu çalıyor, ekranda ikiz 1 yazıyordu.
Bu ne biçim isim. Diyerek açtım telefonu.

Karşı taraftan gelen ses.

"Alo.
Alo patron nerdesin? "

"Alo."
Dedim sakin şekilde.

"Alo?
Sen kimsin lan?
O telefon neden sende.
Telefonun sahibi nerde?"

"Sakin ol ikiz.
Telefonun sahibi şuan hastanede."

"Nerde? Hangi hastanede.
Çabuk konuş.
Nerdesiniz?
Cevap ver lan! "

" Bi sussan söyleyeceğim."

" Ulan... Çabuk söyle."

Dedi bağırarak.

"Özel hastanedeyiz. "
Dediğim anda telefon kesildi.

Önce,elimdeki telefona baktım.
Sonrada,
"Hıh."
Dedim telefonu kenara bırakırken.

Daha sonra kendi telefonumu çıkararak.
En yakın adamın Kazım'ı aradım.

"Alo, buyur abi."

"Kazım kulağını aç dinle.
Sana bir adres atacağım.
Trafik ışıklarında kapısı kilitli lüks bir araç var onu ordan alın.
Eğer trafik çektiyse cezayı ödeyip bizim garaja bırakın.
Sahibinin hastanede olduğunu söylemeyi unutmayın."

"Abi vermeyebilirler.
Oğlum bi şekilde al işte gerekirse yalvar. "

" Buyur abi."

" Hadi oğlum hadi dediğimi yap."

" Peki abi."

Adresi Kazım'a yollayıp telefonu kapattım sonra cebime koydum.

Telefondaki ikiz denen adam kız için
" Patron." Demişti.
Demekki kız bu adamın patronuydu.

Peki bu kız hangi işin patronuydu.
Üstelik kız yaralıydı. Neden yaralıydı?
Kıza kim neden saldırdı acaba?

Her neyse banane.
Şu ikiz gelsede bende gitsem diye düşünürken asansör açıldı ve 3 kişi önce etrafa baktı, sonra beni görmeleriyle hızlı hızlı bana doğru geldiler.

Ne yani üçüde kızın adamımı.
Hem ne kadar çabuk geldiler lan!
İlginç doğrusu.

Ayağa kalkıp bekledim.
Bana bakarak yanıma ilk gelen kişiye..

"İkiz bir? " Dedim.

Ama o yakama yapıştığı gibi.

" Nerde?
Ne yaptınız lan ona?"

Diyerek bağırmaya başlayınca, bende adamı, yakamdaki kollarından tutarak savurdum.

" Geri bas lan!
Kimseye bişey yapmadım.
Adam gibi sor söyleyelim."

Dedim dişlerimin arasından.

" Bana bak..! "
Demişti ki.
Yanındaki adam ki ona benziyordu.
Demekki ikiz iki yani bunlar kardeşti.
Üçüncüde korumaları falandı sanırım.

" Sakin ol Efe."

Dedi adamı kolundan tutarak.
Demek beyefendinin adı Efe.
Efe denen adam hala burnundan soluyorken diğeri yanıma geldi.

" Kusura bakmayın.
Kardeşim baya endişeli o yüzden siniri.
Ben Ege. Bu sinirli kişide Efe.
Efe denen adam o an sinirle baktı diğerine.

" Lütfen ne olduğunu
anlatırmısınız? "

Derin bir nefes alarak ellerimi ceplerine soktum ve konuşmaya başladım.

"Bu gece trafikte dururken patronunuz hızla gelip arabasıyla arabama arkadan çarptı.
Önce alkollü biri gelip vurdu sandım.
Sinirle arabadan inip yanına gittim.
Ama arabadan çıkmasıyla bayılması bir oldu.
Yere düşecekken tuttum.
Yaralı olduğunu o zaman farkettim, hemen alıp buraya getirdim.
Hepsi bu."

"Ne? Nasıl?
Ne yarası? Kim yaralamış? Nasıl yaralandı? Ağır mı yarası?"

" Sanmam ama birisi onu gafil avlamış diyebilirim."

" Anlamadım." Dedi Efe.

"Arkasından keskin sivri bir cisimle yaralamışlar."

Dedim. Elimle kendi üzerinde göstererek.

"Ama öldürücü değil.
Sadece uyarı için yapılmış sanki. Yani tehdit vari bir yaralama.
Düşmanı varsa o yapmış olabilir."

Hepside yüzüme bakıyordu sadece.

"Her neyse. Benden bu kadar yapmam gerekeni yaptım."

Elimi cebime sokarak kızın arabasının anahtarını alarak Efe'ye doğru fırlattım.
Havada yakaladı anahtarı.

"Arabası trafikte kaldı.
Bir saate merkezdeki Galeria Garaj'da olacak oradan alırsınız.
Koltuktakilerde eşyaları."

Dedim, elimle göstererek yanlarından geçtim. Asansöre doğru gidecekken.

Ege:
"Adını söyle de bilelim."

"Aslan."

Dedim sadece ve asansöre gidip düğmeye bastım.
Zaten katta olan asansörün kapısı açılınca binerek aşağı indim.
Arabam burada değildi.
Abim hava alanına bırakacaktı.
Hastane önündeki durağa giderek bir taksiye bindim.

"Nereye abi."

"Hava alanına."

"Hemen."
Dedi, şoför hareket ederek.

Hava alanına 1 saatte giderek arabamı oradan aldım.
Eve hareket etmeden önce arabamın arkasına baktım.
Bagaj kısmı kötü görünüyordu.

Yarın ilk iş servise vereceğim seni üzülme dedim binerken.
1 saatte eve gelmek için vakit harcadıktan sonra sonunda eve gelmenin rahatlığı ile bahçe kapısının kumandasına basarak içeriye girdim.

Bahçede ve evin kapısında bulununan adamlar beni başlarıyla selamladılar.

Demek her gün her gece babam olacak adamı böyle selamlayarak egosunu tatmin ediyorlarmış.

Arabayı park ederek 2 katlı evin kapısının önüne geldim.
Kapıda duran adama anahtarı atarak,

"Yarın servise bırak." Dedim.

"Emredersiniz efendim."

İçeriye girip salona geçerek oturdum.

Başımı koltuğa yaslayarak gözlerimi kapattım.

Köpeğim Kara yanıma gelince ona dönerek.

"Naber oğlum."
Dedim.
"Günün nasıl geçti.
Benimkinden iyidir heralde."

Dedim kulaklarının arkasını kaşıyarak.
Bundan çok hoşlanıyordu hergele.
Kara, benim uzun zamandır yalnızlığımı paylaşan tek canlı.
Ve sadık bir arkadaş.
Ben Kara'yı severken,emektar Selim efendi gelerek.

"Beyim yemek hazır." Desede iştah kalmamıştıki.

"Yemek yemeyeceğim Selim efendi. Kaldır, sonrada git dinlen.
Ben geç saatte yemek yemem.
Bu saate kadar birdaha bekleme beni boş yere."
Dedim.

"Peki efendim."

Selim efendi bu evde uzun süredir çalışan iyi biri.
Babam olacak adama her zaman iyi hizmet etmiştir.
Ama yaşlandığı için artık başka yatırımcılarda çalışıyor yanında.

Yerimden kalkarak odama çıktım.
Kara da benimle gelerek odamdaki yerine, yatağın ucuna yere yattı.

Bende önce bir duş alarak eşofmanlarımı giyindim

Bende önce bir duş alarak eşofmanlarımı giyindim. Sonra kendimi yatağa bırakarak gözlerimi kapattım.

Daha birkaç hafta öncesine kadar kendi evimde kendi halimde hayatımı yaşıyorken...
Şimdi bugüne kadar yüzüme bile bakmayan babamın zorlaması sayesinde iş dünyasına girmek zorunda kalmıştım.

Kabul etmeyebilirdimde.
Ama abimin ısrarlarıyla kabul etmek zorunda kaldım. Abimin çok iyiliğini gördüm bu yaşa kadar.
Babam bana hiç acımaz,hiç sevmezken abim hep yanında oldu.

Onunda etkisiyle bu işe girdim. Babamın fazla bir ömrü yoktu zaten. Eninde sonunda bu karışık iş dünyasında bulacaktım kendimi.

İyi bir okuldan iyi derece ile mezun oluşum ve bu işlere yeteneğimin oluşuda avantaj puandı benim için.
Bu düşünceler arasında daldım uykuya.

*****
Gözlerimi üzerlerindeki ağırlıktan kurtarmaya çalışırken Efe'nin sesini duyuyordum.

"Kendine geliyor." Dedi.

"Öylemi, çok şükür."

Bu da Ege'ydi.

Ne oluyordu anlamaya çalışırken bir yandanda gözlerimi açmaya çalışıyordum.

Nihayet açtığımda ağzımda ilaç tadı, kolumda serum, yatağımın yanında da Efe ve Ege. Vardı.

Efe:
"Patron iyimisin?
Nasılsın ağrın varmı.?"

Derken,

"Doktoru çağırıp geliyorum."
Dedi Ege.

"Ne oldu?"

Dedim bir an hafızam silinmiş gibi hissederek.
Dün gece yararlanmışsın.
Sonra da trafikte bir araca çarpmışsın.

" Dün gecemi? "

" Şuan sabanındayız. Dün geceden beri bu hastanedesin."

"Ah. Evet. Hatırladım.
O pislik herif beni tuzağa düşürdü."

Dedim yumruğunu sıkarak yatağa vururken.

"Arkamdan saldırdı."

"İyide. Sen nasıl?"

"Mekana birileri gelerek,
Cemil Kara'nın adamları olduklarını söylediler."

"Ne? Cemil mi? Bu Cemil bizim..."

" Ta kendisi. Bazı işletmeleri zorla kapatmaya kalkarak haraç almaya başlamış.
Anna'nın yerinede göz koymuş.
Bugün gelip haraç alacaklarını kibar dille anlattılar.
Bende cevabını kibar olmayan dille verdim."

"Anna'nın yerindemiydin?
Neden söylenedin? Neden bizi çağırmadın? "

Efe ve Ege'ye anna'nın yerinden bahsetmiş ama nerde olduğunu hiç söylememiştim.

" Gerek yoktu.
Adamlar yeterli olurdu normalde.
Ama haddini bildirdiğim adam çıkarken birini aradı.
Cemil'di muhtemelen konuştuğu kişi.
Oda benim için iki kişi yollamış tabi.

Tam mekandan çıkarken.
Kârı koca gibi duran bir çift gördüm. Tam arabaya binecekken.
Adam yanındaki kadına vurmaya başladı.
Bende kadını dövdüğünü görünce duramadım tabiki.
Yoksa böyle bir tuzağa düşmezdim.
Adamın elinden aldım kadını.
Ama kadında tuzağın parçasıymış.

Adamı kenara fırlatıp yardım için kadının yanına eğildiğimde arkamdan saldırdı."

" Neden yardım istemedin? "

" Efe yaram kötü değildi.
İçeri girseydim, Anna daha çok korkacaktı.
Bu yüzden kendim dönmeye karar verdim. Ama.."
Dedim.

"Kan kaybetmemin beni bu kadar etkilemesini beklemiyordum. En son trafikte bir araca çarpmak zorunda kaldım. Sonrası...
Sadece bir adam hatırlıyorum.
Çok sinirli biriydi."

Efe, oturduğu sandalyeye geriye doğru yaslanarak kollarını göğsünde birleştirerek konuştu.

" O sinir bozucu herif seni alıp buraya getirmiş.
Ben seni aradığımda telefonu o açtı.
Ne kadar korktuğumu bilemezsin. Yerini söyledi. Biz gelince de gitti."

"Hmm anladım.
Bu arada arabam nerde.
O bana Hasan babanın emaneti." Dedim. Efeye dönerek.

************************************

Bölüm sonu.
Hikayeyi nasıl buldunuz.
Devamının gelmesini istiyormusunuz.
Yorumlar LÜTFEN 😊

 

Loading...
0%