Yeni Üyelik
5.
Bölüm

4. Bulutların üstünden

@balli_sut

Hani kendinizi ilişkinin başlarında bulutların üstünde hissedersiniz ya ama sonra o bulutlardan hızla yere çakılırsınız. Bir anda neye uğradığınızı şaşırırsınız. Yada kötü bir ilişkinin içinde olur o ilişkinin düzelmesini beklersiniz. Canınız yanar zaten hep sevenin canı yanar. Sevmeyene birşey olmaz çünkü insan sevmediğine kırılamaz. Canınızı yakan kişi her zaman en çok sevdiğiniz olur.

Ben bulutlara ulaşamadan yere çakılmıştım. Ama böylesi daha iyiydi. Yalanlarla mutlu olmaktansa gerçeklerle üzülürdüm daha iyiydi. İki gün öncesine kadar herşey çok güzeldi. Bir buçuk ay içinde birbirimize alışmıştık. Hastanede en fazla bir gün durabilmiştim ama o bile bana çok uzun gelmişti. Dün akşam eve gelmiştim ve nedense Bartu2yu görünce yumuşamıştım. Normal bir hayatım olmamıştı onun hayatına da alışabilirdim.

Dün gece çıkma teklifini kabul etmiş ve kendimi kollarında uykuya bırakmıştım. Şimdiyse sabahın erken saatlerinde uyanmış onu izliyordum. Gece boyu yanımda kalmıştı. Hareket bile etmemişti hatta. Uyanınca konuşmamız gereken konular vardı. Tüm gerçekleri bilirsem ona daha fazla güvenirdim. Ama Bartu hiç uyanacak gibi değildi. Öyle bir uyuyordu ki. Yataktan kalkıp camdan dışarıya baktım bu gün hava kapalıydı.

''Günaydın civciv'' Bartu'nun sesiyle yüzümü ona döndün. ''Günaydın'' sesim beklediğimden soğuk çıkmıştı.

''Kendine gel biraz konuşmamız lazım'' dedim ve odadan çıktım. Dikişlerim sızlıyordu. Ama ona belli etmek istemiyordum. Salondaki koltuğa oturdum çok geçmeden Bartu'da gelmişti.

''Konuşalım hadi'' dedi onun da sesi buz gibiydi. Bir an ürperdiğimi hissettim.

''Bana gerçek senden bahset'' dedim onun gibi.

''Hakkımda söylediklerim doğru sadece eksik'' dedi ve derin bir nefes alıp devam etti. ''Babam 3 sene önce öldü ama ben onun ölümünü kabul edemedim. Babam tüm işlerini bana bırakmıştı abim de buna çok sinir olmuştu. Beraber yönetmeyi teklif etsem de kabul etmedi. Kısa süre için de kavgalarımızdan dolayı düşman kesildik birbirimize. Abim beni izletiyormuş sana değer verdiğimi görünce de sana zarar vermek istemiş. Seni vuran adamı çok geçmeden yakalayıp konuşturduk zaten. ''

''Ne oldu ona?'' diye sordum korkuyla.

''Öldü ama ben öldürmedim bana konuştuğu için abim öldürtmüş'' kanımın çekildiğini hissediyordum. Bembeyaz kesildiğime emindim.

''Devam et'' dedim zorlukla. O sırada bacaklaarımı kanapeye uzattım.

''Babamın işlerini devam ettirmek gibi bir amacım yok bitirmeye çalışıyorum ama pek olmuyor. Biliyorum benden korkuyorsun. Beni istemezsen hemen giderim.'' dediğinde ne diyeceğimi düşündüm.

''Hayır gitmeni istemiyorum sana sırt çevirecek değilim Bartu garip gelebilir ama seni seviyorum ve yanında kalıcam senden tek isteğim bana açık olman'' Bartu bana parlayan gözlerle bakıyordu. Aynı koltuğa yanıma oturdu. Canımı acıtmadan bana sarılmaya çalıştı. Bende sarılmasına karşılık verdim ama sonra beklemediğim bir an da o an geldi. İlk öpücük. İlk başlarda karşılık vermesem de sonrasında öpüşüne karşılık verdim.

Elleri belime inince sargı bezine dokundu ve dudaklarımdan ayrıldı. ''Sorun ne ?'' diye sordum.

''Canını acıtmaktan çok korkuyorum'' dediğinde güldüm. Kısa bir öpücük kondurdum dudaklarına ve geri çekildim.

Bartu Kara'nın anlatımıyla:

Babamın ölümünden sonra bir kaç geçmişti.Abimle kavga etmiş ve hava almak için dışarıya çıkmıştım. Bu şehirde daha fazla durmak istemiyordum. Ankara beni boğuyordu sanki. Sakin sesiz bir yere gitmem lazımdı. Yanımda oturan Can'a '' Gitsek mi ki şöyle bir kaç gün kfa dinlesek'' dedim.

''Sen ne dersen o kardeşim'' Can kararı bana bırakınca bende öylesine Mersin'e gelmiştim. Gece Can'la deniz kenrında otururken görmiştim onu. Öylece denizi seyrediyordu. Bir anda üstünü çıkartıp denize girmişti ve gözden kaybolmuştu. İlk başta çok korkmuştum. İntihar edeceğini düşümüş yardım etmek için yanına gitmeye karar vermiştim ama yanına varamadan sudan çıkmıştı. Bende nefesimi onunla beraber tuttuğumu o an fark etmiştim.

Üç sene boyunca uzaktan izlemiş ezberlemiştim gün içinde neler yaptığını. Arkadaşıyla hep Karamel Makiyato içerdi iç çıkış saatine yapın. İşten sonra denize girerdi. Kaykayla gidip glirdi her yere. Sonrasında ilgimi ona açıkca belli etmiştim. Tanışmış, konuşmuştuk. Onunda beni sevdiğini hissediyordum ama o benim yüzümden vurulmuştu. Ona zarar veriyordum ama uzak kalamıyordum. Geceleri uyuyamayan ben onun yanında bebek gibi uyuyordum.

Çıkma teklifimi kabul etmişti her şeye rağmen yanımda durmayı da. Takıntılı olaabilirdim ama onu seviyordum. O varken ilaçlarımı almam bile gerekmiyordu. İleri seviye sinir hastasıydım ve ona bir gün sinirlenip zarar verirsem ne yaprım onu düşünüyordum.

Ona sinirlenir miydim bilmiyordum yada ne yapsa sinirlenirdim. Ona karşı tepkim nasıl olurdu bilmiyordum ve bu beni ölesiye korkutuyordu. Esin çok güzel ve narin bir kadındı. Bir aydır yanında ilaçlarımı almıyordum uyumakta sıkıntı çekmiyordum ve bu bile onu sevmem için bana bir sebep veriyordu.

Sinir krizi geçirdiğim için bu zamana kadar öldürdüğüm kişi sayısını bile bilmiyordum. Ben bir katildim ve babamın işlerini bitirmek gibi bir derdim de yoktu. Şimdilik Esin benden korkmasın diye yalan söylemek zorunda kalmıştım ama o isterse hemen bitirirdim. Normal birisi olurdum onun için. Çok erkendi belki ama ben ona soyadımı vermek istiyordum. Ona benzeyen çocuklar…

Hastanede doktorlar kurşunun biraz daha aşağı gelseydi çocuğu olamayacağını söylemişti. Şu anda da risk vardı ama çok düşük bir ihtimaldi. Esin çocuk istiyor muydu acaba?

“Ne düşünüyorsun?” Diye sordu esin.

“Hiç” sana gerçekleri sakladığımı söyleyemezdim Esin özür dilerim güzelim. Kendi kendime konuşmaktan delirecektim.

Esin’i vuran adamı ben öldürmüştüm hemde işkence ede ede. Hak etmişti piç. Kimse benim sevdiğim kadına zarar veremezdi. Esin'in kılına zarar verseler dünyayı başlarına yıkardım.

Bir kaç ay sonra

Esin'in yarası tamamen iyileşmişti. Bir hafta önce hastaneye gitmiştik. Kan ve diğer tahlilleri normal çıkmıştı. Doktor Esin'e bebek hakkındaki riskleri de anlatmıştı bu süre zarfında. Bir kadın doğum uzmanıyla görüşmüştük beraber Esin bensiz hiç bir yere çıkmıyordu. Korkuları devam ediyordu. Mutlu haberse Esin'in rahim ve yumurtalıklarında sıkıntı olmamasıydı. Hem onunda bu süreçte çocuk istediğini öğrenmiştim. Bir kız çocuğu olsun istiyordu.

Hastaneden çıktıktan sonra son bir kaç aydır beraber aynı evi paylaşıyorduk. Bu durumdan hiç şikayetçi değildim. Bu gün Ayla'nın yanına gidecektik. Babasının yanından dönmüştü. Esin'in hazırlanmasını bekliyordum.

''Hazır mısın aşkım?'' diyerek salona geldi Esin.

''Hazırım birtanem çoktan seni bekliyordum çıkalım mı?'' Kafa sallamakla yetindi. Evden çıkıp aşağı kata indik.Can benim evimde kalıyordu ve bu gün o da bize eşlik edecekti. Kapıya bir kaç kez vurdum. Can kapıyı açınca bir an elim ayağıma dolandı. HemenEsin' dönüp gözlerini kapattım. Esin gülmeye başlayınca benim hallerime onu arkama alıp Can' a döndüm. ''Niye üstünü giymeden açıyorsun oğlum kapıyı?'' Altında pantolon vardı bir tek üstü çıplaktı ve Can yapılı, kaslı bir vucuda sahipti.

''Pardon abi ya yengenin olduğunu unuttum''

Esin hala gülüyordu. ''Ben dışarıda bekliyorum aşkım''

''Tamam bebeğimgeliyorum hemen'' dedim ve sinirle Can'a döndüm.

''Git üstüne birşey giy gel hemen''

''Tamam abi geliyorum hemen'' kapıyı dahi kapatmadan koltuğa önceden fırlattığı tişörtü alıp üstüne geçirdi veberaber dışarı çıktık. Esin hemen kapının önünde durmuş bizi bekliyordu.

''Korumalar nerde?'' diye sordu merakla o an tedirgin olduğunu anladım. Korumalar çok yakında olduğu için rahat hareket edemiyordu bende yerlerini biraz daha uzağa alıp eskisi gibi koruma cemberinin içinde olmasını sağlamıştım. ''Yerleri değişti eskisi gibi uzaktan koruyacaklar bizi.'' diyerek açıklama yaptım.

''Hem aşk olsun yenge ben neyim burda'' diye atladı Can. Can hem arkadaşım hemde güvenlik şefimdi.

Esin Can'a gülümsedi ve arabaya bindi. Bende peşinden arka koltuğa bindim ve Can'a sürücü koltuğunu bıraktım.

''Benden başkasına öyle gülme kıskanırım'' dedim Esin'in kulağına eğilerek. Ben oldukça ciddiydim ama Esin kıkırdayınca bende gülümsedim. 5 dakikalık bir yolun ardından Ayla'nın yanına gelmiştik. O sırada Esin'in üstüne evde dikkat etmediğimi fark ettim siyah mini etek ve beyaz crop giymişti. Ama sakin kalmak zorundaydım ona karışmaya hakkım yoktu. Zorla gülümseyip boğazımı temizledim.

Esin'in çalıştığı mekana gelmiştik. Bu gün uzun zaman sonra şarkı söyleyecekti ama ço gergin duruyordu. Sakin olması için boynuna küçük bir öpücük bıraktım. Ayla yanımıza gelince merhabalaştık ve sahneye en yakın yere oturduk. Esin mekan sahibiyle konuşuyordu ama ne dediklerini duyamıyordum. Esin teşekür etmişti dudaklarından okumuştum büyük ihtimalle geçmiş olsun dilekleri diliyordu Ahmet Bey.

''Bir gittim geldim neler olmuş ya'' diyordu Ayla. Benim konuşmama fırsat kalmadan Can atladı. ''Neler neler oldu ama merak etme ben sana anlatırım'' dedi Can. Ayla'ya sarkmaya çalışıyordu ama Ayla'da bunun farkındaydı ve bundan rahatsız olmuyordu. Onlar konuşurken Esin sahneye çıktı.

''Öncelikle herkese merhaba uzun bir süre yoktum küçük bir kaza geçirmiştim ama şu an bomba gibiyim.'' Nefes alıp verdi. '' Bu gün sizin için çok sevdiğim bir şarkıyla başlıycam'' dedi ve boğazını temizledi. Gözleri beni buldu güven almak istercesine vurulduktan sonra ilk defa şarkı söyelyecekti. Gözlerimi kırpıştırdım ona güven vermek için. Şarkının nakaratı doldurdu o sırada kulaklarımızı.

Gül renginde gün doğarken

Boğazdan gemiler usulca geçerken

Gel çıkalım bu şehirden

Ağaçlar gökyüzü ve toprak uyurken

Dolaşalım kumsallarda

Çılgın kalabalık artık uzaklarda

Yorulursan yaslan bana

Sarılıp uyuyalım gün batımında

Onun o güzel , huzur veren sesini dinlerken kendimi cennette gibi hissediyordum. Cennete layık değilken bile o bana dünyada cennetti yaşatıyordu.

Belki üstümüzden bir kuş geçer

Kanadından bir tüy düşer

İner döne döne gökyüzünden

hiçbir yüz güzel değil senin yüzünden

Haydi kalk gidelim bu şehirden

Gün doğarkan ya da güneş batarken

Belki kuşlar geçer üstümüzden

Kanatlanır senin ellerinden

Ellerinden ...

Yüksek sedakat - Belki üstümüzden bir kuş geçer

Gece Esin'in güzel sesiyle bitmiş ve sohbetler içinde hep beraber kumsalda yürümüştük. Ayla duyduklarına şaşırmış ve arkadaşı için üzülmüştü. Saat 02:00 gibi eve gelmiştik. Esin uykusuzluktan ölüyor gibiydi. Benim minik bebeğim.

''Yoruldum'' diye söylendi eve girer girmez. ''Yorma daha fazla kendini uyuyalım hadi bebeğim'' dedim yatak odasına geçerken. Burası artık ikimizin odası olmuştu. ''Üstümü çıkartmaya bile halim yok'' dediğinde gülümsedim. ''Üstünde zaten çok birşey yok ki'' dediğimde omzuma vurdu.

''Senin yerine üstünü ben çıkarta bilirim bebeğim istersen'' dedim bakışlarım üstünde gezinirken Beni şaşırtarak kafasını slldı. ''Çok isterim''

Canını yakmamak için çaba göstererek onu yatağa ittim ve öpmeye başladım. Bir yandan üstünü çıkartıyordum. Karşımda sadece iç çamaşırlarıyla kaldığında dudaklarından ayrıldım ve boynundan yavaş yavaş karnına kadar indim. Sonra tekrardan dudaklarına kapandı dudaklarım. Yanakları kızarmıştı ''Utanıyor musun? '' diye sordum. ''Hııı hııı'' diyebildi sadece.''Neden konuşmuyorsun?'' dediğimde cevap vermedi. Gergin görünüyordu. Çok mu hızlı gidiyordum?

''Şey birşey sorabilir miyim?'' dedi ince çıkan sesiyle. Kafamı olumluca salladım. ''Canım çok yanar mı? '' dediğinde ilk başta anlam veremedim sonrasında birden dudaklarımdaan ''Bakire misin?'' çıkmıştı. Biraz daha yanakları kızardı ve elleriyle yüzünü kapattı. ''Evet ilkim olacaksın'' dediğinde o kadar mutluydum ki. ''Ben senin ilkin olucam'' diye tekrar ettim onu.

 

Onun için değerimi o zaman daha iyi anlamıştım kendini bu zamana kadar saklamıştı ama şimdi bana izin veriyordu onu keşfetmem için ona dokunmam için. Onun ilki olacağım için mutluydum ama bir yandan onu korkutmamam gerekiyordu. Bunun için elimden geleni yapacaktım. Ona o kadar nazik davranacaktım ki. Ona sahip olmak isteyen yanımı durduramıyordum.

''Bunu yapmak zorunda değilsin eğer istemiyorsan durabiliriz'' dedim güven vermek için.

''İstiyorum'' dedi ve bu sefer o kapandı dudaklarıma.

''Durmamı istediğinde söyle bebeğim''

Onu yemin ederim çok seviyordum ve kısa süre içinde bağlanmıştım o benim her şeyimdi ve artık benimdi.

Loading...
0%