M.S 680 yılında `Börü Budun` ismi ile doğdular. Kutluk Kağan tarafından kurulan, Devlet`in zor günlerine destek çıkan, Devlet yıkıp Devlet kuran Aksakallılar`ın önderliğinde, Türk-İslam toprakları ve milleti uğruna ailesinden koparılıp ölüm makinasına dönüştürülen çocuklardır KARA MUHAFIZLAR!
Adım Soyadım Rahman ALGANOĞLU!
12 yaşındayım. İki yıl önce, aynı beşikte sallanarak büyüdüğüm arkadaşım Koray ile birlikte okulumuzun önünden kaçırıldık.
Hayatımda ilk defa deniz ile tanıştığım yer bu uçsuz bucaksız, yosun kokan ada olmuştu. Filmler ve kitaplar`ın doğru söylediğini, deniz suyu`nun tuzlu olduğunu Korhan Yüzbaşı`nın uyguladığı işkence eğitiminde anladım. `İşkence anında sevdiklerinizi getirin aklınıza. Canınız az acıyacaktır.` diyorlardı. Ama bilmiyorlardı ki; Annem`in yaşlı gözleri aklıma geldiğinde daha çok yanıyordu canım.
Burada öğrendim. Uzaklarda! Çok uzaklarda sevmemiz, uğruna canımızı, ailemizi fedâ etmemiz gereken Vatanımız varmış. Ben, mahallemizdeki Karakolda nöbet tutan asker Abilerime bakıp selâm verdiğimde; `Allahım inşAllah ben de asker olurum.` diye dua ederken hayâl ettiğim bu değildi. Biz farklı olacağız.
Fırtına olup eseceğiz, kan içip kin kusacağız.
Adı Soyadı : Rahman ALGANOĞLU
Yaş : 22
Kod Adı : KaraBasan
Rütbesi : ALFA
Görev Yeri : Doğu Türkistan
Görevi : İNFAZ
* Not: Kahramanlarımız`ın gerçekten yaşanmışlıkları ile harmanlanmış, uzun bölümleri`nin gerim gerim gereceği bir genel kurgudur.
* İçerisindeki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür...
Sessiz bir gecenin karanlığında silah kayışını sağ omzuna takmış dolunaya dalıp gitmişsindir. Önünü aydınlatanda o`dur, korkunu bastıran da.
Ya o dolunay kara bir bulutun arkasına girerse ?
Her çekirge sesini mermi vızıltısının; her ateş böceği parıltısını susturucu takılmış bir namlu kıvılcımı`nın yerine koyarsın.
Kafanı dağıtmak için sevdiklerini ve onlarla geçirip geçmişte kalan eğlenceli günlerini düşünürsün. Lakin bu da bir yere kadardır. O korku bastırılmaz. Belki o an kucağına bir aylık bir bebek verseler bir ordunun veremediği cesareti verir o yalnızlığına.
Yalvarırsın için için, isyan edersin tuttuğun nöbete;
" Bit lan artık bit !!! "
Nöbetinin bitmesine sekiz dakika kala ensende ılık bir nefes hissedersin. O hissetmeni istediği için hissedersin. Dönüp bakmak gelir içinden ama buna ne tutulan başın izin verir, ne de kasılan baldırların.
Eğer Türk askeriysen o nefes sana can olmaya gelmiştir.
Yok değilsen; KARA MUHAFIZLAR`ın kara listesine çoktan girmişsindir.
Ne arkanı dön; ne de o yüzü gör !
Bekle !!! Soğuk metalin boğazına yaydığı o sıcaklığı sadece bekle !
Bu hikaye 1998 yılında, 10 yaşında kaçırılıp ölüm makinasına dönüştürülen sekiz tane ana kuzusunun hikayesi.
Not: Gerçek kahramanların, gerçekten yaşanmışlıkları ile harmanlanmış bir genel kurgudur.
İçerisindeki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür !!!
Çin haber sitelerinde yazan bir yazı;
"Kurt yıllardır yanında, perde arkasında sakladığı Kızıl Kurt`u sahaya sürdü. Çok acımasız ve çok zeki, Dünya`nın sırlarını bilen Adam. Avrupa`ya, Dünya`ya artık rahat yok."
Bazı Çin efsanelerine göre Kızıl Kurt`un öbür kurtlardan farkı; o uykusunda bile avlanan bir kurttur.
Kaçırılmasını istermiydiniz?
Eli öpülecek nice mazlumun olduğu bu zamanda, onlara geç kalmışlığın verdiği korku ile yaşayan, çocuk yaşta ömrünün sonuna kadar mazlumun bekasını korumak için and içenler tarafından kardeşinizin, evladınızın, en yakın arkadaşınızın; hatta sizin kaçırılmasını istermiydiniz?
Seçilmişlerden olup on yıl sonra ailenizin tanımadığı biri olarak karşılarına çıkmak;
"Anne, baba! Ben Kudüs`ü aldım, Doğu Türkistan`ın yarasını sardım." demek ister miydiniz?
Görklü Komutan Rahman ve kardeşleri öyle yaptılar.
Biri öldü peşinden diğeri dirildi.
Mabedi Kudüs`ü alıp Alagan ( Fatih ) rütbesine erişen Kızıl Kurt, kardeşi Doğu Türkistan`a yetişecek mi?