Herkese selammm 3. Bölüm ile karşınızdayım umarım beğenirsiniz medyada Fırat var bu bölüm biraz üzücü olabilir şimdiden uyarayım hadi bölüme geçelim iyi okumalar.

Konağın kapısından azad'ın en yazık adamı selim girdi. Tüm bakışlar ona döndü herkes onun ağzından çıkacak olumlu yada olumsuz bir cümleyi bekliyordu.

"Baba bulmuşlar sevim ile keremmi azad abimler buraya geliyor"selim çok yakınlarıydı kendi çocukları gibiydi azadın babasına baba annesine anne diyordu aynı evde kalıyor aynı sofrada oturuyorlardı.

"Tamam oğlum" deyip yavaşça yere çöktü kafasını ellerinin içine aldı. Ne yapacaktı ya evladını toprağa görecekti yada diğer evladını ateşe atacaktı öyle çağresizdiki.

Gözünden iki damla yaş aktı çağresizlik kötü şeydi hemde çok kötü kalbi sızladı adamın kendi kızına yandı,oğluna yandı heline yandı.

Bu sırada konağın kapısı açıldı içeri gözleri ağlamaktan şişmiş sevim ve ağzı burnu kan içinde kerem girdi. Arkalarından azad ve adamları ikisini yere oturturlar azad'ın gözlerinden resmen ateş fışkırıyordu.

Fatma hanım"Kızım yavrum niye yaptın annem niye yaktın kendini"

Gülcan hanım" Oğlum canımın içi çok şükür iyisin izin vermeyeceğim yavrum merak etme sana hiç birşey olmayacak"

Helin duyduğu kelimeler ile daha fazla dayanamadı"NE DEMEK SANA BİRŞEY OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİM BU NE DEMEK BİLİYORMUSUN OĞLUNUZUN CANI İÇİN BENİMİ ATEŞE ATACAKSINIZ" bunaları ağlayarak söylemişti yapamazdı başkası için kendini ateşe atamazdı annesi hemen yükseldi

Gülcan hanım"ne demek o tabikide berdel olacak oğlumun ölmesine izin veremem "

"Ya ben anne benim hiç mı kıymetim yok ha oğlunuzu yaşatırken beni yaşarken öldüreceksiniz"sona doğru sesi kısık çıkmıştı yaşarken ölecekti bunu oda biliyordu.

Gülcan hanım"zaten birgün evleneceketin ne olacak evlenmiş gitmiş olursun "

"Ya istemediğim, tanımadığım, sevmediğim biri ile nasıl evlenirim beni hiç düşünmezmisin "

" Sanki biz istediğimiz sevdiğimizle mı evleniyorduk saçmalama kes sesini otur aşağı "

Herkes olana bakıyordu Gülcan hanımın nasıl bu kadar çabuk kızından vazgeçtiğini düşünüyorlardı kız tabikide haklıydı ama ahmet ağa daha fazla dayanamadı ve bağırdı

"YETER KENDİNİZE GELİN"

"Ahmet amca bi dakika" dedi Helin

"Eğer olurda berdel kararı alınır ve ben bu ağa bozuntusu ile evlenirsem benim için bundan sonra bir annem, bir babam, bir abim yok anlıyormusunuz"

"Allah şahidim olsun seni asla affetmeyeceğim anne"

Dedi ve hızlı adımlarla odasına çıktı odaya gelip kapıyı kilitledi ve yatağına oturup ayaklarını kendine çekti hıçkıra hıçkıra ağladı Fırat abisi burda yoktu ani bir şekilde istanbula gitmişti işler için o burda olsaydı böyle olmazdı diye düşündü.

Aşağısı

Herkes çıkacak kararı bekliyordu az çok tahmin ediyorlardı berdel olacaktı azad bağırmış çağırmış sonrada çıkmış gitmişti o evlenmek istemiyordu hele çocuk hiç istemiyordu.

Aşiretin ileri gelenleri toplanmışti içlerindem en yaşlısı konuştu "ağalar ben derim ki berdel olsun kan dökülmesin kabul mü'dür "

Halil Ağa ve neredeyse geriye Kalan tüm ağalar kabul etmişti yalnızca iki üç kişi kalmıştı bunalardan biride Ahmet Ağa'idi düşünüyordu başka bir çıkış yolu bulacağına inanıyordu ama nafileydi .

"Ahmet Ağa sen kabul etmez misin? Berdeli"

Dedi içlerinden en yaşlısı cengiz ağa tam 80 yaşındaydı.

"Ederim ağalar ederim lakin biz iki çocuğumuzu kurtarırken diğer çocuğumuzu ateşe atarız bununla nasıl başa çıkacağımızı düşünürüm"

Halil Ağa"Zorundayız töreyi bilmezmisin ben kabul etmişim sen daha neyi düşünürsun" halil ağa için kızının bir önemi yoktu ondan sonra ağalığı alacak biri lazımdı soyunu devam ettirecek kızı gelin olup gidecekti birgün ee o gün biraz erken gelmişsede sorun yoktu onun için kızının duygularının hele hiç yoktu.

Ahmet Ağa susutu konuşmadı çünkü karşisindakinin nasıl bir aşağılık olduğunu biliyordu kızının fikirlerini önemsememek bir kenara hemen berdel fikrine atlamıştı Ahmet Ağa düşündü bir an belkide hayırlısı buydu bu kızı bu aileden kurtardıkları için mutluydu sadece oğlu ile yeni gelinin başına neler gelecekti en iyi o birlirdi çünkü oda berdel ile evlenmişti.

Karat verilmişti berdel olacak 2 gün sonra isteme olacak ardından 2 gün sonra kına ve 2 gün sonra da düğün pazartesi isteme Çarşamba kına cuma düğün vardı cumartesi sabahına evli olarak uyanacakti azad ve helin.

Azad

Azad bir hışımla çıkmıştı evden nereye gideceğini yada ne yapacağını bilmiyordu o aşıktı evet aşıktı hemde 17 yaşındayken görüp vurulduğu iki çift siyah göze bu zamana kadar ne kadar değişmiştir kim bilir diye düşündü o iki çift göze nasıl ihanet ederdi o gülümsemesi aklına geldikçe içinde anlamlindiramadigi hisler oluşmaya başlamış ve sonra bunu aşk olduğunu anlamıştı.

Direksiyonu sıkıca tutmuş uçurum kenarına gelmişti ne zaman sıkılsa nefes alamasa buaray gelirdi sanki tüm derdi sıkıntısı giderdi öyle hissediyordu.

Ne hissedeceğini ne yapacağını en ufak şekilde bilmiyorum bana nasıl yapardı nasıl ihanet ederdi canıydı kız kardeşi onun birtanesiydi üstüne üstlük abisinin ihaneti affetmeyeceğini en iyi bilen kişi oydu.

Azad'ın kitabında ihanet edeni affetmek yoktu hiç bir zamanda olmamıştı olamayacaktıda yalana, ihanete, arkadan iş çevirmeye asla göz yumazdi kim olursa olsun annesi babası bile olsa onun için bitti demekti silindi hayatından çıktı demekti.

Uçurumun kenarında arabasına yaşlanmış sigarasını yakmıştı 5 sigaranın içiyordu en son bu kadar içtiğinde gene bir ihanete uğramıştı.

23 yaşındayken bir nişan işi olmuştu kendide istemişti hem böylelikle o siyah gözleri unuturum dedi nişanlandı ama nişandan bir ay sonra nişanlısınin evine süpriz yapıp gitmek istedi bu sürede o siyah gözleri birazda olsa unutmuştu.

Nişanlısının evine geldiğinde kapıyı en yakın arkadaşının yarı çıplak açması üzerine ve arkadan nişanlısının sevgilim kim geldi diye bağırması üzerine aldatıldıgını öğrenmişti.

Arkadaş ihaneti daha ağırdır hele kardeşim dediğin birlikte aynı masaya oturduğun kişi olunca daha ağırdı.

Azad'ın telefonu çaldı baktığında selim arıyodu "efendim selim"

"Abi babam seni çağırıyor konağa gelsin konuşalım dedi"

"Tamam koçum geliyorum yarım saate" sigarasını söndürüp arabaya bindi ve eve konağa doğru sürmeye başladı.

Helin

Helin hıçkıra hıçkıra ağlamıştı en sonunda ağlamayı bırakmış duvara bakıyordu. Sanki ruhu ölmüş gibiydi kapısı çalıyordu ses etmedi çalar çalar gider diye düşündü taki duyduğu sese kadar "yengecim hadi aç bak yeğeninin seni görmek istiyor"

Hemen kalktı ve kapıyı açtı ve yatağına geri döndü oturdu yatağa yengesi içeri girdi "ay helin kendini harap ettin bak böyle yaparak anca düşman sevindirirsin bak azad ağa mert adamdır korkma sana kötü davranmaz"

"Ya Allah aşkına yenge iyi davranasa nolur davranmasa nolur, nolur bei rahat bıraktın ya"

"AAA sen bizi kovuyormusun aşk olsun bende abinde hazır yokken birlikte uyuruz diye düşünmüştüm peki sen bilirsin " dedi ve oturduğu yatakatan kalktı

"Ya yenge hemen alınma gek yatalım bareber hem bende seninle yatmayı özledim "

"Tamam hadi git üstüne pijamalarını giy gel"

Helin giyinme odasına gidip üstüne pijamalarını geçirdi bu evdeki son haftasıydı ondan sonra birdaha oturmayan bile olamak üzere geri dönmeyecekti burdaki ailesi ölmüştü onun en azından onun için ölmüştü

Yatağa giridi ikiside yarının ne getireceğini bilmeden uyudular.

Bölüm sonu

Selam tekrardan umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın fikrileriniz varsa yazabilrisiniz fikrilerinize herzaman açığım

Okuduğunuz için teşekkürler bu arada bölümleri günlük yada iki günde bir atıyorum bu yüzden biraz kısa oluyor neyse çok konuştum bayyy

Sizce azad'ın aşık olduğu kişi kim?

Bölümü beğendiniz mı?

Siz helinin yerinde olsanız ne yapardınız?