@bahar_bzk
|
Geldiğimiz dağ evinde Devran'ı beklerken sıkıntıyla elerimi koltuğa vurdum. Bizi duyduğuna kesinlikle emin olduğum içindi bu can sıkıntım. Büyük ihtimalle birazdan kıyamet kopacaktı. Aylin'e bakıp konuşmaya başladığımda korkarak ayağa fırlaması ile bende ayağa kalkmak zorunda kalmıştım. -Aylin sanırım Devran bizi duydu ve Bawer abimi almaya gitti. Tam emin değilim ama konuşmamızdan sonra Devran sinirle bizi buraya getirdi. Elleri titrerken korkuyla kapıya doğru yürümeye başlayınca peşinden ilerlemeye başladım. -Ne diyorsun sen Halin. Olmaz gitmem lazım ya çocuğumu isterlerlerse. Biliyorsun saklandığım için %90 çocuğu alma hakkına sahip. Kapıyı açtığında ellerinden tutup konuşmaya başladım. -Aylin sakin ol. Aceleyle karar veremeyiz. Baba olma şansını onun elinden bir kere aldın bidaha bunu yapamayız. Gözlerim dolu bir şekilde kafamı iki yana salladım. -Yapma Aylin O da babasına hasret büyümesin. Babanın yanında destekçin olduğunu bilmek çok güzel hatta bunu en iyi bilenlerdensin. Büyüdüğünde babamla bizi ayırdın demez mi yapma aceleyle düşünme sakinleş biraz.
Kafasını eğip gözünden düşen yaşı benden saklarken konuşmasıyla başımı eğmek zorunda kaldım haklıydı
-Senin aksine benim babam beni severdi dediğinde gözlerimden akan yaşı daha fazla tutamamıştım. Ellerimi tutup desteklercesine sıkarken konuşmaya devam ediyordu -Ama Meyra teyze yanında olsaydı eminim ki babana bile gerek kalmazdı. Yani babası olmasa ne olur ki ben ona gereken sevgiyi veririm. Hem yeter artık herşeyime karışmayı bırak Bawer benim çocuğumdan uzak duracak. Sertçe ellerimi ellerinden kurtarırken gereksiz bir dostluğu bitirmenin zamanı gelmişti. Dost demeye bile yüzüm yoktu artık. Eğer dostum olsaydı beni babamla vurmazdı değil mi. -Sen Aylin Deren beni çok iyi dinle Yiğit Bawer Mirşad'ı babasından saklayarak çok büyük bir hatta yaptın mahkeme salonunda görüşürüz abim adına davayı ben açıyorum. Öfkeyle kapıyı açıp çıkarken aklımda olan tek bir şey vardı dostluğumuzun basit bir kurmaca olması. Babamm bir gün beni de çok sevecek ben biliyorum. Hem küçükken çektiği saçımıda öpecek elimi karnıma koyarken hayallerimi bebeğime anlatıyordum. Deden beni de bir gün sarıp sarmalar dimi gözümden akan yaşları silmeye gerek duymadan önümdeki arabaya binip gaza bastım. Yolda giderken yanımdan geçen Bawer abimin arabasıyla korkum büyümeye başladı ya Aylin'e bir zarar verirse sinirle gaza yüklendim eğer öyle bir şey olursa abimi kendi ellerimle hapse atardım. Geldiğim konağa bakarken kimsenin tepkisi umrumda değildi. Kapıyı açıp indiğimde beni gören korumalar hortlak görmüş gibi irkilirken konuşmaları yüzümde gülümsemeye yol açmıştı. -Benim gördüğümü sizde görüyormusunuz diyerek yanındaki adamı dürtmesiyle korkarak bağıran adamı önüme itip kapıyı açmasıyla kıkırtıma engel olamamıştım. -Yetişin Meyra Hanım Halin Hortlamış -Yakup Nas Felak Bişi Okuyun Oğlum -Salih Bu Gülüyor Lan -Hayalet Resmen Bizimle Alay Ediyor Yanlarından geçerken korkuyla geri çekilmeleri daha fazla gülmeme yol açmıştı. Bu korumaları küçükkende hep çok severdim babam beni dövdüğü bir gün yine onlar durmuştu karşılarında ben kovulacaklarına okadar korkmuştum ki ağlayarak gitmelerini istemiştim yoksa babam iyi diye kovardı onları. Konağa girdiğimde seslerden dolayı aşağıya doluşan insanlar beni gördüklerine pek şaşırmış gibi değillerdi. Bu da demek oluyordu ki Devran onlara en başından beri her şeyi iletmişti. Dışarıya çıkan annem ile babama bakarken onlara doğru yürümeye başladım. Annemin ellerini öpüp sarıldığımda ağlayarak bana karşılık vermesi daha sıkı sarılmama neden olmuştu. -Öldün sandım ellerimle toprak attım üstüne gece gündüz üzerine toprak atan bu ellere lanet ettim. Hiç mi duymadın bir annenin çocuğuna olan feryadını.
-Duymadım annem. Bende feryat ettim çocuğumu bana geri verin diye kendi sesimden senin sesine sağır oldum. Affet annem sana sağır ve kör olan bana da lanet olsun. Ama affet
-şşşş öyle deme kurban olurum ben sana. Sen benim nazlı kızım Allah ömrümden alsın sana versin ama senin elinin tırnağına bile zarar gelmesin.
Ağlayan annemden zor bela ayrılıp babama doğru döndüm. Elini tutup öpecekken saçımdan tutup yüzüme attığı tokatla zaten ayakta zor duran bedenim yere düştüğünde refleksle ellerimi sıkı sıkıya karnıma sararak bebeğimi korumaya çalıştım. Bir başkasından değil kendi babamdan.
Tam konuşacakken annemin ona attığı tokatla kafası sola doğru büküldüğünde annemin bağırması artmaya başladı.
-Kızıma dokunan o ellerin kırılsın inşallah babamı iterek bana doğru yürüdüğünde babamın onu kolarından tutup geriye çekmesi bir olmuştu. Annemi itip. Bana doğru yürüyen babamla korkarak karnımı korumaya devam ettim.
-Defol git evimden kendini ölü olarak gösterdikten sonra hangi yüzle buraya gelmeye cesaret edersin. Senin için içim parçalansa bile bu sefer olmaz Halin bu son yaptığın olmadı. Gözünden akan yaşı görmemle afalayarak ona bakmaya başladım.
Dizlerinin üzerine küt diye düşerken bana doğru gelmeye başladı. Tutuğu saçımı okşayarak kafamı göhsüne çekip öpmesiyle daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladım. Buda neydi şimdi neden beni seviyordu ki?
-Hastanede olduğunu öğrendiğimde içime bir sıkıntı doğdu. Böyle sanki canımın yarısını söküp almışlar gibi. Sonra bi baktım doktorlar öldü diyorlar. İşte o an anladım bu can sıkıntısını. Meğersem canımın yarısı gerçekten gittmiş. Eve geldiğimde konağın avlusunda bana bağıran bir çocukla yerin dibine girdim. Yanına gidip yüzüne baktığımda bunun benim küçük ve hiç büyüyemeyen kızım olduğunu gördüm. Bana baba sen canımı çok yaktın diyerek köşede ağlıyordu. Gidip yanına oturduğumda korkuyla irkilmesi beni vicdan azabına sürüklemeye başladı. Çünkü bende kör ve sağır olmuşum kızımın yardım çığlıklarına oysaki sadece başını okşayıp onu sevmemi istemiş.
Hıçkıra hıçkıra ağlarken daha sıkı sarıldım güvenli kollarına. Biliyorum artık çok geç ama olsun belki de böylesi bizim için en hayırlı olandı.
Bu sefer dayanamayarak sesimi yükselterek konuşmaya başladım.
-Babaaa Saçımı Birazdaha Sevsene.
Bu Sefer Çok Şey İstemiyorum Sadece Biraz Daha Okşa Saçlarımı Yeter Diyorum...
Okşadı bu sefer kızına kaldırdığı ellerini sevmek için kaldırdı. Farkında değilerdi ama bu sefer her şeye geç kalınmıştı.
★★★★★★★★★★★★
Devran'dan dağ evine geldiğimizde sinirle arabadan inmeme rağmen onu görmenin heyecanı vardı içimde. Bu sefer ikimizde hatalarımızdan ders alıp kavuşacaktık biliyorum halla bizim için bir umut vardı. Hem boşuna dememişler nefes aldığın sürece umut hep vardır. Bu sefer kavuşacağız içime doğuyordu.
Kapıyı açıp içeri girdiğimizde yerde hıçkıra hıçkıra ağlayan Aylin'le adımlarımızı hızlandırdık.
Aylin'in kolarından tutup onu ayağa kaldıran Bawer'le gözlerim Halin'i aramaya başladı etrafıma bakarken onu görememenin korkusuyla Aylin'e dönüp konuşmaya başladım -Halin nerde? Neden senin yanında değil Kafasını kaldırıp bağırarak konuşmasıyla kapıya doğru adımlamaya başladım. -Gitti bilmiyorum ama beni bizi dostluğumuzu bitirip gitti. Arabaya bindiğim gibi konağa doğru yol almaya başladım. Büyük ihtimalle eve gitmiştir. Telefonu torpido gözünden alıp aramaya başladım çalmasına rağmen açılmayan telefonla Birazdaha gaza yüklendim.
Konağın önünde durduğumda çalan telefonumla bakışlarım arayan kişiye kaydı. Gördüğüm isim şaşırmama neden açsada telefonu açıp kulağıma yasladım. -Efendim Doktor Bey -Beni Hatırladınız Umarım Halin'in doktoruyum -Evet evet sizi hatırlıyorum bir sorun mu vardı -Aslında Bu Konuşma Telefonda Olmaz Ama Acil Bir Karar Vermeniz Gerekiyor. Daha Fazla Gecikmeden.
Dedikleriyle içime düşen sıkıntıyı es geçip cevap verdim.
-Ne kararı -Halin hanım ölüyor. Devran bey en kısa zamanda bebeği aldırması gerekiyor. Bebekle birlikte karnında büyüyen bir illet var.
Elimden düşen telefonu tutamazken aklımda dönüp dolaşan tek bir soru var dı YİNE Mİ YARIM KALACAKTIK?
ARKADAŞLAR FİNAL BÖLÜMÜNE AZ KALDI SEZON FİNALİ Mİ YAPSAM YOKSA HİKAYEYİ BİTİRSEM Mİ DİYE HALLA KARARSIZIM?
OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN😍😘
FİKİRLERİNİZİ ALALIM?
|
0% |