2. BÖLÜM

Zeynep İzgi'nin (Mermi) Ağızından;

Karşımdaki adamı görünce ister istemez kalbim hızlı hızlı atmaya başladı, ne oluyordu bana ?, sanki hayatımda hiç erkek görmemiş gibiydim.

1.96 boylarında, kumral, kahverengi gözlüydü, siyah bol bir tişört ve krem rengi cango pantolon giymişti, yüzünün yarısı gözükmüyordü gizlemişti nedense.

Ciddi bir tavırla "kolay gelsin mermi" dedi.

Anasını satayım, bu adam benim lakabımı nereden biliyordu.

Salak Zeynep, ya adam senin komutanın.

Albay'ın bahsettiği yakışıklı komutan buyduuu.

Ben bu kadarınıda beklemiyordum vallahi.

Kendine gel kızım, adam sana bakmaz.

Komutan merakla "orda mısın" diye sordu.

Kendime gelerek "evet, komutanım" dedim kekeleyerek.

Komutan "oturma odasına gel" dedi emir veren bir ses tonuyla.

Bağırarak "emredersiniz komutanım" dedim ve komutanla beraber oturma odasına geçtik.

Herkes oturma odasındaydı, komutanın geldiğini görünce ayağa kalktılar.

Komutan "oturun" dedi otoriter bir şekilde.

Herkes oturmuştu, komutan "benim kim olduğumu hepiniz çok merak ediyorsunuzdur diye düşünüyorum, ben Üsteğmen Atlas Sezgin, sizin komutanınızım ölüm timi" dedi yeni adını öğrendiğim Atlas.

Rüzgar "komutanım, bizimle tanışmayacak mısınız ?" diye sordu.

Atlas "sizi tanıyorum, gelmeden önce albay'dan sizin bilgilerinizi aldım, yani ben sizin soyağacınıza kadar biliyorum kasırga" dedi.

Soyağacınıza kadar biliyorum mu dedi bu adam ?

Ayy, gel beni iste hemen be adam.

Miran "kasırga kim ?" diye sordu.

Rüzgar kendini göstererek "tabiki de benim" dedi gülerek.

Arya önce gözleriyle rüzgar'ı süzdü, sonra soğuk bir şekilde "ateş olsa cürmüm kadar yer yakamazsın sen" dedi rüzgar'a.

Rüzgar "önyargılı olmayı bırakıp önce insan olmayı öğrenmelisin bence hacker women" dedi gülümseyerek.

Arya önce güldü, sonra rüzgar'a "bana insanlığı sen mi öğreteceksin teğmen" dedi alayla.

Rüzgar tam cevap verecekken Atlas bağırarak "yeter, kendinize gelin, buraya lagara lugara yapmaya gelmedik tim göreve geldik, buna göre davranın, yoksa olacaklardan ben mesul değilim" dedi otoriter bir şekilde.

Kağan "komutanım, bir kız arkadaşınız var mı peki" diye sordu.

Bu sorduğu soru, benim çok merak ettiğim bir şeydi, neden bilmiyorum ama yeni gelen komutanın özel hayatını bir anda merak etmeye başlamıştım, arya'ya gıcık olmasam ondan atlas'ı araştırmasını kesinlikle istemiştim, buna eminim.

Atlas "benim özel hayatım sizi ilgilendirmez ölüm timi, siz önce kendi hayatlarınıza bakın" dedi buz gibi bir ses tonunda.

Atlas derin bir nefes verdi, sakince "şimdi odalarınıza çekilip uyuyun tim, yarın bu konuları uzunca konuşuruz, şimdi iyi geceler" dedi ve rüzgar'la birlikte odaya geçtiler.

Allah rüzgar'a sabır versin.

Artık Arya ve Atlas'ın kardeş olduğunu düşünüyordum, aynı kafadalar yemin ederim.

Yeni komutan, yani Atlas hiç hayal ettiğim gibi biri değildi.

Zeynepp, adam haklı buraya bir görev için geldik, bide adam bir komutan ona göre davranacak tabiki de.

Arya "heyy, yatmayı düşünmüyorsun herhalde zeynep" dedi bağırarak.

Kendime gelerek "Geliyorum" dedim ve arya'yla beraber odaya geçtik.

                              🤍

Sabah olmuştu, saat 07.00''di, uyandığımda yan tarafıma baktım, arya bilgisayarıyla ilgileniyordu yine, benim uyandığımı duyunca "günaydın" dedi beni şaşırtan bir sıcaklıkla.

Bende aynı sıcaklıkla "sana da günaydın, erkencisin bugün" dedim.

Arya kafasını bilgisayarından kaldırdı ve yüzüme gülümseyerek baktı.

Hah şöyle, biraz gül be işte, yüzüne renk gelsin renk.

Güzelliğin gözüksün kız, düşmanlara nispet gül.

Arya "ben hep erkenciyimdir, ama galiba sen değilsin zeynep, baksana gözünden uyku akıyor" dedi yine gülerek.

arya'nın gamzeleri vardı, güldüğü zaman yüzünde gamzeleri çıkıyordu, onu daha güzel gösteriyordu.

Ama bir dediği doğruydu, uykuyu seven biriydim, genelde görev olmadığında saat 12.00'ye kadar uyurdum, burada mecbur erken kalkacaktım.

Beni düşüncelerimden sıyıran şey rüzgar'ın çat kapı odaya dalması olmuştu.

Arya kızarak "ne diye geldin odamıza teğmen ?" diye sordu.

Rüzgar "senin o gülcemalini görmeye gelmedim hacker women, kahvaltı hazır, atlas komutan çağır dedi ondan yani" dedi soğuk bir şekilde.

Kahvaltıya mı çağrıttı o atlas bizi ?.

Evett, vallaha çağrıttı.

Arya'yla beraber üzerimizi değiştirip kahvaltıya geçtik.

O mu hazırlamıştı tüm kahvaltıyı ?.

Kuymak, Allah'ını seven beni tutmasın lütfen.

Kahvaltıda en sevdiğimdi, acaba kim yapmıştı, kim yaptıysa ellerine sağlık vallaha.

Atlas boş bir sandalyeyi çekti ve "oturabilirsiniz hanımlar" dedi nazikçe.

Atlas'ın çektiği sandalyeye oturdum.

Rüzgar ise arya'nın sandalyesini çekmek istedi ama arya izin vermedi, sandalyesini kendi çekip oturdu.

Anasını satayım lan, bu çocuk arya'dan hoşlanıyorr.

Tim centilmen erkeklerle dolu be zeynep, şanslısın kızz.

Atlas "buyrun, başlayın hadi" dedi ciddi bir tavırla.

Ekmekten bir parça koparıp kuymağa bandırdım ve ağzıma attım.

Ağzım dolu bir şekilde "ellerinize sağlık çok güzel olmuş" dedim.

Rüzgar "afiyet olsun zeynep hanım" dedi gülümseyerek.

Hayallerimi yıkıldı be.

Bu güzelim kuymağı atlas yerine rüzgar mı yaptı şimdi ?.

Olsunn, kuymak kuymaktır, nimete böyle denilmez kızım, çarpılacan valla.

Kağan "gerçekten de çok güzel olmuş bu kuymak be" dedi hayranlıkla.

Atlas eline bir parça ekmek koparıp kuymağın tadına baktı, yüzüne bir gülümseme yayıldı, bu beğendiğinin göstergesiydi.

Atlas'ın beğendiğini gören miran ve arya'da kuymağın tadına baktılar.

Miran "ellerine sağlık rüzgar, çok güzel olmuş" dedi memnuniyetle.

Arya soğuk bir şekilde "ellerine sağlık" dedi.

Rüzgar "afiyet olsun tim" dedi mahçubiyetle.

Kağan "sen teğmen yerine bence aşçı olmalısın be rüzgar, bu ne lezzet" dedi heyecanla.

Arya "ne abarttınız be, duyanda halil ibrahim sofrası donattı zanneder ha" dedi memnuniyetsizce.

Rüzgar gülümseyerek "ama kuymağımı beğendiğinizi düşünüyorum arya hanım" dedi.

Arya "yani güzeldi, ama abartılacak kadar değil teğmen" dedi aynı gülümsemeyle.

Rüzgar "o zaman öğle yemeğini beraber yapalım arya hanım, ne dersiniz" diye sordu.

Arya "sırf sana daha güzel yemek yapmayı öğretmek için, kabul ediyorum teklifini teğmen" dedi.

Rüzgar "tamam o zaman öğle yemeği bizden tim" dedi sırıtarak.

Birisi hemen 112'yi arasın lütfen.

Zehirleneceğiz yemin ederim.

Kağan sırıtarak "mutfağı çok yakmayın ha" dedi.

Arya boş duran çatalı kağan'ın kafasına attı.

Rüzgar "kapat çeneni ve önündekini zıkkımlan canım arkadaşım" dedi tıslayarak.

Kağan "ya ben o anlamda demedim ki" dedi masumca.

Atlas "bana bakın ölüm timi, bir daha aranızda kavga ettiğinizi görürsem veya duyarsam sizin hakkınızda tutanak tutarım" diye uyardı.

Rüzgar kafasını eğerek "özür dileriz komutanım, bir daha yapmayacağız, değil mi arya arkadaşım" dedi arya'ya dönük bir şekilde.

Arya kekeleyerek "evet, evet, yapmayacağız" dedi.

Atlas "tamam o zaman, hanımlar kahvaltıyı hazırlaması bizden toplaması sizden" diyerek mutfağı gösterdi.

Gülümseyerek "Emredersiniz komutanım" dedim ve arya'yla beraber tabaklardan bir kaç tane alıp mutfağa geçtik.

Arya "sen burda kal, ben getiririm kalan tabakları" dedi ve mutfaktan çıktı.

Bende sıcak bir su hazırlayıp kirli bulaşıkları yıkamaya başladım.

Elime tabağı alıp köpüklediğim sırada içeriye atlas geldi ve çapkın bir gülümsemeyle "kolay gelsin" dedi.

Korkudan az kalsın elimdeki tabağı düşürüyordum.

Atlas "korkuttum mu seni mermi ?" diye sordu.

Kekeleyerek "hayır, ben bir şeye dalmışım da, ondan oldu komutanım" dedim.

Atlas "sana bir teklifim var mermi, onu söylemeye geldim buraya" dedi.

Merakla "ne teklifinden bahsediyorsunuz komutanım ?" diye sordum.

Atlas derin bir nefes aldı, sonra ciddi bir şekilde "bu gizli görevde benim yardımcım olmanı istiyorum senden mermi" dedi.

 🤍

Evett, yeni bölümü nasıl buldunuz ?

Umarım beğenirsiniz.

Aksiyon sahneleri 3. Bölümden sonra başlayacaktır bilginize sunulur.

Neyse çok uzattım, yeni bölümde görüşmek üzere hoşçakalın ☘️