Yeni Üyelik
14.
Bölüm

Bölüm 13

@azazilzalim


BERKAY'DAN...

Doktorun söylediği şeylerin üstüne kısa bir şok geçirmiştim. Yalandı dimi? Amir ölmüş olamazdı gerçekten. Elimin tersiyle sol gözümden usulca süzülen yaşı sildikten sonra yasak falan dinlemeden ameliyathanenin kapısına koştum. Etrafımdaki doktorlar ve Cemre beni sakinleştirmeye çalışsa da, başarılı olamamışlardı.

Bir süre kapının yanındaki şifreyle uğraştıktan sonra, zor da olsa açmıştım kapıyı.

İçerideki hemşire beyaz çarşafla Amir'in üstünü örteceği anda, kolundan tutarak engel oldum.

"YA NE YAPIYORSUN SEEN. ÖLMEDİ Kİ O. HAYIR ÖLMEDİİİ" diye bağırırken, Cemre'de beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Berkay bey biraz sakin olun. İnanın ki elimizden gelen hr şeyi yaptık. Ama malesef" diye aklınca beni sakinleştirmeye çalışan doktora sert bir yumruk geçirdim.

"Ne demek lan elimizden gelen her şeyi yaptık? Ne demek kurtaramadıık! Yalan söylüyorsunuz ölmedi Amir. Ölemez o ölemeeeez" diye bağırırken, Amir'in yüzüne takıldı gözlerim. Vücudunun her yeri mosmor olmuştu.

Göz yaşlarım sicim gibi akarken, elini tutup usulca yanına oturdum.

"Amiir. Amir aç gözlerini bak ben biliyorum ölmediğini. Amir hala burdasın burdasın biliyorum ne olur aç gözleriniii" hıçkırıklarımı dahi kontrol edemiyordum.

"Berkay bey lütfen sakinleşin biraz." Diyen Cemre'nin ses tonundan, onun da ağladığını fark etmiştim. Belki o bana inanır umuduyla ona dönüp kollarını tutarak hıçkırıklarımın arasında zor da olsa konuşmaya çalıştım.

"Ce-Cemre bak bana inanmıyorlar. Sen bir şey söyle ne olur Amir ölmüş olamaz Cemre Amir ölmüş Olamaaaz" diye sitem ettiğimde, Cemre'nin de gözleinden usulca yaşlar süzüldüğünü fark ettim. Ama kahretsin ki, oda bana inanmıyordu. İşte o an anlamıştım. Amir ölmüştü ve, istemesem de bu acı gerçeği kabullenmek zorundaydım. Benim için çok zor olacaktı belki ama, kabullenmek zorundaydım...

CEMRE'DEN.......

Amir beyin bu şekilde ölmesi, Berkay bey kadar benimde canımı acıtmıştı. Nednini bilmediğim bir ağrı vardı kalbimde. Amir beye kesinlikle aşık değildim. Ama neden peki? Neden bu kadar kötü hissettirmişti gidişi?

Bir yandan kalbimdeki ağrıyı bastırmaya çalışırken, bir yandan da Berkay beyi sakinleştirmeye çalışıyordum. Çünkü eminim ki, benim kalbimdeki acının bin katını, şu an o yaşıyordu. Ve böyle bir acıyla başa çıkabilmesi imkansızdı.

AMİR'DEN..........

Nedenini bilmediğim bir şekilde, hala buradaydım. Karşımda cansız bedenim, ve onun başında acı ile feryat eden Berkay! Ben gerçekten ölmüş müydüm şimdi? Karşımda cansız bedenimi gördüğüme göre, gerçekten de ölmüşüm.

Berkay cesedimim başında feryat figan ağlarken, usulca yaklaşıp konuşmaya çalıştım.

"Berkay. Berkay burdayım Berkaaay" ne kadar konuşsam da boştu biliyorum. Çünkü beni duymuyordu. Bu saatten sonra, hayatım sadece zifiri karanlık olacaktı.

BERKAY'DAN...

Bir süre daha çaresizce çırpındıktan sonra, hemşirenin yaptığı sakinleştiricinin etkisiyle kendimi derin bir uykuya teslim ettim.

2 saat sonra...

Gözlerimi usulca araladığımda kendimi bir hastanenin odasında uyurken buldum. Ve baş ucunda da Hasret duruyordu.

"Berkay. Aşkım iyi misin?"

"Hasret ben... ben çok kötüyüm. Hasret nefes dahi alamıyorum. Nasıl bırakır beni ya nasıl. Aklımı kaçıracağım nasııılll" dediğimde, sakinleştirmek amacıyla dudaklarıma küçük bir öpücük kondurmuştu.

"Şşş sakinleş biraz.. sana muhteşem bir sürprizim var. Gel benimle" dediğinde, yavaşça yataktan doğrulup odadan çıktık. Hasret kolumu tutup koridorda koştururken, sandalyelerden birinde oturan Cemre dikkatimi çekti. Yüzünde sıcak bir gülümseme olması hayrete düşürmüştü.

Dalga mı geçiyordu benle? Az evvel Amir'i kaybettik biz. Nasıl bu şekilde gülümseyebiliyordu?

"Aşkım hazır mısın?" Diye soran Hasret'e döndüm.

"Hasret ben burda ne haldeyim, sen bana hala sürpriz diyorsun ya. Şakamısın sen?"

"Ya bi sus. Çok güzel bir sürpriz yaa" diyerek yoğun bakım kapısını açtı. Ben önde, Hasret ve Cemre arkada yoğun bakım kapsından içeri girdikten sonra 22 numaralı kapının önünde durduk.

"Berkay. Aşkım bu kapının arkasında ne olduğunu görünce çok mutlu olacaksın." Dediğinde, konu daha fazla uzamasın diye kapıyı açtım ve içeri girdim ama, karşımda gördüğüm şey küçük çaplı bir şaşkınlık geçirmeme sebep olmuştu.

"A-Amiiir?" Diyebildim zorda olsa. O burdaydı. Amir gitmemişti bırakmamıştı beni.

Odanın içindeki yatakta gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu. Ama yanında bulunan makinenin üstündeki çizgiler düz değildi. Yaşıyordu işte bırakmamıştı beni. Gözlerimden süzülen yaşları hiçe sayarak yanına gittim ve yatağın köşesinde oturarak elini sımsıkı tuttum. Bir süre sonra azıcık ta olsa gözlerini araladığında, rahatn bir nefes aldım.

Zor da olsa tebesüm ederken, "Be-Berkay.. b-burdayım bak. Gitmedim burdayım" dediğini işittim. Daha sonra tekrar uykuya dalmıştı.

Allah'ım bu mucize olmalı. Nasıl olabilir ki böyle bir şey? Bir süre evvel karşımda cansız bedeni varken, şimdi yaşıyor olması büyük bir mucizeydi.

Arkamı dönerek Cemre'yle göz göze geldim.

"Cemre? Cemre bu nasıl oldu? Ya Amir az önce öldüydü" dediğimde,

"Valla öyleydi ama, cesedi morga indirecekleri zaman azıcıkta olsa nefes aldığını fark etmişler" dediğinde, sevinçten akan gözyaşlarımı sildim.

"E,eee aşkım? Beğendin mi sürprizimizi?" Diyen Hasret'e kocaman sarılarak yanağına derin bir öpücük kondurdum.

"Neyse hanımlar. Hadi kantine inelim Amir'in kurtuluşu adına beş tane hamburger yiyeceğim" dediğimde, ikiside şaşkınca birbirlerine bakıyorlardı.

"Ben ciddiyim." Diyerek ikisini de zorla kantine indirdim. Sandalyelere oturduktan kısa bir süre sonra sparişleri almaya gelen garsona menüden seçtiklerimizi gösterdikten sonra, sparişlerimiz gelene kadar sohbet etmeye başladık.

"E,e hanımlar? Amir'in mucizevi bir şekilde hayata dönmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?" Diye sorduğumda, ilk Hasret cevap vermişti.

"Valla Amir abinin öldüğünü duyduğumda elim ayağım titredi. Ne yapacağımı bileden hastaneyenheldikten sonra doktorlar müjdeli haberi verdi. anca öyle geldim kendime" dedikten sonra, Cemre başladı söze.

"Vallahi ne yalan söyliyim, Amir beye bir şey olacak diye ben de çok korkuyordum. Ama şükürler olsun ki Rabbim bize bağışladı" dediğinde, büyük bir mutlulukla suyumu yudumlamaya başladım.

"Ya Cemre. Bana sürekli bey bey deyip durma ya sinir oluyorum. Ve de sen, acep Amir'den hoşlaşıyor olabilir misin?" Dediğimde, gözleri kocaman açılmıştı.

"Be-Bekay be- şey yani, Berkay saçmalama. Amir beyin bana çok iyiliği dokundu. Ve ben, gerçekten de ona zarar gelsin istemem. Yani bunun hoşlanmayla bir alakası yok." Dediğinde, üstüne gitmemek için çenemi kapattım.

"Berkay. Aşkım benim acil çıkmam lazım. Öğretmen çağırdı üniversite sınavı için konu anlatımlı kitaplar varmış onları alıcam. Herhangi bir şey olursa haber verirsin" dediğinde, başımla onayladım ve sandalyemden kalkıp sımsıkı sarıldım sevgilime.

"Kendine iyi bak" dedikten sonra, dudaklarına küçük bir buse kondurarak tekrardan sandalyeme oturdum.

"Ee Cemre, yine kaldık baş başa. Ne yapsak yaa yemek falan mı yesek?"

"Berky daha demin yemek yedin. Fazlası dokunmasın bu sefer?" Dediğinde, olumsuz anlamda kaşlarımı kıvırdım.

"O dediğin normal bir insan için geçerli. Benim için değil." Dedikten sonra, garsonu çağırıp ikimize de birer hamburger ve kola istettim.

"Berkay inan ki gerek yoktu. Hem ben aç değilim ki zaten"

"artık çok geç" diye karşılık verdim. bir süre sonra siparişlerimiz geldiğinde, büyük bir iştahla karnımızı doyurduk.

1 saat sonra... Amir'den...

Usulca gözlerimi araladığımda, bir hastane odasında yatarken buldum kendimi. Kalbimdemise derin bir acı hissediyordum.

Bir süre sonra, kendime geldiğimi gören doktor Berkay güle haber vermişti. Odaya giren Berkay, boynuma sımsıkı sarılırken, Cemre de başucumuzda durmuş bizi izliyordu.

"La Amir.. eğer gerçekten geberseydin öldürürdüm seni" dediğinde kıkırdadım.

"Öldüğüm halde nasıl öldürecektin, çok merak ediyorum Berkay" dediğimde, oda kıkırdamıştı.

"Lan geberdim lan ağlamaktan. Ya giderse diye içim içimi yedi." Dediğinde, burukça tebessüm ettim.

"Amir neler oldu. Kim yaptı sana bunu?" Dediğinde, gerçekleri anlatırsam daha kötü oıacağını bildiğim için, geçiştirmeye karar verdim.

"Berkay şu an yorgunum. Bunları daha sonra konuşsak," dediğimde, anlayış göstermişti.

Bir süre daha bu şekilde vakit geçirdikten sonra, iki tane polis geldi odaya. Sanırım ifademi alaklardı.

İlk önce, polislikten istifa etmek istediğimi söyledim. Berkay ve Cemre kadar, en az karşımdaki polisler de şaşkındı.

Daha sonra, başımdan geçenleri en ince ayrıntısına kadar anlattm. Amirimin verdiği görevi, görevde yaşadıklarımı, her şeyi anlattım lakin, ifadem bittikten sonra söyledikleri şeyler, içimin ürpermesine sebep olmuştu.

"Amir bey. anlattıklarınız gerçek olamaz, çünkü ömer Amirimiz bir hafta önce hakkın rahmetine kavuştu..."

 

 


Loading...
0%