@bahar_bzk
|
Konuşmaya başlamasıyla Kadınlar bana bakmaya başlamıştı -Diğer koğuşlarda yer olmadığı için 21. Koğuşa geldi artık siz tanışırsınız. Kapanan kapıyla bakışlarımı beni izleyen kadınlara çevirdim. Konuşan kadınla birlikte masaya doğru adımlamaya başladık -Hadi hanımlar bir çay koyun da yıkılmış bir hayat daha duyalım. Ne kadar da acı bir şeydi yıkılmış bir hayattan bahsetmek oysaki daha güzel yarınlarımız olabilirdi. Masaya oturduğumuzda konuşmaya kendimi tanıtarak başladım. -Ben FERİZE Anlatacak çok şeyim yok çünkü geçmişimi hatırlamıyorum Ve böyle konuya başladık hepsiyle tanışıp konuştum Dinlediğim hiç bir hayat güzel değildi bir çoğu yedikleri hapis cezası yüzünden yarınlara olan umutlarını kaybetmişti. Oysaki kendini kandırabilmen için güzel yarınların umutlarına tutunmak gerekiyordu. ******** Yatakta dönüp dururken düşündüğüm tek şey burdan nasıl kaçacağımdı. Ağırlaşan gözlerime rağmen direnmem anlamsızlaşmaya başladığı için gözlerim kapanmaya başlamıştı.
Belki Yarınlar Güzeldi...
Elimdeki telefonla konuşurken göz yaşlarım bir bir akmaya başlamıştı. -Süre başladı 10,9,8,7,6,5 5 demle acı yutkunuşunu duydum -Bunu Neden Yaptın Duyduğum ağlamaklı sesle konuşmaya devam ettim. -Seni Seviyorum 4,3,2 ve 1 Her Şey Bitmişti Değil Mi? Bu Sefer Gerçekten Kaybettim Yarınlara Olan Umudumu...
Sıçrayarak uyandığımda terden sırılsıklam olan yüzüm bile şuan umrumda değildi. Gördüğüm rüya ise geçmişten kalan bir şey gibi bilinç altıma işlenmişti
Derin derin aldığım soluklar bile kalbimin ritmini düzenleyememişti. Yatığım yerden kalkıp elimi yüzümü yıkamak için lavaboya doğru adımlamaya başladım. Elimi yüzümü yıkarken bakışlarım aynadaki bitmiş halime kaydı. Bu bir haftada en fazla 3-4 kilo vermiştim. Zayıf düşen vücuduma eşlik eden çökmüş omuzlarımla tamamen bitik duruyordum. Bu benmiydim gerçekten herşeyini kaybeden bir insan gibi karamsar bakan mavilerim canlılığını yitirmiş gibi duruyordu. Yatağa geçerken bakışlarım parmaklıkların ardından gözüken gökyüzüne kaydı. Gökyüzü maviliğini yitirmiş yerini insanı kendine çeken bir siyahlığa bırakmıştı. Yani bu demek oluyordu ki halla akşamdı. Aniden aklıma gelen şeyle omuzlarımı dikleştirmeye başladım yere bakan bakışlarım kendiliğinden yukarıya doğru tırmanırken aklıma gelen şeytani fikir kesinlikle beni burdan çıkarmaya yetecekti. Sıra Bana Bunu Yapanlara Da Gelecekti... Sahir'den Aklımda canlanan sahneyle gülmeye başladım -Tik Tak Ölüm Sırası Sende -Hadi Ama Sen Bir Devlet adamısın. Bunu yapamazsın -Çok ta güzel yaparım. -Hadi Ama Savcım Büyü Biraz -Seninle Çocuklaşmayı Bile Seviyorum Karşımda bana şokla bakan kızın ne diyeceğini beklerken dediği şeyle daha da gülmeye başladım. -Yüzüğüm nerde savcım böyle romantik sözlerle beni kandıramazsın. O yüzüğü istiyorum diyerek yanıma yaklaşan kadınla gülümseyerek beklemeye başladım. Ellerini kaldırıp çenemden tutarak yüzümü kendine yaklaştıran kadının ne yapacağını merak ediyordum -Çok yakışıklı olduğunu biliyorum. Ama o yüzük gelmezse bu güzelim yüzünü dağıtmak zorunda kalacağım haberin olsun. Gülerek kafamı iki yana salamaya başladım -Hiç uslanmayacaksın değil mi -Yaramaz Bir Kızım Bana Ceza Vermek İstermisiniz Savcım. Arsız bakışlarına karşılık verirken eğlendiğimi inkar edemezdim. -Cezalarım küçük çocuklara uygun değil. Dediklerimle kaşlarını çatması kadar tatlı bir şey yoktu -Çocuk dediğin bir kadına bir yıldır yapmadığın edepsizlik kalmamışken şimdi mi edepli olmak aklına geldi.Dediklerine etrafımızdaki korumalar kıs kıs gülerken karşımdaki açık sözlü budalaya bir küfür savurmadan edemedim. -Bu aralar iyice edepsizleşmeye başladın bir cezayı hak etmediğini söyleyemezsin -Söylemem diyerek direkt konuya bodoslama dalan arsız sevgilimi daha fazla konuşturmadan içeri çekiştirmeye başladım. -Ne bu acele savcım bir yere kaçmıyoruz ki. Diyerek gülen kadına kaşlarımı çatarak bakıyordum. Ona bukadar yükselmişken Beni kışkırtmayı bırakmalıydı hemde en acilinden. ********* Daldığım düşüncelerden beni çıkaran şey ise admların bana söyledikleriydi. -Efendim Yarkın komiser dışarda göndermeye çalıştık ancak sizinle konuşması gerektiğini söyledi. Kaşlarımı çatarak cevap verdiğimin dahi farkında değildim. -içeri alın neymiş derdi öğrenelim İçeri giren adamla rahatlığımdan ödün vermeden bir kaşımı kaldırarak konuşmaya başladım -Hayırdır komiserim gece gece beni özledin diye gelmedin her halde Kaşlarını çatarak konuşan adamla iyice sinirlerim bozuluyordu -Yaptığın yanlış için burdayım -Ne zamandır benim yanlışlarımla ilgilenir oldunuz Sözüm biter bitmez konuşması sinirlerimi bozuyordu -Çocuk katili birini savunmaya başladığın günden beridir -Suçlu olduğundan nasıl bukadar emin olabiliyorsun Alay edercesine sorduklarıma karşılık küstahça kaşlarını yukarı kaldırarak beni cevaplaması beni ayaklandırmaya yetmişti. Kimse ona dokunamazdı -İkimiz de suçlunun o olduğunu biliyoruz. Onu bana ver savcı -Kendin almayı denesene diyerek ona doğru yürümeye başladım. -Benim müvekilimi alabiliyorsan buyur al. Sana onu verceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun komiserim. Şimdi izninizle diyerek kapıya doğru yürümeye başladım. -Malum çalışmam gereken bir dava var Arkamdan bağıran adam benim aksime FERİZE'nin hapisten çıkmasına engel olacağını belirtmişti -O delikten çıkmasına asla izin vermeyeceğim. Yemin eder gibi kendinden emin konuşması tehlikeli bir sırıtmayla ona dönmemi sağlamıştı. -Ona zarar veren herkesi ortadan kaldırıcağımdan emin olabilirsin komiserim. Sırıtarak bana cevap vermesini bekledim. -Bu bir tehdit mi savcım diyerek gülünce bende gülmeye başladım. -Zamanı gelince ne olduğunu öğreneceğiz ************** Acil gelen bilgiyle hastaneye doğru yol almaya başlamıştım. Ruh ve sinir hastalıkları Hastanesi'nde çalışan bir doktordum ve bugün önemli bir hastam kriz geçirdiği için en acilinden hastaneye gelmiştim. İçeri girer girmez yanıma gelen hemşireye sorumu sormaya başladım -Nasıl kriz geçirdi diye sorarken tedirgin olmuş durumdaydım. -Sizin hastanız olduğu için bugün onunla ilgilenmeye giden doktorun ona dokunmasına izin vermemiş.ve sizi istediğini söyleyip duruyor. Duyduklarım yüzümde gülümsemeye yer açmıştı. Benden başka kimseyi de istemesin di zaten. Koridordan geçerken odadan gelen seslerle hızlanmaya başladım. İçeri girdiğimde odanın bir köşesinde dizlerini kendine çekmiş ve kafasını ellerinin arasına almış bir şekilde titriyordu. Yanına yaklaşırken ona seslendim. -Serhun dedim ılımlı bir sesle -Bak ben geldim burdayım dediğimde kafasını kaldırıp acı kahvelerini gözlerime dikerek konuşmaya başladı -Zalee dedi içimi titreten bir sesle oysaki ben onu ilk gördüğümde sevmeye başlamıştım. -Seni bulamayınca çok korktum demesiyle bana sarılması bir olmuştu. Ellerim benden bağımsız bir şekilde beline dolanırken etrafımdaki hiç kimseden çekinmiyordum. Ben onu seviyordum bunu inkar etmiyordum ki. Hemde öyle bir seviyordum ki hiç bir çıkar olmadan masum ve temiz seviyordum aslında ben onu buraya geldiği ilk günden bu yana 2 yıldır seviyordum. İnsanlar Deli diyerek alay ederken, ben bir deliyi deli gibi seviyordum. Herkesin dışarı çıkması doktor hasta ilişkisi için değildi. Onları dışarı çıkmaya ikna eden benim ona olan aşkımı bilmeleriydi. Hastama ağşık olmam çok yanlıştı ama bir insan kalbine söz geçiremezdi ki. Onu sevdiğimi öğrenen baş hekimimiz ilk başlarda çok kızmıştı hatta beni hastaneden atmakla bile tehdit etmişti tabi sonra ne oldu bilmiyorum ama ertesi gün gelip gizli tutmam şartıyla karışmamıştı. Beni düşüncelerimden ayıran şey ise duyduğum gülme sesiydi kaşlarımı çatarak bana sarılan adama bakarken bu sesin ondan çıktığına çok emindim. -Neye gülüyorsun öyle kıkır kıkır söyle de bende güleyim. -Sende beni seviyorsun dimi Zale diyerek masum masum bir soru sorduğunda kendimi kaybederek daha fazla sarıldım. -Seviyorum tabi inkar eden mi var. Ona olan sevgimi anlatırken hiç bir zaman çekinmezdim oysaki o çoğu şeyi sonradan oyun sanıp dalga geçiyordu. Kolarımı ayırıp ayağa kalktım -Kalk bakalım yer soğuk üşütme derken bile her şeyden çok düşünüyordum onu. Ayağa kalkarken ellerimi tutup konuşmaya başlamıştı bile. -Biliyormusun dün gece zeki uzaylıları gördüğünü söyleyip duruyor bence araştırmalıyız doktor bu büyük bir tehlike olabilir. Gülerek kafamı iki yana saladım. Onu zekiden uzak tutmalıydım. -O zaman araştırma yapmaya başlayalım kaptan Serhun dediğimde itiraz ederek kafasını iki yana salamaya başlayınca ona odaklandım. -Önce yemek yemeliyiz Zalee -Kaptan ne derse o hadi yemeğe. Birlikte aşağıya inerken düşündüğüm tek şey gerçekten de bir gün birlikte olabilecek miydik. Hem ben ona bakardım ki istediğim tek şey hep benimle olması. ******** Çalan telefonla bakışlarım o tarafa kayınca arayanın en yakın arkadaşım olduğunu görmek beni mutlu etmişti. Bir elimle telefonu kulağıma yaslarken diğer elimi Serhun'dan kurtarmaya çalışıyordum. -Gelicem birazdan elimi bırakırmısın. -Hayır Zale gidemezsin diyerek elerimi daha fazla sıkmasıyla el mecbur olduğum yerde kalmaya başladım. -Alo Zale ordamısın -Evet burdayım Alçin bişimi oldu -Hayır sadece Serhun'un durumunu merak ettim aceleyle çıkınca bişi oldu sandım. -Serhun iyi şuan yanımda yemek yiyoruz. -Hmm iyi neyse şuan işim var sonra görüşürüz. Kapanan telefonla bakışlarım bensiz yemek yemeyen adama kaydı. -Neden yemiyorsun Diye sorduğumda da söyledikleri ise şaşırmama yol açmıştı. -Bana yedirmeni bekliyordum Zale Ona gülümseyerek kafamı aşağı yukarı salarken bir aptal gibi göründüğümü inkar edemezdim. -Peki madem öyle istiyorsun. Yemeğini yedirdikten sonra ağzını da silince ayağa kalktık. Sıra uzaylıları bulmaya gelmişti. Gülerek yürürken durmama sebeb olan şey beni takip etmeyen adamdı. -Neden gelmiyorsun diye sorduğumda bana bakarak içten gülümsemesi beni de gülümsetmişti. -Zale Seni Çok Sevdiğimi Biliyorsun Dimi derken benden cevap beklemeden kendisini cevaplamıştı bile -Tabi biliyorsun çünkü uzaylıları aramak için özelikle seni davet ettim. Ne de olsa baş başa arayacaz diyince kıkırtıma engel olamadım. Herkes sevdiği adamla dışarda gezer tozar ben sevdiğim adamla uzaylı ararım. İşte öyle bir aşk bizimki.
Arkadaşlar bol bol yorum istiyorum sizlerden. Karakterler hakında ne düşünüyorsunuz? Fikirleriniz benim için kıymetli. Bir doktorun deliye ağşık olmasını bekliyor muydunuz?
|
0% |