@bahar_pala
|
Yeni bölüm geldiiiii. Canım okurlarım lütfen şu yıldıza basın ya. Verdiğim emek çok fazla ama yıldıza basmıyorsunuz. Böyle devam ederse yazmayacağım gibi. Bir yıldıza basmak çok zor değil. O sihirli parmaklarınız ile yıldıza dokunacaksınız. Bölümleri bitirir bitirmez paylaşıyorum. Yorum yapan sadece bir kaç kişi yorum yaparsanız eğer sizlerle sohbet ederim. Hep birlikte karakterler hakkında konuşalım dedikodu yapalım. Bu bölüm hep birlikte ağlayacağız. Baharı yazarken ciğerimi bıraktım. Geçelim O zaman okumaya.💫🦋⚘️ Bölüm şarkıları 💫 Dodan - Oğul Sezen Aksu - Son Bakıştaki O Gözler Uyan ne olur (kara sevda fon müziği) Ne olur kurtar beni (çarpışma fon müziği) O vay beni ağlarum Sezen Aksu - Ne ağlarsın Oğlum Erenum (iyi ki varsın Eren filmi fon müziği) Poyraz amca. Poyraz amcam geldiii" Poyrazın ismini duyunca direkt kapıya baktım. Mirza kucağımdan inip poyraza doğru koştu ve kucağına atladı. Bir an için bizim bir aile olduğumuzu düşündüm. Poyrazdan çok iyi bir baba olurdu. Çocuklara karşı çok merhametliydi. "Karasu kızı bir hoş geldin yok mu?" "Hoş geldin tabi, daldım sadece. İyi ki geldin." Etrafta insanlar olmasa poyraza koşar sarılırdım ama bu şu an için pek uygun bir zaman değildi. Biz bir birimizin gözlerinde kaybolurken. Gelin ve damat konaktan giriş yaptı. Bugün nikah kıyılacaktı. Gelin hanım kına ve düğünü bir yapmak istemişti o yüzden ilk nikah kıyılacaktı daha sonra kına olacaktı. Gelin ve damat yerlerine geçince Poyraz yanıma geldi. Nikah şahitleri ben ve poyrazdık. Gelin masasının yanına geçip yerime oturdum. Poyrazda yanıma oturdu. Nikah memuru gelince nikaha başladı. Kendi Nikahımızı hayal ettim. Poyraz ile ben evleniyordum hayalimde. Nikah memurunun sorusu ile hayalim çok uzun sürmedi. "Sizde şahitlik ediyor musunuz?" Poyrazla ben aynı anda "Evet" dedik. Yüzümü poyraza çevirdim. Güzel yüzüne daldım. Poyraz ona baktığımı hissedip yüzünü yüzüme doğru çevirdi. Bana baktı gözünü kırptı. Gözleri arkama kayınca kaskatı kesildi. Elini beline atınca bütün saygıner aşireti mensupları ve korumalar silahını çıkardı. Ben ne olduğunu anlamak için arkama bakınca, silahlı adamların etrafımızı sarmış olduğunu gördüm. Peşpeşe siyah araçlar geldi ve düğün salonunu taramaya başladılar. Poyraz masayı devirdi elimi tutup beni masanın arkasına çekti. Her tarafta çığlık kıyamet kopuyordu. Silah sesleri o kadar fazlaydı ki kulakları sağır ediyordu. Poyraz tamamen beni koruyup karşı tarafa karşılık veriyordu. Ortalık savaş alanından farksızdı... Bahardan... Poyraz belinden silahı çıkarır çıkarmaz karşıya ateş etmeye çalıştı. Bir yandan masayı devirip beni hemen masanın arkasına çekip üstüme kapandı. Kulakları sağır eden silah sesleri gittikçe artıyor ve çığlıklar bir birine karışıyordu. Poyraz bir eli ile başımı okşayıp sakinleşmemi sağlıyordu çünkü durmayan bir titreme sarmıştı vücudumu. Şoka girmiş gibiydim. Tepki vermiyor sadece poyraza sarılıyordum. Silah sesleri çoğalınca annemin bağırışı ve Arzunun emir diye bağırşı kulağıma çalındı o an dünya durdu sanki. Kalbim depar atar gibi atmaya başladı. Tek duam abime bir şey olmamasıydı. Poyraz ateş etmeye devam ederken onu itip ayağı kalktım,etrafa bakmaya çalıştım abimi arıyordum. Şu an onun iyi olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı. Kapının girişinde arzunun yere çökmüş ellerini başına vururken gördüm. Annem çığlık çığlığa ağlıyor. Oğlum diye bağırıyordu. O anda boğazımdan kocaman bir hıçkırık kaçtı. Göz yaşlarım yağmur gibi yüzüme akmaya başladı. Koşarak oraya gitmeye başladım Poyraz arkamdan bağırıyordu. Ama onu dinlemedim. Benim abim vurulmuştu. "ABİİİİ, ABİMMMMM" Hızlıca yere çöküp abimin kafasını dizlerime yatırdım. "Abi, abi bir şey olmadı, sıyırdı sadece değil mi? Baba vurulmadı demi bak sıyırmış. Ama çok kan var. Abi ne olur ölme. Ben seni affettim. Anne söyle abime kalksın. Abim gözlerini aç bak bana." Abimi sarsıyor yüzüne ayılması için ufak tokatlar atıyordum. Abim gözlerini hafif açınca bana bakıp gülümsedi. Zorlukla bir nefes alıp konuşmaya çalıştı. "Baharım özür dilerim. Seni koruyamadım. Sen beni affetsen de ben kendimi affetmem. Seni seviyorum bunu sakın unutma. Senden çok özür diliyorum Baharım. " gözlerini kapattı. Arzu o an bayıldı. Kafamı hızlı hızlı iki yana sallayıp "Hayır abi sakın abii hayır gözlerini kapatma affetmem seni. Ne olur ölme ne olur abim." Ambulans gelince abime hemen müdahale ettiler. Poyraz gelip ellerimi tuttu ve arkamdan sarıldı. Ben abi diye çığlık atarken o saçımı okşuyor ve benim saçımı çekmeme engel oluyordu. "Baharım ne olur sakin ol. Abin güçlüdür atlatacak hadi gidelim peşinden güzelim. Hadi kalk." Ambulans hızla uzaklaşırken gözüm hiç bir şeyi görmüyordu. Poyraz beni kucaklayıp arabaya bildirdiğine abimler araba ile yola çıkmış bizde onları takip ediyorduk. Bir süre sonra hastaneye varmıştık. Hızla arabadan inip hastaneye koştum. Abimi ameliyata almışlardı. Annemler koltuklara oturmuş yanı başında ise babamlar duruyordu. Ben onlara doğru giderken dengem bozuldu ve tökezledim. İlerden ateş ağa bana doğru gelirken Poyraz belimden tuttu ve beni kendine yasladı. Sandalyeye oturunca Poyraz yanıma oturdu. "Baharım abin iyi olacak. Güçlüdür o hem sende biliyorsun o sana kendini affetirmeden gitmez." "Poyraz ne olur bir şey olmasın abime. Ben affetim onu. Ne olur gitmesin ben dayanamam. Ne olur bir şey yap. Hem beni böyle çaresiz bırakmaz değil mi? O benim yanımdan hiç ayrılmaz. Ölmez değil mi?" "Dua edelim Bahar şu an abinin duaya ihtiyacı var. Sen şimdi sakin ol. " ameliyathanenin önünde birden hareketlilik oldu hemşire çıkıp " ARh+kan grubuna ihtiyaç var acil kan lazım. Aranızda kan grubu uyan varsa hemen kan versin." "Benim uyuyor ben vereyim. Abim iyi mi?" "Ameliyat devam ediyor şu an için bir şey söyleyemem doktor bey birazdan sizi bilgilendirir." Kan vermek için hızla aşağıya inip kanımı verdim. Poyraz bir an olsun yanımdan ayrılmamış beni beklemişti. Ben pek konuşmak istemediğim için o da sessizce bana destek oluyordu. Kan verince hemşire "Bahar Hanım şu meyve suyunu için lütfen." "Teşekkür ederim istemiyorum. Bittiyse ben gidebilir miyim?" Poyraz hemşirenin elinden meyve suyunu alıp açtı ve yanıma geldi " Bu meyve suyu bitecek Bahar. " Hemşire "Tabi Bahar Hanım gidebilirsiniz." Poyraz meyve suyunu ağzıma yaklaştırıp ben bitirinceye dek bekledi. Paketi elinden alıp çöpe attım. Nihayet bitmişti. Beraber yukarı çıkıp oturduk. Annem elinde Kuran okuyordu. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Onun yanına gidip oturdum. Beni yanında görünce kapattı ve bana doğru döndü. Sessiz ağlayışları son buldu ve bana sarılarak yüksek sesle ağlamaya başladı. Bende onunla birlikte ağladım "Oğluuummmm. Emirimmm ne ettiler sana. Allah'ım benim canımı al yavruma bir şey olmasın. Bahar ben ne yapacağım kızım. Ben abinsiz ne yaparım. " Hiç bir şey diyemedim. Öylece ağladım kaç saat geçti bilmiyorum annem ile sadece dua ediyorduk. Gözlerimde yaş kalmamıştı. Sessiz çığlıklar atıyordum. Bu süre de Babam ve abim Ateş ağayı almış bir yerde konuşuyorlardı. Ne konuştuklarını bilmiyordum. Ama selim abimin ateş ağaya yumruk atıp senin yüzünden dediğini duymuştum. Poyraz ne kadar engel olsa da abim durmuyordu. Babam yıkılmış bir halde yanımıza geldiğinde. Ne olduğunu kimin bunu yaptığını sormaya korkuyordum. Ameliyathanenin kapısı açılınca doktorlar çıktı. Hızla ayağa kalkıp doktorların etrafına geçtik. Babam " Oğlum nasıl iyi ki doktor bey?" Doktor sıkıntılı bir nefes alıp " Hasta buraya geldiğinde kalbi durmuştu. Müdahale ettik ve hayata döndü. Ne yazık ki ameliyatta bizi çok zorladı kurşun kalbe yakın bir yere saplanmış ve damarlara zarar vermiş. Başınız sağ olsun hastayı kaybettik. " "Hayır,hayır,hayır yalan söylüyorsunuz abim bırakmaz beni. Hayır inanmayın. ANNE İNANMA, BABA SEN BİR ŞEY SÖYLE ABİM ÖLMEDİ. Abim bizi bırakmaz. Uğruna beni yaktığı kızı bırakmaz. " Kafamı hızla sağa sola salladım. Arzu Ateş abisine sarılmış ağlıyordu kriz geçiriyordu. "Emirim. Emiiirrr, hayır ölmedi benim sevgilim." Annem babama tutunmuştu. Oğlum diye feryat ediyordu. Selim abim bir köşede ellerini başına çıkarmış bir şekilde duruyordu. Poyraz beni tutmaya çalışıyordu bir yandan o da göz yaşı döküyordu. Hastane koridoru çığlıklarımız ile yankılanıyordu. "Abimi göreceğim bırak beni abimi istiyorum ben. Ne olur bırak beni. " Hemşire yanıma gelip koridora çıkardı beni. Peşimden herkes geliyordu. Ben ise sanki abim yanıma gelecek baharım ben burdayım diyeceğini sanıyordum. Morgun önüne gelince yalnız girmek istedim. Kapı açılınca yaşlı gözlerle beni izleyen Annem ile babama baktım. Annem girmek istemiyordu. Abimin öldüğüne o da inanmıyordu. Babam annemin ayakta zor durduğunu anlamış olacak ki koltuğa yönlendirip oturttu. Onlara daha fazla bakmayıp içeri girdim. Görevli adam yanımda duruyordu. Tek başımaydım. "Eğer hazırsanız açayım." Ona kafamı salladım. O da örtüyü açıp dışarı çıktı Abimin yüzü solmuş, dudakları ve gözlerinin altı morarmıştı. Ona yaklaşıp ellerini tuttum. Buz gibiydi ölü gibi... "Abi, ben geldim hadi kalk. Hadi abi lütfen kalk. Gidelim burdan. Çok korkutucu ben normalde buraya gelmem biliyorsun sen. Hadi abi ne olur kalk. " "Abiimm." "Hayır, hayır hayır ne olur yapma bana bunu. Lütfen kalk hadi ne olur kalk. Hem sen üşürsün burda. Ellerin buz gibi olmuş abii." "Abim, sen söz vermiştin bana beni yalnız bırakmayacaktın. Sözünü tut abim. Beni yalnız bırakma. Abi özür dilerim, affettim ben seni abi bak affettim ne olur kalk. Ben ne yaparım sensiz. Hem Arzu yalnız kaldı, sevdiğini yalnız bırakma abi. " "ABİİ KALK ARTIK YETERRRRR."Poyraz benim bağırışımı duyunca hızla yanıma gelip beni uzaklaştırmaya çalıştı "Baharım dur yapma,kaldırma dur Baharım sakin ol." Onu dinlemiyor abime ulaşmaya çalışıyordum. "ABİMM ÖLMÜŞ BENİM ABİM ÖLMÜŞ. ABİMİN CANINA KIYDILAR POYRAZ. ABİMİ ALDILAR BENDEN." "ABİ NE OLUR KALK BAK SEN BENİM AĞLAMAMI SEVMEZSİN AMA SEN AĞLATIYORSUN BENİ. HADİ GİDELİM ELLERİN ÜŞÜMÜŞ ISITAYIM SENİ. BIRAAAK BENİİ ABİM ÜŞÜMÜŞ POYRAZ." Nefesimin kesildiğini hissettim. Yine bir panik atak krizi geçiriyordum. Bu sefer daha şiddetliydi. Poyrazın sesi çok uzaktan geliyordu. Nefes alamıyordum ama bu pekte umrumda değildi. Her zaman nefes almaya çalışan ben bugün nefes almak istemiyordum. Gözlerimi karanlığa kapattım... Poyrazdan... Baharın sesini duyar duymaz içeriye girdim. Emiri kaldırmaya çalışıyordu. Nefesinin hızlandığını fark edince onu uzaklaştırdım. Beni duymuyor gibiydi. En sonda gözlerini kapattı. "Bahar, Baharım sakin ol derin nefes al." "DOKTOR,DOKTOR YOK MU?" Baharı kucaklayıp dışarı çıkardım. Bahar nefes alamadıkça bende alamıyordum. Ona bir şey olacak diye aklım çıkıyordu. Baharı sedyeye yatırıp elini tutum doktorlar müdahale etmek için beni odadan çıkardı. O sırada selim yanıma koşarak geldi. "Bahar nasıl, nerde Bahar. İyi mi? Kardeşim iyi mi Poyraz?" "İyi olacak müdahale ediyorlar. Panikatak krizi geçirdi. İyi olacak Bahar. Bir şey olmayacak." Koridorda bir oyana bir bu yana gidiyordum. Kendime engel olamıyordum. "Annem rahatsızlandı. Bayıldı Poyraz. Ailem bir bir parçalanıyor. Ben ne yapacağım. Emir gitti Poyraz. Benim kardeşim öldü. Ben sırf yaptıkları için ona vurdum. Beni affetmeden gitti Poyraz. Son kez sıkı sıkı sarılamadan gitti. Özür dilerim kardeşim. " hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. "Afettmiştir kardeşim. Hem o sana küsmez. Neden küssün ki sen abisinin onun. Emir pişman oldu. O sizi çok seviyordu kardeşim. Kendini bunları düşünerek perişan etme." Aklım almıyordu. Bu kadar silahlı adam nasıl bu kadar güvenlikli ortama giriyordu. Sadece Ateş ağaya hedef alınan silahlar tek bir şeye işaretti. Bu adamlar Ateşin düşmanlarıydı. Emir Ateş ağanın düşmanları yüzünden ölmüştü. Doktor odadan çıkınca direkt yanına gittim. "Nasıl iyi mi Bahar?" "Bahar Hanım sık sık panikatak krizi geçirmiş. Bu yüzden astıma çevirmiş maalesef,çok dikkat etmesi gerekiyor. Artık nefesi darladığında ilaç kullanması gerekiyor. Ben şimdi sakinleştirici verdim biraz uyur. Siz o sırada ziyaret edebilirsiniz. Geçmiş olsun." Astım olması çok zorlaştıracaktı hayatını. Odası en üst kattaydı medirvenler uzundu nefesi daralırdı baharımın. Bir kaç saat sonra... Bahardan... Gözlerimi açmaya çalışıyor ama açamıyordum. Çok uykum vardı. Uyumak istiyordum. Gözlerimi açmaya çalıştım ama açamadım. Işık çok fazlaydı elimi gözümün önüne getirip gölge oluşturdum ve gözlerimi açtım. Yan tarafımda abim oturmuş uyuya kalmıştı. Poyraz ise hemen yanımdaki sandalyede başını elimin üstüne koyup uyumuştu. Çok kötü bir rüya görmüştüm abim ölmüştü. Benim abim ölmüştü. Abim ve poyrazı uyandırmadan dışarı çıktım. Biraz başım dönüyordu. Dikkatli bir şekilde koridordan geçtim. Temiz havaya ihtiyacım vardı. Emir abimi arayacaktım. Bahçeye çıkınca kalabalıkla karşılaştım. Aşiret üyelerinin neredeyse tamamı burdaydı. Bunu pek fazla umursamadan bir banka geçip oturdum. Telefonumu odadan çıkmadan komidinin üstünden almıştım. Cebimden çıkarıp Emir abimin ismini yazdım ve arama tuşuna bastım. Telefonu kulağıma götürüp beklemeye başladım. Telefon çalıyor ama açan olmuyordu. Bir daha aramayı denedim ama sonuç aynıydı. Ben telefona bakarken karşımda bir kaç kadın geldi. "Başınız sağ olsun kızım. Çok üzüldük. Emir iyi çocuktu. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun." Ben rüya görmemiştim benim abim gerçekten ölmüştü. Başım dönüyor nefesim hızlanıyordu. Bankta bir ileri bir geri gitmeye başladım. Ellerimle dizlerime vuruyor ağlamaya çalışıyordum. Göz yaşlarım akmıyordu. Ateş ağa koşarak yanıma gelip ellerimi tuttu. Ondan ellerimi çekmeye çalıştım ama sıkı sıkı tutmuştu. "Bahar,Bahar tamam burdayım. Kendine zarar veriyorsun sakin ol. Derin nefesler al. Burnundan nefes al yavaş yavaş ver. Yine kriz geçiriyorsun. " kadınlar yavaşça yanımdan uzaklaştılar. Ateş ağa ve ben kalmıştık. Onunla yalnız kalmak istemiyordum. Ailemi istiyordum. Emir abimi istiyordum. Morgtaki halim gözümün önüne gelince göz yaşlarım nihayet özgürlüğüne kavuştu. Ateş ağa beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama ben pek umursamıyordum. Bir anda selim abim Ateş ağayı yakalarından tuttuğu gibi ayağa kaldırıp yumruk atmaya başladı. Dedikleri ile beynimden vurulmuşa döndüm. "SENİN YÜZÜNDEN KARDEŞİM ÖLDÜ. SENİN YÜZÜNDEN EMİR ÖLDÜ." Selamlarrr. Biliyorum çok kısa bir bölüm oldu ama yayınlamak istedim. Yıldızlara basın artık buraya kadar geldiniz. Böyle devam ederse sınır koymayı düşünüyorum. Okuma oranı yüksek ama yıldız ve yorum çok az. Neyse iyi haftasonları herkese 🫶🏻⚘️💫 |
0% |