@azrajjjj
|
Umay ve Veronica'nın konusmasının üzerinden yirmi dört saat geçmişti. Umay odasında boş boş oturuyordu. Aniden kapı çaldı. Umay "Gel !" Diye bağırdı. Gelenler her zamanki gibi numaralı afamlardan biriydi. Numaralı adam içeriye ufak bir tepsi, yulaf ve süt getirmişti. Ama bu sefer o diğer numaralı adamlar gibi hiç gaddar görünmüyordu. Umay tüm umudunu kesmişken kalbinde yeni bir umut belirdi. Adama dönerek "Senin adın ne ? Diğerleri gibi hiç gaddar görünmüyorsun." Adam büyüyen bir tebessümle "Ben 1907 ondan samimiyimdir." Umay gülerek "Sen mi istedin Fenerbahçe'nin kuruluş yılını ?" Adam gülerek "Tesadüf ama tuttuğum takım denk geldi." Dedi. Umay gülerek "Benim kanım sarı lacivert akıyoooo..." Dedi birden. Adam gülerek "Buda mı bir tesadüf !" Dedi. Umay tebessümle "Bu yalan Dünya'da tek gerçek FENERBAHÇE " dedi. Adam o gün Umay'a büyük bir içtenlikle gülümsemiş ve şeytan olsada iyi biri olduğunu anlamıştı. Umay'ın yüzünde sanki gülücükler bir çiçek gibi zarif ve narin bir şekilde açıyordu. Umay ise adama karşı düşünceleri zıt değildi o da o adamda bir ısınma bir insanlık görmüştü. En çok insanlık görmüştü çünkü diğerlerinde insanlıkta yoktu. Adam Umay'ın odasından çıkacakken arkasına döndü ve "Bir isteğin var mı ?" Dedi. Umay biraz düşündükten sonra "Tebeşir" dedi. "Sadece tebeşir." Adam yarım saat içinde tebeşiri getirdi. Umay tesekkür edip adamın elinden tebeşiri aldı. Adam merakla sordu "Tebeşiri ne için istedin ?" "Birazdan görürsün." Dedi Umay. Adam Umay'ın yatağına oturdu ve konuşmaya basladı. "Doğru ya sen beni tanımıyorsun. Ben Poyraz, 24 yaşındayım. Sana ismimi söylemem yasak ama söylemek istedim. Umay ben buradakiler gibi gaddar acımasız biri değilim. Herkes dün senin başına gelenlerden bahsediyor. Beni bir arkadaşın olarak gör. Hatta abin, izin ver sana abilik yapayım." "Seni daha tanımıyorum bile." "Bak Umay benim bir erkek kardeşim vardı. Onunda senin gibi özel güçleri vardı. İnsanlar ona nefret kusuyor ve ağzına geleni sasıyordu. Bundan tam 8 ay önce onun 19 yaşına girdiği gündü. O gün kalbine hançer sağlayarak intihar etmeye kalkıştı ve bunu başardıda. Geç kaldım. Onu o hâlde kanlar içinde yerde serili bir şekilde yatarken buldum. İşte tek amacım seninde kendine bunu yapamaman Umay. Bu nedenle sana abilik yapmak istiyorum. Ona geç kaldım ama sana geç kalmak istemiyorum. Senin yaşamanı istiyorum Umay. Lütfen anla beni. Onu kurtaramadım bari seni kurtarayım. Tek derdim senin başına bunların gelmemesi. Ben buraya senin gibileri kurtarmak için geldim ve çok garip gelebilir ama şu an sadece sen öylesin diğer çocuklar falan hepsi özgürce geziyorlar ve burası yetimhanenin bodrum katı. Sadece sen buradasın. Binada yüksek güvenlik sistemi falanda yok. Hiç bir çocuk kaçamayacağını düşünmüşler. Bu insanlarla sırf seni kurtarmak için çalışıyorum. Gerçi insan değiller ama olsun. Bunlardan birine bahsederken ikimizide yaşatmazlar. Evet şimdi sana soruyorum benimle misin ?" (Umay'ın anlatımıyla) Duyduklarıma inanamıyordum. Yıllarca vana ev sahipliği yapan bir yetimhane nasıl olurda şimdi bana bunu yaparlardı. Anlatılmaz bir duygu karışımı yaşıyordum. Öfke, stres, üzüntü, endişe içinde kalbim hıza çarpıyordu. Poyraz'a dönüp " Ne zaman kaçıyoruz bu cehennemden abi?" Dedim hırslı bir şekilde. Poyraz abi "Aferin ufaklık, kafan iyi çalışıyor." Dedi sırıtarak. "Abi dedik diye ufaklık değiliz, hem benim kafam zehir zehir şeytanım ben." Dedim kıkırdayarak. Poyraz abi elimdeki tebeşiri gösterip "Onunla ne yapacaksın ?" Dedi. "Bunu." diyerek duvara resim çizmeye başladım. Çocukluğumdan beri resim çizerdim. Bu bazen bir uçan balon olurdu, tüm sıkıntılarıp uçup giderdi. Bazen bir çiçek olurdu, rüzgara karşı bıkmadan savaşan bir çiçek, bana dayanıklılığı öğretirdi. Bazen bir dağ çizerdim, hayallerimi zirvede yaşamak için, Bazen de bir ev, kücük ama sıcacık bir ev, güzel bir yuvamın olması içindi. Ama bunlar arasından bana en çok huzur veren kalpli bir uçan balondu. Neden diye sorarsanız eğer şimdi anlarsınız. Duvara küçük küçük kalpli balonlar çizdim. Poyraz abi "Neden kalpli balon çiziyorsun ?" Diye sordu. "Bana en huzur veren şey bu çünkü çocukken hep hayallerim o balonların içinde diye düşündüm. Ailem, evim, huzurum, geleceğim, yani kısacası herşeyimi ben bu balonların içinde olduğuna inandım. Sanki o balonlar benim hayallerimi koruyormuş gibi, sanki hiç patlamayacakmış yada elimden kaçıp uçmayacakmışım gibi." "Peki o balonları eline bağlarsan, kaçamaz dimi ?" Dedi Poyraz abi. "Evet kaçamaz ama bir gün patlar." Poyraz abi bana bakarak " o zaman sende hayallerini kitaplara benzet." Dedi "Çünkü bazen kitaplarda şifa bulursun, ruhun dinlenir, dertlerinden ufak bir sürede olsa uzaklaşırsın, bazen o kitapta kaybolursun aklına hiç birşey gelmez, sadece kitaba odaklanırsın. İşte sende hayallerinde bunları bulabilirsin Umay." Diyerek ekledi. O an Poyraz abiyi gerçekten abim olarak görmeye başladım. Çünkü bu zaman kadar kimse benimle böyle konuşmamıştı. Kimse bana iyi davranmamıştı. Kimse bana samimi gelmemişti. Poyraz abi yanımda yarım saat kadar durdu. Sonra şüphelenirler diye beni bırakıp işleriyle uğraşmaya gitti. Benden yarına kadar güzel bir plan yapmamız gerektiğini söyledi. Kimseye zarar vermeden bir şekilde buradan beni çıkartacaktı. Söz vermişti... Sende bu macerada bizimle misin ? |
0% |