Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@bahar_pala

Bahar&Poyraz Ali


O sırada Yusuf ağanın telefonu çaldı. Cebinden telefonu çıkarıp baktı ve maçlarını çattı. Ne olduğunu anlamak için yanına gidip telefona baktım. ATEŞ AĞA arıyordu. Yusuf Ağa telefonu açıp hoparlörü açtı.


Ateş ağa " boşuna baharı aramayın benim yanımda. Size söylemiştim o it bulunana kadar Bahar yanımda kalacak." Telefonu kapattı.


🦋🦋🦋🦋


Poyraz Aliden


Beynimden vurulmuşa döndüm. Baharı bu kadar kişinin içinden kimsenin ruhu duymadan kaçırmıştı. Adımlarımı hastahanenin çıkışına doğru çevirdim.


" Ekin, adamları toplayın gidiyoruz."


Senin ile görülecek hesabım var Ateş ağa.


Kimse baharı,benim sevdiğimi benden alamaz.


Arabama binip aslanbey konağına doğru sürdüm.


Yapacaklarımı bütün Mardin görecekti. Baharı kaçırmak neymiş o Ateş itine gösterecektim.


Aslanbey konağının önüne geldiğimde arabayı sert bir frenle durdurdum. Arabanın kapısını açıp hızlı adımlarla ilerlerken korumalar beni durdurdu.


"Poyraz Ağam giremezsiniz. Ateş ağanın kesin emiri var. İçeri almayın dedi."


"Lan sen kimsin beni durduruyorsun, çekil önümden. " koruma kenara geçip kapıyı açtı ve içeri geçtim.


"ASLANBEYLER BAHAR NERDEEEEE."


Ezmira hanım " Poyraz Ağa baharı niye burda ararsın. O burda yoktur."


"Senin oğlun baharı kaçırmış. Bende poyrazsam ona Mardini dar edeceğim. Beklesin her gün ona hediyelerim olacak. Baharı kaçırmak neymiş görecek ."


Ezmira hanım" Poyraz ağam benim oğlum öyle bir şey yapmaz kız yaralıdır. Hastahaneden nasıl kaçırsın. Bir yanlış vardır o işte."


"OĞLUN aradı Bahar benim yanımda dedi. O oğluna söyle baharı evine getirsin yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim. Eğer baharı getirmezse bu evi yakarım."


Konaktan çıkıp arabaya bindim. Kardeşim Yağız hemen arkamda ki araba ile beni takip ediyordu. Onunla birlikte Karasu konağına doğru yola çıktım...


Karasu konağı


Asmin hanım konağa gelmiş ve sedirde oturuyordu. Sinem yenge yanında durmuş asmin ananın eline kolonya sürüyordu . Sürekli ağlıyor baharın ismini sayıklıyordu.


Bir haber beklerken daha fazla dayanamadım ve ekini aradım.


"Ekin adamları topla aslanbey konağında kimsenin olmadığına emin ol,insanları ordan uzaklaştır. Bir işimiz var seninle. Hazırlıkları tamamla."


Arabaya binip aslanbey konağına doğru yola çıktım.Yağız benimleydi. Sesi çıkmıyor sadece bana yardım ediyordu.


Ateş ağa madem baharı getirmiyor o zaman iyi bir dersi hak etti.....


Bahardan


Nefesimin yetmediğini düşündüğüm anda derin nefesler alamaya çalışsam da yeterli olmuyor bir türlü. Sorun ciğerlerim de değil kalbimde. Kalbim paramparça içimde bitmeyen yangınlar vardı. İçim de derin bir sancı hissediyordum, yutkunamıyorum.


Söyleyecek o kadar çok şey var ki...


Aklım ile kalbim arasında savaşıyorum.


Herkes benim hakkımda bir şeyler konuşurken uzaktan onları izliyorum. Hayatım da konuk oyuncu gibiydim....


Gözlerimi açmaya çalışıyor ama açamıyordum çok uykum geliyordu. Uzaktan sesler duyuyordum ama cevap veremiyordum. Yanımda biri vardı telefon ile konuşuyordu. Ses Ateş ağanındı. Onun sesini duyunca gözlerimi araladım. Bakışlarım yan tarafımda telefon ile konuşan Ateş ağaya takıldı.


Ateş ağa derken Bahar. Biz neden burdayız. Sen niye normal davranıyorsun Bahar kalk şunu gebert..


Benim burda ne işim vardı bu adam beni neden buraya getirdi. Bir rahat vermiyorlar. Allah aşkına ben daha yeni ölümden döndüm bir rahat bırakın ya..


Ateş ağa çenesini sıkmış, sol elini yumruk yapmıştı. Sinirlendiği için yüzü kızarmıştı. Telefonla biraz daha konuştuktan sonra kapattı ve cebine koydu. Derin derin nefesler alıyor sakinleşmeye çalışıyordu. Odanın içinde tur atmaya başladı.


" Ulan Poyraz. Konağı yakmak ne lan. Konağı nasıl ateşe vermiş bu adam. Kimse fark etmemiş lannn."


ileri, geri giderken benim ile göz göze geldi.


"Uyanmışsın sonunda. Hiç uyanmayacaksın sandım. "


"Beni neden buraya getirdin. Farkındaysan yeni amilyattan çıktım. Sen kim oluyorsun da beni burda alıkoyuyorsun. Babamı ara gelip beni alsın. Şu an kendi başıma gidemiyorum. Hatırlarsın belki Arkamdan vurdun ya. " Ateş ağanın gözleri karardı. Ellerini öyle sıkı yumruk yapmıştı ki. Bir an bana vuracak sandım.


Ateş Ağa " Ben sana kurşun sıkmadım. Sana denk geldi. O it elimden silahı almaya çalışmasaydı sana bir şey olmayacaktı. Ben kimseyi arkasından vurmam bunu o güzel kafana sok."


"Poyraz hakkında düzgün konuş. Sensin it. Ayrıca o tutmasaydı kurşunu abime sıkacaktın. Bende mirzanın önüne geçtim. Neyse ne olan oldu. Ben seni görmek istemiyorum. Beni derhal evime götür. Babamı aramıyorsun bari bunu yap. Vicdana gel biraz insan ol."


Ateş Ağa " Bahar benimle düzgün konuş, benim canımı sıkma. Zaten o Poyraz iti konağı yakmış. Sinirim tepemde sana patlarım. Seni hiç bir yere götürüyorum burda kalıyorsun. Birazdan yemek göndereceğim onları ye. Hemşire seni kontrol etmeye gelecek. Biraz uyumaya çalış. Sakın kaçmaya çalışma yeni uyandın. Dikişlerin açılır. Ayrıca kaçsan bile çok uzağa gidemezsin. Kaçma fikrini aklından çıkar."


Ateş ağanın söyledikleri ile dişlerimi sıktım. Ben burda bırakmazlardı,babam beni burda bırakmaz. Poyraz beni bulurdu. Kendimi kasınca dikiş yerim sızladı. Sakinleşmeye çalışarak gözlerimi kapattım.


Bahar duydun mu? Poyraz konağı yakmış. Aslanbey konağı yanmış dedi Ateş ağa. Kocamız olay Bahar. Bu çocuğu kaçırma benden söylemesi.


Konağın yandığı aklım gelince yerimden kalkmaya çalıştım ama kalkamadım dikiş yerlerim çok sızlıyordu. Poyraz insanlar içindeyken yapmazdı. O cani değildi. Bunu düşününce rahatladım ve gözlerimi kapattım.


Bir hafta sonra ...


Tam bir haftadır burda bu odada kalıyordum. Delirme eşiğine gelmiştim. Hemşire geliyor kontrol edip serumu değiştiryordu. Benimle tek kelime bile konuşmuyordu. Ateş ağanın emri olmalıydı bu.


Yemek getiren kızdan başka kimseyi görmüyordum. Ateş ağa o günden beri bir daha yanıma gelmemişti.


Burdan kaçma planları yapmak için balkona çıkıyor orda korumaların yerine bakıyordum. Korumaların değişim saatini öğrenmiştim. Bugün burdan gidecektim .


Yaram iyiydi. Toparlanmıştım bir hafta içerisinde. Yatağın karşısındaki koltuğa geçip oturdum. Ezra birazdan yemek getirmek için odaya gelecekti. O geldiğinde bir şekilde odadan çıkacak ve kaçacaktım.


Dakikaları sayarken sonunda odanın kapısı açıldı. Ezra kilidi cebine koyup bana doğru ilerledi sehpanın üzerine yemekleri bıraktı.


"Ezra ben çok susadım. Su bitmiş bana su getirebilir misin rica etsem."


Ezra" Tabi hemen getireyim Bahar Hanım." Ezra hızlı adımlarla odadan çıkınca bende hemen onun arkasından çıktım.


Vakit kaybetmeden merdivenlere yöneldim. Korumalar yoktu değişim saatleri gelmişti. Bunu fırsat bilip biraz daha hızlandım.


Konağın arka bahçesine doğru ilerledim, arka bahçede kapının olduğu yere ulaşınca kapıyı açtım. Etrafı kolaçan edip kimsenin olmadığını görünce çıktım.


Hızlı adımlarla dağlık alanda yürüyordum. Isısız bir eve getirmişti beni dağ ayısı. Bunu her gün etrafı tanımak için baktığımda anlamıştım.


Hava kararmaya başlayınca korkum gün yüzüne çıktı. Nerde olduğumu bilmiyordum.


Biraz daha ilerleyince bir arabanın uzaktan buraya doğru geldiğini gördüm. Arabanın plakasına bakınca Ateş ağanın olmadığını anladım. Elimi sallayıp arabayı durdurmaya çalıştım. Araba biraz daha ilerleyip tam önümde durdu.


Adam camı açıp " Hanımefendi bir sorun mu var?"


"Beyefendi beni lütfen mardin merkeze bırakır mısınız. Şu an yanımda telefon yok kimseyi arayamıyorum. Lütfen bana yardım edin."


" Tabi gelin lütfen, bende merkeze gidiyorum zaten."


Hemen arabanın arka kapısını açıp oturdum. Bilerek öne oturmamıştım. Arkası daha güvenli gelmişti.


Bahar madem güvenmiyorsun ne diye arabaya bindin.


Yolda tek başıma yürüyecek değilim herhalde merkeze daha çok var. O yüzden arabaya bindim cemile. Lütfen susar mısın.


Adam tanımadığım yollardan gidiyor benimle hiç konuşmuyordu. Biraz daha ilerleyince ateş ağanın beni getirdiği evi gördüm.


Gözlerimi sımsıkı kapattım. Adamın oraya doğru ilerlemesiyle Ateş ağanın adamı olduğunu anladım. Tabi ki biliyordu kaçacağımı. Kaçmama izin verdi çünkü kaçamayacağımı biliyordu.


Sakin olmaya çalıştım. Babamın beni burda daha fazla bırakmayacağını umut ettim.


Araba evin büyük kapısının önünde durunca camdan dışarıya baktım. ATEŞ ağa kapının önünde durmuş,iki eli cebinde benim olduğum tarafa gülerek baktığını gördüm.


Ellerini cebinden çıkarıp arabaya doğru geldi. Kapıyı açıp elini bana uzattı. Elini tutmayıp arabadan indim.


Ateş Ağa " Gerçekten burdan gidebileceğini mi sandın. Senin kaçamana bilerek izin verdim Bahar. Yoksa dışarıya adım bile atamazsın. Her gün balkona çıkıp korumaların değişim saatini öğrenmeye çalışıyorsun. Ben bunları görmüyor muyum ha. Aklını kullan biraz, şimdi odana git. Bu hatanı görmezden geliyorum."


"Sen kimsin Ateş ağa, kendini ne sanıyorsun. Babam beni illa ki bulacak sen o zaman düşün başına gelecekleri. Ha birde Poyraz var onun sana yapacaklarını dört gözle bekliyorum, az kaldı sabret çok yakında gelecekler." Yanından geçip merdivenlere doğru ilerledim. Hızlı adımlarla kaldığım odaya çıktım. Yatağa geçip oturdum. Adım sesleri odama doğru yaklaşıyordu. Peşimden gelmişti.


Ateş ağa odaya girip karşıma geçti.


" Abin hâlâ bulunamdı Bahar. Ben babana söyledim abin bulunana kadar burdasın. Kaçmaya yeltenmeyeceksin kendine zarar veriyorsun. Ameliyattan çıkalı bir hafta oldu. Kendini yorma. "


" Bunları beni ameliyattan bir saat sonra yoğun bakımdan kaçıran adam mı söylüyor? Güldürme beni Ateş ağa. Şimdi çık odadan daha fazla sinirlendirme beni. Uyuyacağım yalnız bırak beni." Ateş ağanın sabrını zorluyordum ama umrumda değildi.


Madem beni kaçırdı bu hallerimi çekecekti. Ha çekemiyor mu? bıraksın beni o zaman.


Ateş ağa "sabrımın bir sınırı var Bahar ve o dolmak üzere. Ben bugün yaptıklarını görmezden geliyorum sende otur oturduğun yerde. Söylenmeyi bırak."


Ateş ağa kapıya doğru gitti kapının anahtarını çıkarıp eline aldı. Odadan çıktıktan sonra kapıyı kapattı. Kilitleyecek sanmıştım ama kilitlememişti. Adım sesleri uzaklaşırken kendimi yatağa bıraktım. Çok yorulmuşum,dinlenmek için gözlerimi kapattım.


🦋🦋🦋🦋


Gözlerimi aşağıdan gelen bağırış,çağırış seslerine açtım. Ayağa kalkıp banyoda elimi yüzümü yıkadım daha sonra üstümü düzeltip, aşağıya indim. Ateş ağa avluda korumalara bağırıyordu.


"LAN NE DEMEK MARDİN MEYDANINI YAKMIŞ. LAN SİZ NERDEYDİNİZ O YAKARKEN KINA MI YAKIYORDUNUZ LANNNNN. GİTMİŞ BİRDE GALERİDEKİ ARABALARI MEYDANA GETİRİP YAKMIŞ. "


Ben duyduklarım ile şok olurken Ateş ağanın telefonu çaldı. Sinirle kulağına götürüp


"LAN SEN NE YAPIYORSUN KAFAYI MI YEDİN. MEYDANI YAKMAK NE POYRAZ AĞA.


(Medyadaki şarkıyı burda açabilirsiniz.)


Poyraz "Ben sana ne dedim Ateş ağa. Baharı getirmediğin her gün bir yer yanacak. Arabaların Mardin meydanında yandı. Eğer baharı getirmezsen ben bunlara devam edeceğim karar senin." Poyrazın sesini duyunca gözlerim doldu. Bir damla göz yaşı sol gözümden düştü. Çok özlemiştim sesini, gülünce kısılan gözlerini...


Ateş Ağa " Vermiyorum lan baharı gel al. Gel bulabiliyoran al baharı. " Telefonu poyrazın yüzüne kapatıp korumalara döndü.


"Koruma sayısını arttırın her eve koruma gönderin bu delinin hangi yeri yakacağını bilmiyoruz. " Ateş ağa sözlerini bitirince ben merdivenlerden yukarı çıktım. Odaya geçip bolkona çıktım. Salıncağa oturup öylece karşıya bakıyordum.


Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama evin kapısı gürültüyle açıldı. Ayağa kalkıp aşağıya doğru baktım. Poyraz ve babamlar gelmişti. Yüzümde büyük bir gülümseme oluştu, koşarak kapıya doğru gittim. Kapı kulpunu indirince kapı açılmadı. Kapıyı kilitlemişti. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve sakin olmaya çalıştım. Gelmişlerdi birazdan bu yerden kurtulacaktım.


Adımlarımı balkona doğru attım. Aşağıya baktığımda Poyraz Ateş ağanın karşısına geçmiş silahını kafasına tutmuştu.


Ben babama doğru bakıp "BABA BENİ BURAYA KİLİTLEDİ BİRİ BENİ GELİP ÇIKARABİLİR Mİ LÜTFEN." Poyraz sesimi duyunca kafasını yukarı kaldırıp baktı. Vücuduma bakıp bir şeyim var mı,yok mu diye anlamaya çalıştı. Dikkatli bir şekilde bakınca bir şeyim olmadığına karar verdi ve Yağız'a bakıp kafası ile yukarıya gösterdi. Gözlerime şefkat ve özlemle bakıyordu.


Yağız gelip beni odadan çıkarınca birlikte aşağıya indik. Babam yanıma gelip sıkıca sarıldı "kızım bir şeyin yok çok şükür. Yaran iyi mi? Sen iyi misin? başka bir yerinde bir şey yok değil mi ha kızım?"


Babamdan ayrılıp "Babam iyiyim bir şeyim yok. Siz geldiniz ya daha iyi oldum." Babam iyi olduğumu anlayınca bir kez daha sarıldı ve Poyrazın yanına geçti.


Ben Yağız'a dönüp " lütfen bana çekirdek getirdiğini söyle Yağız." Ona melül melül bakıyor evet demesini bekliyordum.


Yağız gülerek " unutur muyum Bahar çekirdekleri. Gel bende bu anı bekliyordum." Yağız ile merdivene oturup Poyraz ile babamları izleyerek çekirdek çıtlıyorduk.


Poyraz " Eee Ateş ağa bulduk seni. Şimdi söyle ne yapayım sana ha."


Yusuf Ağa "baharı kaçırmak ne demek Ateş ağa. Sen kimsin de benim kızımı kaçırırsın." Selim abim babamın sağ tarafında o da Ateş ağaya silah tutuyordu.


Ateş Ağa "Ben size dedim o it bulunana kadar Bahar yanımda kalacak." Poyraz silahı öyle sıkı tutuyordu ki silah kırılacaktı biraz daha sıksa.


Bahar " Baba bu arada ben kaçmaya çalıştım ama olmadı ya. Beni kandırmış, bunu eklemek istedim." Yağız yüzüme böcek görmüş gibi bakıyor, neden böyle davrandığımı anlamaya çalışıyordu. Ona kafamı sallayarak ne var dedim. Bana bakmayı bırakarak önüne döndü. Elinde çekirdeği ile tekrardan izlemeye başladı.


Bende çekirdek biraz daha alıp izlemeye başladım. Ben bu ânın hayalini kuruyordum. Kimse beni şu an anlamıyordu ama umrumda değildi. Ateş ağanın o bozulan suratını görmek yetiyordu bana.


Mutluluğum konağın kapısından girenleri görene kadardı. Aşiretin üyeleri bir bir kapıdan girmiş ve babamların yanın da durmuştu.


En yaşlı olan Ağa " Silahları indirin. Yarın aşiret toplanacak. Emir ve kız bulundu yarın toplanıp bir karar verilecek. Bu konuyu da konuşacağız."


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. 🩵🦋


Loading...
0%