Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2.Bölüm: O Bunak Kimdi?

@befom

Tanrım ben delirdim galiba! en son ne olmuştu, ben neden bebeğim, Ah evet, evet bu kesinlikle bir rüya olmalı başka açıklaması olamaz dimi?


İmkansız bir şey bu, kesinlikle bir rüyadayım. Gözümü kapatıp olayları düşünmeye başladım. En son işe gitmiştim ve siktiğimin patronu beni kovmuştu aman ne güzel!


Sonra ne olmuştu, ah doğru eve gitmek için yürüyordum ve bir kadına yardım etmiştim ardından araba bana doğru geliyordu.


Gözlerimi aniden aklıma gelen şey ile açtım.

BİR DAKİKA BİR DAKİKA BEN ÖLDÜM MÜ YOKSA! Öldüysem bile neden bebek oldum ki? Olayın geri kalanını hatırlamak için gözlerimi tekrar kapatıp odaklandım.


Tekerlikli sandalyede diye yardım ettiğim o bunak ayaklanıp yanıma gelmişti bana bir şey demişti ama hatırlamıyorum acaba ne demişti? Hem o bunak nasıl ayaklanıp yanıma gelmişti ve yüzün de neden gülümseme vardı, sonuçta birisine araba çarpmıştı dimi?


Daha fazla yorgunluğa dayanamayıp gözlerimi kapattım ve bütün bu olanların rüya olmasını diledim.

************

Gözlerimi hiç olmadığım kadar rahat bir yerde açtım, bir kadının kucağında?


Nerdeyim nerde, bir kadının kucağında mı? Ne yani yaşadığım bu şeyler gerçek mi?


Ben gerçekten ölüp bir bebeğe mi dönüştüm, o zaman reankarnasyon mu geçirdim?


Beni tutan kadına baktığım o çok güzeldi tıpkı bir periye benziyordu. Altın sarısı saçları ve masmavi gözleri vardı. Kimdi acaba? annem miydi?

Kadına daha dikkatli odaklandığım da bunu komik bulmuş olacak ki gülümseyip yanağımı acıtmadan sıktı.

Güzel bebeğim benim, annene neden bu kadar dikkatli bakıyorsun, anneni çok mu sevdin.


Hala şaşkın şaşkın bakmaya devam ettim. Bütün bunlar çok garipti. Annem olan kadına hala dikkatli bir şekilde bakarken kapı gürültüye açıldı buna karşı yerimden sıçrayıp istemsizce ağlamaya başlamıştım.


Galiba ne kadar yetişkin olsam da bebek iç güdüsü ile alakalıydı. Tanrım bu utanç vericiydi ağlamamı durduramıyorum.

Hale,Halios ve Helios siz üçünüz kardeşinizi korkuttunuz kaç kere söyledim size odaya sessizce girin diye.


Kadın üç çocuğu da azarlayıcı bir şekilde konuşmuştu. Bu isimler bana çok tanıdık geldi. Yunan kökenli isimlerdi, nerden hatırlıyorum diyordum bende çok araştırmıştım kitabım için kitabımda da bu isimler geçiyordu ama bu sadece bir tesadüftür dimi?


Üç erkek çocuğuna dikkatlice baktım en büyükleri 6 yaşında gibi duruyordu diğer ikisi ikizdi onlarda 4 yaşında gibi duruyordu.

Anne gerçekten durdurmaya çalıştım ama bu ikisi çok yaramaz.


ikiz olanlar abilerinin isyanına karşılık kolların birbirlerine bağlayıp dil çıkarmışlardı. Bu hareketleri o kadar tatlı gelmişti ki istemsizce gülümsemiştim.


çocuklar heyecanla yanıma gelip bakmaya başladılar. İkizlerden birisi anne bu ne zaman yürüyecek ve bizle oyun oynayacak diye merakla sordu.

Daha var yürümesine daha çok küçük dediğimiz şeyleri bile anlamıyor.


buna karşılık olarak dilimin döndüğü kadar söylenmeye başladım


büyük kardeş annesine kollarını göğsüne bağlayarak baktı ve şüpheli bir ses tonuyla bu şey bizi anladı sanırım.


Annesi kıkırdadı Hayır oğlum bu imkansız ama duygularımızı anlayabilir demek ki sizi sevdi.


ardından kapı tekrar açıldı ve içeriye yunan tanrısı gibi birisi girdi. Adam merakla Benim güzeller güzeli karım neye bu kadar güldü? dedi

Kadın bu cümleyi işittiğin de adama daha çok sevgi dolu bakmıştı. Kızımıza ve oğullarımıza.


adam gelip beni kucağına alıp havaya attığında kendimi çok değişik hissetmiştim.


Adamın gözlerine odaklandığım da, göz renginin kırmızı olduğunu gördüm. Doğru gördüm mü diye gözlerimi kırpıştırdım ve evet baya baya kan kırmızısıydı.


Annem olan kadına doğru el kol hareketi yaptım beni bu şeytan kılıklıdan alsın diye, ne yaptığımı anlamayınca ağlamaya başladım. Sonunda beni kucağına almıştı, boynumu kadının omuzuna dayayıp arkamı döndüm.


Bunu görem adam dudaklarını büzdü üzgün bir sesle beni sevmedi herhalde.

Üç çocuk babalarının dediğine çaktırmadan bıyık altı gülerken, karısı da adama teselli veriyordu.

Ne güzel aileydi ama dikkatimi çeken garip şeyler vardı birincisi gözleri neden insan dışı renkte tek o da değil çoçukların da gözlerine dikkatli baktığımda onların da gözleri kırmızıydı. Bu çok ürkütücüydü ve en önemlisi neden saray gibi bir yerdeyiz? Acaba çok mu zengindiler etrafıma bakabildiğim kadar bakmaya çalıştım ve heryer altın işleme pırıltılıydı burası kitaplarda ki gibi bir yerdi.

Kapı bu sefer tıklandı ve adam yani babam gir dedi. İçeri Yaşlı bir adam girip saygı ile eğildi. Ertadi imparatorluğunun Kral ve kraliçesi.

Az önce çocuksu gibi davranan adam bir anda bumbuz olmuştu aurası öyle hızlı bir şekilde değişmişti ki ben bile ürpermiştim. Adam aynı soğuklukta devam etti Söyle dedi.


Kahvaltınızın hazır olduğunu bildirmek istemiştim.


babam buna karşılıklı sadece çıkabilirsin demişti.

Yaşlı adam saygıyla başını eğip çıkmıştı.


Bir dakika o adam ne demişti Ertadi imparatorluğu? Bu Bu imkansız öyle bir yer yok, TANRIM BU DELİCE, bu nasıl olabilirdi.


Ertadi yeri benim uydurduğum bir kurguydu sadece, Ah aptalım, isimler çok tanıdıktı Hale, Halios ve Helios bunlar kötü karakterin erkek kardeşleriydi.

Bu delice böyle bir şey nasıl olabilir. Nasıl kendi yazdığım hikayeye girebilirim. Bu gerçek olamaz ben gerçekten delirdim galiba. HEM NEDEN KÖTÜ KATAKTER BEN OLUYORUM.


Ertadi nin tek prensesi olan Vega yani ben,

Lumix in Genç imparatoru olan Alcander de saplantılı bir şekilde aşık oluyordum.

Fakat Alcander ise Ortions İmparatorluğunun prensesi olan İris den hoşlanıyordu.

Kıskançlığına dayanamayan Vega irisi i öldürmeye çalıştı ve ailesi ile birlikte iki imparatorluk tarafından idam ettirmişlerdi.

Ne yani ben ölecek miydim? Kendi ellerimle mi yazmıştım ölümümü? Kaderimi değiştirebilirim değil mi? eğer Alcander ve İris le uğraşmazsam her şey yolunda gider.


Peki ya ben ne olucağım? geçmiş yaşamım, atıldığım işim, evim, evet orda belki bir ailem yoktu ama burası çok yabancı geliyor.


Ben şimdi ne yapacağım?


Loading...
0%