Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1- Part Time Aşk

@bataktacicek

Keyifli okumalar, oy ve yorumlarınızı bekliyorum ♡

İlk kez wattpad dışında bir yere kurgu yazdım aşırı heyecanlıyım, lütfen siz de üç beş yorum atın ya wlsslxpfog

***

Açtığım instagram sayfasını yavaş yavaş aşağıya doğru kaydırıp erimiş çikolata kıvamını iyiden iyiye almak adına izin vermiştim kendime.

Her gönderinin yorumunda olan 'kesin tipsiz, o yüzden yüzünü göstermiyor.' yorumunu tekrardan görmemle bunu yazan kişiyi hızlı bir şekilde engelleyip telefonu da masanın üzerine bıraktım. Benimle alakalı bile olmayan şeyleri bu kadar içselleştirmem ne derecede bir sapıklıktı bilmiyordum ama yine de ona kötü yorum yapılması, eleştirel yaklaşılması hoşuma gitmiyordu.

Hesabında anonim takılan o motorculardan biriydi ve doksan bine yakın takipçisi vardı. Her gün aynı kıyafetleri giyip o şekilde video çektiği için tanınabileceği tek bir nokta bile bırakmıyordu onu takip eden insanlara. Zaten tanınıyorsa da kaskı çıkarmıyor, etrafıyla muhabbet edip gidiyordu.

Basit bir sosyal medya fenomenine bu denli bağlı olmam normal değildi belki ama zaten o da sosyal medya fenomeni sayılmazdı. Alt tarafı doksan bin takipçisi vardı, atla deve değildi sonuç olarak.

Yanaklarımı şişirip kafamı masama yasladım tekrardan. Engellediğim kişinin yorumuna benzer bir yorum daha görünce onu da engellemiştim hırsla. Ne hadle milletin dış görünüşünü yaftalayabilecek kadar düşmüştü insanlar?

Gayet de yakışıklıydı ayrıca.

Tabii ki üstün araştırmacı kişiliğim onun aslında kim olduğunu bulma konusunda yanılmadıysa gayet yakışıklı olmalıydı.

"Eylül, hadi yemeğe kızım!" şeklinde bana seslenen annem platonik ilişkimle aramda oluşmuş o somut bağı birkaç kelimesiyle bölünce ilk önce test kitabının arasındaki telefonu kapattım, ardından da önümdeki fizik kitabını kapatmıştım.

On dokuz yaşında olmasına 5 ay kalmış bir on ikinci sınıf öğrencisiydim...

Hayatımdaki gereksiz üniversite sınavı aksiyonu yetmiyormuş gibi bir de instagramda rastgele gezerken kaskına dahi vurulduğum bir beyefendinin aksiyonu eklenmişti kalbime. Zaten benim hayatımı da kalbim yönlendirirdi çoğu zaman.

"Çok mutsuzum anne." Ayaklarımı sürüye sürüye salona vardığımda süzülmüştü bu cümle dudaklarımın arasından. Ortamdaki babam da gülerek bakınca keskin bir şekilde ofladım. "Bu süreç asla bitmeyecekmiş gibi, ben artık eğlenmek istiyorum."

"Daha okul yeni başladı kızım" dedi babam benimle dalga geçer gibi. Gözlüklerinin ardından bana bakan gözleri ise 'bu daha hiçbir şey' dercesine fıldır fıldır dolanıyordu üzerimde. Resmen benimle eğleniyordu...

"Çok kötüsün baba."

"Kötü olan ben değilim, eğitim sistemi." Okuduğu gazetenin sayfasını çevirip gülümsedi babam. "Yakın bir zamanda milli eğitim bakanı da olamayacağımıza göre maalesef ki köpek gibi çalışmak zorundasın. Çünkü ben zengin değilim."

"Ne olurdu gençken paralarınızı çar çur etmeseydiniz zaten." diye alay ettim ben de. Annem yemekleri çoktan sofraya koyduğu ve tabakları da doldurduğu için sofraya geçmiştik yavaşça. "İleride çocuğumuz olursa sıkıntı çekmesin diye düşünen de yok zaten, ancak kendiniz yiyin paraları."

Ettiğim alay iki aile üyemde de samimi bir kahkaha bırakınca ben de gülümsedim ve önümdeki tavuk pilava yumuldum iştahlı bir şekilde. Zaten yediğimiz yemek de birkaç hoş sohbetten sonra sonlanmış, herkes yavaş yavaş kendi köşesine çekilmişti.

Sofrayı annem kurduğu için tabakları toplayıp mutfağa götürdüm ve bulaşıkları bulaşık makinesine dizdim istemeye istemeye. Annem iyiydi, hoştu ama bazen gereksiz yere yükselebiliyordu ve bu da genelde sofrayı kaldırmadığım zamanlarda veyahut iş yapmamamın annemin gözüne battığı zamanlarda olan bir şeydi. Bugünlük stres kotamı okuldaki geri zekalılarla harcadığım için de annemle tartışmak istemiyordum hâliyle. Bu yüzden toplamıştım sofrayı.

Bulaşıkları dizdikten sonra arkamdan atlı kovalıyormuş gibi odama girmem ve kapıyı kapatmamla annem ve babam duyabileceğim bir şekilde dedikodumu yapmaya başlasa da umursamadım. Telefonumu masanın üzerinden alıp kapıya yakın yatağımın üzerine balıklama atladım sadece. Yemekten sonra çöken rehavetle başa çıkma yöntemim oturup telefona bakmaktı.

Oturup saatlerce telefona bakmak, arada vicdan yapıp yarım saat ders çalışmak, uykunun gelmesi, yarın sabah erken kalkar ders çalışırım muhasebesinin yapılması ve kapanış.

Program buydu. Bir sonraki günün sabahında da alarm kurulsa dahi asla istenen saatte kalkılamazdı. O saatte kalkılamayınca da zaten kalkamamışım, şimdiden sonra uykumu yarım saat için bölmeme gerek yok denir geri uyunurdu.

Bunlar basit Eylül Sönmez kurallarıydı.

Telefonumu bu düşünceler eşliğinde açtığımda karşımda gördüğüm bildirimle dersle alakalı tüm olumlu, olumsuz düşüncelerim tuz buz olunca iç çektim leyla bir şekilde.
Aşk vardı işte. Aşk denen şey gerçekten de vardı.

partimemotorcu reels videosu paylaştı!

Bildirim panelinden bildirime tıkladım hızla. Karşıma anında bir yol videosu çıkınca sesi açıp bir müddet onun konuşmasını dinlemiştim. Ne zaman dinlesem bir insanın ses tonu yakışıklı olabilir ama bu kadarı da olamaz dedirtiyordu bana dinlediğim ses.

İşe geç kaldığını anlatan bir dizi cümle kurduktan sonra yoldaki arabalarla uğraşıp şakalaşmış ve video sonlanmıştı. Tatlı bir herifti. Gerçekten de çok tatlıydı ama bir de tahmin ettiğim kişinin çıkmayabileceği gerçeği vardı.

Gerçi tahmin ettiğim kişinin de adı dışında hiçbir şeyine vakıf değildim. Ya benden on sene büyükse, o zaman ne olacaktı?

Sanırım aşkımı kalbime gömüp hayran hayran izlediğim videoları yine hayran hayran izlemeye devam etmek zorunda kalacaktım.

Bunu anlamanın ve öğrenmenin de tek bir yolu vardı aslında.

Mesaj atacaktım.

bubirfakehesap: Selam

bubirfakehesap: Rahatsız olmayacaksan yaşını öğrenebilir miyim acaba?

bubirfakehesap: Part time motorculuğunun yanına bir de part time aşk eklemek isterim de (:

***

instagram: bataktacicekk

Loading...
0%