@badeeeeeeeeee
|
sabah üşüyerek uyandım üşüyordum çok üşüyordum… tamamen uyandığımda dikilip oturdum gözlerimi açtım ve karşımdaki duvara bakınca üşümem bir anlığına bile olsa geçmişti duvardaki fotoğraflar içimi ıstıyordu arkadaşlarımla olan resimlerim vardı onlar benim ailem onlar benim herşeyim diye anılarımızı düşünüyordum suratımdaki sırıtışı tahmin edebiliyordum yaklaşık beş dakika sonra ayak sesleri duymaya başladım sonra ise kapı gıcırtısı geldi kafamı o tarafa çevirdiğimde atlasın bana bakan ela gözlerini gördüm dağınık saçlarıyla çok yakışıklı gözüküyordu içeri girdiğinde kocaman bir gülümseme kapladı yüzünü güzel gamzelerini görmek çok hoşuma gidiyordu hemde çok… bana bakıp “günaydın prensesim benim” dedi bana hep böyle seslenirdi: prensesim, prensesim benim, biraz kayıp elimle yatağı gösterdim gelip oturması için. yanıma doğru gelip “nasılsın prensesim bugün ne yapmak istersin?” dedi “iyiyim atlasım, çok iyiyim denize gidebiliriz ama bana farketmez siz ne istiyorsanız onu yapalım” dedim aslında denize gitmek çok istiyordum ama söyleyemedim atlas “o zaman denize gidiyoruz çünkü önce seçenek sunup sonra farketmez dediğine göre sunduğun seçeneği yapmak istiyorsun demektir” dedi benimle ilgili herşeyi bilip asla unutmaması beni çok mutlu ediyordu ve bir gerçek vardı atlasla sekiz yıllık arkadaş olsak bile duygularıma hakim olamıyordum ona aşıktım hemde çok delilercesine aşıktım atlasa ve Emre ve denizde atlasla birbirimize olan tavırlarımızın farkında olsalarda bunu sadece benim dışımda sadece kumsal ve ışık biliyordu ama atlas benim arkadaşımdı o bana aşık değildi bu nedenle düşüncelerden uzaklaşmaya çalışıp atlasa sırıttım ve gözlerinin içine baktım “salaksın” dedim atlas “senin kadar değil” dediğinde gülmeye başladım onu gıcık etmek için somurttum kolarımı bağlayıp “öyle olsun” diyip odadan çıktım bir kaç adım attıktan sonra atlasın arkamda olduğunu hissettim hızla belimi kavradı kollarını duvara yasladı ve beni duvar ile kendisinin arasına aldığı sırada o kadar çekici gözüküyordu ki anlatamam birşey söylemesine izin vermeden söze atladım “bırak beni atlas küstüm sana sen bana salak dedin”dedim ama asla öyle düşünmüyordum keşke hep böyle kalsaydık… kurduğum cümleden hemen sonra gözlerimin içine baktı ve affedilmeye çalışan bir çocuk gibi “yapma prensesim şaka yaptım özür dilerim hee ayrıca beni affetmeden burdan çıkabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun” dediği sırada koridordaki kolondan başını bize doğru döndüren deniz “kumsal koşun çabuk atlasla egeye bakın” dedi utancımdan geberiyordum atlas kafasını denize doğru çevirdiğinde eğilip mutfağa kaçtım gerçektende çok ama çok utanmıştım ama deniz haklıydı son bir yıldır yani atlasa olan hislerimi kabullendiğimden beri atlasta bana garip davranıyordu öyle davranışlar sergiliyordu ki sanki, sanki sevgiliymişiz gibi ama bunun için hiçbir adım atmıyordu gerçekten sıcak soğuk oynuyor gibiydik… |
0% |