Bahçedeki çiçekleri sularken arkamdan gelen annemin sesiyle yerimde sıçramıştım. Yine ne olmuştu sabah sabah.

-Aden kızım buraya gelsene sana bir sürprizim var

Çardağa doğru yürürken süprizin ne olduğunu merak etmiyor değildim. Acaba yine ne oluyordu.

Çardağa geldiğimde arkası bana dönük olan adam la kaşlarımı çatarak anneme döndüm. Annem ise yüzündeki kocaman gülümsemeyle Kaşısındaki adama bakıyordu. Geldiğimi belli etmek için boğazımı temizler gibi yaptığım için annem kafasını bana doğru çevirip konuşmaya başladı.

-Gel kız yoksa dayını özlemedin mi?

Dayım mı dedi o kafamı çevirip adama baktığımda yüzündeki sıcacık gülümsemesiyle bana bakan Ardıl dayımı görmemle yanına koştum.

Sıkıca boynuna sarıldığım için gülerek konuşmaya başladı.

-Aden kızım bu yaşlıyı öldürmek mi senin derdin nefes alamıyorum.

Gülerek söyledikleri onu cittiye almamı zorlaştırdığı için kıkırdayarak ondan uzaklaştım.

-Ne zaman geldin dayı hani gelmeyecektin bu ay işlerim var diyordun. Hem ben seni çoook özlemişim.

Dayım beni kolarının altına alıp konuşmaya başladı

- bi soluklan be kızım ben yoruldum senin yerine. Kızımı özledim geldim daha güzel bi neden bulursan bana söyle ben bulamadım.

- Aşk olsun dayı ben güzel bir neden değilmiyim. Benden güzel bişi olabilir mi.

- Çirkinsin kızım sen hem kalk bakayım ayağa. Kilo mu aldın sen? Bu ne hal benim güzel kızıma ne yaptın sen

-Dayı ben çirkinmiyim? Hem ben kilo almadım ki annem sen zayıfladın diyor.

Sesimin kısık çıktığını duyan dayım ona bakmam için çenemden tutup yüzümü kaldırınca dolu dolu bakan gözlerimle karşılaşınca. Gülmeye başladı gülmek ne kah kaha atmaya başladı.

-Şimdi de çirkin ördek yavrusuna benzemiş benim kızım. Galiba kimse seni almayacak. Ama sen merak etme kızım ben sana bakarım.

Kolunun altından çıkıp kolarımı göhsümde bağlayarak trip atmaya başladım.

Aniden beni yine kolunun altına çekince neye uğradığımı şaşırdım.

- şaka yapıyorum güzel kızım sen çok güzelsin bu yaşlı adamın böyle dediğine bakma sen. Hem her kadın güzeldir bunu ne zaman anlayacaksın.

-dayı sen yaşlı değilsin ki ne diye sürekli yaşlıyım diyip duruyorsun. 35 yaşında boylu poslu en önemliside kaslısın ve tabi ki de 20'li erkeklere taş çıkarırsın. Tabi yine de biz kadınlar sizlerden çok daha iyiz ama işte kıymetimizi bilmeyen odunlar var okadar.

Çardak'taki sohbetimiz böyle eğlenceli geçerken dayıma gelen telefonla dayım yerinden kalkıp konuşmaya gitmişti.

Annem ise içerde yemek yapmaya gitmişti. Bir süre sonra dayımın bağırdığını duyunca oraya doğru gittim ne olmuştu ki

Ardıl'dan telefonum çalınca bakışlarım telefona kaydı. Arayan kişinin adını görmemle kaşlarımı çattım.

-efendim Demir

-Hamile kadını neden bıraktın senin çocuğuna hamile lan o

-Bak demir teyzene bunu yapan ben değilim bilip bilmeden konuşma ben o gün onu hastaneye götürmek için uğraştım okadar Polisler yanlış anladı ve ben suçsuz yere 5 yıl hapis yattım.

- siktiğimin şerefsizi halla nasıl inkar edebiliyorsun.

-terbiyeni takın demir karşında çocuk yok.

-Bu saatten sonra arkanı kola Ardıl Darbenin nereden geleceğini bilemezsin

-Sende şunu sakın unutma demir eğer darben ölümcül değilse sıra rakibine geçer.

Telefonu sinirle kapatıp düşünmeye başladım. Şimdi ne olucaktı

Arkamdan gelen Aden'in sesiyle ona doğru döndüm.

-Dayı annem çağırıyor yemek hazırmış.

Aden'den devam dayım bana doğru gelince aklımı kurcalayan tek bir isim vardı. Dayımı bukadar öfkelendiren Demir kimdi.

Yemekler yendikten sonra dayımı zor bela ikna edip Atış Talimi'ne gelmiştik.

Bana silah kulanmayı öğretecekti.

Karşımızdaki hedefe birde elime zorla sıkıştırılan oyuncak silaha baktım.

-Dayı bu ne ya. Gerçek silahı neden kulanamıyorum.

Dil dökmekten ağlamak üzereydim artık.

Gülmemek için kendini zor tutan dayıma öfkeyle bakıyordum.

-Aden ateş etsene seni mi bekleyeceğiz Allah Allah

Elimdeki silaha bakıp sırıtarak dayıma baktım ne düşündüğümü anlamış gibi aceleyle konuşmaya başladı

-Aden bak sakın

Konuşması daha bitmeden elimdeki su silahıyla onu kovalamaya başladım.

Hem ateş ediyor hem gülüyordum.

Aniden karşıma çıkan adamla durmak zorunda kaldım

-Affedersiniz

Diyip yanından geçtim ileriye doğru bakınca dayımın çıkışa doğru kaçtığını gördüm. Gülerek ateş etmeye devam ettim.

-Buraya gel dayı bana bu silahı vermeden önce düşünecektin.

Silahı dayıma tam sıkacakken kapıdan geçtiği için su başka bir adamın yüzüne çarptı.

-sen ne yaptığını sanıyorsun burası parka mı benziyor.

-kusura bakmayın yanlışlıkla oldu

Annemin benim için adımı işlediği mendili ona uzattım.

-yüzünüzü kurutursunuz tekrardan özür dilerim.

Önümdeki adamın arkasında dayımın sesi gelince biraz yana doğru çekildim

-Aden buraya gel hemen

-Peki dayı geliyorum.

-Bu arada ben Aden memnun oldum

Adam uzattığım elime bakıp önce mendili aldı sonrada elimi sıktı.

-Hiç memnun olmadım küçük kız bir dahakine daha dikatli ol

-Aman be sen ne laftan anlamaz birisin yanlışlıkla oldu diyorum. Anlamıyormusun

Sinirle Dayıma doğru gidip koluna girdim

-Hadi dayı gidelim ben çok acıktım

-Ben boşuna demiyorum ki sen kilo aldın.

-Dayı senin paran mı yok gel ben sana ısmarlarım ya.

Gülerek giden kızın arkasından sırıtarak bakan biri vardı kızın bu ukala tavrı adamı güldürmüştü

Demir'den giden kızın ardından sırıtarak bakıyordum küçücük boyuyla yaptığı tavırlar komikti kendimi toparlayıp yanımdaki korumaya döndüm.

-Serhat sana bir görev vericem eli boş dönersen yaşatmam seni.

-Şimdi Şu Ardıl iyice araştır bakalım kimmiş ve neyin nesiymiş. Bana onun en değer verdiği şeyi ve ya kişiyi bul.

Bu sefer çok büyük oynamamız gerekecek.

Teyzemin canı yandığı kadar onunda canı yanacak.

Bakışlarım elimdeki mendile kayınca yüzümü kurutmak için kullanacak Ken burnuma gelen güzel kokuyla vazgeçtim. Limon çiçeği gibi ferahlatıcı bir kokusu vardı. Mendili açtığımda içinde kocaman harflerle ADEN yazıyordu.

Mendili cebime koyarak yoluma devam ettim.

Gelecekte yapacağım hataları bilmeden.

Ne düşünüyors

unuz?

Sizce ADEN nasıl bir karakter?

DEMİR'İ nasıl buldunuz?

ARDIL ne yapmış olabilir ki?

Hikayenin ilerleyişini beğenirsiniz umarım. İyi okumalar