@bangchristopher
|
selaam!!
10 yıl önce.
Hyunjin nefes nefese kalmış sırtını tuvalet kabinin duvarına yasladı; tarih dersinin başlamasına az bir zaman kalmış içtiği sigarayı, içeri adımlayan ayak seslerini işitince anında söndürdü. "Her ne içiyorsan onu söndürüp oradan çıkıyorsun Hwang." Hyunjin tanıdık gelen sesle başını kaldırmış alt dudağını ısırmıştı disipline gideceğini adım kadar emindi. Ailesinin ne kadar çok kızacağını kafasında kurarken o an bir ailesinin olmadığını hatırldı, "Siktir.." "Sana diyorum Hwang!" öğretmenin sinirli sesini duyan Hyunjin hızlı hareketlerle kapıyı açtı,gece pekte uyuyabildiği söylenemezdi ağzının içindeki dumanı dışarı üfledi öğretmenin kaşları çatıktı "Ne oluyoruz burda?" der gibi tek kaşını kaldırdı. Hyunjin gözlerini devirdi. Öğretmeni derin bir iç çekip kabine girdi ve kapıyı kilitledi. "Hey?" "Ders başlayalı dört dakika oldu Hwang,şu an dersimde olman gerekmiyor mu?" Hyunjin in üst dudağı yukarı doğru kıvrılırken sırıttı. "Yoo,dersi asmayı düşünüyordum hocam." Adam Hyunjin'i baştan aşağı süzdü,onu öpmemek için içindeki isteği görmezden gelmeye çalışıyordu. Hyunjin gergince bilekliğinin kancasını koparırcasına oynarken kopup yere düştü bacalarını kırıp eğildi yüzü adamın kasıklarına ve baldırlarına çok yakındı. Elini Hyunjin in başına yerleştirip parmaklarını saçlarının arasına sokarak yaramaz bir tarzda karıştırdı ama niyeti farklıydı. "Saçların ne hoş Hwang." Hyunjin elini saçlarına doğru attığında eli elleriyle buluştu onun yukarıdan beri sırıttığını düşündü,içindeki anlam veremediği hislerini tekrardan düşündü, öğretmenine karşı bir çekimi var mıydı?bunu kırk sefer düşündü ve her defasında onunla baş başa kaldığında ona kapıldığına bir kere daha emin oldu. Kendini daha fazla tutamayan öğretmeni parmaklarını çenesine doğru kaydırıp kavradı. "Çok keskin çene hatların var." Hyunjin in yüzünde arsız bir sırıtış vardı. "Seni istediğimi biliyorsun değil mi Hwang?" başını salladı Hyunjin, "Bana neler yaptırdığının farkındasındır umarım." Elini öğretmeninin kemerine attı kemeri,siyah ve deriydi. Hyunjin kemeri hızlı hareketlerle açıp büyük sertleşmiş penisini eline alarak okşadı onun nefeslerini kulağının içinde duyabiliyordu tüyleri diken diken olmuştu."Hızlı ol." demişti öğretmeni,yoksa herhangi bir öğrenciye yakalanabilirlerdi bunu gören kişi müdüre şikayet etseydi ikiside bu okuldan atılırdı. Hyunjin dişlerini penisine değdirmişti adam derince inleyip Hyunjin in saçlarına asılmıştı. "Bunu bir daha yapma Hwang." Ağzında uzvu varken başını sallamıştı. Adam Hyunjin in hoş,tatlı bir o kadarda çekici duran görüntüsü karşısında hiçbir şey yapmasada boşalırdı. Teneffüs zilinin çalmasına son dakikalar kalmıştı Hyunjin ağzında hissettiği sıvıyı yutarak kalktı. Dizlerinin üzerindeydi nefesini toparlamaya çalıştı. Öğretmeni giderken durup dudaklarını araladı. "Otoparkta." İkisi de uzun zamandır istedikleri şeyi almıştı. Günümüz. "Okulda tarih öğretmenimizi görmeyi beklemiyordum Hyunjin. Kendisini hiçte sevmezdim şimdide sevmiyorum." "Lanet gibi bir şey adam tam on yıldır bu okulda?insanın hiç mi tayini çıkmaz?" "Of gerçekten de anlamıyorum Hyunjin! tam hocadan kurtuldum dedim hocayla aynı okulda aynı mesleğimizi yapıyoruz. İnanılır gibi değil!" Minho kendisini dinlemeyen arkadaşına söylenirken odada sinirden volta atıyordu. En sonunda durup içki bardağını alıp dikledi. "Yavaş iç seni sokakta toplayamam." "Evdeyiz." Boş bardağı masaya koyup yanına oturdu. "Senin dünden beri neyin var?canın sıkkın gibi görünüyor çözemedim." "Son birkaç gündür keyifsizim Minho hiçbir şey istediğim gibi olmuyor okuldan mı ayrılsam?" "Ama daha yeni geldin? hem öğrencilerde seni sevdi alışmaya başladılar hatta." Hyunjin derin bir nefes alıp verdi, "Bilmiyorum düşünmem lazım." "Gidersen seni öldürürüm polisler cesedini denizde bulur." Hyunjin tek kaşını kaldırıp arkadaşına baktı. "Tamam be gitmiyorum." Minho zafer kazanmışçasına sevindi. Hyunjin asla mutlu değildi bunun sebebini kendine kabul ettiremiyordu. "Nasıl hissettiğini biliyorum.Hep üşüyorsun ve hiç yalnız değilsin." "Neden bahsediyorsun Minho?" "Beni dinle, bu yüzden uyuyamıyorsun çünkü kafanın içi sessiz kalmıyor bazen o adamı düşünüyorsun sonra onu düşünen sen miydin emin olamıyorsun ama artık onu görüyorsun burda seninle birlikte sana bir şeyler yapmanı söylüyor..." "Ne yapmamı söylüyor?" "O adam bu okuldan gitmediği sürece hep senin peşinde olacak." "Evet farkındayım arkadaşım. Bir gün evimi bulup her gün kapıma gelecekmiş gibi hissediyorum." "Evet seni becermek için." "Yaşlı bunak." İkisi de bu cümleye güldüler. "Yaşlı denecek kadar yaşlı değil hâlâ bir çıtır ve vahşet yakışıklı." "Aşıksın değil mi Hyunjin?" Hyunjin sessizleşti, "Hayır eskidendi." diye arkadaşını yanıtladı. -- Umarım fici aklımdaki gibi yazabilirim. Düşüncelerinizi yazmayı unutmayın!!!!💟💌❤
|
0% |