5. Bölüm

4. BÖLÜM

A
azberbatxlw

Atlas Sezgin'in (Şimşek) Ağızından;

 

Elimdeki dosyaları zigon sehpanın önüne koymuştum ve time gizli göreve başladığımızı söylemiştim.

 

Zeynep "komutanım bizi konu hakkında aydınlatır mısınız ?" diye sordu.

 

Ciddi bir şekilde "tabikide aydınlatırım mermi" dedim, dosyaların birini alıp onun önüne koydum.

 

Zeynep dosyayı aldı, incelemeye başladı, yüzünde ciddi bir ifade vardı, bu tamda istediğim gibiydi.

 

Miran "planımız nedir komutanım ?" diye sordu.

 

"Yavaş yavaş ilerleyeceğiz Zehir" dedim.

 

Rüzgar "nasıl yani, biz bu çeteyi hemen çökertmeyecek miyiz ?" diye sordu.

 

"Hayır kasırga, bahsettiğimiz suç çetesi 6'ya bölünmüş, her biri farklı suçlar işliyor, onları bir anda çökertemeyiz" dedim.

 

Arya "ilk çete hangisi, onun hakkında bilgi verir misiniz bize ?" diye sordu.

 

Zeynep'in önündeki dosyayı aldım, dosyaya bakarak "ilk çetemiz; silah kaçakçılığı yapıyor, genelde amerika ve rusya'ya ticaret ediyorlar, çetenin başı ise Nicolas Wara" dedim ve dosyayı yeniden sehpaya bıraktım.

 

Derin bir nefes verdim ve konuşmaya devam ettim "hepimizin bu görevde ayrı ayrı sorumlulukları olacak tim ve siz sorumluluklarınızı yasakları çiğnemeden yerine getireceksiniz, size güvenim sonsuz, şimdiden başarılar diliyorum" dedim.

 

Kağan rüzgar'ın kulağına "komutan tam bir okulun ilk başlama konuşmasını yaptı resmen" dedi.

 

Kağan doğru söylüyordu, konuşmam tam bir eğitim öğretim yılı başlama konuşması gibi olmuştu.

 

Miran "nasıl bir sorumluluktan bahsediyorsunuz komutanım ?" diye sordu.

 

"Yarın sabah detaylı bir şekilde konuşucaz zehir, neyse zeynep sen benimle odama gel, önemli bir şeyler konuşacağız" dedim ve zeynep'le beraber odama geçtik.

 

                                🤍

 

Zeynep İzgi'nin (Mermi) Ağızından;

 

Atlas ile beraber odadaydık, ne konuşacağımız hakkında hiçbir fikrim yoktu.

 

Umarım timdekiler yanlış anlamazlar.

 

Atlas kilitli dolabından tam 6 tane sarı dosya aldı, tekrardan dolabını kilitledi.

 

Merakla "bu dosyalar ne için ?" diye sordum.

 

Atlas "bunlar sizin kişisel bilgilerinizin yer aldığı dosyalar mermi" dedi.

 

Şimdi elime düştünüz komutann.

 

"Bunları niçin bana gösteriyorsunuz komutanım ?" diye yine sordum.

 

Aptal mısın kızım sen ?, adam sana bilgilerini veriyor, sen hâlâ kurcalıyorsun, akışına bırak.

 

Atlas "dosyaları sana göstermemin nedeni benim yardımcın olman mermi" dedi, şöyle devam etti "sen şimdi ayaküstü bu dosyalara bakamazsın, ben odadan çıkayım sende dosyalara rahat rahat bak ve gerekli notlarını al" dedi ve odadan dışarı çıktı.

 

Atlas odadan çıktıktan sonra, atlas'ın yatağının üstüne oturdum, dosyalardan birini alıp okumaya başladım.

 

Atlas Sezgin:

Anne Adı; Deniz.

Baba Adı; Aybars.

Doğum Tarihi ve Yeri (gün, ay, yıl); 15.10.1996 (28) İstanbul.

Kan Grubu; A RH+.

Boy/Kilo; 1.96, 70.

Sürekli Hastalık; Yok.

Sürekli Kullandığı İlaç; Yok.

Engel Durumu; Yok.

Şehit Çocuğu Mu ?; Yok.

 

Annesi doğumda ölmüş, babası ve babannesi ile yaşamış, tek çocuk, maddi durumları çok parlak, eğitim hayatında hep çok başarılı olmuş biri, Milli Savunma Üniversitesinden mezun olmuş bir Üsteğmen, Şimşek lakaplı, 5 tane yabancı dil biliyor (İngilizce, Rusça, Almanca, Fransızca, İtalyanca) hepsinide lehçeleriyle konuşuyor, işini ve görevlerini layığıyla yerine getiriyor, alanında baya başarılı bir asker.

 

Atlas hakkında bazı öğrendiklerim kanımı dondurmuştu resmen.

 

Daha fazla yorum yapmadan 2. dosyayı alıp okumaya başladım.

 

Rüzgar Koraslan:

Anne Adı; Meltem.

Baba Adı; Tufan.

Doğum Tarihi ve Yeri (gün, ay, yıl); 19.06.1997 (27) Trabzon.

Kan Grubu; 0 RH-.

Boy/Kilo; 1.85, 65.

Sürekli Hastalık; Var/Kalp Yetmezliği.

Sürekli Kullandığı İlaç; Yok.

Engel Durumu; Yok.

Şehit Çocuğu Mu ?; Yok.

 

Annesi babası ve kız kardeşi ile yaşıyor, maddi durumları çok parlak, eğitim hayatında başarılı olmuş biri, Milli Savunma Üniversitesinden mezun olmuş bir Teğmen, Kasırga lakaplı, 6 tane dil biliyor (İngilizce, İtalyanca, Almanca, Fransızca, Azerice, İspanyolca) bazılarını lehçeleriyle konuşuyor, işini ve görevlerini layığıyla yerine getiriyor, alanında başarılı bir asker.

 

Rüzgar'ın kalp hastalığı detayı kafama çok takılmıştı, nedenini bilmiyorum ama kız kardeşini tanımadan çok ısınmıştım.

 

Yine fazla yorum yapmadan 3. dosyayı alıp okumaya başladım.

 

Miran Taşkın:

Anne Adı; Meryem.

Baba Adı; Cihan.

Doğum Tarihi ve Yeri (gün, ay, yıl); 19.07.1997 (27) İzmir.

Kan Grubu; B RH+.

Boy/Kilo; 1.88, 67.

Sürekli Hastalık; Yok.

Sürekli Kullandığı İlaç; Yok.

Engel Durumu; Yok.

Şehit Çocuğu Mu ?; Evet.

 

Annesi ve ikiz erkek kardeşi ile yaşıyor, maddi durumları iyi, eğitim hayatında çok başarılı olmuş biri, Milli Savunma Üniversitesinden mezun olmuş bir Asteğmen, Zehir lakaplı, 4 dil biliyor (İngilizce, Rusça, Fransızca, Almanca) sadece ingilizce'yi lehçesiyle konuşuyor,

işini ve görevlerini layığıyla yerine getiriyor, alanında başarılı bir asker.

 

Yorum yapmadan ismini tahmin ettiğim kişinin dosyasını alıp okumaya başladım.

 

Kağan Taşkın:

Anne Adı; Meryem.

Baba Adı; Cihan.

Doğum Tarihi ve Yeri (gün, ay, yıl); 19.07.1997 (27) İzmir.

Kan Grubu; B RH+.

Boy/Kilo; 1.88, 67.

Sürekli Hastalık; Yok.

Sürekli Kullandığı İlaç; Yok.

Engel Durumu; Yok.

Şehit Çocuğu Mu ?; Evet.

 

Annesi ve ikiz erkek kardeşi ile yaşıyor, maddi durumları iyi, eğitim hayatında çok başarılı olmuş biri, Milli Savunma Üniversitesinden mezun olmuş bir Asteğmen, Demir lakaplı, 4 dil biliyor (İngilizce, Rusça, Fransızca, Almanca) sadece Almanca'yı lehçesiyle konuşuyor,

işini ve görevlerini layığıyla yerine getiriyor, alanında başarılı bir asker.

 

Miran ve Kağan'ın şehit çocukları olması detayı çok üzücüydü, babalarının intikamını almak için asker olmuşlardı.

 

Ve yine yorum yapmadan 5. dosyayı alıp okumaya başladım.

 

Arya Demirci:

Anne Adı; Feraye.

Baba Adı; Gökhan.

Doğum Tarihi ve Yeri (gün, ay, yıl); 12.11.1999 (25) İstanbul.

Kan Grubu; A RH+.

Boy/Kilo; 1.71, 55.

Sürekli Hastalık; Var/Panik Atak.

Sürekli Kullandığı İlaç; Var/Selectra.

Engel Durumu; Yok.

Şehit Çocuğu Mu ?; Yok.

 

Annesi ve babası 40 günlükken (2 aylık) geçirdikleri trafik kazasında öldüler, tek çocuk, maddi durumları çok iyi, eğitim hayatında çok başarılı bir öğrenciydi, İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun olmuş bir Yazılımcı, Kule 1 lakaplı, 9 dil biliyor (İngilizce, Rusça, Almanca, Fransızca, Azerice, İspanyolca, Arapça, İtalyanca, Korece) sadece ingilizce, rusça, fransızca ve arapçayı lehçeleriyle konuşuyor, işini ve görevlerini layığıyla yerine getiriyor, alanında baya başarılı bir yazılımcı.

 

Arya'nın neden soğuk nevale olduğunu artık anlamıştım, kimsesi yoktu ve panik atak hastasıydı, kanadı kırık çaresiz bir kuştu o, belkide onun yaralarını ölüm timi olarak biz saracaktık.

 

Gözlerim dolmuştu, tam o sırada Atlas içeriye girdi.

 

Bana bakarak "noldu sana iyi misin ?" diye sordu atlas.

 

Gözlerimi silerek "evet komutanım, iyiyim" dedim.

 

At yalanı siksinler inananı zeynep be.

 

Atlas "emin misin mermi ?" diye sordu.

 

Gülümseyerek "eminim komutanım" dedim.

 

Odaya gidince iki göz iki çeşme ağlayacaksın zeynep, biliyorsun kızım kendini.

 

Kendim dışında timdeki herkesin dosyasının fotoğrafını çektim, tam odadan çıkacağım sırada atlas "bu arada, gülmek sana çok yakışıyormuş mermi" dedi kendine has havasıyla.

 

Allah'ım sana geliyorumm.

 

Bu adam benden hoşlanıyorr.

 

Kendime gelerek "teşekkür ederim komutanım" dedi.

 

Atlas "birşey değil mermi, ha bu arada herkesi sabah saat 07.00 da uyandırır mısın lütfen ?" diye sordu.

 

"Tamam komutanım uyandırırım" dedim ve atlas'ın odasından çıktım.

 

Kendi odama geçtiğimde arya'nın uyumuş olduğunu gördüm.

 

Üzerimi değiştirdim, yatağıma girdim, telefonumun alarmını saat 07.00'a kurdum, telefonumu kapatıp başucuma koydum ve uyudum.

           

                               🤍

 

Sabah olmuştu, telefonumdan çalan alarmın sesiyle uyanmıştım.

 

Yan tarafıma baktığımda arya'nın uyanık olduğunu gördüm, tabletiyle ilgileniyordu, beni görünce "günaydın" dedi sıcak bir şekilde.

 

Bende aynı şekilde "günaydın, gene erkencisin" dedim.

 

Arya gülümseyerek "öyleyimdir huyum kurusun" dedi.

 

Bir anda odanın kapısı açıldı, arya gelenin rüzgar olduğunu zannedip arkasındaki yastığı alıp kapıya attı.

 

Keşke atmaz olaydı, çünkü kapıdaki kişi rüzgar değil atlas'tı.

 

Arya pişmanlıktan dudaklarını ısırdı, ben ise ağzım açık bir şekilde atlas'a bakıyordum.

 

Bunu gören atlas alayla "ağzını kapat mermi sinek kaçacak" dedi.

 

Kekeleyerek "komutanım sizin burada ne işiniz var ?"diye sordum.

 

Atlas "size bakmaya geldim, dün sana herkesi saat 7'de uyandır dedim, herkes salonda ama siz niyeyse yoksunuz, nerede kaldınız ?"dedi sitemli bir şekilde.

 

Kahretsin, alarmımın sesine yine benden başka herkes uyanmıştı.

 

Arya "şimdi geliyoruz komutanım" dedi.

 

Atlas otoriter bir ses tonuyla "tamam, çabuk olun" dedi ve odadan dışarı çıktı.

 

Arya zaten hazırdı, bense elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdim ve arya'yla beraber oturma odasına geçtik.

 

Atlas "sonunda toplantımıza iştirak edebildiniz hanımlar, buyrun oturun" dedi ciddi bir şekilde.

 

Komutan'nın dediğini yaparak arya ile beraber oturduk.

 

Atlas "sizi sabah'ın bu saattinde buraya topladığımı merak ediyorsunuz diye düşünüyorum tim" dedi resmi bir şekilde.

 

Rüzgar lafa atlayarak "biliyoruz komutanım" dedi.

 

Atlas "güzel, o zaman direk konuya giriyorum" dedi ve televizyon'un önüne koyduğu, hepimizin yazı tahtası olduğunu tahmin ettiğimiz şeyin örtüsünü açtı.

 

Tahtada bir yerin kroki çizimi vardı, kenar kısımlarında ise yazılar.

 

Kağan "yanlız ben hiçbir şey anlamadım bu çizimden komutanım" dedi.

 

Miran alayla söylenerek "sen ne anlarsın ki zaten ?" diye sordu.

 

Rüzgar ise "oğlum sen lisede hiç coğrafya dersi görmedin mi ?, haritalar falan var" dedi.

 

Arya "arkadaş meslek lisesi okudu herhalde, ondan bilmiyordur" dedi gülerek.

 

"Ya bir durun ya arkadaşlar, üstüne gitmeyin, ne var canım bilmiyorsa herkesin coğrafya bilmesi zorunlu değil hoş" dedim sitemli bir şekilde.

 

Kağan "Allah razı olsun be mermi, bu arada meslek lisesi falan okumadım ben, coğrafya dersim iyidir aslında sadece harita ve krokileri anlamıyorum" dedi mahzun bir şekilde.

 

Atlas "yazıları anlamışsındır umarım Demir ?" diye sordu.

 

Kağan "evet komutanım" dedi.

 

Atlas "iyi, bu çizilen kroki gizlice sızacağımız yerin planı ölüm timi, oraya nasıl ve hangi kılıkta sızacağımız önünüzdeki kağıtlarda yazılı, bakabilirsiniz" dedi kağıtları göstererek.

 

Arya "iyi de komutanım benim önümde bahsettiğiniz kağıtlardan falan yok, unuttunuz herhalde ?" diye sordu.

 

Atlas ciddi bir şekilde "hayır unutmadım, bizzat koymadım Kule 1" dedi.

 

Arya "neden komutanım, ne yaptım ki ?" diye yine sordu.

 

Atlas "birşey yaptığından değil, sen evden yardım edeceksin bize" dedi.

 

Arya gülümseyerek "anladım komutanım" dedi.

 

Herkes elindeki kağıtları açtı, tabii arya hariç.

 

Benim içeriye sızacağım kılık ise sekreterlikti.

 

Atlas "şimdi herkes hazırlansın, konunun kalan detaylarını hazır olduğunuzda konuşacağız, yarım saatiniz var" dedi, ve odasına gitti.

 

Bizde hazırlanmak için odalarımıza geçtik.

 

 

Yarım saat geçmişti, herkes hazırdı.

 

Atlas'ın girdiği kılık, ünlü bir iş adamıydı, giydiği simsiyah takım elbisesi kusursuz profilini tamamlamıştı.

 

Rüzgar'ın girdiği kılık, ünlü iş adamının yani atlas'ın sağ koluydu, giydiği gri spor takımı onu olduğundan farklı göstermişti.

 

Miran'ın girdiği kılık, gideceğimiz otelin garsonuydu, altına giydiği siyah pantolon ile ayakkabısı ve beyaz gömlek, yakasına taktığı yakalık, üzerine tam oturmuştu.

 

Kağan'ın girdiği kılık, otelin valesiydi, giydiği koyu lacivert kostüm ve altına giydiği beyaz spor ayakkabısı, ona çok yakışmıştı.

 

Ve son olarak benim girdiğim kılık ise ünlü iş adamının (atlas'ın) sekreteriydim, giydiğim siyah ceket, beyaz gömlek, dizimin üstünde biten etek ve altına giydiğim siyah orta boy botlarımla, güzelliğime güzellik katmıştım.

 

Arya ise bize evden yardım edecekti, bulduğu kodları, eğer tehlikeli bir durum olursa bize haber verecekti.

 

Atlas "göreve hazır mısınız ölüm timi ?" diye sordu.

 

Hepimiz bir arada "hazırız komutanım" dedik.

 

"O zaman başlayalım mı ?" dedi atlas.

 

Hep bir ağızdan "başlayalım komutanım" dedik ve evden çıktık.

 

                                 🤍

 

Oteldeydik, atlas'ın bahsettiği çeteyle beraber restoranda oturuyorduk.

 

Çetenin başı Nicolas ingilizce diliyle "what is your names ?" (Sizin isimleriniz ne ?) diye sordu.

 

Atlas ingilizce bir şekilde "benim adım James Gosse" eliyle beni ve rüzgar'ı göstererek "bunlar da benim sekreterim ve sağ kolum, Mary ve Thomas" dedi.

 

Nicolas ingilizce bir şekilde "memnun oldum" dedi.

 

Nicolas'ın adamlarından biri ingilizce diliyle "içecek falan alır mıydınız ?" diye sordu.

 

Atlas tam cevap verecekken lafa atladım, ingilizce konuşarak "beyefendi dışarıda bir şey yiyip içmez maalesef" dedim.

 

Nicolas "teklif var ısrar yok James bey" dedi, yine ingilizce bir şekilde.

 

Nicolas'ın sağ kolu ingilizce olarak "siz bizden tam olarak ne istiyorsunuz james bey ?" diye sordu.

 

Atlas ingilizce bir şekilde "bir sorun olmayacaksa sizinle büyük işler yapmak istiyoruz" dedi otoriter bir şekilde.

 

Nicolas tam cevap verecekken, masaya garson 'yani miran' geldi ve bize ingilizce bir şekilde "yemek veya içecek bir şeyler alır mıydınız ?" diye sordu.

 

Nicolas'ın adamlarından biri ingilizce bir şekilde "teşekkürler, biz bir şey almayacağız" dedi nazikçe.

 

Miran ise hiçbir şey demeden bizim masadan gitti.

 

Nicolas uzun bir süre düşündü, sonra ingilizce diliyle "teklifinizi kabul ediyorum james bey" dedi.

 

Atlas ingilizce bir şekilde "birlikte güzel işler yapacağımızdan hiç şüpheniz olmasın, bize güvenin, güven benim için önemli bir konu" dedi.

 

Nicolas ingilizce diliyle "size güvenmeseydik iş yapmayı kabul etmezdik james bey" dedi ciddi bir tavırla.

 

O sırada telefonuma arya'dan mesaj geldi, *silah ticareti yaptıkları deponun konumunu ve silahların koordinat kodlarını buldum İzgi* diye cevap verdi.

 

Mesaja cevap olarak *bu kadar çabuk mu buldun ?, atsana kodları* diye yazdım.

 

*Evet bu benim işim, konumu ve kodları atıyorum bekle* diye cevap yazdı.

 

*Çabuk olur musun lütfen, bu şerefsizlerle daha fazla aynı ortamda bulunmak istemiyorum* diye yazdım.

 

*Sende haklısın, atıyorum şimdi* diye cevap verdi.

 

2 dakika sonra arya bahsettiği konumu ve kodları attı.

 

Fazla şüphe çekmemek için adamlara ingilizce bir şekilde "izniniz olursa bi lavaboya gidebilir miyim ?" diye sordum.

 

Atlas ingilizce diliyle "tabikide gidebilirsin Mary, yalnız çabuk gel lütfen" dedi.

 

Atlas'ın kulağına "peki efendim" dedim ve lavaboya gittim.

 

Lavabo ihtiyacımı giderdikten sonra elimi yıkayacağım sırada boğazıma dayanan bir bıçakla olduğum yerde, bir anda kalakalmıştım.

 

Arkama dönemiyordum, haliyle bıçağı doğrultan kişiyi göremiyordum.

 

Bıçağı doğrultan kişi kulağıma ingilizce bir şekilde "bizi kandırdığınızı öğrenmeyeceğimizi falan mı sandınız ?" dedi fısıldayarak.

 

Kımıldadığım an kadın boğazımı kesecekti, bu yüzden hiç hareket etmedim.

 

Kadın'a ingilizce bir şekilde "benden ne istiyorsun ?" diye sordum.

 

Kadın tıslayarak "ona nicolas karar verecek" dedi ingilizce diliyle.

 

İçimden "Allah'ım sen bu @r@spunun elinden ölmeyi nasip etme bana, birisi kurtarsın beni yalvarıyorum sana" dedim.

 

Tam o sırada bir silah sesi duyuldu, kadın kanlar içinde yere yığıldı.

 

Arkamı döndüğümde kadını vuran atlas'la göz göze geldim.

    

                               

 🤍

Evet uzun bir aradan sonra yeniden bölüm geldi.

Bölüm yazmamamın sebebini diğer kitabımda belirttiğim için buraya yazmayacağım.

En uzun yazdığım bölüm buydu, 2100 kelime, biraz yoruldum ama değdiğine inanıyorum ☺️

Neyse, umarım bölümü beğenirsiniz.

Yeni bölümde görüşmek üzere hoşçakalın ☘️

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 05.12.2024 14:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...