Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Özgürlüğün İlk Adımı

@bayanlamjarred9485

Bilmem kaçıncı tekrarım bu. Bir daha unutmamak için kaçıncı beynimi canlı tutma mücadelem. Saymayı bıraktım artık ama duramam. Buradan kurtulmak için, kendimi, kim olduğumu bir daha unutmamam gerek. Devam etmeliyim....

Benim adım Arishfa.

Benim adım Arishfa.

Benim adım Arishfa.

Benim adım Arishfa.

Unutma.Unutma.Unutma.

Unutturmalarına izin verme...Kim olduğunu unutturmalarına izin verme...

Beynim uyuşuyor... Yine aynı yataktayım. Tepemde eski moda bir avize. Duvarlarında yapraklı duvar kağıtları. Gözlerimi açık tutmakta zorlanıyorum. Uyanmak zorundayım..Uyan....Uyanmalısın.... Bedenim uyuşmaya başlıyor, gittikçe halsizleşiyorum. Gücüm beni usulca terk ediyor. Gözlerimi aralıyorum. Yorgunum ama mecburum. Yine o kadın.Kısa sarı, dalgalı saçları, mavi gözleri ve kırmızı ruju ile tam tepemde duruyor. Elinde yine o çay fincanı. İçmek istemiyorum. Çünkü o çayı ne zaman içsem, uyuyorum. Bu defa içmeyeceğim. Bu defa beni uyuşturmalarına izin vermeyeceğim. Beynimi, ruhumu, bedenimi uyuturdular yıllarca. Ama kalbim...Onu uyuşturmayı asla başaramadılar. Benim gücümün kaynağı da bu. Kadın bana eğiliyor. O sinir bozucu sesi kulaklarıma ulaşıyor.

''Alissa, hadi bakalım, çayını soğutma canım.''

Hayır, o çayı içmeyeceğim. Gücümü toplamaya çalışıyorum. Kurumuş dudaklarımı ıslatıp başımı kadına çeviriyorum. Yorgun gözlerimle, dimdik gözlerine bakıyorum.

''Çayının canı cehenneme.''

Fısıltı gibi dökülüyor dudaklarımdan bu sözler. Ama yine de başardım. Nihayet konuşabildim. Kadın şaşkınca bana bakıyor. Ne yapması gerektiğine karar veremiyor. Bu anı fırsat kolluyorum ve elime odaklanıyorum. Parmaklarıma... Hadi, yapabilirim, kıpırdayın, hadi. Kadın eğiliyor, fincan hala elinde, uzatmaya çalışıyor. Yüzünde tedirgin bir gülümseme var. Bu hoşuma gidiyor. Ona bakıyorum. Bana hala çayı içirme derdinde. Bense, elimi kıpırdatmay başarıyorum. Evet, oldu, yaptım! Parmaklarımı oynatyorum. Kadın fark ediyor. Bir elime, bir yüzüme endişeyle bakıyor. Yutkunuyor ve gülümsüyor. Renk vermemeye çalışıyor aklı sıra. Ama işe yaramıyor. Kafamı zaferle gülümsüyorum ve yüzüne doğru tükürüp, var gücümle fincana savuruyorum elimi uyuşuk bir hareketle. Fincan gürültüyle yerle buluşup, tuzla buz oluyor. İçindeki çay parkelerin arasndan sızıp gidiyor. Kadın panik halde. Telefonuna sarılıyor. Demek ki şuan evde yalnız başına. İşte fırsatım. Şimdi yapmazsam bir daha yapamam. Bedenimi dikeltmek için zorluyorum. Fark ediyor ve omuzlarımdan tutup engel olmaya çalışıyor. Nefes nefese ellerini itiyorum. O anda sesini duyuyorum yine.

''Dinlenmen gerek Alissa.Hastasın tatlım, hadi biraz rahatla olur mu?''

Öfke dolu gözlerle dimdik bakıyorum. Ürperiyor. Ardından üst bedenimi dikeltmiş halde, omuzlarımdaki ellerini çekiyorum savurarak. Ve nihayet, sesim daha net doluyor kulaklarıma.

''Benim adım Arishfa.''

Bunu duyunca gözleri büyüyor. Planın mahvolduğunun farkında.Onu var gücümle itiyorum. Bacaklarımı kendimi zorlayarak yataktan indiriyorum ve ellerimden güç alıp ayağa kalkıyorum. Başım... başım dönüyor. Direnmek zorundayım. Bu odadan çıkmak zorundayım. Kadın yerde kıpırdanıyor, fark ederek, duvara tutunup elime alacak bir şey aranıyorum. Evet şamdan iş görür. Komodindeki şamdanı alıp sıkıca tutuyorum. Halsizim ama pes etmeye hiç niytim yok. Tek istediğim, kızımı alıp bu cehennemden kaçıp gitmek.

Kadın ayaklanıyor, bana doğru yaklaşıyor, tamam yapabilirim hadi. Şamdanı iyice kavrıyorum ve iyice yaklaştığı anda kadının kafasına doğru var gücümle savurarak indiriyorum. Şiddetle yere düşüyor. Kafasından süzülen kanları izliyorum duygusuzca bir an için. Ardından, yine elim duvarda kapıya gidiyorum. Kurtuluş tam önümde, kolu kavrayıp kapıyı açıyorum. Koridoru kontrol etmeliyim. Kafamı uzatıp bakıyorum, bomboş, tam zamanı, öne atılıyorum ve koridora çıkıp, sıralanmış ona yakın oda kapısına bakıyorum. Kızım hangisinde olabilir tahmin etmeye çalışıyorum.

 

Bir süre kapıları açıp kapıyorum ve nihayet koridorun sonunda, soldaki odayı fark ediyorum. kapısı süslenmiş. Kızım orada. Heyecanla hızlanıyorum, kapıya gidip açıyorum ve içeri bakıyorum. Yatağında mışıl mışıl uyuyan kızıma bakıyorum. Onu böyle izlemek isterdim ama vakit yok, buradan hemen gitmeliyiz. Yanına gidip oturuyorum ve saçlarını koklayarak okşayıp, kulağına sesleniyorum.

''Bebeğim, uyan bir tanem. Gitme vakti.''

Sesimi duyduğu anda gözlerini açıp, uyku sersemi şaşkınca bana bakıyor. Gülümseyerek alnından öpüyorum. Bana sıkıca sarılıyor.

''Anne.''

Diyor. Ama duygusal kavuşma için vakit yok. Onu sarılırken kucaklayıp kalkıyorum. Tüm güç kaynağım kollarımın arasında, odadan hızlıca çıkıyorum. Merdivenlerde indirdiğimde el ele koşmaya başlıyoruz. Alt kata indiğimizde, hızla ve dikkatlice kapıya ulaşıp açıyorum. Beraber karanlık geceye çıkıyoruz. Bir an durup, derin bir nefes alıyorum ve kızımın elini daha sıkı tutup hızla koşar adım bahçeye çıkıyorum, koşuyorum adeta, ve nihayet demir bahçe kapısından çıkıp, ormana dalıyorum. Kızımın sesi çıkmıyor. Durumu kabullenmiş, razı olduğu belli. Anne kız el ele ağaçların arasında koşuyoruz. Esaret bitti. Şimdi, onu en güvenli kişiye ulaştırmam gerek. Sonrası benim için daha kolay olacak. Şimdi ilk önceliğim, kızımı korumaya almak. Hem de bir an önce....

 

BÖLÜM SONU

 

Loading...
0%