@azazilzalim
|
6.bölüm. iyi okumalar. "Be-Berkay? Senin ne işin var burda?" Sorduğum soruyu hiçe sayarak hüzün içinde gözlerime baktığında, her şeyi öğrendiğini anlamıştım. "A-Amir. Amir se-Amir sen.. sen böyle bişeyi nasıl saklarsın benden? Nasıl saklarsın Amir nasıl saklarsın nasııııl" "Berkay bak ben. Ben.. biımiyorum Berkay. Bana inanmayacağından, delirdiğimi düşüneceğinden korktum. Korktum Berkay anlıyor musun? Kardeşim saydığım kişinin bana inanmamasından, hayatımda olan tek arkadaşımın da beni terk etmesinden korktum" dediğimde, sağ yanağıma sıkı bir tokat yapıştırdı. Tekrar gözgöze geldiğimizde ise, gözyaşlarımız sel gibi akıyordu. "Amir sen ne diyorsun? Böyle bir şeyi nasıl düşünürsün ya NASIIL. Lan gerizekalı. Biz senle neler yaşadık lan? Hiç bir gün birbirimizden bir şeyimizi saklamadık. Şimdi ne değişti Amirr. Ne zamandan beri sırlarımızı saklar olduk birbirimizden? Konuşsana Amir bi cevap ver" gözlerimdeki yaşları silerek konuşmaya çalıştım. "Berkay. Nolursun anla beni. Böyle bir şeyi, böyle saçma bir şeyi nasıl normal bir şeymiş gibi direk söyleyebilirdim?" Dediğimde, hıçkırıklarını daha fazla tutamamış ve boynuma öyle bir sarılmıştı ki, o an içimde oluşan duyguları kelimelere dökmem imkansızdı. "Ba-bak Amir.. sakın korkma tama--tamam mı? Bak biz nelerin üstesinden geldik. Bunu da atlatac--" cümlesini dahi bitiremeden hıçkırıklara boğulmuş, ve boynuma daha da sıkı sarılmıştı. "Ben, ben korkmuyorum ki zaten. Eminim Berkay. Eminim bunun da üstesinden geleceğiz." Artık hıçkırıklarımızı tutmaya çalışmıyor, dilediğimiz gibi ağlıyorduk. "Berkay, eve gidelim mi artık saat geç oldu. Hem çok yoruldum" "Tamam gidelim. Gidelim kardeşim" dedikten sonra, ikimiz birlikte camiden çıkıp eve doğru ilerledik. Berkay ise ne kadar çaktırmamaya çalışsa da, hala gözlerinden yaşlar akıyordu ve ben bunu farkediyordum. Kısa bir süre sonra eve yetiştiğimizde, odama geçip yatağıma uzandım. Saat fazlasıyla geç olmuştu ve, uyumam gerekiyordu. "Amir üzerini iyi ört. Hasta olma sonra" "Tamam Berkay örterim" dedim hafif bir tebessümle. "Korkuyor musun? İstersen yanında uyuyabilirim.." "Gerek yok Berkay. Ama korkarsam çağırırım seni" "Söz mü?" "Söz" diye karşılık verdim. "Amir ya benim içim rahat etmez.. aç koynunu yavrum geliyorum" aklı sıra beni güldürmeye çalışıyordu ama, onun gözleri hala dolu doluydu. "Berkay. Kardeşim inan ki gerek yok. Kendi odanda rahatça yat. Korkorsam eğer telefon açarım gelirsin hemen" dediğimde, gözyaşlarını daha fazla tutamamıştı. "Ta-tamam o zaman, ama korkarsan ariycaksın bak" "Ariycam Berkay söz" dediğimde, arkasını dönmüş tam kapıdan çıkıyordu ki, sabah olanları hatırladım. Ona bağırıp kalbini çok fena kırmıştım. "Berkay." Yüzünü dönmeden karşılık verdi. "Söyle kardeşim" "Bu sabah olanlar için özür dilerim. Seni çok kırdım farkındayım. Kusura bakma. Özür dilerim" dediğimde, "Önemli değil kardeşim" diye karşılık verdi. Sesi titremişti. Ağladığını anladım. Daha sonra hiç bişey demeden odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Yatağıma uzanıp üstümü örttükten sonra, gözlerimi kapatıp uykuya dalmayı bekledim. Neyse ki uzun sürmemişti. Bir süre sonra, gözlerim kendi kendine açılmaya başladı. Bueası benim odam değildi. Ama Samet hoca, bunların olacağını ve, bana asla zarar gelmeyeceğini söylemişti. Biliyorum çok saçma ama, içimde korkuya dair hiçbir şey yoktu. Kapkaranlık, uzun bir koridor vardı önümde. O koridoru takip ettim. O kadar uzun bi koridordu ki, bir türlü bitmiyordu.. bana sonsuzmuş gibi süren bi vakitten sonra nihayet koridorun sonuna gelmiş, ve açmam gereken büyük, beyaz kapıya ulaşmıştım. Samet hocayla Melek daveti ritüelini gerçekleştirdikten sonra, rüyamda büyük, beyaz bir kapı göreceğimi, ve kapıyı açmam gerektiğini söylemişti. Dediği gibi yapıp kapı kolunu tuttum ve, yavaşça indirerek kapıyı araladım. Daha sonrası ise, hiç bir şey hissetmeden, yatağımda gözlerimi açtım. Neyseki kapıyı açtığıma emindim. Uzandığım yataktan yavaşça doğrulrak oturur pozisyona geçtim ve, olanları düşündüm. Samet hoca, işlemler bittikten sonra, kapıyı açabilirsen, her şey eskisi gibi olur demişti. Ve ben, gerçekten de bittiğini hissediyordum. Odam kapkaranlıktı mesela. Önceden olsa korkudan bir dakika bile duramazdım değil mi? Ama şimdi, saatlerce oturup hayal kurabilmişim gibi hissediyordum. Boğazımın kuruduğunu hissederek ayağı kalktım ve, mutfağa yönelmek için kapıyı açtığımda, odamın kapısının önünde oturan Berkay'ı gördüm. (Arkadaşlar medyadaki resim 😊) "Berkay? Sen ne yapıyorsun burda?" "Amir ben,, senin tek kalman içime sinmiyordu. Ben de belki bir şey olur diye kapının önünde bekliyordum." Dediğinde, içim burkulmuştu. Kim bilir kaç saattir burda,bi soğukta kalmıştı. "Berkay.. kardeşim iyi olduğumu söylemiştim. İnan bana çok iyiyim" dediğimde, kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Gözleri hala dolu doluydu. "Sen iyisin.. ama bakalım ben kurtulabilecek miyim be Amir?" Dediğinde, neyi kastettiğini anlamamıştım. "Berkay, anlamadım.. neyden kurtulacaksın?" "Şey. Hiiçç, yani içimdeki şu tuhaf histen nasıl kurtulacağım onu düşünüyordum." "Berkay geçti gitti, Allah'ın izniyle atlattık. Sen de takma artık." Kaerdeşim yaa. Nasıl da üzülmüştü benim için. "geçecek Amir. Geçecek... senin kurtulman için her şeyi yapacağım. Çünkü gerçek dostluk fedakarlık ister." Dediğinde, içim bi tuhaf olmuştu. "Lan Amir.. birlikte üstesinden geleceğiz lan.. göstercez o göte el mi yaman ben mi yaman" dediğinde, kıkırdadım.. "Lan.. bana bak şerefsiz üç harfli.. adamsan çık karşıma gööt.. sen kimin kardeşini korkuyuyon lan" Dediğinde, kahkahaa atmamak için zor tutmuştum kendimi.. korkup korkmadığını test etmek için tırnaklarımla yere döşeli olan parkeye bir kaç kez vurdum. Ama tepkisi "lan Amiiiir ne oluyoo" diyip arkama saklanmak olduğunda, kahkahalarımı daha fazla tutamamış. Ve deli gibi kahkaha atmaya başlamıştım. "Ya Berkay delisin vallahi" diyerek sıkıca boynuna sarıldım. Ondan da aynı karşılığı almak mutlu hissettirmişti.. Onun gibi bir kardeşim olduğu için çok , şanslıydım.. dilerim ki Rabbi'm, bizi birbirimizden hiç ayırmasın... Melek Daveti, Devam Edecek... |
0% |