Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@bayangizemxx_

Herkesin canı yanardı. Herkesin kendine gmre ağır acısı vardı. Kimisi onu sevmeyen birine aşık olurdu kimisi sevdiğini söyleyemeyeceği birini severdi. Kimileri de kimseyi sevemeyecek kadar bitkin olurdu. Biri onu sevse bile inanmayacak kadar bitkin... Gözlerinden akan acıyı bile gizleyecek kadar uzaklaşırdı her şeyden. Bir amacı kalmazdı zamanla. Ölmek için yaşamaktı belki de kısmen. Ölmeyi beceremeyecek sadece bunu dileyecek kadar bitkin...

 

Gözleri söylüyordu bana. Beni sevmese bile zamanla o da olacaktı. Nefen bilmesem de benden etkilenmiş ve benden hoşlanmaya başlamıştı. Bana farklısın demişti belki ama kendisi de farklı olmasa benden hoşlanmazdı. Hem hangi normal insan ölüme aşık olan bir kızı severdi ki? Yaşamdan tamamen umudu kesmiş olan birini sevmek gerçek anlamda deli işiydi. Kim bilir belki de sevmek gerçekten bir delilikti...

 

0505 *** : İyi akşamlar

 

0505 *** : Nasılsın, ne yapıyorsun?

 

Biraz da aramızda normal bir konuşma geçsin istiyordum. İçimde yaşadıklarım benimle kalmalıydı. Çevremdekilere bunu yansıtmaya hakkım yoktu. Benim zaten canım yanıyorken başkalarının da canını yakmamlıydı gözlerimdeki bitkinlik.

 

0536 *** : İyi sayılır, sen nasılsın?

 

0536 *** : Konu tekrarlarımı yaptım ve artık özgürüm sanırım.

 

Gülümseyerek ekrana baktım. Birkaç haftadır ertelediğim derslerimin farkında bile değildim. Yine de sorun değildi. Son saniye çalışmayı her zaman severdim. O da diğerleri gibi iyiyim diyerek kapatmıyordu konuyu. Birçok hoş yönü vardı. Tam anlamıyla sevilesi bir insandı.

 

0505 *** : İyi değilim ama alıştım.

 

0505 *** : Sayende derslerim aklıma geldi

 

Ablam Ziya abi ile uğraştığı için suratımdaki ifadeyi görmüyordu. Kenara bir yere çekişmiş saatlerdir telefonda zaman geçiriyordum. Onlar da kendi hallerinde takılıyordu. Varlığımla yokluğum arasında gerçekten hiçbir fark yoktu. Mesaj ekranından çıktım ve ufak bir tebessümle onları izledim. Birbirlerine sarılarak son bulacak bir tartışma içerisindeydiler. Uzaktan bakan için fazlasıyla güzellerdi. Yine de bazen insanın yüreğine ağır geliyordu bu kadar gğzel duygular. Hiç hissetmediğim duygular...

 

"Ziya huylanıyorum ama yapmasana! "

 

"Huylandığını biliyorum, güz çiçeğim. "

 

Ablamdan gelen yüksek sesli kahkaha eşliğinde Ziya abinin gülüşü dolduruyor kulaklarımı. Gülmek ablama çok yakılıyordu. O hep gülen taraftı zaten. Gülüşünü sergileyen ve hep mutlu rolü yapmayo seçen... Bazen anlıyordum gerçektem mutlu olmadığını ama benden başka kimse anlamıyordu sahte olduğunu. Aynı gülüşe yıllardır sahip olduğum için nerede duysam tanıdık geliyordu o rahatsız edici de olsa her şeyin üstünü örten gülümseme.

 

Ziya abi ablamı bu kadar mutlu ettiği için onu gerçekten seviyordum. Ayrıca harika bir dinleyiciydi. Derdini oturup rahatça konuşabilirdin. Ablam hayatını geçirmek için doğru adamı bulmuştu. Onun adına mutluydum.

 

0536 *** : Yarın derse geliyorsum değil mi?

 

Titreyem telefonum ile ablamlarda olan bakışlatımı telefonuma çevirdim. Ondan gelen mesajlar kalbimin çarpmasına sebep oluyordu. Garip bir histi. Tarif etmesi benim için zor olsa da kötü hissettirmediğine emindim. Böylesine hissettiren şey kesinlikle kötü olamazdı.

 

0505 *** : Bir aksilik olmazsa ablam emin olmak için kendisi bırakacaktır kesin :)

 

Küçük çaplı tehdit edilmiştim. Net bir ifadeyle beni bırakacağını ve sonra alacağını ve kız kardeş etkinliği altında neler neler yaptıracağını belirtmişti. Kaçışım yoktu.

 

0536 *** : Tenefüsler dışında konuşmamıza müsade etmeyecek yani :D

 

0505 *** : kesinlikle

 

0505 *** : Eniştemi de salamam üzerine. Toplantı var yarın.

 

0536 *** : Birbirlerine çok yakışıyorlar.

 

Karşımda gülğşmeye devam eden yılışıklara göz gezdirdiktem sonra önğme döndüm.

 

0505 *** : Ayrılmaları için daha çok uğraşmalıydım :/

 

Kendi mesajıma gülümserken buldum kendimi. Az uğraşmamıştım ayırmak için ama yok yani ikisi de birbirlerini çektiği için olmamıştı. Hem sonradan eniştem kalbimi kazanmıştı zaten. Birbirlerini fazlasıyla seviyorlardı ve bu gerçekten çok tatlıydı. Ablamı mutlu görmek hoşuma gitse de bunu o asla bilemeyecekti. Kardeş olmanon kanununda vardı bu.

 

0536 *** : Gerçek bir kardeş :)

 

0505 *** : Sürünsünler öyle kolay mıymış seviyorum demek.

 

0505 *** : Zamanında yaptığı şeyleri bedeliydi hem. Az bile yaptım.

 

0536 *** : Tabi, o kadar kolay değil sevmek.

 

Ablamın kısılmış gözleri üzerime doğru eğilmişken ekrana bakarak gülüyordum. Yakalanmıştım işte! Oturduğum yerden bir panter edasıula aniden kalkıp odaya doğru koştum. O sırada ablam da Ziya abinin kollarından ayrılmış peşimden geliyordu. Son saniye de kapıyı kapatıp arkasına oturdum. Kilidi de çevirdikten sonra rahat bir nefes aldım.

 

0505 *** : Ablama yakalandım.

 

0505 *** : Kaçabilirsem gelirim.

 

0505 *** : Gelemezsem sana iyi geceler :)

 

0536 *** : Allah kolaylık versin.

 

0536 *** : Sana da iyi geceler

 

0536 *** : Ben buralardayım kaçarsan gelirsin ;)

 

Telefonu kapatıp kenara koydum ve kilidi açtım. Kapının kolu aniden açıldı ve üzerime çullanan ablam ile gözlerim kocaman açıldı. İkimiz birden yatağım üzerine düştük. Altta kalmış olduğum ve üzerimde bir adet ablam olduğu için bir anlığına şaşırdım. Ablam durumu fark edince üzerimden kalktı ama kollarımı iki tarafomda tuttu.

 

"Döküldün döküldün yoksa yarın boş derslerinde bile yanındayım. "

 

Kocaman açılmış gözlerimle baktım. Tam anlamıyla bir inatçı keçiydi. Bulunduğum koşulda kabul etmekten başka bir seçeneğim varmış gibi sormuştu bir de.

 

"Tamam bırak beni, anlatacağım."

 

Kollarımı bırakıp üzerimden tamamen kalktı. Derin bir nefes aldım. Asıl zor kısım geliyordu. Gerçekten de oturup onu ablama mı anlatacaktım yani? Sandalyeyei çekip karşıma yerleştiğinde gözlerimi devirdim. Arkasından da Ziya abi odaya gelince yataktan fırladıö ve Ziya abinin arkasına kaçtım.

 

"Enişte bu manyak kadın beni zorla konuşturmaya çalışıyor. Kurtar beni bundan! "

 

Gülerek bir ablama bir de bana baktı. İkimizden birini seçecekti.

 

"Ziya, bana manyak dedi. Bence benim tarafımda olman için yeterli bir sebep. "

 

Aniden belime dolanan kolar ile ağzımdan kaçan çığlığa engel olamadım. İkisi bir olmuş gerçekten de beni konuşturacaklardı! Bu ikisi olmamalıydı, iki manyak olmamalıydı! Beni yatağa oturtup iki yandan sıkıştırdılar. Daha herhangi bir şey yokken neyi dökülebilirdim ki?

 

"Ay durun, tamam. Daha hiçbir şey yok bile ama yine olanı anlatayım. "

 

Ziya abi sandalyeye geçti ve ablam da biraz uzaklaştı. Bacaklarımı kendime çektim ve bağdaş kurdum yatakta. Aramızda olanları genel anlamda düşğnme zamanıydı.

 

"Geçen yıl sınıfta tanıştık diyebilir miyim bilmiyorum ama ilk o zaman gördük birbirimizi. Dönem başında diğerleri şu an olduğu kadar bana karşı değillerdi. Yine de kimse benimle konuşmak da istemiyordu. O zamanlar sabahları gülümseyerek filan selamlaşmaya başladık."

 

Ablam gözlerini dikmiş devam etmemi bekliyordu. İstedikleri hikayeyi onlara veremeyecektim. Çünkü aramızda net bir şeyler yoktu. Hatta daha yeni tanılıyor sayılırdık. Şıkıştırmak için daha erkendi bence.

 

"İşte geçen hafta o gece kimse bana cevap vermedi. En son ona mesaj attım. Siz aradıktan sonra mesajını gördüm. Yani annem aramasaydı da onun mesajını görüp geri dönecektim. Ondan sonra konuşmaya başladık. Öncesinde gözlerimizle anlaşıyordul sanki. Sınıfta bana güven veriyordu sanki farkında olmadan. O gelmeyince garip oluyordu. "

 

Ablam gülmeye başlamıştı. Ki bence de komikti çünkü daha hiçbir şey olmamıştı aramızda. Ziya abi dikkatle ve ilgiyle dinliyordu. Hayatımda tek ihtiyacım Ziya abinin bir başka versiyonuydu sanki.

 

"Son bir haftadır da konuşuyoruz. Yüz yüze konuşmaya yetecek özgüvenim olmadığı için sanaldan konuşuyorduk. Yüz yüze gelmemek için derse bile gitmiyordum zaten. Dün de en baştan sıfırdan tanışalım dedik. Yüz yüze... "

 

Ablamın ifadesi değişirken bugün bir şeyleri böldüğünü fark etmişti sanırım. Aniden durup bana baktı.

 

"Konuşmanızı böldüm yani bugün. Siz ilk kez yüz yüze konuşuyordunuz ve ben bunu böldüm! Harika!"

 

Ziya abi ve ben gülerek tepkimizi ortaya koyarken ablam yaptığı şey için pişmanlığını ortaya koyuyordu.

 

"Aslında aradığında ilk kez konuşuyorduk. Almaya geldiğin ilk değildi. "

 

Sırf daha kötü hissetsin diye pisliğine söylemiştim bunu. Gözleri daha da açılınca amacıma ulaştığımı anladım. Gülerek konuşmaya devam ettim.

 

"İlk konuşma için fazla utandığım için çok eğlendi beyefendi! Yine de güzel bir tarzı var bence. Ve diğerleri gibi olmadığını anlamak için sadece yüzüne bakmak yeterli. Ve evet abla, o diğerleri gibi beni aşağılamak için benimle konuşmuyordu. Gözleri çok güzel bakıyordu."

 

Ne dediğimi fark ettiğimde birkaç saniye dondum. Onu hoş bulduğumu biliyordum fakat eykilendiğimi çok düşünmemiştim.

 

"Beni neden sevesin ki, dedim. Çünkü farklısın, dedi. Bir an nefes alamadım sandım. Garip bir şekilde kötü değilde güzel şeyler hissettirdi. Farklı olmayı bu kadar seveceğimi düşünmemiştim. Ne konuda farklı olduğumu bilmiyorum ama çok içten söyledi. Gözlerinde gördüm. Bilirsin sende, ben gözlerdem anlarım. Sözleri umursamam. "

 

Ablam önce Ziya abiye sonra bana döndü. Söyleyecekken vazgeçti. Sonra tam söylecekken yine vazgeçti. Söylemeye çekindiği şeyin ne olduğunu kesinlikle anlamamıştım. Ziya abi ablamın durumunu fark edince bana döndü gülümseyen yüzüyle.

 

"Onu görmeden bilemem belki ama sen gerçekten hoşlanmışsın, abim. Tebrikler! "

 

 

 

 

Loading...
0%