Yeni Üyelik
1.
Bölüm

GİRİŞ

@b_anemoia

Keyifli okumalar dilerim lütfen oy vermeyi ve satır aralarında düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın ❤️

 

Herkesin bu hayata bir geliş amacı olduğuna inanıyordum, çoğu insan neden var olduğunu sorgular; yaşadığı hayata karşı duyduğu memnuniyetsizlikten dolayı geliş amacının farkına varmazdı. Zaten çok az kişi fark edebiliyordu, kimisi ise benim gibi kendine bir amaç belirlemeyi tercih edebilirdi. Yaşanan her negatif durumdan şikayet etmek yerine, nedenini sorgular yaşanan hiçbir şeyin tesadüf ya da öylesine olmadığına inanırdı. Benim bu hayatta var olma amacım çocuklardı, bir insanın eğitimi çocukluktan başlamalıydı, kimi ebeveynler çocuklarını maalesef doğru eğitemiyor, birey olma fırsatı vermiyordu. Sırf bu amaç uğruna sınıf öğretmeni olmuş, dokunabildiğim kadar çocuğun hayatına dokunmayı, kendi değerlerini öğretmeyi, iyi insan olmayı öğretmeyi kendime amaç edinmiştim.

Mardin’de sınıra yakın ilçelerin birinde bulunan köy okuluna atanalı henüz bir ay olmuştu. Babam şehit olduğu için lojmanda kalıyordum. Yerleşmeme ve diğer birçok konuda babamın en yakın arkadaşı Rıza amca yardımcı olmuştu. Babam şehit olduktan sonra ben ve annem bir başına kalmıştık, babamın zaten annemle evlenirken yaşayan bir akrabası yoktu. Annem ise babamla evlenince ailesinden vazgeçmişti. Babamla evlenmelerini istemedikleri için ailesi annemi reddetmişti. Üç sene önce annemi de kaybettiğimde Rıza amca bana sahip çıkmış, her daim yanımda olmuştu. Zaten babam şehit olduğundan beri eli her daim üzerimizdeydi. Hiç evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamıştı, kendisini tamamen vatanına adamıştı fakat askerleri ve ben onun için evlatlarıydık. Tek kızı olduğum için gözbebeği olduğumu söyler dururdu. Bu hayattaki en büyük şanslarımdan biri de babamın Rıza amca gibi bir arkadaşı olması olabilirdi.

Okuldaki işlerim bittikten sonra bir haftadır okula gelmeyen öğrencimi merak etmiştim ve velilerin numaralarını kaybettiğim defterimden annesinin numarasını tuşlayarak aradım ancak ulaşılamıyordu ben de görünce araması için bir mesaj bıraktım, eğer ulaşamazsam müdür beyden ev adresini isteyip gitmeyi düşünüyordum, muhtemelen o da bizimle aynı lojmanda olmalıydı çünkü babasının asker olduğunu biliyordum.

Siz: İyi günler ben Ferhat’ın sınıf öğretmeni Eylül kendisi bir haftadır okula gelmiyor, merak ettim onun için aramıştım mesajımı görünce bana dönüş sağlar mısınız?

 

Mesajı attıktan sonra eve doğru yola çıktım, henüz buraya pek alışamamıştım çünkü köy halkı beni giyim tarzım ve öğrencilere olan yaklaşımımdan dolayı pek sevmezdi, daha doğrusu öğrencilere eğitim dışında öğrettiklerim kimisinin işine gelmezdi ve onlar bana cephe almıştı. Çok cana yakın olanlar da vardı.
Eve geldiğimde Rıza amcanın beni kapıda beklediğini gördüm, her zamanki asaleti ve heybetli duruşuyla bekliyordu. “Hoş geldin Rıza amca neden haber vermedin, çok beklettim mi?”


Babacan bir tavırla gülümsedi, babamın yerini kimse tutamazdı belki ama baba sıcaklığını iliklerime kadar hissettiğimi inkar edemezdim “Yok kızım geliş saatini biliyorum zaten yeni geldim ben de” diye karşılık verdiğinde kapıyı açtım ve içeri davet ettim, Rıza amca salona geçerken ben çantamı vestiyere asıyordum “Bir kahve yapayım ister misin? Sade.” başıyla onayladığında hemen mutfağa geçtim, sade kahve sevdiğini bilirdim benim yaptığım kahveyi ise daha çok sevdiğini söylerdi. Kahvelerimizi hazırlayıp yanına da kuş lokumu ile birlikte salona geçtim. Rıza amca duvara asılı babamın resminin önünde bekliyordu, tıpkı babam gibi her zaman dimdik dururdu. Bir bakışı karşısındakini susturmaya yeterdi ama o gözler bana hiçbir zaman bakışlarında ufacık bir öfke kırıntısı bile barındırmazdı, kalplerindeki sevgiyi bir bakışlarıyla içime işlerdi. Askerleri geldiğimden beri görevde olduğu için çoğu ile tanışmamıştım ama lojmanda kalırken bana göz kulak olmalarını istediği için beni birkaçı ile tanıştırmak istiyordu, eğer canımı sıkan bir askeri olursa canlarına okuyacağını söylemeyi asla ihmal etmiyordu. Hepsinin ondan ne denli korktuğunu biliyordum fakat bana nasıl davrandığını görseler kesinlikle korktukları komutanlarını tanıyamazlardı. Erkeklerin babalığı sonradan öğrendiğinin kanıtı gibiydi, aramızda bir kan bağı olmamasına rağmen kesinlikle muhteşem bir baba gibiydi. En azından benim için.

Hafifçe boğazımı temizlediğimde bakışları beni bulunca gülümsedi ve tekli koltuğa oturdu, kahvesini yudumlarken dikkatle onu izliyordum, tepkisinden beğendiğini anlayınca rahat bir nefes almıştım. “Alışabildin mi buraya kızım?” sorusuyla birlikte düşüncelerimden sıyrıldım. “Alıştım sayılır, Ankara’dan sonra burası biraz garip geldi ama olsun, hem artık sana daha yakınım o yüzden halimden memnunum” yüzünde oluşan içten gülümseme kalbimi ısıtmıştı. Derin bir nefes aldım.

“Burada olman benim için de bir yandan daha iyi oldu, gözümün önündesin ama bir yandan da sınırda bir köydeyiz ve fazla dikkat çekiyorsun, sana zarar vermelerinden korkuyorum,” sesindeki uyarıcı ton almam gereken mesajı veriyordu, son yaşananlardan sonra bu şekilde düşünmesi pek de şaşırtıcı değildi. “Sen izin vermezsin Rıza amca, hem ben sadece çocuklarıma üzerinde bulundukları toprağın ne şartlar altında kazanıldığını anlatıyorum baskı yapmıyorum, sahip oldukları hakları anlatıyorum, burada çocuk gelin çok fazlaymış bu konuda yardımcı olabileceğimi sessiz kalmamalarını söylüyorum sadece o kadar.” masum bir ifadeye bürünsem de pek etkili olmadığının farkındaydım, derin bir nefes aldı.

“İşte buralarda bu pek sevilmez ve bu durum senin hayatını tehlikeye atıyor, geldiğinin ikinci haftası öğrencinin ablasını evlendirdiklerini öğrenince müdahale edip engel oldun, seninle gurur duydum ama olur da bir gün ben yetişemezsem diye korkuyorum, bir Aybüke daha bunlar yüzünden yitirilmesin istiyorum. Kızım için endişeleniyorum.” bu defa derin bir nefes alan ben oldum. “Ben şehit kızıyım amca, şehit olmak benim için onur olur fakat o güne kadar kaç çocuğumun hayatına dokunursam benim için kârdır” duyduklarından sonra burukça gülümsedi. “Babasının kızı işte, baban seninle gurur duyardı kızım, bakma böyle dediğime ben de gurur duyuyorum fakat işte baba yüreği, kaybetme korkusu da oluyor. Senden rica ediyorum kara kuzum, bir tehlike hissedersen, bir daha böylesi bir durum ile karşılaşırsan bana söyle ben yapılması gerekeni yapayım.” tebessüm etmek dışında bir tepki vermemiştim, ikimiz de duramayacağımı biliyorduk. Bir süre ikimiz de sessiz kaldık. “Kahve harikaydı eline sağlık, ben artık kalkayım kızım, bu arada evlatlarım görevlerini sağ salim yerine getirip döndüler şükürler olsun, seni tanıştırmak için bir organizasyon düzenletiyorum pazartesi akşam gelirsin değil mi?”

“Büyük bir zevkle gelirim tabi,” bir ihtiyacım olup olmadığını sorduktan sonra gitti, kendime atıştırmalık bir şeyler hazırladıktan sonra film izlemek için bilgisayarımı açtığımda telefonuma düşen bildirim sesi ile duraksadım. Ferhat’ın annesinden gelmişti, bildirime tıklayıp mesajı açtığımda ise sinirlenmiştim.

 

05**: bu da yeni taktiğiniz mi? Bir bitmediniz ki numaramızı nereden buluyorsunuz anlamıyorum?

 

Siz: Neden bahsediyorsunuz? Sadece oğlunuz okula gelmediği için meraklanmıştım.

 

05**: kesin öyledir uzatma ve numaramı nereden bulduğunu söyle

 

Siz: Bütün öğrencilerimin anne ve babasının numarasını almıştım sizlere yolladığım formda

 

05**: demek oyuna devam edeceksin öyle mi? Benim bir çocuğum yok ne formundan bahsediyorsun? Direkt derdini söyle uzatma daha fazla, askerlerin numaralarını bulup anonim yürümeniz hiç doğru değil, bunca işin arasında bir de sizinle mi uğraşacağız?

 

Siz: beyefendi yanlış numara demek bu kadar mı zor iki saattir ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Anonim olarak size yürüyecek olsaydım ilk mesajda adımı söylemezdim, bir karışıklık olmuş ben öğrencim için mesaj atmıştım sadece, ilk mesajımı tekrar okursanız neden yazdığımı ve yanlış numaraya yazmış olduğumu anlardınız

 

05**: ha yani benimle konuşmak istemeyeceksin uzatmayacaksın bu vesileyle tanıştık falan demeyeceksin?

 

Siz: demeyeceğim, hayırdır dememi mi isterdiniz? Şimdiye kadar kimlerle muhattap oldunuz bilmem ama ben bunlara ihtiyaç duymam

 

05**: istemediğim için iki saattir git diyorum ya bana bilerek yazmadığına inanayım mı yani?

 

Siz: seni buna çok kolay inandırabilirim

05**: Nasıl olacakmış o?

Siz: :)

Bu kişiyi engellediniz.

 

Gece gece Ferhat yüzünden kendini bir şey sanan saçma sapan biriyle uğraşmak zorunda kalmıştım, pazartesi ilk işim okula gelirse hesabını sormak olacaktı, annesinin numarası yerine farklı bir numara vermesinin umarım mantıklı bir açıklaması vardır. O kendini beğenmişi engelledikten sonra yüzünün aldığı ifadeyi çok merak etmiştim, bütün keyfim kaçtığından film izlemekten vazgeçmiş ve uyumaya karar vermiştim.

Loading...
0%