Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@bahar_bzk

Arkama Bakmadan Kaçarken Peşimden Geldiğinden emindim hem niye gelmişti ki. Onu geçtim hamile olduğumu nereden öğrenmişti. Ben daha yeni öğrenmiştim. Eve geldiğimde kapıyı kapatıp sıkıca kilitledim hayır beni evinden hayatından kovan biriyle konuşmak istemiyordum.

 

-Halin aç şu lanet kapıyı

 

Öfkeyle bağıran adamla bende iyice öfkeleniyordum.

 

- açmıyorum git burdan seni istemiyorum.

 

-bende seni istemiyorum o çocuklar benden mi bunu bilmek istiyorum.

 

Ne diyordu bu adam böyle ne ima ediyordu. Ben öyle bir kadın değildim ki bunu bilmiyor muydu. Gözümden akan yaşlara inat bağırdım.

 

-Kendi çocuğunu inkar eden biri baba olamaz. Defol git evimden.

 

-Doğduklarında her şeyi öğreneceğiz.

 

Aniden kapıya atılan tekmeyle geriye doğru sıçradım. Elimdeki telefondan abimin adını bulduğum gibi armaya Başladım.

 

İkinci çalışta açılan telefonla korkuyla konuşmaya başladım.

 

-Abi Devran burda çocukları öğrenmiş bişi yap ben o cehenneme gitmek istemiyorum.

 

Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım bile korkuyordum hemde hiç olmadığı kadar çok korkuyordum.

 

Devran'dan değil sözlerinden korkuyordum. Yine beni aşağılamasından küçük görüp sürtük muamelesi yapmasından ve en önemlisi de çocuklarını kabul etmemesinden korkuyordum.

 

Abimin sert çıkan sesiyle kapının kırılması bir olduğu için korkuyla çığlık atmıştım.

 

- Halin korkma abicim geliyorum.

 

Kolumu tutup sıkmaya başlayan adamla canım yansa dahi belli etmiyordum.

 

Diğer elim ise karnımın üzerinde çocuklarımı babalarından korumak istercesine duruyordu.

 

Bir anne çocuklarını babalarından korumak zorunda kalmamalıydı.

 

-şimdi nereye kaçacaksın.

 

Öfkeyle sorduğu soru elimi daha da çok karnıma bastırmama sebep olmuştu.

 

Korkmuş halimi görünce bakışları karnımı saran ellerime kaymıştı. Kaşları çatılınca kolumu bırakıp konuşmaya başladı.

 

-Onlara zarar vereceğimi mi düşündün. Gerçekten bunu yapacağıma inandın mı

 

Tam konuşucakken belimden tutup beni omzunun üzerine attıp yürümeye başladı.

 

-bu da ne demek sadece konuşacak tık. İndir beni.

 

Korkarak sorduğum soruya aldırış etmeden yürümeye devam ediyordu.

 

-Ben oraya gitmek istemiyorum lütfen bırak beni

 

Çırpınarak ağlamaya başlamam bile onda zerre etki etmediği için daha çok çırpınmaya başladım.

 

Aniden arabaya fırlatılmamla elimi karnıma doladığım için kafam cam kenarına çarpmıştı.

 

Duyduğum son ses ise kalbimi acıyla kavurmuştu.

 

-Eğer o çocuklar benden değilse işte o zaman ne seni ne de onları yaşatmam

 

-----------------------------------------

 

Gözlerimi açtığımda gördüğüm odayla yerimden kalktım. Bu Mardin deki odamdı.

 

Kapıya doğru giderken başım çok fazla dönüyordu. Kapı kulpunu tutuğum gibi kendime doğru çekmiştim.

 

Denememe rağmen açılmayan kapıyla kapıya tekme attıp konuşmaya başladım.

 

-Açın kapıyı kimse yok mu. Beni burda zorla tutamazsın Devran ağa elbet gideceğim burdan.

 

Yatağa doğru giderken gözlerim dolmuştu bile

 

Hormonlara lanet ederek yatağa uzanıp cenin pozisyonunu aldım.

 

Uyursam belki geçerdi bu acılar.

 

----------------------------

 

Buraya getirilmem in üzerinden bir hafta geçmişti. Geldiğim günden beri yeni odamdan çıkıyordum.

 

Hayır orda kilitli değildim ama hiç kimseyi görmek te istemiyordum. Baran abim bir hafta önce beni almak için gelmişti ama onu da hem benim hemde karısının üzerine tehdit edip geri göndermişlerdi.

 

Mutfağa indiğimde Hacer ablanın kahvaltı hazırladığını görünce yanına yaklaştım.

 

-Kolay gelsin abla

 

-sağ ol güzel kızım

 

-Şey abla ben senden bir şey isteyecektim çok utanıyorum ama ilk aşermem olduğu için canım çok çekiyor sanki yemessem ölecekmişim gibi hissediyorum.

 

Yüzündeki kocaman gülümsemeyle bana bakan kadın konuşunca içim sıcacık oldu

 

-söyle güzel kızım. Yeter ki sen iste ben hemen yaparım. Şimdi söyle bakalım ne çekti canın

 

-Vişne reçeli şey masanın üzerinde var gelirken gördüm. Yukarıya getirebilir misin masada herkesle birlikte kahvaltı yapmak istiyorum da

 

-merak Etme güzel kızım ben getiririm.

 

Heyecanla elimi çırptım.

 

Teşekkür edip odama doğru yol aldım. Daha erkendi kısa bir duş alıp hemen dönerdim

 

Elbisemi giyinip aşağıya indiğimde az kalsın Sevdayla çarpışıyorduk.

 

Bana öfke ve nefretle bakan kız boş gözlerle bakıyordum.

 

Konuşan kadınla kendimi daha fazla tutamayarak tokat attmıştım.

 

-o karnındaki piçleri kimden peydahladıysan onun evine git burda sana yer yok.

 

Attığım tokat la yüzü yana doğru düşen kadına tiksinerek bakıyordum.

 

O kimdi ki benim çocuklarıma dil uzatıyordu.

 

Aniden geriye doğru sertçe itilmemle son anda dengemi sağlayıp düşmekten kurtulmuştum.

 

Yine bir elim karnıma siper olmuştu.

 

Kafamı kaldırdığımda Devran'ın öfkeyle bakan gözleriyle karşılaştım.

 

-Sen ne cüret le benim karıma el kaldırırsın.

 

Tam yine beni itecek ken sert bir şekilde karnına vurduğun dizlerimle geri çekilmek zorunda kalmıştı.

 

-seni öldürürüm anladın mı karnındaki lerle dua et sen

 

Öfkeyle yanımdan giden ikili ile bende avluya gitmeye başladım.

 

Masaya geçip oturduğum da sadece Devran ve Sevda yoktu.

 

Daha fazla dayanamayarak elimdeki ekmeği vişne reçeline batırdım.

 

Heyecanla yemek için elimi kaldırdığımda arkamdan Gelen ses ile kafamı yere eğdim.

 

- Derhal kalk o masadan bizimle yemeyeceksin bundan sonra mutfakta yiyeceksin. Karım senden rahatsız oluyormuş.

 

Bir daha bu evde pişen yemekten bile yemem ama şuan bu reçeli yemessem ölürüm.

 

Dinlemeden ekmeğimi yemek için elimi kaldırdığımda aniden sertçe çekilen elimle elimdeki reçeli ekmek yere düşmüştü.

 

Dolu dolu gözlerle düşen ekmeğe bakmayı bırakıp ayağa kalktım. Kimseye bakmadan ve konuşmadan odama doğru yol aldım. Yememe izin verseydi ne olacaktı ki hem canım çok çekmişti. Gözümden düşen yaşları silerek odama girdim.

 

Kapattığım kapı aynı hızla yine açılınca bakışlarım kapıyı açan kişiye döndü.

 

Karşımda gördüğüm abimle sıkıca boynuna sarıldım.

 

Daha fazla kendimi tutamayarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım

 

Ne için ağladığımı bilmeyen abim bana sıkıca sarılırken sormaya başladı

 

-ne oldu gülüm bişi mi oldu

 

Korkuyla sorduğu soruyla kafamı kaldırıp dolu dolu gözlerimle ona bakarak konuşmaya başladım.

 

-Abi bana vişne reçeli alır mısın canım çok çekti.

 

-Bunun için mi döktün incilerini. Alırım tabi.

 

İki kardeşin arasındaki hüzünlü sahneyi elindeki vişne reçeli ile izleyen adam şimdiden Halin'i masadan kovduğuna pişman olmuştu.

 

 

 

 

Bu bölüm biraz kısa ama bir sonraki bölümü uzun yazacağım

 

İyi okumalar Yıldızı Parlatmayı Unutmayalım Lütfen.

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%