18. Bölüm

Kamera arkası 5

Baharnaz
baharnaz

Mert: Bunu bir daha bir yerde bulamayız.

Feride'den:

Bir süredir Ahmet’le bakışmak zaten yeterince kolaymış gibi, bir de Mert ciddiyetimi bozuyordu. Öyle deyince, beni yine gülme tuttu.

Feride: Mert, nolursun yapma.

Mert: Tamam tamam, bu son şakamdı.

Feride: Tamam mı? Nolur...

Mert: Gerçekten, bu son şakamdı.

O sırada Ahmet arkada sahneyle ilgili bir şeyler konuşuyordu.

Mert, parmağını bana tutunca ısırmaya çalıştım.

Mert: Burnunu getir, burnunu!

(Burnuma dokunup)

Mert: Bu sana “uğur dokunuşu.”

Feride: Tamam...

Mert: Şimdi artık çok ciddisin.

O an içimden, niyeyse Ahmet’e dokunup...

Feride: “Ben zaten uğurluyum,” diyormuşum.

Mert beni anlamamıştı, iyi ki de anlamadı. Dalga geçip dururdu.

Mert: Ben burada yokum! Ben yok...

(Kamerayı kapattı, biz de sahneye geri döndük.)

Yönetmen: Bi tık daha yaklaş Feride... Elleriniz yüzünüze... Eveettt!

(kendim uydurdum jdhdjsgsjdg)

Biraz bakışıp ikimiz de gülmüştük. O an Ahmet’in göğsüne kapandım, o da eliyle boynumdan kendine çekti. Allah! Mert yakaladı kesin bizi.

Yönetmen: Evet, biraz daha sisi artıralım... Az kaldı!

Sis artınca biraz daha bakıştık.

Mert'ten:

Bi onları çektim, bi kendimi... Sonra kamerayı kapattım. Bi kabullenemediler birbirlerini sevdiklerini, sonra bana kızıyorlar. Kaç milyon kişi farkında, bi bunlar değil aq.

Yönetmen: Eveeett, kestikkk!

Ahmet'ten:

Yönetmenin sesiyle yavaşça ayrıldık. Biraz daha sürseydi kalbim dayanmayabilirdi. Bu kadar yakınlık fazla...

Şimdi "yanma sahnesi" çekilecekti. Dışarı çıktık, eve küçük küçük ateşler yaktık.

Mert'ten:

Düşecekleri suyun önüne geldik. Feride'yle... Tabii söylenip duruyordu.

Feride: Off donucam kesin yaa... Ah Ahmet, ahhh...

Mert: Daha demin yandın, şimdi doncan işte.

Feride: Yandın derken?

Mert: Bakışırken diyorum. Cayır cayır yandınız zaten.

Feride: Ya Mert, ne diyooonnnnn?

Mert: Neyse, kayda başlayalım.

Kamerayı çıkarttım.

Feride: Off, nasıl girceksem...

Kayıta başlayıp suyu çektim.

Mert: Bu ne yaa?

Mert: Ha, Ahmet yanacak ama sen buraya gireceksin diye mi geriliyorsun?

Feride'den:

Öyle deyince ben de az önceki lafına ithafen:

Feride: Ahmet zaten yanmış yanacağı kadar... Boşver!

Mert: Aaa, yandı daha demin di mi?

(Mert kameraya bakıp)

Mert: Bunun hesabını Allah’a vereceksiniz!

Mert'ten:

Kamerayı kapatıp Feride’ye döndüm.

Mert: Sende var ya... Bana laf ediyorsun ama kendin de maşallah yani.

(djgdjsgdgdgs)

Feride: Vallahi ya, ben niye ağzımı tutamıyorum?

Mert: Gerçeklerden de ondan!

(Feride bana göz devirip Sıla’nın yanına gitti. Bu süreçte “Sıla neredeydi?” derseniz; kenarda köşede fotoğraf çekip duruyordu.)

Ahmet’in yanına falan gittim. Stilist istedi, onu çağırdım. Bir süre kameraya konuştuk, sonra Feride geldi.

 

Feride'den:

İçeriye girdim. Ahmet’i öyle görünce: ŞOKK!

Feride: Allahhhhh!

(Kameraya bakıp)

Ahmet: Kanka, şu an bir şey söylemem lazım: Bu klibin 24 saatte 200 bin like alması lazım.

Tabii bir yandan titriyordu, kıyamam yaa.

(Arkadan)

Feride: Zaten alacak, Ahmet, dedim.

Feride: Ahmet, sakin! Koşma tamam mı? Hızlı yürü sadece!

Durup durup uyarma isteği geliyordu. Bi gerilmiştim. Yanacaktı resmen.

Feride: Ahmet, dikkat et, bakkk!

 

 

Bölüm : 13.06.2025 13:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...