@babapirosuzy
|
Bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Ben de kolayca razı oldum bana öğretilen bu yanlışlara. İnsan, kendi bulurmuş doğru yolu. Ben bulmak icin cok cabaladim, buldum.
Kendi basima yasadim, ogrendim bu hayatin gerceklerini. Kimse ogretmedi. Babam olsa ogretirdi tabii...
Yine daldigim bu dusuncelerden kurtulmak icin kafami hafifce saga sola salladim. Az önce soylediklerini anlamamistim. Daha doğrusu, ne soyledigini unutmustum. Kafam karisik bir şekilde gozlerine bakmaya devam ettim.
Afedersiniz? Anlamadım.
Cevap vermek icin uzun sure bekledigimi fark etmis olacak ki, gözlerini kismis, sorgulayici bir ifadeyle bakiyordu gozlerime. Bir surede o durdu, herhalde oda düşünüyordu. Ama ne düşünüyordu ki? Onun gibi biri ne dusunuyor olabilirdi ki? Kapa ceneni, Arden. Sana ne? Bu seni ilgilendirmez.
Derin bir nefes alip kollarimi onumde birlestirdim, hala cevap vermesini beklerken sinirle kendi kendime 'Sikeyim...' dedim. Karsimdaki adama bakarken, konuşmaya baslamasi ile rahat ettim. Sonunda.
Bosversene, anlamazsin sen.
Anlamazsin derken? Ne saniyordu bu kendini? Tanri falan mı? Ic cekip etraftaki polislere baktim, birkaci disinda hepsi bizi izliyordu. Onumde dikilmis adama sinirli bir bakis daha attiktan sonra omzuna carpip arabama doğru yürümeye başladım. Daha doğrusu, koluna carptim. Omzuna yetismek icin fazla kisaydim. (1.73)
Bu arada, Demir Ozturk ben. Albay Demir Ozturk.
Kaşlarım catik bir şekilde ona dondum, yani Demir'e. Aslinda, benim kaşlarım hep catikti. Karsimda kim olursa olsun, her zaman boyleydim. Derin bir nefes alip sabir dilercesine gozlerimi yumdum. Gozlerimi acip ona baktigimda, maskesinin altinda sirittigi gorebiliyordum.
Sormamistim, ama soyledigin iyi oldu. En azından cezalandirmak icin adını bulmama gerek kalmaz. Saygisiz.
Bunu soyledigimde yuzundeki siritis kaybolmustu. Hatta, cenesi dusmus gibiydi. Bunu kesinlikle beklemedigini anlamistim. Bu sefer ben alayci bir tavirla sirittim, cevap vermesini beklemeden arabama yoneldim. Usulca arabama binip telefonumu cikardim. Neden telefonumu cikarmistim ki? Ne isime yarayacakti?
Herhangi bir sosyal medya hesabım yoktu, yada arayip uzun uzun konusabilecek kadar sevdigim biri. Tam o anda, telefonuma bilinmeyen bir numaradan mesaj geldi. Mesaj kutusuna girmeden mesaji okudum.
Bir dahaki sefere, o cok sevdigin agaclardan birinde sen olacaksin.
Aptal, diye dusundum. Olumden korkacagimi mi saniyordu? Alayla siritarak mesaji okumaya devam ettim.
Çok sevdigin o agaci kaninla kirleteceksin, Arden Karel.
Iste, buna kesinlikle gulerdim. Hafif bir kikirdama ile geriye dogru yaslandim. Bu kisi kim bilmiyordum ama, kesinlikle beni tanimiyordu. Mesajin devamina bakmak istemesem bile baktim. Asla firtina kadar guclu olamayacaksin, Arden Karel. Evet, bu beni sasirtmisti. Kimdi bu? Hah, muhtemelen gecmisten kalma birileri. Umrumda degildi. Ama bu cumleyi sadece annem biliyordu... Sinirle homurdanarak mesaj kutusuna girdim. Bir kere daha okudum mesaji, sonra bir kere daha, sonra bir kere daha... Alayci siritisimla mesajina cevap verdim bu gizemli varligin. Ben firtinanin ta kendisiyim, iyi gunler. Yakinda karakolda gorusuruz :) Mesaj iletildi, mesaj okundu. Kisi kimdi bilmiyordum, ama çok yavas okuyor olmaliydi. Yada, sadece cevap vermeme sasirmisti. Yaziyor, yaziyor, yaziyor... Sonunda gelen mesajla arabami calistirdim. Mesaji agir agir okumaya basladim. Sen tam bir psikopatsin, Arden. Aptal! Kucukkende boyleydin sen! Goz devirip mesaja cevap verecekken, engelledigini fark ettim. Derin bir nefes alip arabayı sürmeye başladım. Sinirli oldugum icin arabayi biraz hizli kullanmistim. Sanirim. 🕸🕸🕸🕸🕸🕸🕸🕸🕸🕸 Çok kısa bir sure icinde karakola varmistim. Kapiyi acip kendimden emin adimlarla karakola doğru yürümeye başladım. Attigim her adimda gittigim yer uzaklasiyormus gibi hissediyordum, normalde hizli olan adimlarim yavaslamisti. Elimi alnima goturup alnimi ovusturdum. Başım donuyordu. Muhtemelen sadece kahvalti yapmadigim icindir diye dusunup yürümeye devam ettim. Karakola girince selam verenlere sadece kafami salladim. Beni muhtemelen egolu, kendini begenmis bir kadin olarak goruyorsunuzdur, ama ileri zamanlarda anlayacaksiniz beni. Hicbir sey demeden, Baskomiser Selim Aydin'in odasına girdim. Şaşkın bakislari bana dondugunde telefonumu masasina firlattim. Al bak son mesajlara, gor bak nasil tehdit edildigimi. Ama sen hala ve hala sakin olmami soyluyorsun! Adamlar dalga geciyor lan benimle! Sinirle elimi masaya vurup Selim'e doğru egildim. Masaya vurmamla irkilmis olacakki ayaga kalkti, derin bir nefes alip pencereye doğru yurudu. Şimdi bana arkadi donuk bir şekilde duruyordu. Derin bir nefes aldigini bu uzakliktan bile anliyordum. Arden, bunu ben degil, baban istiyor. O benim babam degil, eger bir daha baban dersen senin hayatini mahvederim. Oz baban degil, ama o seni buyuttu. Bir katil benim babam olamaz! Beni buyutmesi babam oldugu anlamina gelmez, ayrica benden saklaniyor. Nasil baba ya bu? Dalga gectigimi fark edince bana bakti, ama hemen bakislarini kacirdi. Sanki birsey soylemek istiyordu, ama soyleyemiyor gibiydi... _________________________________________________________________ yazarinizz Askislerim yazim yanlisi varsa uyarin lutfenn ve bolumler kisa olabilir cunku sinav haftasindayiz bugun edebiyat sinavi vardı mesela girdi azicik ucundan ama yirtti ablanizz Yorum yapmayi unutmayin guzelliklerimm |
0% |