@bahar_bzk
|
Aklımız acırmıydı hiç? Birinin yokluğuyla bile Kalbimiz acırdı. Hatta düşünce dizimiz acırdı. Elimiz,kolumuz hatta her yerimiz acıya bilirdi. Peki ya Aklımız acırmıydı? İşte benim için bütün ızdırap burda başlıyordu. Benim aklım acıyordu düşündüklerimle görüp te susmak zorunda kaldıklarımla.
Yılar önce yaşanmış bir olay benden her şeyimi almıştı. O gün yani 20 temmuz gecesi geleceğimi mutluluğumu her şeyimi mahvetmişti.
En büyük kazığımı dost dediğim adamdan yemiştim. O gece benimle birlikte yanan o kadının adını halla bilmiyordum ama ona bunu yapan kimdi çok iyi biliyordum.
Bir insan böyle bir şeyi nasıl yapabilirdi ki böyle bir vicdansızlığı insan düşmanına bile yapmazdı.
Hatırladığım o küçük anı bile içimi yakmaya yetmişti.
Yerde yatan bir kadın bedeni vardı yanına yaklaştığımda üzerinin yırtılmış ve dayak yiyerek istismara uğradığını fark ettim. Bacaklarına doğru akan kan bile doğru olduğunun kanıtıydı. Yanına geldiğimde nabzını kontrol etmek için eğildim. Korkarak elimi boynuna doğru uzatınca çok zayıf bir nabız hissetmemle sevinmeden edemedim. Elini tutuğumda öyle bi içim sızladı ki elimi geri çekmek zorunda kaldım canı yanar diye korkmuştum istemsizce. Bunu yapan şerefsiz kızın kolunu kırmıştı
Elime telefonu alıp dostum dediğim o şerefsizi arayacakken odaya giren polislerle o tarafa doğru döndüm. Tam konuşacakken ensemde hissettiğim ağrıyla gözlerim kapanmaya başlamıştı.
Aklıma gelen anılarla o kadına ne olduğunu merak etmeden duramamıştım. Ben bile ihaneti hazmedemezken o kadın nasıl atlatacaktı aklım dahi almıyordu.
Hayat hiç adil değildi. Eğer bilseydim o gün daha erken gitmek isterdim oraya.
Bir kadının çaresizliğinden bile faydalanan soysuzlar vardı. Birini kurtarıyoruz ama diğerinin sesini duyamıyoruz. Kadınlara şiddete hayır deniliyor göz boyamak için birini kurtarılıyor ve aylarca haber yapıyorlar ama diğer kadınların acısı hep olduğu yerde kalıyordu.
Hayır adalet bu değildi. Şiddet gören kadınlar istismara uğrayan kızlar artık mahkemeye çıkıp kendilerini savunmaktan korkuyorlar nedeni ise Hakimin adama vereceği uzaklaştırma kararı ve ya 5-10 yıl hapis cezası... Eğer hak edene gereken ceza verilseydi hiç bir kadın susmaz. Hakkını sonuna kadar savunurdu. Ama öyle bir bastırıldılar ki erkeğin korumasına ihtiyaç duymaya başladılar. Bir kadının özgüvenini alırsanız o kadını korkak çaresiz ve savunmasız bırakırsınız. Yani devletin adalet dediği şey kadınlardan alınan özgüvendi.
Okadar dalmıştım ki omzumda hissettiğim elle irkilerek arkama döndüm. Uykulu gözlerle bana bakan Aden'i görmemle yüzümde ister istemez bir gülümseme oluşmuştu.
-dayı sen niye halla uyumadın
-uyku tutmadı kızım sen niye bu saate ayaktasın
-su içmek için kalkmıştım ki seni görünce yanına geldim.
-iyi ettin hadi git uyu artık bende uyuyacam birazdan
-uykum kaçtı bende seninle oturucam.
-iyi bende sıkılmıştım zaten tek başıma artık kendimi deli gibi hissetmeye başlamıştım.
-anlat bakalım dayı seni bu saate kadar uyutmayan şey ne
-yok bişi dedim ya uyku tutmadı hem sen söyle bakalım bu akşam kiminle buluştun.
-biriyle buluştuğumu da nerden çıkardın.
-gözlerime bak bakalım orda bir yerlerde ben safım yazıyor mu
-bakayım
Gözlerimin için de citti citti bişi aradığını fark edince gülsem mi kızsam mı bilemedim.
-acaba sen küçükken kafanı bir yere mi çarptık. Anlamıyorum ki ne bana benziyorsun ne de annene. Ulan kesin o baban olacak hödüğe çektin sen.
-dayı ayıp oluyor hem ben yorgunken ne dediğimi bilen biri değilim yani hiç bir mesuliyet kabul etmiyorum.
Gülerek kafamı iki yana salladım.
-Penso che tu abbia bisogno di dormire, piccoletto.(Bence Uyuman Gerekiyor Bücür)
-Non chiamarmi più piccoletto.(Bir daha bana bücür deme)
-ha bu arada haberin olsun diye söylüyorum annem beni sana benzetiyor dayı.
Elime aldığım yastığı sertçe kafasına geçirdim.
-hele benden başkasına benze bak gör sana nee yapıyorum.
Kaçarak odasına girerken sertçe bağırdı.
-dayı ben zaten senin kız versiyonunum merak etme.
Sırıtarak arkasından baktım.
- biliyorum sen doğana kadar annen kafasını nereye çevirseydi benim fotoğrafımı görüyordu. Sırf bana benze diye her yere kendi fotoğraflarımı asmıştım.
Sinsi sinsi gülerken odama doğru yol almaya başladım.
♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠
Herkes odasında mışıl mışıl uyurken sevil gözünü kırpmadan yatağında göz yaşı döküyordu. Korkuyordu hemde çok o şerefsiz adamın yine gelmesinden deli gibi korkuyordu.
Eğer hareket edebilseydi belki kendini savunurdu ancak yerinden dahi kıpırdamayan ayakları onu her seferinde dumura uğratıyordu.
O gece dayak yerken kafasına vurulan demir sopayla beyin işlevi kesmiş gibi vücudu felç olmuştu. Konuşma yetisini kaybeden kadın. Kimseye sesini duyuramıyor. Ve bunu ona yapan adamdan kurtulamıyordu.
Peki ya bir kadının hem cinsine yardım etmesi gerekirken susup o günaha ortak olması. Odaya giren hizmetçiyle bedeni iyice gerilen sevil sesini nasıl duyuracağını kesinlikle bilmiyordu. Kalbi yerinden çıkarcasına atarken kendisine küçümseyerek bakan kadının gözlerinin içine yalvarırcasına bakıyordu.
-sana bir sürprizim var. Ama hoşuna gideceğini kesinlikle sanmıyorum. Senin zararın benim ödülüm.
Gülerek konuşmaya başlayan kadınla gözlerindeki inciler bir bir akmaya başlamıştı.
-Bugün o buraya gelecekmiş bana dedi ki ona söyle onu çok özledim hasret gidereceğiz. Sende ne buluyor anlamış değilim ama beni hiç ilgilendirmez biliyormusun çünkü param cebimi ısıttıkça konuşmayı düşünmüyorum.
Korkuyla ağlamaya başlayan kadın daha fazla dayanamayarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Titreyen bedeni kriz geçiriyormuşçasına titrerken hizmetçi bile korkuyla ona yaklaşmaya başlamıştı.
-şşşt iyimisin sakin ol
Tam o sırada içeri giren demir teyzesini bu halde görmesiyle korkarak ona yaklaşmaya başladı.
-teyze teyzem ne oldu neyin var korkuyla teyzesine seslenince irkilerek ona bakan bakışlardan sicim gibi akan yaşlar durmak bilmiyordu.
Hizmetçiye dönen öfkeli bakışların sahibi öyle bir kükremiş ti ki hizmetçi irkilerek bir adım geriye gitmişti.
Ayağa kalkan adam hiç acımadan hizmetçi kıza öyle bir tokat atmıştı ki kızın dudağının kenarı patlamıştı.
-ben sana teyzemi emanet ediyorum sen ona böyle mi bakıyorsun ne oldu lan ona ne dedin de böyle oldu.
-hi-hiç bişi efendim bi-bilmiyorum ne olduğunu aniden titremeye başladı
-çık dışarı seninle sonra konuşucaz doktoru buraya gönder
Titreyerek odadan çıkan kız hem korkuyu hemde öfkeyi aynı anda yaşıyordu.
♢♢♢♢♢♢♢♢♢♢♢♢♢♢♢♢
Boşalan odayla Demir derin bir nefes almıştı doktorun dediğine göre bişi tramvasını tetiklemişti.
İçindeki öfke patlamasıyla uyuyan kadına bakıyordu bunu ona yapan herkes bedelini en ağır şekilde ödeyecekti. Bunu herkese ödetecekti.
Odadan çıkan demirin aklının bir köşesinde teyzesi varken diğer köşesinde ise davetsiz misafir gibi hayatına giren Aden vardı ne yapacağını bilmeden odasına gelen adam kara kara düşünmeye başladı.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Gördüğü kötü kabusla irkilerek uyanan sevil hiç uyanmamayı dilerdi. Ölmeyi şuan okadar çok istiyordu ki yine ağlamaya başlamıştı. Çığlık çığlığa bağırmak isterken suskunluğa mahkum kalmıştı.
Yanına doğru yaklaşan bedene korkuyla bakarken duyduğu sözlerile daha da çok korkmaya başladı.
-Beni özledin mi? Ama ben seni çok özledim...
İyi okumalar
Oy ve Yorum lütfen unutmayalım. Sınır koymayı sevmiyorum...
|
0% |