@balli_sut
|
Bartu'yla buluştuğumuz akşamın üzerinden bir hafta geçmişti. O akşam eve gitmiş ve duş almıştım. Kendimi yorgunlukla yatağıma bırakmış ve uyumak istemiştim ama pek uyku tutmamıştı. Bartu'yla ne yapacağımı düşünüyordum. Ondan hoşlanmıştım, nazik biriydi. Her ne kadar ondan uzak durmaya çalışsam da yapamıyordum. Ruhum ona çekiliyordu. O geceden sonra bir daha görüşmemiştik. Kafeye de gelmemişti. Her geçen gün ona karşı merakım artıyordu. Birden ortadan kaybolması beni şaşırtmıştı. Acaba başına birşey mi gelmişti? Her gün olduğu gibi kafeden ayrılmış ve sahilde yürüyordum. Ayla' da yanımdaydı ve sürekli birşeyler anlatıyordu. Ama aklım Bartu'daydı. Nereye kaybolmuştu? ''Beni dinliyor musun?'' Ayla'nın sesiyle yerimden sıçradım. ''Üzgünüm kafam dağınık biraz'' diye cevap verdim. ''Noldu balım anlat hadi'' ''Önemsiz zaten boş ver'' dedim ama Ayla'dan kurtuluş yoktu. ''Emin misin? Önemsiz de olsa seni böyle görmeye dayanamıyorum'' Daha fazla direnmedim ona anlata bilirdim. ''Bartu'yu merak ediyorum'' dedim. ''Kafeye gelen adam mı?'' diye sordu şaşırarak. Olanlardan haberi yoktu. ''Evet '' diyebildim. Dudaklarımın arasından sıkıntılı bir nefes verdim. ''İyide neden? Evet bir haftadır yok ama zaten ondan bıkmamış mıydın? Nediye merak ediyorsun?'' Ayla sorularını peş peşe sıralamaya devam ederken. Daha fazla soru sormasın diye ''Anlatıcam'' dedim. Ayla'ya o gece buluştuğumuzu neler yaptığımızı ve bana kafede not bırakrığını anlattım. Onu tanıyor gibi hissettiğimi de. Ayla sesini çıkartmadan beni dinliyordu. ''Bana nasıl anlatmazsın?'' diye sordu en sonunda. ''Bilmiyorum zaten çok ani gelişti herşey. Onu tanımıyorum bile'' ''Evet onu tanımıyorsun ve tek başına tanımadığın biriyle buluşmaya gidiyorsun. Ya sana zarar verecek birşey yapsaydı. Adam takıntılı gibi her gün kafeye gelip seni izledi.'' dediğinde ona hak vermeden edemedim. Ülkemizdeki kadın cinayetlerinin haddi hesabı yoktu. Dikkatli olmam gerekirdi ama ben Bartu'yu uzun zamandır tanıyormuş gibi onunla vakit geçirmiştim. ''Bana birşey olmadı hem baksana bir haftadır ortalıklarda görünmüyor''dedim. Sonuça gittiyse ortada bir problem kalmamıştı. Ama şu an burda onunla oturmak isterdim. Bartu çok garip biriydi. Belkide adı bile yalandı, bana anlattıkları ama artık ona karşı savunmasızdım bunu biliyordum. Ona beslediğim hisler verdı içimde buna engel bile olamamıştım. ''Neyse aşkım boş verelim bunu şimdilik çok yorgunum eve gidip uyumam lazım'' dediğimde Ayla' da bana kaatıldı. '' Bende çok yorgunum valla'' .......... Koltuk da tek başıma oturmuş film izliyordum. Kucağımda Karam vardı ve anlaşılan beni çok özlemişti. Onunla çok ilgilenememiştim. Birden duyduğum sesle irkildim. Alt daireden ses gelmişti ama bir süredir orda kimse oturmuyordu.İçime düşen korkuyla beraber kendi kendime söyleniyordum. Biri taşınmıştır belki ama taşınsa haberim olurdu. Gecenin bu saatinde neydi bu şimdi. Yerime geri oturdum ve umursamamaya çalıştım. Ama daha yüksek bir ses gelince dayanamadım. Apartman da zaten iki daire vardı. Üst katta benim evimdi alt daire uzun zamandır boştu.İnip baksam mı? Saçmalama Esin dur druduğum yerde. Ve bir ses daha geldi. Artık sabrım kalmamıştı. Ne kadar korksam da bakmak zorundaydım. Biri eve izinsiz girmiş olabilirdi. Ev sahibi gitmeden önce yedek anahtarı bana bırakmıştı. Koridordaki çekmecekerden birinin içindeydi. Beş dakika sonrasında civcicli pijama takımlarımla kapının önünde dikildim ama hemen ardından ses gelince koşar adımlarla yukarı çıkıp evime girdim. Mutfaktan elime gelen ilk bıcağı aldım ve tekrar aşağı kata indim. Bıcak biraz abartı mı olmuştu acaba? Elime gelen ilk bıcağın büyük bir et bıcağı olmasını umursamadım. Kapının önünde durdum ve kapıyı açmaya başladım. Ev bomboştu vede karanlık. Evin salonuna doğru ilerleyince bir ses daha geldi. Hemen arkamı döndüm ama kimse yoktu. Kalbim çok hızlı atıyordu belkide evden çıkıp polisi aramalıydım. Tam evden çıkacağım an birini hissettim tam arkamdaydı nefesi boynuma çarpıyordu. Birden donmuştum sanki hareket edemiyordum korkudan. Biraz daha yaklaştı arkamdaki nefesini daha yakından hissetmeye başlamıştım. O esnada salonda loş bir ışık yandı. ''Pardon kimsiniz? '' Duyduğum ses tanıdıktı. ''Bartu'' diyerek önümü döndüm. Beni yörünce şaşırmıştı. Yada şaşırmasının nedeni civcivli pijamalarımla elimde et bıcağı tutmamdı. ''Korkmuş görünüyorsun iyi misin? '' diye sordu bana yaklaşıp. ''İyim biraz korktum bu ev uzun zamandır boş sesler duyunca bakmak istemiştim ama sonra kötü bir fikir olduğuna karar verip geri evime çıkacaktım. Beni çok korkuttun'' konuşurken sesim titriyordu. ''Seni korkuttuysam özür dilerim. Ben bu evin yeni sahibiyim. Komşumuyuz yoksa?''diye merakla sordu. ''Evet üst kattaki evde benim'' dedim. ''Tesadüfünün böylesi'' dediğinde içime nedense kuşku düştü belkide buraya benim için taşınmıştı. ''Demi ne tesadüf'' '' O zaman görüşürüz sonra nede olsa artık komşuyuz bir ihtiyacın olursa söylemekten çekinme'' dedim ve evden çıktım. Üst kata çıkarken Bartu kapıya yaslanmış bana bakıyordu. ''İyi geceler katil civciv'' Kızararak ona döndüm .''Katil civciv mi?'' Bir yandan gülüyordum. ''Sarı civcivli pijama takımlarıyla elinde bıcak tutuyorsun. '' dediğinde daha çok güldüm. ''İyi geceler gizemli adam'' Bence bu isim ona yakışmıştı. .......... Sabah beni uyandıran kapı ziliyle küfrederek kalktım yataktan. Bu gün benim izin günümdü. Kapıya yöneldim ve delikten baktığımda Bartu'nun geldiğini gördüm.Kapıyı açtım halimden bir haber. ''Günaydın uykucu civciv bu ne hal savaştan mı çıktın.'' Esneyerek cevap verdim '' Sabahın köründe neden uyandırdın beni bu gün izin günüm'' Sinirli olduğumu anlamış olacak ki tatlı sandığı gülümsemsiyle gamzelerini sergiledi. ''Madem izin günün birşeyler yapalım mı ? Hem birbirimizi daha yaından tanırız'' Sabah sabah bu enerji nereden geliyordu merak ediyordum. ''Uykum var ve daha kahvaltı bile yapmadım Bartu'' ''Tamam o zaman hazırlan seninle kahvaltı yapmaya gidelim'' Böyle bir teklifi kaçırmak istemedim kahvaltı hazırlamayı sevmiyordum. ''İşte buna hayır demem. Gel içeri yarım saate hazırım'' Kısa bir duş aldım. Saçlarımı kendi haline bırakmıştım. Normale göre bir tık daha fazla makyaj yaptım. Kıyafet seçerken ben bu sefer Bartu'ya ayak uydurdum. Altında mavi kumaş pantolon vardı üstüne beyaz tişört giymişti. Bende altıma kumaş mavi pantolon giydim üstümde beyaz crop vardı. Onu iyice taklit ederek kafama da güneş gözlüğü taktım. Bir kaç gümüş takı taktıktan sonra odamdan çıktım. Bartu salonda oturuyordu. Canı sıkılmış bir çocuk gibiydi. Karam'la oyun oynuyordu. Karam Bartu'yu sevmiş gibiydi. ''Hazırım'' diye girdim salona. ''Sonunda '' dedi. Sandığımdan daha çok sıkılmıştı. ''Ne o çok mu sıkıldın?'' diye sordum. ''Hayır'' diye karşılık verdi. Karam'ı kucağıma aldım ''Kızım benim Karam'ım sevdin mi Bartu'yu'' Bartu bana gülmeye başlamıştı. ''Karam mı İsmi? Nerden aklına geldi?'' Sorusuna ne diyeceğimi bilemedim. Ama Karam benim en sevdiğim çikolataydı. ''Karam benim en sevdiğim çikolata'' dedim. ''Güzel isim olmuş bence'' ''Çıkakıım mı? '' dedim en son. Ama o sırada sanki Ayla bizi hissetmiş gibi beni aradı. ''Efendim Ayla'' ''Napıyorsun ya çook sıkıldım be kızım'' dedi. ''Şey kahvaltıya gidiyordum şimdi evden çıkıcam'' ''Aa öyle mi bende geleyim mi?'' ''Ayla ben Bartu'yla gidiyorum hem sen işte değil misin?'' diye sordum. ''Ne Bartu geldi mi? '' ''Evet dün akşam neyse sonra konuşuruz'' ''Tamam aşkım dikkat et kendine canlı konum at bana'' dediğinde güldüm. ''Tamam güzelim öpüyorum seni'' Bartu meraklı gözlerle bana bakıyordu. ''Benim hakkımda sonra konuşacağınızı duydum sanki'' dediğinde omzuna vurdum. .......... Çok tatlı bir restoranta getirmişti beni iç dizaynı çok güzeldi. Açık pemde ve gri kulanılmıştı çoğunlukla. Cam kenarında manzarası en güzel olan masaya oturduk. ''Beğendin mi?'' diye sordu Bartu cevabımı çok merak eden bir ifadeyle. ''Çok beğendim çok güzel'' Sparişlerimizi vermiş gelmesini bekliyorduk. Bir yandan da kahvaltıdan sonra ne yapacağımızı düşünüyorduk. Benim canım daha şimdiden tatlı çekiyordu. '' Tatlı yemeye mi gitsek?'' diye sorunca güldü. ''Olur gidelim'' Sparişlerimiz gelince büyük bir iştahla yemeye başladım. İkimizinde sabah kahve içmekten hoşlandığını öğrendim. En sevdiği renk yeşildi. Benim gibi kış mevsiminden hoşlanıyordu. İşletme mezunuydu. Doğum günü 16 Haziran'dı. İkizler burcuydu. Bende ikizler olmasam onu yargılardım. Bende 25 Mayıs'da doğmuştum. Abisi ve babası hayattaydı, annesi küçükken ölmüştü. Klor alarjisi vardı. Hakkında bir çok şeyi öğrenmiştim. ''Sıra sende ben kendimi anlattım.'' Ne anlatacağımı bilmiyordum ki güzel bir hayatım olmamıştı ama genede onun gibi kendimi anlatmaya başladım. ''En sevdiğim renk siyah ve mor. Soğuk havaları seviyorum aslında genel olarak soğuk olan bir çok şeyi seviyorum. Konservatuar mezunuyum. Doğum günüm 25 Mayıs. İkimizde ikizler burcuyuz. Ailemle görüşmüyorum benim için ölü gibiler'' dedim ve devam edemedim. Boğazım düğümlendi. ''Ailenden bahsetmek zorunda değilsin'' dediğinde rahatladığımı hissettim. ''Tamam zaten daha fazla söyleyebileceğim birşey yok'' dedim. ''Peki civciv'' yüzümü güldürmeyi başarmıştı. Civciv... Katil civciv demişti bana ve nedense hoşuma gitmişti. Kahvaltıdan sonra onu çok sevdiğim bir kafeye götürmüştüm. Buranın hem tatlıları çok güzeldi hemde canlı müzik dinlemek güzel oluyordu. Şarkı dinlerden sahnede kendimi hayal ediyordum. Tabi bunu kimse bilmiyordu. ''Tatlılarını çok seveceksin'' dedim. ''En sevdiğin tatlı ne peki?'' Hiç düşünmeden cevap verdim ''Çikolatalı olan tüm tatlılar en sevdiğim tatlılar'' Bartu bana gene gülmüştü. Yanına sürekli bir şeyler yiyen biri gibi görünmüyordum umarım. Alt tarafı 62 kiloydum. ''Senin en sevdiğin tatlı ne?'' diye ben sordum bu sefer. ''Profitirol'' dediğinde sevinmiştim çünkü buranın profitirolü mükemmeldi. ''O zaman çok şanslısın buranın tatlıları mükemmel'' Tatlılarımızı yerken ben gene sahneye odaklanmıştım. Akşamları canlı müzik oluyordu. Şu an sahne boştu vesahneye çıkmak isteyen birine göre fazla korkaktım. Bartu dalgığım yeri fark etmiş olacak ki '' Sahneye çıktın mı daha önce ?'' diye sordu. ''Hayır fazla korkakığım sahneye çıkmak için''dedim. '' Bence şimdi o sahneye çıkıp şarkı söylemelisin'' dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. Bahanelerin arkasına saklanarak ''İzin vermezler bence'' dedim. Ama keşke demez olsaydım. Bartu mekan sahibiylekonuşmuş ve izin almıştı. Kendimi birden sahnede buldum ama ne söyleyeceğim hakkında bir fikrim yoktu. Ellerim titriyordu. O sırada aklıma Nova Norda'nın Aşka Çarem Yok şarkısı geldi. Arkamda ki küçük ekibe şarkıyı söyledim. Mekanı dolduran sesle beraber biraz daha titredim. Derin bir nefes alıp şarkıyı söylmeye başladım. ''Ben kimim, bu neyin duygusu ? Sanki ömrüm bi kış uykusu Nerden gelip Buldun beni Öyle düştüm ki korkusuz Öyle sevdim ki seni sorgusuz Üzülmemek Elde değil'' Bartu gelen yüzüyle bana hayran olmuş gibi bakıyordu. O an ondan cesaret aldım ve daha cesur söyledim şarkıyı. ''Issız bi adada doğmuşum Yalnızlığın ilacını bulmuşum İçmişim İçmişim Aşık olmuşum Kalbim arsız, laf geçirmez Yansa merhem yok Taşlasınlr, kaç desinler Aşka çarem yok '' Kafede herkes beni dinlesede ben sadece Bartu'ya bakıyordum. Beni buna o ikna etmişti. ''Rüyamda genzimde tuzlu su Sen ben bu aşkın iki suçlusu Tehlikeli Sulardayız Zihnimde geçmişin tortusu Gögüsümde kaybederim korkusu Ölsem bile Üzmem seni Sensiz bir odada solmuşum Meğer ben bi başıma yokmuşum Ölmüşüm Bitmişim Gölgen olmuşum Kalbim arsız, laf geçirmez Yansa merhem yok Taşlasınlar,kaç desinler Aşka çarem yok'' NOVA NORDA- Aşka çarem yok Şarkı bittiğinde herkes beni alkışlıyordu. Bense sahneden iner inmez Bartu'ya koştum, sıkı sıkı sarıldım. ''Harikaydın sesin çok güzel resmen beni kendine büyüledin'' dediğinde Bartu biraz daha utandığımı hissettim. ''Teşekür ederim gizemli adam'' ''Asıl gizemli olan sensin civciv. Kim bilir daha ne marifetlerin var'' O sırada mekanın sahibi geldi yanımıza doğru. ''Sesinizi çok beğendik bunun için size bir teklifim olacak '' dediğinde kalbim yerinden çıkacaktı. ''Buyrun dinliyorum'' ''Acaba yeni şarkıcımız siz olur musunuz Esin Hanım'' Kısa bi an düşündüm ve teklifi kabul ettim. Bu benim uzun zamandır yapmak istediğim birşeydi. Ahmet Bey teklifi kabul ettiğim için çok mutlu olmuştu ve beni bundan sonra aralarında görecekleri için çok sevinmişti., O gün eve yorgun bir şekilde dönmüştüm ama Bartu yorulmuyordu. Kendimi yatağa atmış ve uykunun beni ele geçirmesine izin vermiştim. Ne garipti ne zamandır hayalim olan şeyi hayatıma yeni giren bir adam sayasinde gerçekleştiriyordum. Bartu sanki onu sevip bağlanmam için gelmiş ve hayatıma girmiş gibiydi. Yanında çok huzurlu hissediyordum. Bundan sonra her gece gelip beni dinlemek istediğini söylemişti.Bu bana cesaret kaynağı olaacaktı. |
0% |