Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@baharpnar

Lale Hanım ne kadar karşılaştıkları yerin kuytu köşe olduğu için şaşırsa da hemen kendini toparlayıp "Sürpriz, kızım." dedi.

Ali Bey de eşini desteklercesine "Evet kızım," dedi. "Baktık sen derslerden kafanı kaldırıp da bizi aramıyorsun, bizde gelip bir görelim seni dedik."

Alin bu sürpriz konusunu hiç uzatmadan kollarını iki yana açarak "Bende sizi çok özledim, gelin bakayım." dedi özlemle.

İlk adımı Lale Hanım atıp kızına sarılırken Ali Bey en son hem eşini hem de kızını kollarının arasına aldı.

Akın da bu sarılmaya katılmak istese de gözlerini ailesine bakarak yutkunup bakışlarını kaçıran Gülay'dan ayıramadığı için katılamadı.

"Hadi," dedi Akın. "Sarılmanız bittiyse," Sarılmaları bitmemişti. Zaten sesi de ayrılmaları için uyarır bir şekilde çıkmıştı.

Ali Bey başını çevirip oğluna baktığında yüzünde kıskançlık işaretleri aradı ama bulamayıp oğlunun baktığı yere baktığında Gülay'ın yere eğdiği üzgün yüzüyle karşılaştı ve eşinin sırtını sıvazlayıp onlardan ayrıldı.

Lale Hanım kızının alnına bir öpücük kondurup kızından ayrıldı. "Söylenme gel, sana da sarılayım."

Gülay'ın kalbi kırıldı. Keşke, diye geçirdi içinden. Keşke direkt yurda gitseydim de hissetmediğim aile sevgisini başkalarından izlemeseydim, diye düşündü.

Akın, Gülay'ın başının eğik olduğunu ve onlara bakmadığını fark ettiğinde kaşlarını çatıp kardeşine baktı. Ardından eliyle Gülay'ı işaret etti.

Alin hemen "Ay çok pardon." dedi mahcubiyetle. "Ben sizi tanıştırmadım."

Gülay, orada bulunan tek yabancının kendisi olduğunu bildiği için başını kaldırıp yüzüne zoraki bir tebessüm yerleştirdi.

Hemen "Ben Gülay," diye tanıttı kendini Gülay.

Lale Hanım da gülümseyip "Memnun oldum, Gülay. Bende Lale, Alin ve Akın'ın annesiyim." dedi.

Akın ben ne alaka, diye geçirdi içinden. Annesi de hep oğluna beğendiği kızların yanında oğlunun konusunu açardı. Bu kızı da beğenmişti demek.

Gülay "Çok memnun oldum, Lale Ha-" Boğazını temizleyip lafını düzeltti. "Abla."

Lale Hanım gülümseyip "Bende çok memnun oldum, kızım." dedi hemen. Kızın abla demesi hoşuna gitse de anne demesini tercih ederdi. Ama yine de başlangıç için bu samimiyeti beğendi.

Kimse ne diyeceğini, bilemediği için kızlar bir şeyler düşünürken erkekler bedenlerini her an dışarıya çıkacakmış gibi çevirip kadınlara sırtlarını döndüler.

Ortamdaki sessizliği bozan yine Lale Hanım’ın Gülay'ı tanıma çabası oldu. "Eeee, kızım sen nerede oturuyorsun?"

Gülay, yüzüne kırık bir tebessüm ekleyip "Ben yurtta kalıyorum." dedi. "Aslında annemle ablam İstanbul'da, ben üniversite için geldim buraya."

Lale Hanım kaşlarını kaldırıp "Hmm," diye düşünceli bir ses çıkardı. "Bir yurt duydum, kızları çok kötüymüş. Seninki nasıl? İnşallah iyi olanı denk gelmiştir sana."

Alin, annesinin tam nokta atışı yapmasına sevindi. İçini kemiren ev arkadaşı olma fikrini nasıl anlatacağım, korkusunu annesi hemen alıp atmıştı.

Gülay başını yere eğip tekrar Lale Hanıma baktı. "Maalesef, duyduğunuz yurtta kalıyorum. Başka gidecek bir yerim olmadığı için çıkamıyorum da. Ama yatay geçiş yapmayı düşünüyorum. Sınav zamanına kadar da..." Seslice iç çekti.

Lale Hanım, kızını dizinin dibinde okutmak istediği için bütün sınavları araştırmıştı. Yani yatay geçiş sınavını da biliyordu.

"Gülay kızım," dedi Lale Hanım. "Ben seni sevdim. Bizim burada evimiz var, Alin tek yaşıyor."

Akın'ın başı omzunun üstünden annesine ani bir şekilde döndü. Ama kimse onu görmedi, babası dışında.

Aniden döndüğü için boynu ağrımıştı ama annesi onu görmeden konuşmaya devam etti.

"Eğer sende kabul edersen ki annenlere de mutlaka sor. Alin'in yanında kalabilirsin. Hem o yalnız kalmaz, hem sen orada yıpranmazsın."

Gülay şaşırdı kadının bu teklifine. Daha önce kimse, onu iyice tanımadan ona böyle bir teklif sunmamıştı.

"Belki sizin veya abisinin işi olur da gelirseniz... Ben kabul edemem."

Lale Hanım, Gülay'ın neden çekindiğini anladı. Diken üstünde, acaba birisi gelecek mi, diye beklemek istemiyordu Gülay.

"Bizim işimiz olmaz buralarda kızım. Olursa da bizim oğlan hemen halleder. Yani kalması gerekmez. Gidip hemen gelir. Alin'in okuduğunu, müsait olmadığını bildikleri için akrabalar da gelmez. Yani merak etmene gerek yok. İstersen hemen karar verme, bir düşün. Alin'le konuş, ailenle konuş. Sonra kararını söylersin."

Gülay'ın bu teklifi kabul etmesi için sebepleri vardı. Ama etmemesi için de vardı. Bu insanları daha tanımıyordu ki.

"Teşekkür ederim." dedi Gülay, mahcup bir şekilde.

Lale Hanım, "Ne demek yavrum, rica ederim." dedi anaç bir sesle.

Ardından Akın "Yağmur durdu ama tekrar yağacak gibi. Yağmadan hızlıca gidelim." diyerek bakışları üzerine çekti.

Alin'in çağırma amacı hallolduğu için sevinçle Gülay'ın koluna girdi. "Yurda kadar sana eşlik edeyim mi?"

Gülay başını iki yana salladı. "Gerek yok, sen annenlerle git. Hem bir daha yağarsa daha fena yağar. Sırılsıklam olursun."

Alin bir daha sormadı. "Teklif var, ısrar yok."

🌪

Bu bölümden sonra olayların geçtiği zamana, yıllar sonraya geçiyoruz.

Loading...
0%