9. Bölüm

8. BÖLÜM

A
azberbatxlw

Yazar'ın Ağızından;

 

21 Kasım 2024, 19.00:

 

Arya Demirci, telefonuna atılan konuma doğru gidiyordu.

 

Kimin çağırdığını biliyordu, ama niçin çağrıldığını bilmiyordu.

 

5 dakika sonra atılan konuma gelmişti.

 

Albay ve yanında genç bir kadın vardı, "otur kızım" dedi albay.

 

Oturdu arya, "ne oldu albayım ?, bir sorun mu var ?" diye sordu.

 

Albay "bir sorun yok" dedi.

 

Arya merakla "o zaman beni niçin çağırdınız ?" dedi.

 

Albay "elimizde büyük bir suç çetesini yerle bir edecek şifre var" yanındaki kadını işaret etti, "Leyla Kara; kendisi bir Mit ajanı, sızmış olduğu çeteden aldı ve bize getirdi, şifrenin güvenli bir yere saklanması lazım, onlardan biri bulursa her şey biter" dedi.

 

Arya "benden ne istiyorsunuz albayım ?" diyerek sordu.

 

Albay "senden bu şifreyi alıp güvenli bir yere saklamanı istiyorum arya, yapabilir misin bunu ?" diye sordu.

 

Arya "yaparım, siz şifreyi verin" dedi kendinden emin bir şekilde.

 

Albay "tamam, leyla şifreyi ver" dedi otoriter bir şekilde.

 

Leyla "peki albayım" dedi, elindeki kağıdı arya'ya verdi, "dikkatli ol, gabriel wallace tehlikeli biridir, elindeki şifreyi alana kadar durmayacaktır, yakanı bırakmaz, beni anladın mı canım ?" dedi uyararak.

 

Arya 'tamam' anlamında kafasını aşağı yukarı salladı.

 

Albay'la beraber herkes ayağa kalktı, "bu mesele üçümüzün arasında kalacak, kimseler bilmeyecek ölüm timi bile, anlaşıldı mı ?" diye sordu.

 

Arya ve Leyla "anlaşıldı albayım" dediler.

 

Albay "gidebilirsiniz" diyerek kapıyı gösterdi.

 

Arya ve leyla karargahtan çıktılar.

 

                           🤍

 

Zeynep İzgi'nin (Mermi) Ağızından;

 

Sonunda görevden eve gelmiştik, atlas odasına geçmişti.

 

Onun bana bir emri vardı, ceza olarak tüm evi tek başıma temizleyecektim.

 

Önce gerekli malzemeleri hazırladım, sonra da üzerime uygun kıyafetlerimi giydim, televizyondan bir müzik açtım ve temizliğe başladım.

 

Yavaş yavaş kendimi müziğin ritmine bırakıyordum.

 

Müzik ne miydi ?, Demet Akalın-kulüp .

 

Kağan'da yanıma geldi ve dans etmeye başladık.

 

Şarkının tam yeri geldiğinde kağan'la beraber bağırarak eşlik ettik.

 

"Şu anda kulüpte keyfim yerinde arasanda seni duymuyorum, salla cicileri bir kenara pistin ortasında oynuyorum".

 

Rüzgar pisli olan paspas suyunu kağan'ın kafasından aşağıya doğru dökmüştü.

 

Heh kağan efendi, gördün mü ?, Allah'ın adaleti işte, böyle alırlar öcünü senden.

 

Kağan çığlık attı, bunu kesinlikle beklemiyordu.

 

Benim dışında herkes gülmeye başladı, ben ise kendimi zor tutuyordum gülmemek için.

 

Arya "sen hiç ilahi adalet diye bir şey duydun mu ?" diye sordu gülerek.

 

Miran "sen buna şükret kardeşim, ya atlas komutan'nın dediği gibi kafana tavayla vurmadı yoksa öbür tarafa gitmiştin" dedi.

 

Rüzgar "alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste kağan efendi, bak nasıl ahımı çıkardım ama senden, şimdi banyoya koş bakalım" dedi gülerek.

 

Kağan ayaklarını vura vura banyoya gitti.

 

Arya, Rüzgar ve Miran gülerek odalarına gittiler.

 

10 dakika sonra bütün evin temizliği bitmişti.

 

Şimdi ise mutfağa geçtim ve bugünün yemeklerini yapmaya başladım.

 

Yemek için, güzel bir mercimek çorbası, pilav, salata ve tatlı olarakta ıslak kek yapacaktım.

 

Önce çorba ve pilavı yaptım, salatayı en son yapacaktım.

 

Islak keki yapmaya geçtim, atlas mutfağın kapısından bağırarak "kolay gelsin izgi" dedi.

 

Korkudan "ay !" diyerek çığlık attım.

 

Atlas "iyi misin ?" diye sordu.

 

Seni görüpte iyi olmamak mümkün mü be adamm.

 

"İyiyim, peki sizin burada ne işiniz var ?, dinlenmeniz gerekmiyor muydu ?" diye sordum.

 

Atlas "su almaya gelmiştim, burada olduğunu bilmiyordum, işini böldüm kusura bakma" dedi.

 

"Sorun yok komutanım, siz işinize bakın" dedim gülümseyerek.

 

Atlas bir bardak su doldurdu, tam içecekken rüzgar bağırarak "yakalandın kaçak hasta !, ne yapıyorsun burada ?" diye sordu.

 

Atlas içtiği yudumu bardağa geri püskürttü, "su içiyordum rüzgar" dedi.

 

Rüzgar "keşke bana söyleseydiniz, ben size getirirdim" dedi hayıflanarak.

 

Atlas "boşver rüzgar, gel masaya geçelim" dedi.

 

Rüzgar "tamam" dedi ve atlas'la beraber mutfaktan çıktılar.

 

Keki yapıp fırına koydum, 2 dakikaya salatayı hazırladım.

 

1 saat sonra kek pişti, fırından çıkarıp servis tabaklarına birer dilim koydum.

 

Masayı hazırlayıp arya, miran ve kağan'a seslendim, "yemek hazır !" diye.

 

Arya, miran ile kağan masaya geldi, ve hep beraber yemeğimizi yedik.

 

                              🤍

 

4. Çetemiz için hazırlanmıştık.

 

Bu çete, fuhuş-kumar yaptırıyorlardı, çetenin başı ise Alex Balla'dı.

 

Benim içeriye sızdığım kılık, bir kumarhane'nin garsonuydu, üzerime beyaz gömlek altıma siyah mini bir etek ve siyah topuklu ayakkabı giymiştim. (Umay)

 

Atlas'ın girdiği kılık, bir kumarhane'nin sahibiydi, giydiği siyah gömlek ve beyaz pantolon ile gene çok yakışıklı olmuştu. (David)

 

Rüzgar'ın girdiği kılık, kumarhane sahibinin yardımcısıydı, giydiği lacivert spor takımı ona yakışmıştı. (Fred)

 

Miran ve Kağan'ın girdiği kılık, kumarhane'nin kapısındaki korumalardı, giydikleri siyah tişört ve pantolon ile tam bir korumalara benzemişlerdi. (Serdar, Ali)

 

Arya yine evdeydi, bize uzaktan yardım edecekti.

 

Atlas "hazırsanız gidelim artık tim" dedi.

 

"Gidelim komutanım" dedim hevesle.

 

Ve 4. çetenin olduğu yere doğru yola çıktık.

 

.....

 

Kumarhanedeydik, 4. Çetenin başı Alex Balla ile oturuyordu atlas.

 

Yakınlarında olduğum için dediklerini duyuyordum tabkide.

 

Alex "sizinle tanışmak büyük bir lütuf david bey" dedi italyanca.

 

Atlas "bende aynı lütufa sahibim alex bey" dedi italyan bir şekilde.

 

Alex gülerek "beni şımartıyorsunuz" dedi italyanca.

 

Senin şımaracak neyin vardı it.

 

Atlas italyan bir şekilde "ben gerçekleri söylüyorum sadece" dedi.

 

B@k gerçekleri söylüyorsun atlas.

 

Ben sana söyleyeyim gerçekleri, bu herif şerefsiz, alçak, namussuz bir köpek.

 

Köpeklere hakaret oldu ama olsun, gerçekleri konuşuyoruz buradaa.

 

Alex "öyle olsun bakalım, hadi oyuna başlayalım, tabii beni yenebilirseniz david bey" dedi italyanca.

 

Dikkat ette günün sonunda sen yenilme, egoist p!ç.

 

Atlas "görücez alex bey" dedi italyanca.

 

Ve oyuna başladılar, önde giden şu anda atlas'tı.

 

Arya at şu yerlerin koordinatlarını artık, burada ağaç olucaz yakında hadii.

 

Oyun başlayalı tam tamına 15 dakika olmuştu, alex son yerlerde öndeydi.

 

Atlas masaya silahını italyanca "rest" diyerek koydu.

 

Alex italyanca bağırarak "tuzak !, kaçın !" dedi.

 

Ve büyük bir kavga başladı, atlas alex'i masaya yatırıp yumrukladı.

 

Alex'in yüzü kanlar içindeydi.

 

Rüzgar ise diğer adamla dövüşüyordu, adam yüzüne yumruk atmıştı rüzgar'ın tekrar yumruk atacakken rüzgar adamın elini tuttu, çevirip elini kırdı ve böğrüne sert bir tekme atıp onu etkisiz hale getirdi.

 

Eğer arya biraz daha mesajı atmazsa kan gövdeyi götürecekti.

 

Arya'dan sonunda beklediğim mesaj geldi, *buldum izgi !, koordinatları buldum !, atıyorum şimdi*.

 

*Çabuk !* diye cevap yazdım.

 

Arya kodları bana attı, bende polislere attım.

 

Alex elindeki cam bardağı atlas'a doğru fırlattı, ama cam bardak atlas'ı sıyırdı ve rüzgar'ın kafasında parçalandı.

 

"Ah !" diye bağırarak kafasını tuttu rüzgar.

 

Ve o sırada polisler geldi, alex ve arkadaşlarını kelepçeleyip götürdü.

 

Atlas endişeyle "iyi misin ?" diye sordu rüzgar'a.

 

Rüzgar 'evet' anlamında kafasını aşağı yukarı salladı.

 

Polislerle beraber bir ambulans'ta gelmişti.

 

Kimin yolladığını tahmin etmek zor değildi, arya yapmıştı, bizi izliyordu çünkü.

 

Paramedik rüzgar'ın kafasındaki yaraya pansuman yaptı, ve enfeksiyon kapmasın diye yarayı bir bezle kapattı, sonra rüzgar'a dönüp "bu gece uyumamanızda fayda var, hastaneye gelmenize gerek yok, kendiniz her gece pansumanızı yapın yeter, geçmiş olsun" dedi ve gittiler.

 

Bizde toparlanıp eve doğru yola çıktık.

 

                              🤍

 

Eve gelmiştik, ben ise derin düşünceler içinde balkonda oturuyordum.

 

Rüzgar elindeki çaylardan birini bana verdi, "sende benim gibi sabahlayacaksın galiba izgi" dedi gülümseyerek.

 

"Senin burada ne işin var ?, dinlenmen gerekmiyor muydu ?" diye sordum.

 

Rüzgar "hava almak için çıktım, yatmak çok sıkıcı, öyle sabahlayamıyorum ben, gökyüzündeki yıldızlara bakarak sabahlıyorum, peki sen burada ne yapıyorsun ?" dedi.

 

"Dediğin gibi sabahlıyorum rüzgar" dedim gülerek.

 

Rüzgar "neyse onu boşver, benim sana söylemem gereken bir şey var, ama hiç kimseye söylemeyeceksin, aramızda kalacak" dedi.

 

"Söyleyeceğin şeye bağlı rüzgar, komutan hakkındaysa olmaz" dedim.

 

Rüzgar "komutan hakkında değil izgi, benim hakkımda" dedi.

 

"Neymiş bu kendin hakkında söyleyeceğin şey ?" diye sordum.

 

Rüzgar derin bir nefes verdi, "ben arya'dan hoşlanıyorum izgi" dedi.

 

                              🤍

 

Evet, bölümü nasıl buldunuz ?.

Umarım beğenirsiniz.

Sizce bundan sonra neler olacak ?.

Neyse uzatmayayım 9. bölümde görüşmek üzere.

Beklemede kalın, hoşçakalın ☘️.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 05.12.2024 14:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...