Hastanenin kapısında duran Devran ağa kriz geçirmenin eşiğine gelmişti. Baran ile Bawer onu içeri almayı kesinlikle red ediyorlardı. Hayır bu saatten sonra kardeşlerine yaklaştırmayacaklardı.

Adar ağa ile karısı Meyra hanım ise gözleri yaşlı güzel bir haber bekliyorlardı.

Herkesin yüreğinde bir pişmanlık varken Halin ile Devran'ın yürekleri birleşmiş gibi çocuklarını kaybetmekten korkuyorlardı.

Daha fazla dayanamayan Miran oğlunu içeri aldırmıştı. Sonuçta içerde yatanlar karısı ve çocuklarıydı.

Devran'ı görenler yine kayıtsız bir şekilde beklemeye devam ediyordu. Ancak kendini daha fazla tutamayan Meyra hanım ayağa kalkmıştı bile

Devran karşısında gördüğü kadınla yutkunarak kafasını eğmişti. Oda biliyordu kimseye bakacak yüzü yoktu.

-Dua et Devran ağa Dua et ki kızıma ve çocuklarına bir şey olmasın.

olurda yavruma bir şey olursa işte o zaman kendi ellerimle alırım canını.

-Hayır hayır bir şey olmayacak onlar beni bırakmazlar ki.

-Onlar seni bırakalı çok oldu Devran Ağa sen sadece görmemek için direniyorsun.

Ameliyathane'nin açılan kapısıyla bütün bakışlar o tarafa çevirilmişti.

Devran konuşmaya hazırlanmıştı ki arkadan gelen ses herkesi bölmüştü.

-Gereken Açıklamayı Bana Yapmanızı İstiyorum Doktor Bey; Ben Cumhuriyet Savcısı Aylin Deren.

Doktor ne yapacağını şaşırmıştı kime açıklama yapacağını bilmiyordu. Sonunda kararını Aylinden yapan doktor o tarafa doğru yürümeye başlamıştı.

-Halin hanım geldiğinde zaten durumu çok kötüydü kan kaybı çok fazlaydı. Elimizden gelen her şeyi yaptık ama ne anneyi ne de çocukları kurtaramadık.

Başınız sağolsun

Aniden gelen çığlık sesiyle ve yere yıkılan Meyra hanımla herkesin içi sızlamıştı.

Devran ise kabullenmek istemeyerek başını iki yana sallamaya başlamıştı.

Hayır o ölemezdi daha hiç mutlu olamamıştı ki. Hem ona bir kavanoz vişne reçeli almıştım o çok seviyordu. Şimdi kim yiyecek.

Sesini duymayacak mıydım kokusu da zamanla geçmeyecek miydi. Hayır hayır Halin beni bizi bırakmaz ki.

Doktora bağıran adam sözleriyle acısıyla bile kimsenin yüreğine dokunamamıştı.

Suçlu olarak gördükleri tek kişi Devran'dı şimdi ne diye insanlar ona acısın dı ki

-Hayır hayır yalan söylüyorsun doktor halin yapmaz beni bizi bırakıp gitmez ki. Hem o orda üşür yapamaz çok ağlar yanlız kalmaktan da korkar.

Yapmaz çok korkar karanlıktır orası ağlar çok ağlar.

Bir çocuk gibi aynı şeyleri tekrarlaması ise ayrı bir acıydı.

Yaşar Kemal'in de dediği gibi:

İNSAN BİR KERE BİRİNE GEÇ KALIR VE BİR DAHA HİÇ KİMSE İÇİN ACELE ETMEZ...

Devran ağa sevdasına çok geç kalmıştı.

Peki bir daha başkası için Acele edebilecek miydi.

++++++++++++++++++

3 ay geçti Bawer 3 ay 13 hafta 90 gün ama halla Halin yok.

Acıyarak elindeki bardağa baktı kim bilir kaçıncı bardağıydı.

Ama hâllâ her şeyi hatırlıyordu demek ki yeteri kadar içmiş değildi.

Bardağı kafasına dikerken Bawer'i kesinlikle duymuyordu.

Aniden elinden alınan bardakla öfkeyle arkadaşına baktı.

-yeter lan yeter Halin artık yok unut artık unut kendini de aileni de mahvettin.

-sus öyle deme Halin onu unutursam çok üzülür.

Bawer ise omzunda ağlayan arkadaşından sonra yaptığı hatanın çok net farkına varmıştı.

★★★★★★★★★★★

-Daha Sevda'yı bulamadınız mı

Aylin'in sorduğu soru ile bir adım öne çıkan koruma konuşmaya başlamıştı

-bulduk efendim şuan depoda sizden haber bekliyorduk.

-tamam yalnız bırakın beni akşam geleceğim.

Oda anında boşalınca kafasını yanında duran çocuğa çevirdi. O da Yıllar önce bir hatta yapmıştı ancak. Yaptığı en güzel hata olmuştu.

Bawer oğlum gel bakalım anneye.

Hastaneye geldiğinde yıllar önce birlikte olduğu adam Bawer Mirşad'ı görmeyi hiç beklemiyordu.

Hamile olduğunu öğrendiğinde kapısına kadar gitmişti ancak gördüğü rezalet sahne yüzünden kimsenin hayatına karışmak istememişti.

Evet o gece o eve gittiğinde lise yıllarından beridir âşık olduğu Bawer'e hamile olduğunu söyleyecekti ama nasip olmamıştı

Sevdiği adamı başkasıyla görmenin acısı dolmuştu yüreğine.

Karnındaki bebeğine sığınmıştı buna da şükür etmişti ne de olsa Allah nasip ettmişti bu bebeği. Sevdiğinin bir parçasını taşıyordu hiç kıyabilirmiydi

Allah'a sığınarak büyütmüştü oğlunu.

Hem okumuştu hem de çocuğuna bakabilmişti. Sözü vardı kendine doğan çocuk erkek olursa babasının adını vericekti.

Düşüncelerinden uzaklaşıp eline telefonu aldığında Zaten onu arayan biri olduğunu fark ettmişti.

-Efendim Bawer

-Bu işi çok uzatınız Devran ölüyor lan ölüyor bunu yapmaya hakkınız yoktu.

Bir bilse ona da aynısının yapıldığını böyle konuşurmuydu acaba

Derin bir nefes alıp konuşmaya başlayan kadınla Bawer delirmenin eşiğine gelmişti

-olmaz bu konu bizi ilgilendirmiyor ne sen ne de ben karışmayacağız. Zaten Sevdayı Halin'den köşe bucak saklıyorum işler sarpa sarmış durumda o hazır olmadan bişi yapamayız.

-ne diyorsunuz lan siz adam sürekli karım diyip o boş mezarın başında bekliyor. Bu sefer dönüşü olmayan bir yoldasınız.

Telefonu kapatan adamla arkasına dönmesi bir olmuştu işte şimdi gerçekten ne yapacağını bilmiyordu çünkü oda Bawer den çocuğunu saklamıştı.

Eline telefonu alıp Halin'i aradığında telefonun sesi kapının yanında gelince yutkunarak başını kaldırıp kapıya bakmaya başladı

Gözümden düşen yaşlara inat kafamı dik tutup çocukluk arkadaşıma baktım bunu bana nasıl yapardı çocuğumun katilini benden nasıl saklardı.

-Halin bak

-tek bir şey soracağım Sevda nerde

-yapma halin Adalete teslim edelim olmaz böyle

-SANA NERDE DEDİM

İrkilerek arkaya doğru adım atan

Kadına küçümseyerek bakmaya başladım. Benim işime karışmamalı Hapiste 100 yıl yatmaya bile razıydım ama çocuğumun intikamını alıcaktım.

-Geçen gün gittiğim ********** depoda

Hızlı adımlarla arabama doğru yol almaya başladım. Şimdi intikam zamanıydı.

*****************

Önünde durduğum depoya sırıtarak bakıyordum bu saatten sonra herkes bam başka bir Halin görecekti.

Elimdeki bıçakla sevdanın karşısında durdum.

Beni gören kadının korkusu yüz kilometre öteden beli oluyordu

-ss-sen

-Böö beni özledin mi

Arkamdaki admlara dönüp emirlerimi sıralamaya başladım.

-Kapının önünde nöbet tutun içeri hiçkimsenin girmesine izin yok

Çıkan adamlardan sonra elimdeki bıçakla sevdaya yaklaşmaya başladım adamlardan ağzını da bağlamalarını istediğim için konuşamıyordu.

Elimdeki bıçağın keskinliği ise çok iyiydi.

+18 şiddet vardır

Elbisesini yırtıp bıçakla yavaş yavaş kolundan başlayarak derisini bıçakla yüzmeye başladım.

Hayır ben böyle biri değildim beni buna siz mecbur ettmiştiniz. Şimdi de dönüştürdüğünüz canavarla yüzleşme zamanınız geldi

Ağzı bağlı olduğu İçin çıkan iniltileri hiç te umrumda değildi.

Yanımdaki korumama bakıp tuz istediğimde transa girmiş korumam kafasını sallayarak tuz getirmeye gitmişti.

Korumanın transa girme sebebi yaptıklarım değildi. Sebebi bir avukatın bunu yapmasıydı

Getirilen tuzu yavaş yavaş Sevdanın derisini yüzdüğüm vücuduna dökmeye başladım. İnlemeleri git gide artarken acıya dayanamamış olacak ki bayılmıştı.

Aklımdan geçen şeytani fikirle yanımdaki adamdan kolonya istemiştim. Uyandırmak için su dökmek yerine acıya acı katarak uyandıracaktım.

Elime aldığım kolonyayı baştan aşağı dökmeye başladığımda Ağzındaki bandı haykırarak yırtan sevdayla gülmeye başladım.

Ne demişler bir hamle yapacaksan öldürücü olmasına dikkat etmelisin yoksa hamle rakibine geçer ve evet sıra bendeydi herkes yaşatığını yaşayacaktı.

Yanımdaki adama döndüm

-Bana der hal tırnaklarını sökmem için bir kerpeten getirin.

★★★★★★★★★★★★★★★

Aylin'den

Aç şu lanet telefonu elimdeki telefonu kapatıp gaza daha fazla yüklenmeye başladım.

Geldiğim konakta tanındığım için sıkıntı yaratmadan beni içeri alan adamlara minnettardım

-Devran ağa buraya gel karın yaşıyorrr

Arkadaşlar Yorum Yapmayı Unutmayın Sınır Koymak İstemiyorum

Bu Arada Size Üzücü Bir Haberim Var Bir Kaç Hafta Olmayabilirim Biraz Sorunlarım Var Oy Ve Yorumlarınızı Bekliyorum.

Hikaye Hakındaki Düşünceleriniz Ne?

Sevdiğiniz Karakterler Hangileri?

Tahminleriniz Neler?